Marmara Üniversitesi Marmara Community Kulübü'nün kariyer günleri organizasyonu her yıl mart ayının 2. haftası yapılan, bir çok ünlü firmanın geldiği ve verimli sunumlarıyla öğrencilere staj imkanı veren büyük çaplı liderlik yolculuğudur.
nöbet ertesi izin kullanmayan ve 33 saat aralıksız çalıştırılan asistan hekimlerin isyan bayrağını çektiği eylemdir.
türkiye'de sağlık dönüşüyorken asistan neye dönüşüyor???
yürüyoruz!!!...
13 şubat pazar 13:00 taksim ilkyardim hastanesi
sesimizi daha güçlü haykırmak için,
insanca çalışma şartları için,
nöbet ertesi izin hakkı için,
nitelikli ve standardize asistan eğitimi için,
insanca yaşanılabilir, emeğimizin karşılığı kadar ücret için,
herkesi bekliyoruz...
çok sevgili, pek saygıdeğer yargıtay'ımızın son güzide etkinliği.
yargıtay, eşinin "bakire" olmadığını söyleyen erkeğin evliliğin iptali isteğini haklı buldu.
bu vasıflar nerede ne zaman belirlenmiş pek bi' merakta kaldım doğrusu.
insan mantığının yitip gitmesine neden olması muhtemel durum. her nedendir ki saçmalama kapasitesi yüksek bir millet olmaya başladık sanki. sebebi bu mu olsa gerek?
ceylan önkol isimli küçük kızın ölümü hakkındaki haberlere yasak getirilerek önüne geçirilmiş eylem.
aman çok şükür bu dertten de kurtulduk. sağolsun başımızdakiler!
sözlükte yazma hevesini kaçıran durumdur.
sürekli bir sidik yarışı kıvamında zıt düşünenleri birbirine düşürme niyetidir sorma gitsin.
birileri kasti olarak mı yapıyor anlamadım gitti.
(bkz: bulun o ibneleri)
sağlık alanını sektör haline getirmeyi amaçlayan, sağlığı alınır-satılır bir meta haline getirmeyi hedefleyen projedir.
ülkemize has veya bizim toplum yapımıza göre değil imf ve dünya bankası projesi ve planlarıyla yürütülen halkı sağlığından edecek uygulamalara imza atacak projedir. koruyucu sağlık hizmetlerinin arka plana itildiği tedavi edici hizmetlerin ön plana çıkarıldığı yüksek maliyetli, toplumumuzun sosyo-ekonomik koşullarına uymayan uzun vadede çok ciddi ve geri dönüşümsüz sorunlar yaratacak olan programdır.
izmir'in dikili belediyesi tarafından ücretli tatil ilan edilmesi ile ortaya çıkmış durum. osman özgüven'in son icraatıdır. işçinin, emekçinin ve direnişin bir nebze olsun hatırlanmasına, değer verilmesine pek rastlanmadığı şu dönemde duyulduğunda insanı farklı duygulara gark etmektedir.
bu arada dikili'de 10 ton altında su kullananlara kötü haber. artık ücretsiz değil "1 kuruş". *
ee ne yapsın garibim başkan? ücretsiz hizmet sunamamaktadır belediyeler yasaya göre. dava üstüne dava açılınca...
ama 1 kuruş gibi sembolik rakam ile adaletsizliğin meşrulaşması ile alay ederek gözümde bir kat daha değerlenmiştir osman başkan.
belediyeciliğin rant değil hizmet esaslı olduğunu bize ispat etmesi bu dönemde gerçekten önemlidir.
(bkz: 15 16 haziran olaylari)
bugün itibariyle 6. gününde olan ve kararlılıkla sürdürülen açlık grevidir.
grevin 3. gününde yılbaşına açlık grevinde giriyoruz eylemli etkinliği düzenlenmiş, gayet coşkulu ve kararlı kalabalık yeni yılda da aynı kararlılıkla mücadelesine devam edecektir.
"niye açlık grevindeyiz?
istanbul tıp fakültesi'nde yarı zamanlı çalışan tıp öğrencileri olarak türkiye'deki 20000 öğrenci gibi işten atıldık. işten atılma sebebimiz ssgss yasasının eklenmesi unutulan bir maddesidir. son çalıştığımız ayın maaşlarını da alamayan öğrenciler olarak hakkımızı aramak için bir muhatap, bir yetkili kurum aradık. dekanlığa ve rektörlüğe gittik... ama bir türlü muhatabımızı bulamadık (!) kime gitsek baştan savulduk... bu süreçte işten atılan öğrenciler ve genç sen birçok ilde ortaklaşa basın açıklamarı gerçekleştirdi.
daha evvel burs karşılığında %3'lük kaza sigortaları yatırılarak yarı zamanlı çalışan öğrencilerin ssgss'de kendileriyle ilgili ayrıca bir madde olmadığı için artık yarı zamanlı çalışamayacaklar, tam zamanlı ve %33'lük sigortaları ödenerek çalışabilecekler. zaten 200 ytl kadar bir maaş alan öğrenciler %33'lük kesintiyle tam gün çalışamazlar. hal böyle olunca üniversite rektörleri çözümü öğrencileri işten atmakta buldular. sömürülmemize bile izin verilmiyor anlayacağınız...
kovulduk biz! açlık grevindeyiz!
biz öğrenciler olarak bu belirsizliğe, bu umursamazlığa artık yeter diyoruz! muhatabımız her kimse ortaya çıkıp bizi dinleyene kadar, gasp edilmiş maaşlarımızı ödeyene kadar, işimizi geri verene kadar açlık grevindeyiz! parasız eğitim için açlık grevindeyiz!
29 aralık pazartesi günü saat:12.30'da basın açıklamamızı yaparak açlık grevine başladık.
geleceğin doktorlarını açlık grevine götüren bu duruma karşı sesinizi duymak istiyoruz. yanımızda olmanızı, desteklerinizi bekliyoruz..."
kişide hem testis hem de ovarian dokuların izlendiği son derece nadir bir durumdur. gonadlar ovotestis veya bir testis bir over gözlenir. reprodüktif kanallar her iki yönde de gelişebileceği karışık yapıda görülebilir.
şüpheli görünen dış genital yapı anlamında gelen kavramdır.
dünyaya gelen çocuğun genetik yapısı ve dış genital görünümünün uyumsuz olması durumudur.
tıp literatüründe çoktandır var olan kavramdır.
intraembriyonel dönemde meydana gelen gerek hormonal gerekse genetik sebeplerden dolayı ortaya çıkar.
örnek vermek gerekirse; dünyaya gelen çocuğun rahim ve yumurtalıkları vardır ancak dışardan bakıldığında tam gelişmiş bir penisi olabilir. bunun dışında tamamen gelişmiş her iki cinsiyete özgün iki farklı cinsel organı da olabilir veya her iki cinsel organın arasında bir görünüme de sahip olabilmektedir. *
cinsel organlar bipotent gonad taslağından oluştuğu için embriyonel dönemde gerçekleşemeyen faklılaşma bu gibi problemlere yol açabilmektedir.
hatta kabullenmesi zor gelse bile ünlü güzellerimiz, mankenlerimiz arasında interseks özelliği taşıyan bireylerimiz mevcuttur. yani erkek yönde dönüşümü sağlayan faktörlerin eksikliğinde genetik yapısı erkek olup da çok güzel * kadın görünümüne sahip olan bireylerimiz mevcuttur.
"ancak eşcinsellik ile karıştırılmamalıdır, farklı kavramlardır."
fantom ekstremite ağrısı.
kol ve bacağını kaybedenlerin %85'inde görülen, aylarca ve hatta ömür boyu süren bir ağrı şeklidir.
olmayan ekstremiteyi (kol, bacak) var gibi algılayıp, ağrı duymak şeklinde tanımlanabilir.
tıptaki en ilginç ağrı çeşidi de diyebiliriz.
işkencecilerin dalga geçercesine yaptıkları savunma.
sanık gardiyanlar, çeber'in "kendi kendine başını duvara vurduğunu, ona engel olmaya çalıştıklarını" iddia ediyor ve sandalyeden arka üstü kendini yere atan engin çeber'e engel olamadıklarını söyleyerek adeta değil düpedüz dalga geçiyorlar.
belli mi olur son anda sabıkalı adli tıpımız onlar içinde bir rapor çıkartıverir "engin çeber kendi kendine işkence yapmıştır" diye.
çaya da düştü dutamadım golunu
uzak da gitti bilemedim yolunu
güzel de mevlam kısmet etmiş ölümü
akmayası çaylar nerelere goydun
ümmümü suna boylumu yarimi
elma da verdi elmasını yemedim
ben ümmüme birşeycikler demedim
nerelere gitti ben ümmümü görmedim
akmayası çaylar nerelere goydun
ümmümü suna boylumu yarimi
türkünün hikayesi ise;
bekilli yöresinde dağ ardı köyleri denilen beş köyden birinde bir genç
varmış. bu genç çal kuyucak köyünden bir kıza aşık olmuş. bu kızı ne kadar
istediyse de vermemişler. kuyucak köyünden bir gece nişanlamışlar. bunu duyan genç menderes nehrinin daralan yerinden atlayarak düğünü yapılmakta olan ümmü adındaki kızın köyüne gider, ümmü'yü kaçırır. menderes nehri üzerine gelince kendisi atlayarak öbür tarafa geçer. ümmü atlarken şalvarı ayağına takılır.ümmü menderes'e düşer, bir müddet sonra ölüsü bulunur. bu gencin yaptığı tahmin edilerek o zamanki il merkezi olan afyon ilindeki kadı huzuruna çıkarılır. kadı idamla yargılar. hapishanede günde birer mısra olmak üzere ümmüm türküsünü besteler. bunu hergün söylemeye başlar. ceza evinin yanında evi bulunan savcının hanımı önceleri aldırış etmese de türkünün içindeki bazı manaları değerlendirerek beyi olan savcıya konuyu aktarır. savcı, genci yanına çağırarak kadının huzurunda türküyü söylettirir. kadı çocuğun cinayet işlemediğini, ümmü'nün evlenmek için kaçırırken öldüğüne kanaat getirir ve genci serbest bırakır.
yaşama ve yaşatmaya dair pozitif katkısı olan insanın düşüncesidir.
bir insanı daha yaşama bağlamanın verdiği mutlulukla içine dolan duyguyla tatmin olan insanın önceliğini ortaya koyan cümledir aynı zamanda.
kana susamışlığın, kelle avcılığının dillendirildiği ve intikam ateşlerinin yakılmaya çalışıldığı şu günlerde toplumun da sahip olması gerektiği düşünülendir.
insan yaşamının ifade ettiği değerin farkına varamamış kişilerin kulaklarına küpe olması gerekendir.
günde verimli şekilde maksimum 35 hasta bakılabileceği düşünüldüğünde kendisinden 90 ile 120 civarında hasta bakması beklenen doktordur.
suçu yanlış yerde, doktorda aramak yerine esas sorumlulara yönelmek gerekmektedir.
son 20 yılda istanbulda ssk'lı hasta sayısı (polikliniğe başvuru sayısı olarak) 25 milyon artmış iken son 25 yıldır istanbul'a hiç ssk hastanesi yapılmamış olmasının hesabını vermesi gereken doktor değildir.
doktor hatalı olabileceği gibi onu hataya sürükleyen sistemi ve koşulları düzeltmedikçe karşıdan laf ile peynir gemisi yürümemektedir.
çok isteyen var ise 120 gönüllü bulup bir odaya kapansın ve sabah 9'dan öğlen 4'e kadar konuşsun bu insanlarla ve gün sonunda ne halde olduğunu görelim. (sadece konuşmak, havadan sudan yani)
sağlık sisteminde en göz önünde olan doktora suçu atmak işin kolayına kaçmaktır.
bu davranışın bedelini doktorlar hayatları ile ödemek zorunda kalmaktadırlar.
örnekleri;
istanbul tıp fakültesi'nde prof. dr. göksel kalaycı'nın vurularak öldürülmesi,
gümüşhane'de tabanca ile vurularak öldürülen doktor,
ok meydanı ssk hastanesinde vurulan doktor,
konya'da gözüne yumruk yiyerek gözünü kaybeden doktor,
izmir'de sille tokat dövülen doktor.
her ne olursa olsun ödenmesi gereken bir bedel var ise bunu ödeyecek olan sağlığı paralı hale getirip zenginlerin ulaşabileceği pahalı özel hastanelerin önünü açan ancak yoksul halkın sağlığının korunması ve sağaltılması için hiçbir şey yapmayan sağlık bakanlığıdır.
ödenen bedeller artık yeter dedirtmiştir.