Bir kadın sevdiği kişiden ne zaman ve nasıl vazgeçer? Bir kadının her şeyi ve tüm duygularını ardında bırakıp gitmesi hiç kolay değildir aslında! Kadınlar ilişkilerine ve sevdiklerine çok daha fazla bağlıdır. Sonuna kadar savaşır bir kadın aşkı ve erkeği için, her türlü fedakârlığı yapar. Çoğu zaman karşılık göremese de sevmeye devam eder. içi acısa da, yüreği sızlasa da sevmekten vazgeçmez. Karşısındakine sevme güvenini o kadar hissettirmiştir ki, erkek kendinden emindir. Ne yaparsa yapsın kadının kendisini her daim seveceğini düşünür. Ama işte bu noktada yanılır. Bilmediği bir şey vardır kadınlar hakkında. O da bir kadının kendisine yapılan her şeyi biriktirdiği ve unutmadığıdır. Bir anda olmaz bu karar veriş, günün birinde tüm duygularını da yanına alıp çeker gider kadın usulca erkeğin hayatından! Nereye mi? Kendisine sevgiyle açılmış gerçek bir aşka tabii ki
Kadınların istediği sadece biraz ilgi ve şefkattir aslında! Siz hayata ne verirseniz o da size aynısını geri verir örneğinde olduğu gibi, karşınızdaki insana ne verirseniz ondan da o kadarını alırsınız. Her şeyin tükendiği gibi, sevgiler de bir gün tükenir. Hiçbir şey vermeden sevilmeyi beklemek olmaz, olamaz! Ve bir gün gelir, sizi karşılıksız seven insan da yorulur artık. Beklemekten ve böylesi bir sevgiden usanmıştır. Şarkıda da dediği gibi denemiştir defalarca kadın erkekten arta kalanlarla! Kendisini yalnız ve onsuz bıraktığı anlarda bile ona dönmüştür hep! Ama sevmek ilgilenmektir, bağlılıktır, güvendir, özveridir. Sevgi paylaşılınca güzeldir. işte bu duygular yok olmuştur kadında zamanla. Mantığı kalbinin önüne geçmiştir..
Bir kadın ne zaman gerçekten vazgeçer bilir misiniz? Sevgisine karşılık alamadığını hissettiği zaman! Erkek kadının hala kendisini sevdiğini zannederken kadın çoktan sevgisini kalbine gömerek uzaklaşmıştır. Belki bu karar çok kolay olmamıştır, ikilemde kalmıştır uzun bir süre, amaçsızca sokaklarda dolaşmış ve düşünmüştür saatlerce! Aklı sarsıntılarla yorgun düşmüş, bilinci kamaşmış ve bir kaosun ortasında bulmuştur kendisini. Ama en sonunda vazgeçme kararını vermiştir zor olsa da, bunu yaparken de dönüşe dair tüm kelimeleri lügatınden çıkarmıştır. Vazgeçmiştir belki kalbini arkada bırakarak, ama aklını yanına almıştır. O yüzden bu kadar kolay gidebilmiştir. Her seferinde bıraktığı açık kapılar artık kapalıdır sonuna kadar..
Ve bir sabah kalktığında gülümseyerek aynaya şöyle der kadın: "Günaydın, gittim ben.. Vazgeçme kararını verdiğinde fonda Sezenden şu cümleler dökülmektedir: "Ben senin hayatından gittim oğlum, hadi yerime koy birini koyabilirsen" *
başlık açık ve net ramazan ayında ishal olmak. Oruç tutan bir insanın başına gelebilecek en kötü şeydir. sahura kalkmışsındır yemişsindir ertesi gün için mideyi depolamışsındır ama sabaha doğru nedeni bilinmez bir ishal olursun ne midede ne bağırsakta hiçbişey kalmaz. hatta mideniz o kadar boştur ki pantolonunuz bile olmaz onu tutacak karnınız yoktur artık.
bir zamanlar sevdiğin çok değer verdiğin kahramanın olan sevgilinin aciz durumlarını görüp ona acımaktır.
şuursuzca her gördüğü kızın profiline abanan, hayatını sanal ortamda geçiren, bilgisayar başında eli sikinde salyalarını akıtan andaval haline geldiğini görmektir. Yazık ne kadarda efendi biriydi önceden dersiniz sonra onu nasıl sevdiğinizi düşünmeye başlarsınız daha sonra ise şimdi ayrı olduğunuza şükredersiniz.
bildiğiniz üzere kediler nankör hayvanlar olarak bilinirler.
kediler mart ayında çiftleştikleri ve 2 ay gebe kaldıkları için mayıs ayının ortalarında doğurduklarını varsayarsak bütün kediler mayıs ayı doğumlu ve bütün kediler boğa burcudur.
boğa burcuda nankörlükleriyle tanınırlar. teşekkürler. *
bahçelievlerde bulunan kaymakamlık nüfus müdürlüğü emniyet müdürlüğü gibi birimlerinde bağlı bulunduğu devlet dairesidir.
olduda bir işiniz düştüyse biliniz ki cinnet geçirmenize ramak kalmıştır. bir devlet dairesinin çalışanları bu kadar mı saygısız olur. insanların suratına bakmadan yarım yamalak tersleyerek cevap veren insanlar burada hizmet veriyor. daha iki kelimeyi bir araya getiremeyip cümle kuramayan insana muhtaç kalıyorsun. soru sorduysanız yandınız gerek surat ifadesiyle gerek konuşurken seçtiği kelimelerle size çoktan siktiri çekmiştir. eli ayağı tutmayan gözünün feri kaçmış insanları hala çalıştırmaya devam ediyorlar onları emekli edeceksin ki dışarda dolaşan genç işsiz insanlara istihdam sağlayasın verimi arttırasın. ama gel gör ki koltuğa kurulan kalkmıyor, bal tutan parmağını yalıyor.
küçükken fazlasıyla tasosu olan çocukların evinin balkonundan sokakta ki çocukları harekete geçirmek birbirlerine düşürmek için sarfettiği cümledir.
tasolar biriktirilir, biriktirilir ama ne çilelerle oyunda kazanacaksın 1 koyup 2 alacaksın, cips alırken hangi pakette taso var diye karıştırıp cipsleri kırarken bakkala yakalanıp ondan kaçacaksın. sonra okullar kapanacak tatile gideceğin gün uzun uzun düşüneceksin. 'zaten 5e geçtim yeaa ne işim olur tasolarlan' diyip sokakta çocukların en yoğun olduğu saatlerde balkona çıkıp avazın çıktığı kadar bağıracaksın
birazda ince ve zarif ise leylek gibi diyede tanımlayabiliriz. hemen hemen her şirkette bu profile sahip yoğunluktan yürümeyi unutup işlerini koşturarak halleden kadındır. koşmaz uçar efendim süzülür, saçlarını estire estire geçip gider yanınızdan.
tüftüf inşaatlardan yürüttüğümüz elektrik borularıyla yaptığımız çocukluğumuzun en şiddet içerikli oyuncaklarındandır.
kuşe kağıttanda fişeklerini yaptığımız hatta çok piç olan çocukların o fişeğin ucuna toplu iğne takıp boruya ağzını dayayıp fuuüü diye üfleyip aklımız sıra düşmanı vurduğumuz oyundur.
çocukların 4 tane bilyayı düzgün bir dikdörtgen tahtanın köşelerine monteleyerek yaptıkları oturgaçlı götürgeçtir.
yokuşlu sokakta oturan çocukların en eğlenceli oyunlarından birisidir. babası marangoz olanlar çok şanslıdır çünkü onların bilyalı kaykayı herkesinden daha düzgündür. almanya'da yaşayan akrabası olanlar daha şanslıdır onların kaykayında mercedes amblemi bile vardır.
pet şişenin kapağına çiviyi dikip taşla vurup tek hareketle deldikten sonra kapağı tekrar içi su dolu pet şişeye monteleyip kendimizce su tabancası yaptığımız oyuncaktır.
çocukluğumuzun en güzel sokak maceralarından olup çocukluğunda bununla oynamayanların hayatında birşeyler eksiktir. * 2.5 litrelik şişeler en makbulüdür çünkü her 2 dakikada 1 'aneeea sepet sal şuna su dolduuuurğğ' diye bağırmak zorunda kalmazsınız.
başlıktada yazdığı gibi hemcinslerim için en ideal arabadır. şöyle ufak boyutlarda, az yakan , otomatik vites, trafikte sıkıştırılmalara karşı korumalı kendiliğinden kaçabilen kendi kendine park eden arabadır.
hemen hemen tüm iş hayatında olan insanların başına gelmiştir. o gün iş yerinin yemeği ile akşam eve gittiğinde karşılaştığın yemek hep aynıdır. pilav zaten jokerdir.
'allah kahretsin sizene canııam yetti artııak' diye devam eden cahil budala tiki kızımızın daha yasanın içeriğini bilmeden neden ne için böyle bir yasa teklifi sunulduğunun farkında olmayan sırf iktidara muhalefet olmak için 'bakııın ben siyasetle ilgileniyoruuaam güncel haberleri takip ediyoruuam' imajı vermek için sarfettiği cümledir. kızıyorum arkadaşım ben böyle insanlara önce oku önce öğren sonra fikrini söyle. tamam yine muhalefet ol yine senin için yanlış olduğunu savun ama bilde konuş konuşmuş olmak için konuşma. (bkz: biliyorsan konuş örnek alsınlar bilmiyorsan sus adam sansınlar)
efenim nedir bu online ego? adındanda anlaşılacağı üzere sanal egodur. Nasıl olur bu? bütün sosyal ağlarda hesapların olur yakışıklı/güzel kimi bulduysan eklersin muhabbet kurmaya çalışırsın cevap verincede ego tavan yapar muhabbet dönüyor ya. sözlüklerde takılırsın onun bunun götünü yalarsın ona buna laf atarsın. neden? celebrity olcan ya egon kabarcak. Cool takılırsın kızlara/erkeklere 'yek yeaa ne işim olur' havalarında takılırsın. Hergece sevişiyorum mesajı verdikten sonra günlerce oturduğun sandalyenin derisinden götünün teriyle kalkıp açık olan sosyal medya pencerini simge durumuna küçültüp gidip osbirini çekersin.
ayakkabıya aşık olmaktır görünce vurulmaktır. hele de iş arkadaşının ayağında ise olay tamamen içler acısı olur. kadınsın ya almış olsan ondan görüp almış olursun ne kıskançlığın kalır ne özentiliğn kalır. *
her yıl yaz aylarında bir klasik olan doktorlar dizisinin tekrar yaz gelmesiyle ekranlara dönmesidir. 2012 yılının yaz aylarında show tv nin bizleri şaşırtması dileğiyle.
çok önemli bir sınava girecek olan ergenin yaptığı harekettir. Derslerime çalışamıyorum konsantre olamıyorum bahanesiyle sevgilisinden ayrılıp kendisinin daha rahat sınava hazırlanabileceğini düşünür. düşünür düşünürde sevgilisinden ayrıldığı içinde üzüntüden salya sümük ders çalışamayacağını akıl edemez.
2side aynı statüde olan insandır. kendi traş başlığını teklif eden erkeğe karşı sütyen teklif eden kız.
birisi erkeklerin koşarak uzaklaştığı toplumda kabul görmeyen bıyıklı kız
diğeri ise memeleri artık sarkacak kıvama gelmiş koşarken hophop hoplayan beden derslerinden nefret eden memeli erkek.
düğün salonuna bozuk 7 lira ile gitmek hayatmız boyunca yapacağımız en doğru hareketlerden birisidir. durumu şöyle açıklayalım.
Düğün salonlarında standart fotoğrafçılar vardır. zorla fotoğrafınızı çeker. 10 dakika dolmadan yanınıza ilişir fotoğrafı uzatır. '7 lira' der. üzerinizde büyük ihtimalle 5, 10, 20 lira çıkar. 10 lira ya da 20 lira çıkarır uzatırsınız o size bozukluğunun olmadığını söyler paraüstü vermez daha sonra getireceğini söyler ve gider. Foroğraflardan baka baka onca kalabalıktan para alabilmek için sizi bulur fakat paraüstü için sizi bulamaz ne yazık ki. 7 liralık fotoğraf nihayetinde 10 lira karşılığı elinizde kalır. üzülmeyin yalnız değilsiniz.
en çok iş yerlerinde cereyan eden insanı tiksindiren olaydır. Hele hele kulaklığınız kulakiçi olanlardan ise. Lavaboya gitmak için yerinizden kalkarsınız bir bakarsınız ki iş arkadaşlarınızdan birisi kulaklığınızı takmış video izliyor müzik dinliyor yanına gidip başında dikilirsiniz sinirlerinizin katsayısı artmıştır. arkadan beynine beynine geçirmemek için kendinizi zor tutarsınız. siz sinirden burnunuzdan soluyup dudaklarınızı kemirirken o kulaklığı iyice kulağının içine sokar. ve nihayetinde kalkar gider kulaklığı alırsınız etrafı sarımtırak yağ tabakası sarmış içinde sarı tortuların olduğunu görürsünüz.
e be insan evladı sen o kulağını hiçmi temizlemiyosun. izinsiz kulaklığımı kullanma hakkını kim veriyor sana. 1 oldu 2 oldu senin yüzünden kaç tane kulaklığı çöpe attım. takma be hayvan herif takma anlaman için daha ne kadar suratımı ekşiticem.
