atatürk'e atfedilmesi gereken bir sözmüş. çünkü atatürk yokken düşman çokmuş ve atatürk gelmiş düşmanı yenmiş. olay bu kadar basit aslında.onun için her sokağa, caddeye, okula ismini versek bile az. her köşe başına heykelini diksek bile borcumuzu ödeyemeyiz. onun için varlığımzı atatürke borçluyuz. kim der bunu??? tabi ki bir kemalist veya çakma ulu'sol'cu.
bir ecdad torunu için ise olay bu kadar basit değil aslında. çünkü bizim ecdadımız orta asyadan batı avrupaya, kuzey kutbundan antaratikaya kadar toprakları işgal edip (çok pardon yanlışlıkla yazdım fethedip olacaktı) fethedip kardeşlik ve hoşgörü ortamı getirmişlerdir. ve böyle bi ecdadın torunu olmakla tabii olarak gururlanmak onun da hakkıdır. sanırsın ki saraydan parsel almış. bilmezki o dönemde yaşasaydı cephede savaşan bir tımar veya amemelik yapan bir ırgattan çok daha fazla olamazdı.
gel gelelim varlığını ona, buna atfettmeye veya kendini borçlu hissedip ölünceye kadar minnet borcunu ödeyemeyeceğini düşünen o sünepe beyinler sözüm odur ki, varlığını illa bir şeye borçlu hissetmek istiyorsan o birinci gelen sperme ada tüm varlığını. işte o sperm birinci gelmeseydi ne isnin yorgo olurdu ne de seçilmiş bir ecdad torunu olurdun. boşa akan bir meniden başka bişi olmazdın.
düşünceleri/ideolojileri dahilinde dizilerle uğraşan iktidarlar akp öncesinde de vardı ama dizileri yayından kaldıracak kadar hiçbir iktidar ileri gitmedi.
akp bunu yaptı ve bu yaptığı toplum mühendisliğinden başka birşey değildir.
yeryüzündeki diğer her katliam gibi bu katliam karşısında sessiz kalmak veya ideolojik düşünmek mümkün değildir.
katliamlar karşısında ideolojik düşünüp sessiz kalmak veya acı yarıştırmanın hiçbir vicdani oluru yoktur. katliama maruz kalan kişi her zaman için mazlum, katliamı yapan ise zalimdir.
bunu 'ama şöyle, ama böyle' ile başlayan cümlelerin arkasına saklanan veya ideoloji pornografisi yapan samimiyetsizler sıra kendilerine geldiklerinde aynı sessizliği gösterebilecekler midir?
her ne kadar 'halkların kendi kaderlerini tayin hakkı'nı savunmasalar da ben Tgb'nin kendi kaderini tayin hakkını savunuyorum. Yarın silivri'ye gidip Dünyanın kaç bucak olduğunu görsünler.
AKP nin faşist polisi ile tgb/ip li faşist güruh karşı karşıya geldiği zaman hangi tarafı savunursun deseler oturur çay koyar kavgalarını izlemeyi tercih ederim derim
tgb/ip birleşik faşist cephenin silivri'de ki darbesever babalarının postallarını yalatmak için yaptığı çağrıya kulak vermediği için günah keçisi ilan edilen partidir.
dsip'i iktidar yalakası olmakla eleştiren solcularin ile antikapitalist müslümanları öcü gibi gören muhafazakârların arasında hiçbir zihniyet farkı yoktur. her iki kesimde de farklı olanı kabullenememe ve hazımsızlık sorunu bulunmaktadır.
yüreğim ve beynim, yaşadığım sürece
dünyanın her yanında acı çeken halkların yanında olacak. bunu yaparken sadece kendimden güç alacağım. bunun bedeli beni yaşadığım topraklardan, ülkemden, halkımdan, işimden, ailemden, sevenlerimden koparmak bile olsa, ben ceketimi daima yağmurlara asacağım.
Görüldüğü gibi ahmet kaya bir sanatçıdan daha fazlasıdır. Bir röportajında 'Ama sanatçı halkın sesi halkın gözüdür, yani çağın tanığıdır, ve çağın bire bir tanığıdır, bütün cinayetlerin tanığıdır, görür ve anlatır, halk görür anlatamaz halk susar.
Sanatçının işi gördüğünü anlatmaktır korkmadan anlatmaktır yiğitçe
anlatmaktır.'
5 tl. Evet 5 türk lirasi. çarşıda pazarda satılan ayıraçlara para verip ayıraç alacağınıza aynı parayı kitap ayıracı olaraş kullanmak daha mantıklı ve kullanışlı.
8 senedir ve lise 1. sınıfla başlayan nokia 3100 ile başlayan nokia kullanma serüvenim bugün itibariyle sona erdi. kendimi emekçi nokia'ya ihanet etmiş hissediyorum. Popülist piyasaya yenik düştüğüm için nokia'dan özür diliyorum.
absürt seçim vaattlerine rağmen 2002 seçimlerinde %5 dolaylarında oy alan parti. Sadece buna bakarak bile türkiye'de ki seçmenin profilini anlamak mümkün.
tgb/ip ve birleşik faşist cepheye yapılan baskına neden söz etmiyorsun diyorlar.Sen Rojava'yı duyma, Roboski'yi duyma, gezi'de kendinden farklı olana saldır, eşeğe başörtüsü giydir, senden olmayanı duyma vs. ama başına AKP faşizmi gelince 'Beni duy' diye bağır. Oldu canım.
Bu söylediklerin AKP faşizmini desteklediğim anlamına gelmez; ancak şu bir gerçektir ki bu olayda 2 ucu boklu deınekte 1 tarafı seçmemizi bekleyenlere 3. Bir seçeneğin/yolun varolduğunu ve onunda her 2 faşist cepheyi seçmemek olduğunu Belirtmek gerekir.
Hem solcu, hem sosyalist, hem azılı kemalist, hem elitist, hem nasyonalist, hem deniz gezmişçi, hem che'ci olan bu ideolojik bunalim yaşayan oksimoron cepheye destek çağrısında bulunanlar, özgürlükler konusunda neden bu kadar hassas davranmıyorlar.
Düşmanımın düşmanı dostum
değildir. Bu bir ilkokul 3. Sınıf zekâ seviyesine sahip birey davranışıdır; benim Dostlarım yoksul ve emekçi halk ile onun ideolojisinin siyasal temsilcileridir. tgb/ip veya AKP değil. Bunu için her ikisi arasında ki kavgada taraf olmayacağız.
içinde kemalist'inden liberal'ine, sosyalist'inden muhafazakar'ına kadar ter türden insanı barındaran oluşumdur.
Bu oluşum içinde taşkınlık yapan veya türbanlı bazı kişilere saldıranları Benim solcum, benim eylemcim öyle şey yapmaz' yerine 'aramızda böyle mikroplar da olabilir ama şahsî mikropluğudur' demek daha doğru olacaktır.