mesajlaşırken bariz ortaya çıkan fark. yüz yüze konuşurken gayet sıcak ve uyumlu olan kızlar, mesajlaşma esnasında bir anda değişim gösterip umursamaz, soğuk bir tavır takınmaya başlar. kısacası öz güven patlaması dediğimiz olayı yaşarlar mesajlaşırken. hepsi için söylemiyorum tabi ki ama bir kaç kez şahit olmuşluğum var bu duruma.
iki, üç gün önce orta yaşlı bir kadın yanımdan geçerken telefonda birisine dert yanıyordu ve söylediği şey aşağı yukarı şöyleydi "erkektir, getir götür işlerinde yardımcı olur dedik ama hiç..." sanırım ülkemiz ortamında bize yüklenen vizyon bu, getir götür.
bu konunun kadın, erkek olmakla alakası yok. ben bir erkek olarak çok defa başka bir erkeğin veya kadının tam yanımdan geçerken hafif mırıldanması durumunu yaşadım. bazı kızlarımız olayı kişiselleştirerek "ay bana yavşadı" durumuna getirmiş ama dediğim gibi mesele kız, erkek meselesi değil. bu kadar sığ düşünen insanlar olmayı bırakın artık.
buna huy denemez ama yinede söyleyeyim.
şu kadın köpeği olan tipler çok çekilmez oluyor bence. sözlükte bolca bulunur bunlardan. hatun bir entry girse de hemen beğensem diye iki gün, üç gün yemeden içmeden bekleyenler var.
erkek kişi de depresyonda ise başarısızlıkla sonuçlanacaktır. bir türlü sertleşme sağlanmaz, ip gibi yarı dik bir şeyle de bu iş olmayacağı için sıkıntı olur. sonrası iki katı depresyon, demedi demeyin.
izlediğim kadarıyla maçı daha erken bitirebilirdi, ancak conor'u erken indirmesinin kendisine bir yararı olmazdı. izleyen herkes fark etmiştir ki sıradan bir maç değildi bu, yarı boks yarı şov gibi bir maç izledik. mcgeregor çok fazla açık verdi ama mayweather bu fırsatları değerlendirmedi.
maçın sonlarına doğru daha atak olmaya başladı ve seri yumruklarla işi bitirdi. zaten mcgregor o saatten sonra olacakların farkındaydı, sürekli sarılmaya başlamıştı ve beklenen şekilde bitti maç. çok büyük paraların döndüğü bir gece oldu. muhtemelen ikisi de ringden istediğini alarak ayrıldı.
zemini sağlam ayarlanmadığı için son katı çıkarken devrilmiştir maalesef. artık nerede hata yaptığını arayıp bul ve bir daha ki sefere aynı hataya düşme evlat.
evvel zamanda bir sevgilim vardı. ergendik o zamanlar, ancak ben oldum olası bu mesajlaşma işini sevmezdin. yani en azından gün içeresinde sosyal hayatımı yaşarken mesajlara cevap vermezdim. bir gün sözde sevgilim dedi ki, ortamda kızlar elinde telefon olmadığını görecek ve sevgilin olmadığını düşünüp sana yürüyecekler, bu yüzden mesaj atmıyorsun dimi?
hayır arkadaş bu nasıl bir hayal gücü? ne tür ortamlarda bulunduğumu zannediyorsa artık bilemiyorum. birde o kadar mı yakışıklı görünmüşüm bu kızın gözüne de elimde telefon görmeyen bir kızın bana yazacağını düşündü anlamadım.
sabah günaydın mesajı ile başlayıp gecenin bilmem kaçına kadar sıkılmadan bu eylemi devam ettiriyorsanız, bir yerden sonra beyin kendi kendini kapatıyordur sanırım. muhtemelen sabah aynı döngü ile "günaydın aşkım gece uyuyakalmışım ihihi" diye kendini tekrarlayacak olan sıkıcı durum.
ben duyguları genelde uç noktalarda yaşıyorum.
ya çok severim ya da hiç oralı olmam. unutmadan şunu da söyleyeyim, çok sevsem bile bunu fazla belli edemem. elimde değil içimde yaşıyorum bazı duyguları. buna rağmen sevgime dair hiç bir şüphen olmasın.
evvel zamanda bir düğüne katılmıştım. düğün fotoğrafçısını gördüğümde flaşlar adeta beynimde patlamıştı. güzel bir hanımefendiydi kendisi, o günden sonra ne zaman yanımda "düğün fotoğrafçısı" dense aklıma o gelir.
gecenin sakinliğinde kendinle baş başa kalmanın verdiği rahatlatıcı etki olabilir, bir nevi meditasyon gibi. diğer ihtimal ise gözünüzü kapattığınızda sizi sardığını hissettiğiniz dertleriniz, düşünmekten beyninizin sulandığı çözülmeyi bekleyen sorunlarınız bir anda yataktan kalıp bir sigara yakmanıza sebep olur. tabi ki tek sigarayla kalmaz, devamı gelir...
rahat bir şekilde itiraflarda bulunulabilen, her görüşten insanın bulunduğu, yeri geldiğinde dostlukların kurulduğu bir ortam olduğundan alışkanlık yaptığı doğrudur.
