kullandığımız kelimelerin çoğu yüzünden türkçe kayboluyor sadece selamun aleyküm ile kurtulacak olsa hemen yasaklayalım olsun bitsin.ama ne yazık ki bukadar basit değil. günlük hayatta televizyonda, radyoda, sokaktaki tabelalarda; okuduğumuz kitap, dergi, gzetelerde bile türkçeyi katledecek okadar çok kelime var ki... takılmamız gereken onlarca kelime varken bir tek bunu sorgulamak yersizdir. önemli olan genel olarak dildeki yozlaşmayı durduracak çareler aramaktır.
genellikle herkesin dilindedir. çok rahat söylenir fakat gerekleri asla yerine getirilmez. güven bana derken hiç düşünmezler 'ulan bu benim neyime güvensin. güvenilecek birimiyim?' diye sorgulamazlar kendilerini. demesi kolay ama bunun getireceği sorumlulukkları yerine getirebilmek önemli söylemek deği. her şey lafta kalacaksa ne mantığı var 'güven bana' demenin. on kere düşünüp de söylenilesi laflardan biri.
Sokaklar sakin geceler karabasan
Ellerim titrer
Kim bu ben kim bu susan
Ne soran var ne bilen sebebim yok
Bana kıyan erkeğim sen gül
Vazgeçtim rüyalardan
Beni sevmezsen yağmurları sev
Bulutlar ağlasın sen gül güneş doğsun yeniden
Gidiyorum gözüm yaşlı
Hatıran har yüreğime
Sen sev yağmurları
Yağmurlar yağsın üzerime
Gidiyorum gözüm yaşlı
Ah yine yol yol üstüne
Sen sev yağmurları
Yağmurlar yağsın yüzüme...
genellikle okulla okumakla arası olmayan. nerde altın günü, bilezik günüz zart günü zurt günü varsa oralardan eksik olmayan.hayattaki en büyük zevkleri temizlik, bulaşık, yemek, ütü, sabah sabah seda sayan ve izdivaç programları izlemek olan ilginç bulduğum kız tipi. evde oturup koca beklemek kolaylarına gelir. hiç gelecek kaygıları yoktur. nasılsa zengi bir koca bulup evleniriz diye düşünürler. durmadan dedikodu yaparlar. sonra da erken yaşta evlenip 3-5 tane çocuk yaparlar.
herkes kendi yaşam biçimini özgürce yaşayabilir. hepimiz bu ülkenin toprakları üzerinde bir arada yaşıyoruz. kardeşçe ve birbirimizin özgürlüklerine saygılı olarak yaşamak kadar güzeli yoktur. ayrım yapanı da kınıyorum.
gereksizdir.yer yüzünde yaşayan insanların dili, dini, ırkı ne olursa olsun ayrılmaması gerekir. hepimiz insanınz. hiç birimizin diğerinden farkı yok. bu yeryüzünde herkes aynı topun kumaşı. o yüzden sen şusun sen busun diye ayrılmaya luzum yok.
akp'ye sonuna kadar karşıyım fakat darbenin de iyi bir şey olduğunu savunamam. bir şekilde demokrasinin akp'nin aleyhine işlemesi yönünde umut etmekten başka bir çaremiz yoktur. darbeye de akp ye de daima karşıyız. umarız akp daha da ileri giderek ülkede darbeyi zorunlu kılacak boyutlara ulaşmaz.
kadınlara damgalı eşek muamelesi yapmaktan başka bir şey değildir.kime ne onun bakire olup olmadığından. hiç bir bayan bunu ispatlamak durumunda değildir. kaldı ki düğün günü onca insanın önünde 'bizim kızımız bakiredir' mesajı vermek neden? bu rezilliğe ne gerek var? kimi ilgilendirir ki bu durum? lafa geldi mi 'namusu bacak arasında arayan milleti anlayamıyoruz' diye söylenirler. birinin kızı evlenmeye görsün; o kırmızı kuşak hediye paketi gibi bağlanacak. nerde kaldı söylenen laf? o zaman erkeklere de bu sünnetlidir diye herhangi bir renkte bişey bağlansın, bunu belli edecek bir şey olsun. kadınlara neden böyle bir acizlik simgesi konuluyor. bu gibi, bir insanın özeli olan durumu apaçık ortaya koyacak sözde 'gelenek' adı altında yapılan saçma sapan eylemin artık son bulması gerekir. hiç bir bayanın buna müsade etmemesi ve kendini küçük duruma düşüren bu kurdele olayına ne pahasına olursa olsun baş kaldırması gereklidir.
bu ülkenin vatandaşı ise istediği partiye oy vermekte özgür olan ve bu hakkını da mhp den yana kullanmış olan kürt kökenli vatandaştır. olabilir. anormal bir durum yoktur.
şeriat yanlısı tayfanın ruyalarını süsleye ve sadece rüyalarında görüp yaşayabilecekleri bir slogan. Atatürk gençliği bu ülkede daim olduğu sürece seriat bu ülkeye hükmedemez.
gerekli ve mantıklı bir etkinlik. hiç bir şekilde sorgulanamadan bu böyledir diyip kabullenmek yerine okuyup öğrenip sorgulamak sonra ona göre inanıp inanmamak en güzelidir. biri size 'git şunu vur dese' hoop arkadaşım bir dur bakalım neden ben ve neden o adamı vuruyorum demez misiniz? bu da aynı o mantıkta bir durum. biri size bir sürü kuralın bulunduğu bir kitap veriyor ve bunlara uyacaksın diyor. yerine getireceksin diyor. nedenini sormak hakkınızdır ve doğaldır. elbetteki sorgulanmalıdır. insan düşünebilen bi varlıktır ve bu konuda kendi aklının doğrultusunda hareket edebilmelidir. tabiki önce okuyup araştırıp öğrendikten sonra. yoksa boş konuşmalar, luzumsuz sorgulamalar, kulaktan dolma bilgiler sorgulansa ne yazar. kökten yanlış bi bilgi sorgulandığında da çok doğru bi sonuç vermeyecektir. zaten insanımız dinini sorgulamayıp kulaktan dolma bilgilerle dinini yaşamaya çalıştığı için din sömürülüp çarpıtılmıyor mu?
yapmayı çok özlediğim bir aktivite ama ne yazık ki pek mümkün olmuyor. özellikle öğrenciyseniz ve sınava çalışıyorsanız hiç uyumadan bile ayakta durmak zorunda olabilirsiniz. o yüzden 8 saat uyumak nimettir nimet. kıymetini bilmek lazım.
kemalizim din değildir. kemalizmi din olarak nitelendirip bu ülkedeki herkesi aynı kefeye koyan zihniyete bi tarafımla gülüyorum sadece. ayrıca bu ülkedeki ne dini açıdan, ne de ideolojik açıdan aynı kefeye koyamayız. herkesin kendi iradesi ve aklı olduuğu gibi kendine göre düşünce ve inançları vardır.tıpkı bu ülkedeki herkes müslüman olmadığı gibi herkes kemalist de değildir. ya da bunların yerine başka bir din ve ideolojik görüş konulabilir. böyle basmakalıp söylemler saçmalamaktan başka bişe değildir. iyi düşünülüp iyi konuşulması gerekir.