http://bit.ly/reaction-game şöyle olur. Deli gibi tester aranıp geliştirme konusunda yapıcı fikirler de akabinde beklenir.
edit: mevcutta beta olduğu için sadece mouse desteği vermektedir.
edit2: zaruri kıllanım kılavuzu:
Mouse aşağıdaki butona tıklandığı anda sağda bir "target" yani hedef sayı belirlenir. aşağıdaki fır fır dönen rakamlar hedef rakamla aynı anda olduğunda mouse'tan parmak çekilir. erken veya geç çekmek puan kazanmanıza ve 3 seferde oyunu kaybetmenize sebep olur.
zamanın getirdikleri lafını her duyuşumda aklıma gelir. hayat akıp gittikçe beraberinde nice olumlu olumsuz olayları da beraberinde taşır, doğrudur peki ya götürdükleri?
en değerli fetişlerimden biri olan "milf" olgusunu söküp aldı içimde amcık oğlu. oysa ki lise yıllarımda hunharca 31e sardığım o 30+ hatunlar ne tatlı gelirdi bana. ne hayallerle donatırdım fetiş odaklı beynimi. onlar benim için yaşama tutunma arzumu körükleyen tutkulardı ulan..
ta ki geçtiğimiz aylarda karı olsam o yaş grubuna gireceğimin farkına varana dek.
zaman kötü beyler, ama götü kollamak yetmiyor. yaşam ateşinizin üstüne işeyip söndürmesi kaçınılmaz.
özellikle haber sitelerinde hit çekmek amacıyla kullanılan sikimsonik başlıkların olmazsa olmaz başlangıç öbeği. Yönlendirilen haberin de başlık kadar sikimsonik olma olasılığı kafadan 80% olmakla beraber yine de meraktan ötürü tıklanırlar.
şahsen var olan şeylere küfür ederim. varlığına inanmadığım bir şeye sırf inanmadım diye küfür etmenin pek bir anlamı yok. ayrıca benim için var olmayan cennet ve cehennemde kimin yanacağı kimin hurileri hoplatacağı da pek beni bağlamaz.
o yüzden başkaları adına üzülmek yerine kendi götümüze odaklanmalıyız diye düşünüyorum.
sırf inanmadıkları için o şeylere küfür edenler genelde bir şekilde dikkat çekmeye odaklıdırlar. yani sizlerin kendilerine verdiğiniz karşılık ne onları imana getirir ne de yüzlerini kızartır. tam tersine ekmeklerine bal yağ sürer yollatırsınız.
içimde hiç eksilmeyen "ulan o zamanlarda yaşasaymışım keşke"ci gelgitlerden bir diğerini yaşatan dizi. millet 90larda çocuk olmak için çırpınırken biz olduk ta ne oldu? sanki mevcut zaman birimini süper kullanmış gibi triplere girmemi hiç anlayamıyorum.
neyse dizi güzel be, hakikaten güzel. mc gyver gibi, 007 gibi sikimsonik davranışlar yok. gayet gerçekçi hissettiriyor açıkcası.
yalnız son bölümde takılı kaldım. fbi ajanı o bankların arasına bilgiyi koydu gibi gördüm sanki, ne ayak?
her sözlükte yer alan, eski nesillerin kendilerinde bulduğu haktır. bu türk toplumunun özünde yer alan tipik kıdemci zihniyetin sanal ortama yansımasından öteye gitmez. faydalı mıdır? tabi tabi, kesinlikle.
nitelikten ziyade niceliğe önem veren geri kalmış angutların ve bu angutların yarattıkları toplum ya da toplulukların sorgulayıcı, araştırmacı ve yenilikçi kesime nazaran ne kadar geri kalmış olduğunu tartışmaya gerek yok sanırım.
hani tartışmadan kaçmak değil amaç, kiminle neyi tartışacaksın ki?
feminizmin zirvesine çıkan asansör olsa ona binmektense pipisi olanların diz çökerek oluşturduğu merdivene topuklu ayakkabılarının topuklarıyla tırmanmayı tercih eden karakterdedir bir çoğu.
kadın erkek arasında eşitliği savunsalar da pozitif ayrımcılık tek ülküleridir.
çekici bir tipi olsa da tipi feminist kafası yüzünden sürekli muhalefettedir. feminizmin zirvesine çıkan asansör olsa ona binmektense pipisi olanların diz çökerek oluşturduğu merdivene topuklu ayakkabılarının topuklarıyla tırmanmayı tercih eden kişiler gurubundadır.
geçenlerde iyi bir azar yeyip kukusunu bacaklarının arasına sıkıştırmışlığı da hep akıllarda kalacaktır.
süper türkçe bilgisine sahibim göstergesi olarak "yapa bilirsiniz" şeklinde kullanılabilen zımbırtı. özellikle am, göt tarzı konuşmayı espri ve büyüklük sanan -genelde, ergenlerin çok ta iyi bilmedikleri ciddili konularda yer alma çabalarında gözlemleyebiliriz.
şahsen türkçe konusunda uzman ve tutucu olmasam da 'kıllana bildiğim' durum.
aslında bir küfür olsa da nedense komik gelen, içinde kendine özgü sempati oluşturan cümle. ya gerçekten hoşlanmadığınız ya da "tam vaktinde" gelen bir kardeşiniz için kullanabilir farklı formlara sokabilirsiniz.
tamamıyla yalandır. eğer köpeğinizi seviyorsanız sizi tam aksi bir duruma bile sokacak durumdur hatta. şahsen ben köpeği ile birlikte yaşayan biriyim. evi bok götürüyor resmen. özellikle yaz aylarına girerken inanılmaz bir tüy yumağı içinde yaşamanıza sebep oluyor.
ayrıca kızın birini eve çağırdığın zaman köpeğini bağlamanı istemesiyle kendini kapının önünde bulması ve senin bir geceyi daha köpeğin yüzünden yalnız geçireceğin gerçeği bile tek dostunuzu terk etmenize ya da ikinci plana atmanıza yetmiyor.
o kadar sevdiriyorlar kendilerini işte, çünkü sizi seviyor keratalar.
her duyduğumda, her okuduğumda lanet olsun dedirten kelime. sesli harfleri değiştirerek "kibar"laşacağını
düşünen mallarla "yaa türkçe'de böyle olmalı, doğrusu bu"cu ukala, ahlaksız kesimin bayıldığı zımbırtı. bir
diğer örneği de magosa'dır.
yine başta yöneticiler olmak üzere sistem tarafından cehalet örtüsüyle sıkı sıkıya kavranmış
insanlardır.
cahil insanlardan oy alabilmenin kolaylığını fark edenlerin onları eğitim, öğretim, araştırmacılık
gibi kavramlardan uzak bir şekilde kalıplara sokma eğilimi neticesinde bu gibi aksi durumlar
yaşanır.
türkçe bu gibi durumları anlatmak için kullanılan; ne ekersen onu biçersin şeklinde bir de deyiş
içerir.
bu mertebede ikinci yılımı doldurdum. sorular olursa cevaplayabilirim.
ama öze geçecek olursak:
- kültürlüyüm ama ukala ya da her boka maydanoz değilim. (doğru)
- işim bilgisayar başında. (doğru)
- günümüz gençliğini merak etmeme gerek yok az çok görüyoruz. (yanlış)