"kötülere birşey olmaz" cümlesini, dizideki en iyi yürekli adamı öldürerek kanıtlayan senaristlere sahip dizi. şimdi şevket, cem'in babası, hatta necla'nın bile suçluluk duygusundan bir ömür kurtulmamaları lazım ama dizi ya bu, hepsi hayatına bir şekilde devam eder.
3. fragmanda ,chris weitz'in anlatım ve teknik gücüyle new moon'un ilk filme 5 basacağını açık seçik görüyoruz. yeni fragman hayırlı uğurlu olsun. bu gidişle zaten filmi tüm fragmanları birleştirerek tamamlayacağız. * http://www.traileraddict....railer/new-moon/trailer-c
adam carl lewis'in ağzımız açık izlediğimiz o 9.86 larını bile egale etmiş, kendi dünya rekorunu kırmış ama usain bolt 'un hırsını kıramamıştır. adam michael jordan zamanında oynayan scaty pippen dır. bu adamı bir 10 yıl önce bolt yokken izlemek isterdim. carl lewis ile yanyana. kim kazanacak diye baya bir heyecanlanrdık kesin. ama şimdi kendisi de biliyor bolt sakatlanmadığı, üst üste hatalı çıkış yapmadığı müddetçe onu geçemeyecek. ikinciler olmasaydı birinciler olmazdı tesellisini tyson gay 'e hediye etmek istiyorum.
normal koşu hızına bile yetişemeyen tombik foto muhabirlerini barındıran dünya şampiyonasında yine yapacağını yapmış ve dünya rekorunu tyson gay'in elinden alarak 9.58'e düşürmüştür. bundan sonra tek rakibi kendisidir bunu o da biliyor diğerleri de. ben acırım acırım tyson gay'e acırım.
çok yanlış bir zamanda doğmuş, enfes bir atlet ama maalesef usain bolt'la aynı kuşaklarda doğarak kariyerinin en feci zamanlarını yaşamakta.
adam amerika rekoru kırdı, kendisinin en iyi derecesini yaptı ama usain bolt varken kimse onu konuşmadı. buradan bile usain bolt'un nasıl bir android olduğunu anlamaktayız. helal olsun adama. komple sporculuk budur işte. yarışı kazan, rekorları elage et. istikrarlı ol. herkese örnek maşallah.
o kadar çok var ki; ama şu anki ruh halimle şunu söyleyebilirim;
bir bebeğin içinde büyümesini hissetmek. düzenli ultrasonlarla tüm gelişimini izlemek ve hayrete düşüren o büyümeyi görmek.
kısacası fetusun bir bebeğe dönüşmesi. bu mucizeye tanık olmak.
kızı paris, cenaze töreninde salya sümük ağlamış ve "dünyanın en iyi babası" demiştir.
evlatlık olmasına rağmen, michael öz babası olmamasına rağmen.
çocukları tarafından bu kadar sevilen bir insan nasıl tacizci olabilir.
tacizi orda burda değil, aile içinde arayın der pedagoglar.
bu kadar iyi ve sevilen bir babanın tacizci olması düşünülemez ki michael'ın çocuklara yaptığı yardımlar 300 milyon dolar gibi bir parayla ifade edilmektedir.
hepsi basının abartması ve üstüne gelmesidir, o kadar.
güzel olmuş.
özellikle baş vokal nicole'ün sesini ilk başta tanıyamadım. zenci gırtlağını kullanmış bu sefer. şarkıyı dinlerken "ne ses var bu hatunda maşallah" demekten de kendinizi alamıyorsunuz hani.
80'lere nail olamamış, onun en güzel zamanlarını yaşayamamış, şarkılarıyla büyüyememiş yeni nesil gençliğinin sığ bakış açısıdır. asla da doğru değildir.
az önce klibini tekrar izlerken, aynı anda show haberde michael jackson'ın hastalıklarını ve hayatını anlatan haberin fon müziği olarak kullanılmış, bende double hüzün yaratmıştır. kaç gündür ağlayamıyordum şaşkınlıktan gözyaşlarım bu sefer süzüldü gitti. sonunda ağlattın beni michael.
80'leri yaşamış bizler için, çok güzel bir michael jackson konuşması hazırlamış.
hem çok güldüm hem çok hüzünlendim.
enerci valkiys, evet böyle derdik kardeşimle, smooth criminal'ın nakaratında.
hey gidi günler hey...
90 sonrasında doğan yeni nesil gençliğin "çoğunluğu" ( hepsi demek abes olur) için michael jackson hiçbirşey ifade etmeyebiliyormuş ben bugün bu sözlükte bunu gördüm.
basının taciz davaları nedeniyle üstüne gitmesiyle bir dönemin idolü, michael jackson şimdiki gençlik için maalesef sübyancı olarak nitelendiriliyor ve bir sanatçı olarak saygı duyulmasını bırakın, insan olarak ölümüne üzülmemize bile izin verilmiyor. oysaki biz onun şarkılarıyla büyüdük. biz onu değil belki ama onun bizde bıraktığı izi sevdik, hatıralarımızda çok yer işgal ettiği için üzüldük ölümüne.
bari bu kadarına izin verin, bari bunu yadırgamayın.
çocukluğumuzun idolü.
mahallemizin erkekleri "en iyi michael jackson taklidi kim yapacak" diye şarkı ve dans yarışmaları düzenlerlerdi, biz de izlerdik. kendine has dansı ( moonwalk ), şarkıları, giyimi kuşamıyla klasiklerde yerini alan orjinal sanatçı.
90 kuşağı ve sonrası onu tacizci olarak hatırlayacak, maalesef ki basının çok üstüne gitmesiyle, hiçbir delil yokken michael kamu gözünde suçlu durumuna düştü. tüm davalarında da suçsuz bulunmasına rağmen.
biz 80 kuşakları ne kadar şanslıyız ki, onun en tadından yenmez zamanlarına şahit olduk, en hit parçalarını hep birlikte söyledik, danslarına eşlik ettik.
müziğiyle bizi coşturduğu için teşekkür ediyorum.
toprağı cennet olsun.
2 gün önce cine5'de michael jackson'ın animasyon-belgesel tadındaki moonwalker filmini izledik arkadaşlarlarımızla.
çocukluğumuza döndük, çok keyif aldık. dirty diana, billie jean, bad, thriller ( film thriller albümü üzerine yapılmış), dangerous, hepsini çok özlemiştik. film bittikten sonra michael'ın albümlerini çıkarıp dinledik, nostaljinin demine geldik.
2 gün sonra ise ölüm haberini aldık. sanki adam ölmeden önce bize bir bye bye dedi ve gitti, belki biz öyle hissettik.
ben gerçekten üzüldüm. dansıyla (moonwalk), giyim tarzıyla, şarkılarıyla, estetiğiyle, yaşamıyla sıradışı çok orjinal bir sanatçıydı. ben onu, son 10 yılını saymadan hatırlamak istiyorum. en son history'yi yaptı ve gitti bu dünyadan diye düşüneceğim.
toprağı cennet olsun.
güzel bacaklı, güzel gözlü, güzel yüzlü, güzel sesli, eğlenceli şarkılara sahip, bunların hepsi bir hatunda toplanmış, "hey maşallah" dediğimiz şarkıcı, yorumcu. ayrıca vintage tarzıyla da diğerlerinden farklı olduğunu gösteriyor. insanmısın katy sen.
trailerdan da anlaşılacağı üzere, kurt adamlar, underworld serisinde tasarlanan kurt adamlar gibi olmayacak. zaten kitapta da bunun ipucunu veriyorlardı. marcus ayda dönüşen bütün kurtları öldürmüştü, yerine başka bir nesil kurt adam gelmişti. bunu hikayesi anlatılmıyordu ama anektod olarak kitapta geçiyordu. jacob ve ekibi baya baya bildiğimiz kurda dönüşecekler anlaşılan.
yükü sırtında bir hamal ve onu izleyen 3 fakir entel arasında geçen diyalog:
- işte bir hamal... ama sadece bir hamal mı? hayır...aynı zamanda özgüvenin simgesi.
+ hoyratça taranmış saçlarında çocuksu bir acelecilik var.
* kimbilir belki de tutku taşıyor küfesinde...
hamal: anca anlam yükleyin kodumun fakir entelleri. taşınacak bi bokunuz yok mu?
- soğan aldım cebime sığdı. peki sadece cebime mi sığdı? hayır...
hamal: zorlasan g.tüne de sığar.