ortada bu kadar ölü(!) varken siyaset yapan kemalisttir. kıçının üstüne oturup sadece dua etmek varken neden siyaset yapıp sorumluları arayıp hükümeti eleştirirsin ki? bırak acımızı yaşayalım, siyaset yapma. başımıza bir daha böyle şeyler gelsin, bir daha önlemler alınmasın, bir kaç yüz kişi daha ölsün, böylece iktidarımızın ve sayın başbakanımız rtenin ne kadar kudretli bir insan olduğu ortaya çıksın. bir de başbakanı eleştirirsiniz, adam sanki kendi patlatmış madeni. mecliste milletvekillerinin çalışma saatleri gibi önemli bir konu görüşülürken zaten yüzlerce olan sorunlu soma madenleri mi görüşülecekti? güldürmeyin. zaten başbakanlık müşavirinin yerde tekmelediği kişinin dhkp-c kökenli bir cehapeli olduğunu düşündüğümüzü bilmiyor musunuz? başbakanımızın markette yumrukladığı kişi kim bilir ne saygısızlık etti koskoca başbakana. karşındaki başbakanı kendinle nasıl eşit görürsün sen? bırakın siyaset falan yapmayın, sizi gidi ölü seviciler, kemalistler, pis kakalar. bırakın bizi kendi halimize. zaten bu beyinle çok yaşamayız.
Günümüz Türkiye'sinde doğalgaz, elektrik, su, kira, alışveriş, yiyecek, giyecek, benzin, mazot hatta ve hatta barınma gibi unsurların devlet tarafından karşılandığını varsayarsak yetkililerin söylemeye hakkı olan cümle diyebiliriz. Sevgili masraflarını katmıyorum bile.
Edit: sağ olsun özelleştirilen kurumlar da internet ve telefon abonelikleri üzerinden güzel geçiriyor. Katmayı unutmuşum.
Uzun süredir gerek transferleri gerek ülke adına başarılarıyla gündeme oturan Galatasaray'ın adının neredeyse sözlükteki her on konudan birinde geçmesi durumudur.
Mustafa kemal atatürk ün laiklik hakkında söylediği sözlerdir.
türkiye cumhuriyetinde, her yetişkin dinini seçmekte hür olduğu gibi, belirli bir dinin merasimi de serbesttir. yani, ibadet hürriyeti vardır. tabiatiyle ibadetler, güvenlik ve genel adaba aykırı olamaz; siyasi gösteri şeklinde de yapılamaz. geçmişte çok görülmüş olan bu gibi durumlara artık türkiye cumhuriyeti asla katlanamaz.
bir de, türkiye cumhuriyeti dahilinde, tüm tekkeler ve zaviyeler ve türbeler kanunla kapatılmıştır. tarikatlar kaldırılmıştır. şeyhlik, dervişlik, çelebilik, halifelik, falcılık, büyücülük, türbedarlık vesaire yasaktır. çünkü bunlar gericiliğin kaynakları ve cehaletin damgalarıdır. türk milleti, böyle müesseselere ve onların mensuplarına katlanamazdı ve katlanmadı. 1930
din bir vicdan meselesidir. herkes vicdanının emrine uymakta serbesttir. biz dine saygı gösteririz. düşünüşe ve düşünceye karşı değiliz. biz sade din işlerini, millet ve devlet işleriyle karıştırmamaya çalışıyor, kasıt ve fiile dayanan tutucu hareketlerden sakınıyoruz. gericilere asla fırsat vermeyeceğiz.
laiklik, yalnız din ve dünya işlerinin ayrılması demek değildir. tüm yurttaşların vicdan, ibadet ve din özgürlüğü de demektir. 1930
din ve mezhep herkesin vicdanına kalmış bir iştir. hiç kimse hiçbir kimseyi, ne bir din, ne de bir mezhebi kabul etmeye zorlayabilir. din ve mezhep hiçbir zaman politika aleti olarak kullanılamaz. 1930
laiklik asla dinsizlik olmadığı gibi, sahte dindarlık ve büyücülükle mücadele kapısını açtığı için, gerçek dindarlığın gelişmesi imkanını temin etmiştir. laikliği dinsizlikle karıştırmak isteyenler, i̇lerleme ve canlığın düşmanları ile gözlerinden perde kalkmamış doğu kavimlerinin fanatiklerinden başka kimse olamaz.
softa sınıfının din simsarlığına izin verilmemelidir. dinden maddi menfaat temin edenler. i̇ğrenç kimselerdir. i̇şte bu duruma karsıyız ve buna müsaade etmiyoruz. 1930
bunun gibi bağlı bulunmakla inanmış ve mutlu olduğumuz i̇slam dinini, yüzyıllardan beri alışılmış olduğu üzere, bir politika aracı durumundan kurtarmak ve yükseltmek gerektiği gerçeğini görüyoruz. kutsal ve tanrısal olan inanç ve vicdanlarımızı karışık ve türlü renkte bulunan ve her türlü çıkarlar ve tutkuların alanı olan siyasetten ve siyasetin bütün öğelerinden bir an önce kesinlikle kurtarmak, milletin dünya ve ahiret mutluluğunun emrettiği bir zorunluluktur. ancak böylece i̇slam dininin yüceliği gerçekleşir. 1924
vatandaşları içinde çeşitli dinlere mensup unsurlar bulunan ve her din mensubu hakkında adil ve tarafsız tutum ve davranışta bulunmaya ve mahkemelerinde vatandaşları ve yabancılar hakkında eşit adalet uygulamakla vazifeli olan bir hükümet, fikir ve vicdan hürriyetlerine uymaya mecburdur. 1927
artık türkiye, din ve şeriat oyunlarına sahne olmaktan çok yüksektir. bu gibi oyuncular varsa, kendilerine başka taraflarda sahne arasınlar.
izlediği filmlerin etkisine girip, filmde etkilendikleri kişiye göre değişebilen kimselerdir.
Mafya filmi izleyip kabadayı olabilen, aşk-ı memnu izleyip yorum altlarına 'sevişelim mi ?' yazabilenlerdir. **
Sinemaya gittiğimde bol bol gördüğüm insan türüdür. Filme öyle kapılmıştır ki; adamın her kelimesi ona komik gelmektedir. Filmden en çok zevk alan izleyici türü olduğu kesindir.
küçükken okuldan nefret edip, tek bir dilek hakkım olsa okulu bombalardım vs. gibi laflar eden bir kişinin, ileride öğretmen olması durumudur. Sanırım şiddet kullanan öğretmenler bu şekilde ortaya çıkmaktadır. Hele sayısal bir dersin öğretmeni olduysa o kişi, vay haline öğrencilerinin.
az önce magazin haberlerinde gördüğüm olay. Ay içime hiçbir şey giymedim diyerek kasıklarına elini koyup yürümesidir. Şaşırtıcı ve kışkırtıcıdır.
(bkz: tiksinmek)
Arkadas ortamında sırf hava atmak için babasından bahsederken baba kelimesi yerine peder, peder bey, ip*e peder kelimelerini kullanan zavallıdır. Yazıktır. (bkz: Sefiller)
Eğer ortada 2 erkek 1 kız varsa kaçınılmaz durumdur. Kavgadan uzak durulması herkes için daha iyidir tabi ama mecbur kalındığında savunma yapılmalıdır. Kızlarda kendileri için birilerinin kavga etmeleri her ne kadar kavgaya karşı olsalarda hoşlarına gider. Yinede kavgadan uzak durmak iyidir * .