artık her şeyden tamamen veda eden bir insan tanesinin cümleleridir.
artık dayanılmaz bir hale geldi her şey. çözümü yok, olsa şüphe duymam o çözümün peşine koşarım. ne yokluğun, ne ayrılık ne ailemle sorunlarım ne hayata karşı başarısızlıklarım. artık hiç birini umursamayacağım bir noktaya gelmek, delirmek ya da yok olmak istiyorum. kafayı yemek istiyorum. bizim cengiz'in ayşe ayşe diye sayıklaması gibi "hacer, hacer" diye sayıklamak ama "o kim" diye sorduklarında gülümseyip "bilmem" demek istiyorum.
dayanılmaz bir hale geldim hacer, sana mesaj atamıyorum sana anlatamıyorum artık. ağlamaktan çok yoruldum. inan o giderken ağladığımdan daha fazlasını ağladım, ağlıyorum. gözümdeki yaşları silip kimseye belli etmemeye çalıştıkça "neyin var" diye üstüme geliyorlar senin olmadığını bilmiyorlarmış gibi.
bak şarkıda ne diyor, bu ara ihtiyacım var sana, ellerimi sakın bırakma. bana huzur veren tek yer senin yanın, unutma. gün varıncaya kadar sabaha, sakın hiç bir yere kalkma, fazla bir şey istemem sadece dur burada.
neden sadık kalamadığını, neden bıraktığını hiç bir zaman anlayamadım, anlayamayacağım malesef. artık bunun da derdine düşmüyorum. neden sevemediğin, neden hevesinin geçtiğini artık sormuyorum kendime. kendi kafamı kaldıramıyorum artık, kendime fazla geliyorum kusura bakma.
sana çok ihtiyacım vardı hacer, ben alkol içip içimi kafamı dağıtırken sen geldin beni kurtardın, öyle bir geldin ki bana hayatımı bir düzene sokup beni adam ettin, dünyayı gösterdin, okuduk, beraber üniversite kazandık, sayende bir okul bitirdim, beraber çok güzel ilerliyorduk. hem kariyer yaparken hem aşıktık, hem mantıktık hem aşktık beni neden bıraktığını sorgulamayacağım ama beni neden bıraktın be... dizlerimin üstünde çamura batmışım, yağmur yağıyor üstüme, yaşlarımı gizliyor, belki de tanrı da bize ağlıyor.
bu sana vedamdır, bu dış dünyaya vedamdır. aklından geçtiğin şey olmayacak ama daha da kapanacağım yorganın altına, daha da saklanacağım. daha da kaçacağım gerçeklerden hayaller kuracağım saatlerce, günlerce, aylarca. sana söz veriyorum kaderim dışında ölmeyeceğim ama odamdan dışarı adım atmayıp kendimi daha da kapatacağım.
ulaşma bana, aileme, arkadaşlarıma. üzüleceksen üzül, ağlayacaksan ağla, gülüp geçeceksen gülümse geç. ama arkana dönüp bakma. bana bir daha ne sevdiğini ne sevmediğini söyle. ölmüyorum ama öldüğümü düşün. eski yazdıklarımı oku, varsa eski fotoğraflarımıza bak, beni kötü hatırlama, güzel günlerimizi anımsa sadece, çok güzeldi, herşey toz pembe, mükemmeldi.
sınavın açıklanıp kazanamadığını öğrendiğimiz gece sana kınalı kar dizisindeki kamber'in delirişini anlatmıştım, gül diye. adamın kuru fasülye pilav diye delirdiğini anlatmıştım, o gün çok komikti. inan ellerim titrerken hacer, sinema, waffle, rıdvan, resul diye sayıklıyorum. kafayı yesem, herşey geçse, sayıkladıklarımın anlamını bilmediğim güzel günler gelse. gelmiyor işte, amına kodğumun dünyasında ben barınamıyorum.
babamın akli dengesini yavaş yavaş kaybetmesi, kardeşimin alınganlıkları annemin "bir kız yüzünden mezun bile olamadın" deyişleri ve daha fazlası. en önemlisi senin bana verdiğin hayat dolu enerjin. ben artık kendime mukayet olamıyorum kendi aklımı kontrol edemiorum düşünceleerim uçupgidiyor artık hacer sonsuz yerlere. bir gün nerede kimle kaldıüğını düşünürken kafayıyiyorum bir gün kimle mesajlaştığını düşünürken, kimler sana sarkıyor, kimler sana benim söylemem gereken şeyleri söylüyor beni delirtiyor.
bu bana bir daha ulaşamayacağının, beni okuyamayacağın beni göremeyeceğinin vedası. kendimi hem sana hem de kendime zarar vermemek için aklına gelebilecek her yerden çekiyorum. senden tek isteğim var, ailemle aram bozuk, sakın onları arayıp daha çok üstüme gelmelerini sağlama. kuzenlerime, yakın arkadaşın dediğin sıradan insanlara bile ulaşma. bana da ulaşma. sen benden kopuk, bensiz, beni düşünmeyeceğin bir hayat istiyordun, sana tanışmamızın 4. yıl hediyesi olarak bunu veriyorum. ne internette ne başka yerde karşına bile gelmeyecek hiçbir şey, ne yazdıklarım ne fotoğrafım ne başka bir şey. kendine iyi bakmayı unutma, beni sakın düşünme.
benim doğum günümü nickinde taşıyan eski sevgilinin sözlükte beni okuduğunu, beni hissettiğini sanıp sözlüğü insanlarla tanışmak için kullandığını öğrendikten sonra yapılan eylem.
ya insanlar ne kadar kötü be. kötülüğünüz kadar yaşayın.
keşke biraz daha kendimi anlatabilecek zamanım olsaydı ona karşı.
keşke o konuşmak isteyince konuşup, o susmak isteyince susmasak.
keşke anlatabilsem içimdekileri, herşeyin sebebi olan şeyleri bir bir anlatabilsem.
keşke az daha gücüm olsa da karşına çıkabilsem. ama ben bitiğim, karşına çıktığımda gözünün önünde ölmekten korktuğumdan çıkamam.
küçük bir kızımız olacaktı. gözleri, yanakları ve çenesi sana benzeyecekti, saçları benim gibi düz olacaktı. dudağı seninki gibi ince, benimki gibi küçük olacaktı. senin gibi küçük şımarıklıkları olan, senin gibi uyumasını çok seven, annesinin güzel kızı, babasının prensesi olacaktı. sabah gizlice beni kaldırıp anneme kahvaltı hazırlayalım diyecekti. bazen de biz uyanmayınca yatağa gelip zıplayacaktı, aramıza alıp saatlerce oynaşacaktık onunla.
belki de oğlumuz olacaktı. gözleri benimki gibi çekik, yanakları seninki gibi yumuşacık olacaktı. dudağı ince olacaktı onun da. benim gibi biraz soğuk, içine kapanık olacaktı, belki duygularını çok belli edemeyecekti belki benim gibi hep sabahın köründe uyanmayı sevecekti. sabah gizlice beni kaldırıp bilgisayardan oyun oynamak isteyecekti belki de ya da bahçeye çıkıp futbol oynamak isteyecekti. bazen de biz uyanmayınca ses yapıp bizim gergin ama mutlu uyanmamızı sağlayacaktı.
sen şimdi bu iki güzel gelecekli, mutlu ailesi olacak olan çocukların katili misin? sen mutlu arkadaşlıkların, güzel bir ömrün katili misin? sen o iki çocuğun ölümüne ne için izin verdin? neden öldürdün onları? onların anne deyişini mi duymak istemedin? onlara sevgi vermek istemedin mi? sen o çocukların sarılınca hissettiğin huzurdan mı rahatsız oldun?
sen benim geçmişimsin. geleceğimin katili bir geçmişsin. benim hayallerimi de, sevgimi de, huzurumu da, çocuklarımı da, mutlu ailemi de sen öldürdün. sen bir katilsin.
Dayanamadım ve ilk defa sözümde duramadım. Yine yazdım. Umarım bu son olur.
Biz senle uzakken de yakınken de çok güzel yaşadık aşkı. Neden bitti aşkın ne çekti ilgini nasıl bitti hevesin... Sigara içmeme çok kızardın gel bak şimdi 2 paket içer oldum. Bugün de kalbim ağrıdı bugün de nefesim sıkıştı ama kimseye söyleyemedim. Kalbimin ağrısı çok arttı, sensizlik artık yok ediyor beni. Bu sabah uyandığımda geçmişten bir gün gibi uyandım senden mesaj geldi neden günaydın yazmadın diye kızdığını sandım. Halüsinasyon görmeye başladım artık.. Benim yolum yol değil ben bunu anladım, benden neden kaçtığını deli olduğumu fark ettiğimde anladım.
Sen üniversiteyi kazanmadan önce ankarada buluştuğumuzda kafa kafaya verip öpüşemediğimiz gülüştüğümüz ve kalbimin yerinden çıktığı o an. O günün şarkısı "sevgilim " di. Sen söylemeyi beceremediğinden ben bu ne biçim şarkı demiştim sen tren garından gittikten sonra garın ordaki spot kıyafetçide çalmıştı ve ben ağlamıştım. O anı çok özledim çünkü o zamanlar gerçekten seviyordun.
Başarılı olmamı istiyor, başarılı olursam hayata karşı o dönecek mi? Dönmezse başarısız olmayacak mıyım o halde? Bu nasıl paradoks ben nasıl çıkayım bu sonsuz döngüden. Her türlü başarısız olacağım.
Daha da çekileceğim kabuğuma. Ne twitter ne sözlük ne başka site, ne sokaklar ne kafeler ne arkadaşlar ne aile. Daha da kapatacağım kendimi, kimse bilmeyecek yaşadıklarımı kimse okumayacak yazdıklarımı. Kendime yazıp kendimle sohbet edip şarkılar söyleyip şiirler dökeceğim kalbimden. Kimse içimdeki sevgiden, içimdeki sevgiliden güzel, iyi, mükemmel değil. Bu da hem hayatın dışına hem sana hem de yazarlara vedam olsun. Hadi eyvallah herşeye.
Duvarlar üstüme üstüme geliyor. Keşke o depremde ölseydim de seni hiç tanımasaydım. Hiç sevmeseydim keşke seni.. Sen benden gittin gideli bir huzur kalmadı bir gaye kalmadı içimde. Çöktüm, ufaldım aklımı yitirdim. Ben seni çok özledim, sahte hayatımı bile özledim..
Kardeşim olmasa içlerinde hepsi bir hiç. Sırf şu çocuk engel oluyor bana özellikle yalnızlığa itildiğimde çok destek oldu ara sıra sinirden onu dövdüm ara sıra bağırdım ama darılmadı. Bazı sabahlar uyandığımda yanımdaydı bana hep destek oldu. Ulan ufaklık salak malaksın ama çok duygusalsın. Keşke umarsız olsaydın da ben de kurtulsaydım.
Gerçekten sevebilir sandım, kalpsiz olduğunu bir gece ben tüm duygularımı açacakken beni bırakıp başkasıyla ilgilenmeye başlamasından anlamıştım. Sonra o çocukla hala irtibatta olduğunu gördüm ama yine de gıkım çıkmadı çünkü inanmıştım...