şu anda duvarları döven yazar.
"uff snne be slk .s.s" deyince nasıl ironi oluyorsa orada "yaw he he" diyerek aynı ironiyi pekiştirmiştir. bilerek yapsam neden silmeyeyim bre sikik?
ayrıca yav kelimesinin lügatte geçmediğini tekrar hatırlatıyorum zavallı kardeşlerime. *
(bkz: immortal technique/#20462630) şu entrysinde "yaw he he" dediği için türkçe yazın şeklinde bir tepki almış yazardır. orada "yaw"ı bilerek yazdığını anlamayan, ironi nedir bilmeyen dangalakların tepkilerini çekmiştir.
şu da var tabi;
lan yarram "yav" diyince türkçe mi oluyor?
bu dünyanın en zor işlerini işçiler yapıyor. hamallar yapıyor. kimisi madenden kömür çıkartıyor, kimisi inşaatta geçiriyor bütün ömrünü, kimisi tekstillerde sabah 7'den akşam 7'ye kadar makina seslerinin içinde, iğrenç koşullarda çalışıyor.
bütün ömürlerini buralarda çürütüyorlar.
buna rağmen ailelerini çocuklarını ve en önemlisi inançlarını düşünüyorlar ve intihar etmiyorlar.
bu ülkenin askerlerine kimler baskı yapıyor? neler görüyorlar, neler hissediyorlar ki herşeyi gözden çıkaracak hale geliyorlar?
ya da dolaylı yoldan sorayım. bu ordu gerçekten bizim ordumuz mu?
piçtir. zira aslını inkar eden piçtir. makul olan kendini insan hissetmesidir. ırkı ile övünmemesidir. kendimi türk hissediyorum diye bir saçmalık mı olur amına koyim. kürtsün işte pezevenk. türk hissetsen ne olacak?
bir de bunun kendini alman hisseden türk versiyonu vardır. * o da ayrı bir piçtir.
ergenlerin değil benzinin yüzde 70'inin vergi olduğunu bilen insanın düşüncesidir.
tabi benzin 3 lira olur, ama bu sefer de yiyecek içecek zamlanır. o olur. yani gerçekleşmesi mümkün olmayan bir vaat değil. 1 lira da olabilir benzin.
ayette bir de yaşıt kelimesi geçer.
ve cennette sürekli genç kalacağımızı düşünürsek bir sorun yoktur. cennette kaç yaşında olursak o yaşta bir kız verilecek.
yani cennette genç olacağız ve bizimle yaşıt kızlar olacak. biz 15-16 yaşında olursak kız da aynı yaşta olacak daha iyi anlaşabilmemiz için. 16 yaşında adama 26 yaşında kız neden verilsin ulan? siz bunu anlayın yeter. ayetin mantığı bu.
9. sınıftaydık. bizim ingilizce hocası sınıftakilerle iddiaya girerdi, işte 3 alırsan sana şu kadar sözlü veririm, alamazsan annene söylersin kek mek yapar gelir sınıfta yeriz falan diye. böyle birkaç kişiyle iddiaya girdi ondan sonra bütün sınıf hocam ben iddiaya giricem de ben de diye atladı. hoca herkese bir not biçti. bana en az 85 alacaksın demişti. benim ingilizcem iyiydi tabi. ben 92 gibi bir not almıştım o sınavdan. ama sınıfın yüzde doksanı iddiayı kaybetmişti.
1 hafta sonra herkes yiyecek bişeylerle gelmişti sınıfa. ingilizce dersine girdik ziyafetimizi çektik. tabaklar falan toplanıyor derken ben bağıra bağıra "hepinizin anasınınnnn" dedim. herkes bana bakıyordu. hele ingilizce hocasını görmeniz lazım. gözleri parlıyordu. ters bir hareket yapsam kesin sikerdi yani..
ondan sonra ben gayet soğukkanlı bir şekilde döndüm ve "eline sağlık" dedim. bütün sınıf yarıldı. birkaç kişi gülmekten ağladı falan.
ama ingilizceci koskocaman ansiklopedi gibi sözlüğüyle kafama 5-6 defa vurmuştu. o günden sonra bir daha ingilizceden 92 üstü bir not alamadım. *
bilgilendirme: gta v'de bu karakterler olmayacak. bir kere frank tenpenny oyunun sonunda ölüyor zaten. dönmesi mantık hatası olur. big smoke ve ryder'ı da cj öldürüyor. ayrıca rockstar'ın ceo'su* da açıklama yapmıştı. gta'da sürekli aynı karakterleri kullanırsak oyun monotonlaşır. bu yüzden kullanmıyoruz diye.
o yüzden unutun siz o hikayeyi. oyun los santos ta geçecek. ona şükredin.
edit: haa tabi küçük bir rol diyorsanız ben cj mutlaka oyunda ufak bir bölümde karşımıza çıkacaktır diye düşünüyorum. ama diğerleri çok zor.
bu şarkıyı dinlerseniz dönemin abd'sinin zenci mahallelerini, hayat koşullarını çok iyi anlarsınız.
adam o kadar zor günler geçiriyor ki iyi geçirdiği bir günü şarkı yapıyor.
ayrıca klibini izlerseniz gta san andreas'taki mekanların içinde bulursunuz kendinizi..
onun dışında zaten şarkı san andreas ta radio los santos playlistinde geçmektedir.
nwa'den ayrıldıktan sonra snoop dogg ve dr. dre ye diss atmıştır.
ama snoop dogg ve dr. dre bu dissleşmelerden yarrak üstün çıkmıştır. her ne kadar dre'yi bu dissleşmelerde haklı olarak görsem de real muthaphukkin g's gibi bir diss bu dünyaya bir daha zor gelir.
yetmez diyorsanız, apo nun görüşlerini araştırdım. yazılarını okudum. bulabildiğim kadar videolarını izledim. herhangi bir komunistten farksız konuşuyor.
hatta ve hatta deniz gezmiş için "önderim" diyor.
şu yazıyı okuyabilirsiniz mesela: http://www.kimkimdir.gen.tr/kimkimdir.php?id=1134 (apo'nun yazısı değil)
pkk komunist örgüt değil diyen arkadaş muhtemelen tkp'lidir o da olmadı işçi partili.
pkk'nın arkasında amerika var gibi saçma sapan, mantıksız, tutarsız komplo teorileriyle çok kandırırsınız siz kendinizi. pkk'nın arkasında amerika var da senin ordunun arkasında kim var bre pezevenk?
bütün oruç tutanlara laf etmemiş kişi.
doğru bir şey mi demiş? hayır. bence yanlış.
ama dediklerinden bütün oruç tutanlar düşük iq'ludur gibi bir şey çıkartıyorsanız sataşacak adam arıyorsunuzdur.
neredeyse her dizide en az 1 kere olmazsa bir şeylerin eksik kaldığı yavşaklıktır. ne zaman görsem gülmeye başlıyorum artık böyle şeyleri. mesela şöyle;
ahahaha olm ne akıllısınız lan.
adam ne diye ezandan önce bozabilir lan sizce orucunu? beyninizi sikim sizin. adam top sesini duymuş da bozmuş. vahiy gelmemiş herhalde 5 saniye sonra ezan okunacak diye. zaten başlığı açan şakirt zeka seviyesini göstermiş. oruç imsak vaktinde açılır iftar vaktinde bozulur sevgili şakirt.
ayrıca oruçlu olmadığını nerenizden salladınız onu da anlamadım ya hadi neyse.
edit: bu entryi önce kemal kılıçdaroğlu başlığına, sonra nick altıma giren gerizekalıya söylüyorum. lan gerizekalı; ben evde duymuyorum top sesini. videoda nasıl duyayım?
zaten ezan sesi bile zor duyuluyor videoda.
topun patladığını anlamak için videodan sesini duymamıza gerek mi var? top ezandan 4-5 saniye önce patlar. ben de bunu söyledim. top sesini duydum demedim. habertürk muhabiri falan mısın yoksa sen amına koduğum?
sözlükte yükselişe geçen, özellikle de sahur vakitlerinde ortaya çıkan, bilgisayar başında sahur yapan bu şakirtleri imha etmek için denenmesi önerilen yollardır.
iq seviyeleri deniz seviyesinin altında olan bu şakirtler gece gece sözlüğe girip sözlüğün seviyesini düşürüyorlar.
edit: aha aha aha :D şu anda 3 şuku 5 eksi. pesçiler önde.
yani yaklaşık yüzde 60 oranda pesçi var 8 oy içinde. bu da aziz nesin'in türkiye'nin yüzde 60'ı aptaldır sözünü haklı çıkartıyor.
kesinlikle sıradan bir sinema filmi değil. 2 saat sonra kanal d'de başlayacak. izlemediyseniz izleyin. yaprak dökümü ne benziyor falan diyenler olmuş. mallaşmayın. adamın anlatmak istediği şey çok çok farklı.
babam ve oğlum'u izlerken gülmüştüm resmen.
yaprak dökümü falan dersen direk kapatırım. 5 dakika dayanamam.
ama bunu sonuna kadar izlemiştim. samimiyet vardı çünkü filmde.
bir de levent kırca hiçbir role yakışmamıştır bu kadar herhalde.
eğer geçmişi, 28 şubat olaylarını, 28 şubatın kimlere rant sağladığını anlayabiliyecek beyne sahipseniz. rahatlıkla kavrayabileceğiniz bir gerçektir. evet. eğer akp mağdur olsaydı, iktidar olamazdı.
Akp'nin yıllardır karşı durduğunu söylediği bir mesele var; darbe.
Peki akp darbeye ne kadar karşı? lafta mı karşı yoksa icraatte mi?
Akp'nin bu günlere nasıl geldiğini, nasıl bu kadar güçlendiğini bir analiz edelim isterseniz.
Akp'nin sürekli nemalandığı sahte politikası şudur. "biz, başkaları gibi darbe ile iktidar olmadık, sandıkla olduk." hepimiz de bunu bir güzel yutarız.
benim burada buna karşılık önermem şudur ki; "yarrak darbeyle gelmediniz."
şaşırdınız di mi lan?
bakın şimdi.
1995 yılında iki parti vardı. birisi amerikan karşıtı, diğeri amerikancı.
hangi partiler bunlar.
1. Şeriatçı parti olarak bilinen, laikçi kesimin ve amerika'nın şiddetle karşı çıktığı Refah Partisi
2. Amerikan yanlısı, atatürkçü, ulusalcı Doğru yol partisi
peki ne oldu da bu iki parti birleşti.
1995 Türkiye genel seçimleri sonrası birinci çıkan refah partisi türkiye'de şimdiye kadar kimsenin alışık olmadığı, aykırı bir siyaset yapıyordu.
bu olay meclisteki amerikan yanlısı partileri, siyonist kuruluşları, ve doğal olarak amerika'yı korkutuyordu.
bu yüzden meclisteki refah partisi dışındaki partiler rp'nin hükumet kurması için güvenoyu vermedi.
zamanın cumhurbaşkanı süleyman demirel, 1996 yılında hükumet kurma görevini anavatan partisi genel başkanı mesut yılmaz'a verdi.
mesut yılmaz meclisteki ikinci ve üçüncü parti olan anap ve dyp'yi birleştirdi ve şaibeli bir şekilde anayol hükumeti'ni kurdu.
işler çok güzel ilerliyordu. abd mutluydu federal rezervler mutluydu, fbi, cia, kapitalist ve siyonist kuruluşlar mutluydu. çünkü 2000 yılına kadar hükumet onlarındı.
bu süreçte erbakan bir süre sessiz kaldı. muhtemelen baskılar vardı üzerinde. konuşamıyordu yani.
derken o da ne??
erbakan o güne kadar nasıl olduysa(!) fark edilmeyen bir açık buldu hükumette. hükumet güvenoyu almamıştı aslında bu işte bir şaibe vardı.
anayol hükumetinin aldığı 257 oy, güvenoyuna yetmiyordu. güvenoyu için 273 oy gerekiyordu.
hay allah. nasıl da gözden kaçardı bu(!)
erbakan ve refah partisi, bu kararı almak için bu hileye 3 ay boyunca tahammül etmişti. çünkü birileri erbakan'ı korkutuyordu. bu çok açık net ortadaydı.
erbakan, düşündü, taşındı ve adeta abd'ye rest çekerek 1996 yılında anayasa mahkemesi'ne başvurdu bu şaibenin araştırılması için.
anayasa mahkemesi, erbakan'ın bu serzenişine hak verdi ve hükumeti düşürmek zorunda kaldı. bu arada meclise mesut yılmaz hakkında gensoru verildi ve mesut yılmaz istifa etti.
bu kez süleyman demirel, zorunlu olarak erbakan'a verdi hükumet kurma görevini.
fakat refah partisi tek başına iktidar değildi. güvenoyu için yeterli milletvekili sayısı yoktu. ancak koalisyonla hükumet kurabilirdi,
işte tam bu aşamada doğru yol partisi girdi devreye.
erbakan'a sözde el uzattı.
böylece 54. hükumet yani refahyol hükumeti kuruldu.
bu erbakan'ın işine gelmedi tabii ki. erbakan hala korkuyordu. ve korkusunda da haksız çıkmadı.
erbakan ve partisi kendi politikalarını uygulayamadı. kendi yolunu çizemedi.
'çizemezdi' çünkü.
beraber hükumet kurdukları dyp karşıydı onlara,
abd nin başpiyonu süleyman demirel karşıydı,
ordu karşıydı.
ha tabi siz "yüce ordumuz, kutsal ordumuz, yüce türk ordusu, dünyanın en iyi üçüncü ordusuyuz, savaş çıksa abd'yi yıkarız yeaaağğ" diye zırlayabilirsiniz.
ama istediğiniz kadar zırlayın, bu ordu bizim ordumuz değil gençler. bu ordu amerika'nın ordusu. ittihat ve terakki'nin devamı bu ordu.
canı sıkıldığı zaman yönetime el koyabilen ordu. içlerinde istisnalar olabilir. ama onları da sustururlar istedikleri zaman.
bir de jitem var tabii, jitem'in kimler tarafından kurulduğunu jitem'in bizzat içinde yer alan itirafçılar açıklamıştır. fazla uzakta aramanıza gerek yok. (bkz: jitem)
neden yüce türk ordusunun komutanları durmadan intihar ediyor lan söylesenize. onları korkutan mı var? rahat bırakmayanlar mı var?
söyleyin!
eşref bitlis'i kim öldürdü??
kenan evren neden abd politikalarını bizim anayasamıza taşıdı??
80 darbesinde cezaevlerinde işkence yapan 'değişik şiveli şahıslar' kimlerdi anlatın.
okullara gelip, komünizm ve islam düşmanlığını küçük çocukların beynine aşılayanlar kimlerdi?
bakın bunları ben söylemiyorum. darbenin mağdurları söylüyor.
her neyse.
esas konumuz 28 şubat'tı.
erbakan bir süre sonra elinin kolunun bağlı olduğunu anladı. her şey üstüne geliyordu. mecburen istifa etti.
ardından refah partisi, sözde irticacı faaliyetleri nedeniyle kapatıldı.
partisindeki amerikan karşıtları, şükrü karatepe gibi davasına bağlı insanlar siyasi yasaklarla cezalandırıldı. tabii ki erbakan da.
bunun üzerine fazilet partisi kuruldu ve başına erbakan'ın sevdiği bir isim olan recai kutan getirildi.
bu sırada tayyip erdoğan okuduğu bir şiir gerekçesiyle hapse girdi. okuduğu şiiri aynen yazıyorum;
--spoiler--
Minareler süngü, kubbeler miğfer
Camiler kışlamız, mü'minler asker
Bu ilâhi ordu dinimi bekler
Allahu Ekber, Allahu Ekber.
--spoiler--
tabi burada akp'lilerin dikkat etmediği husus nedir? şiiri yazan kişinin ziya gökalp olması.
ziya gökalp'i bir araştırın derim. siyonizme yakınlığını çözmeye çalışın derim. islamcılar bunu zamanında çok tartışmıştır. konuşmuştur.
tayyip neden ziya gökalp gibi islamcılar arasında tartışılan birisinin şiirini okusun ki?
herneyse bunu daha sonra anlatırım, aklınızı yeterince karıştırmışımdır.
hikayenin bu kısmına kadar bir sorun yok. tayyip saf, temiz, dindar birisi gibi gözüküyor. değil mi.
işte ne olduysa bu şiirden dolayı hapse girdikten sonra oldu.
amerika tayyip'i iyi araştırmıştı. tayyip zaten amerika'ya sıcak bakan birisiydi. hapse girince amerika'nın ve siyonizmin eline düşmüş oldu bir yandan.
o da tıpkı hasan mezarcı gibi hapiste belli süreçlerden geçmiş ve nasıl olduysa değişmişti. bambaşka birisi olarak çıkmıştı hapisten.
(bkz: hasan mezarcı)
yanına amerika'ya sıcak bakan birilerini daha alıp parti kurması için görev verilmişti ona.
kimdi bu kişiler?
abdullah gül, bülent arınç, hüseyin çelik vs vs vs
yani fethullah gülen ve nur cemaati ışığında aydınlanan kişiler.
işte akp nin ampulü de buradan gelir.
"biz hem sizi nurumuz ile aydınlatacağız, hem de teknolojide amerika'nın, siyonist kuruluşların katkılarıyla gelişeceğiz, kalkınacağız 'allahın izniyle' ya alaaaah bismillaaah."
yani tam böyle olmasa bile bunun gibi bir şey anladınız siz.
bu açılım abd'nin ılımlı islam tanımının ta kendisidir aslında.
fethullah gülen, ılımlı islam planının öncüsüdür. islam'ın maddi hususlarını değil de manevi hususlarını ele almıştır hep fethullah gülen.
abd'nin islamcıları susturmak adına tam anlamıyla böyle bir piyona ihtiyacı vardı. fethullah bu tanıma birebir uyuyordu. onlar da bu adamı himayeleri altına aldılar. tabii.
zulme karşı durabilen bir adam değildir fethullah gülen.
zulümden kaçan adamdır.
kısasa kısas yapmaz.
bir yanağına vurursun. o geri çekilir. ya sabır çeker.
dönüp ne vuruyorsun bile diyemez.
onun islam anlayışı budur.
abd'nin istediği islam anlayışı da budur.
sessiz müslüman altındır onlara göre.
yani abd baktı ki islamı darbelerle tümden silemiyor. b planı olarak fethullah gülen piyonunu ileri sürdü ve yeni bir islam akımı yarattı.
yani ben burada yarattı dedim ya. hıh işte tam orada araya girip "yaratmak allaha mahsustur mübarek deme öyle şeyler" diyecek insanların islamı...
her neyse yine arayollara takıldık. anayola bir türlü giremedik.
fazilet partisi içindeki amerikancılar sivrilmeye başlamıştı.
tayyip hapisten çıkınca ilk iş olarak bu kişilerle görüştü. ve "yenilikçiyiz yenilikçi hülooooğğğ" şeklinde bir politikayla yeni bir parti kurulması gerektiğini anlattı.
kuruldu da..
tayyip tam halkın istediği gibi birisiydi. huzur vaat ediyordu. ona darbe yapılamayacağını çok iyi biliyordu çünkü.
kurnazdı, iyi de bir hatipti. insanları kandırmak kolaydı onun için.
ama kimse "ne oldu lan bir anda böyle değiştin? eskiden böyle değildin sen." diye sormadı buna.
peki nasıl medyayı, sendikaları yargıyı ele geçirdi? onu da kılıçdaroğlu'nun son meclis konuşmasına bakarsanız anlayacaksınız. çok iyi özetlemiş kemal beyefendi. ahan da şurada (bkz: kemal kılıçdaroğlu/#20331179)
işte...
olaylar bundan ibaret gençlik. kavramak çok zor değil. olayların başını yakaladımmı sonu çorap söküğü gibi geliyor elinize.
akp darbe ile başa gelmiştir.
üstelik darbeden yararlanarak.
darbeyi eleştirerek. en başta darbe karşıtlarından oy alarak.
aynı zamanda darbeyi yapanlarla işbirliği yaparak.
kısacası "mağduru" oynayarak.
peki ben soruyorum sayın ak gençlik. neden 28 şubat'ın asıl mağdurlarına oy vermediniz? neden bir anda erbakan'a düşman kesildiniz. ne oldu da tayyip bu konuma geldi. bunu bir sorgulayın.
not: partili değilim.
edit: (bkz: #20483394) düzelttim. herkesin kafası karışabilir canım kardeşim.
ben "islama saygı duy" dediğimde onlar "o zaman sen de ateizme saygı duy" diyorlar.
ben varlığa inanıyorum sen yokluğa. yokluğa neden saygı duyayım ki?
başörtüsünü temizlikçiler takar dediğine dair en ufak bir kanıt bulunmayan genel başgan.
tam tersi baş örtüsü özgürlüğü konusunda görüşlerini geldiği gün belli etmişti. tabii akp medyası dışındaki medya yayınlamıştı bu görüşleri. bilen biliyor.
onların zoruna giden de bu işte.
chp nasıl başörtüsü özgürlüğünü savunur yaaaağğğ, imkansız. chp laiktir. din düşmanıdır.
tabi canım tabi.
işinize gelince çok güzel perde çekiyorsunuz gözünüze. dinci pezevengler sizi.
ekleme: chp laiktir din düşmanıdır lafına mı takıldınız olum? ne beyinsizsiniz lan. onu sizin ağzınızdan söyledim ben şakirtler.
ancak oy kullanamama gibi basit nedenlerle eleştirilen insanoğlu.
türk telekom'u özelleştirirken, tüpraş'ı siyonistlere satarken sorun olmaz.
istifa etmesini isteyen adamlara çapulcu diyenler hiç sorgulanmaz. ama kılıçdaroğlu oy kullanamayınca dünya başlarına yıkılır. lan olm madem siyasetle alakanız yok, oy da kullanmayın. bırakın artizliği.
(bkz: akp ülkeyi kime sattı ki)
yıl olmuş 2013 hala bana arap şeysi diyenler var.
kardeşim. ben bunu aylar öncesinde anlattım. atatürk'ü sevmiyorum. nedeni çok da önemli değil. sevenlere bir şey demiyorum. hatta benim hayatımda tanıdığım en iyi insanların atatürkçü olduğunu da söylüyorum. türk düşmanı değilim. dostu da değilim. benim için insanın ırkından önemli özellikleri vardır.
ama arap ırkına toptan hakaret edecek genellemeyi yapacak adamlardan nefret ederim. ve kusura bakmasın ama ben ona "senin ırkın ne yapmış ki arap ırkını aşağılıyorsun" diye sorarım. umarım anlatabilmişimdir.
yani olay benim arapları sevmem değil, ırkçılık insanlık suçudur. bunu kime yaparsan yap. türklere karşı yapıldığını çok yerde gördüm ve ingilizcem yettiği kadar * türklere yapılan ırkçılığa karşı çıktım. ama türkler de kürtlere yapıyor bu ırkçılığı yıllardır. araplara da yapıyor, ermenilere de yapıyor. genelleme yapmıyorum tabii ki. yani benim türklerle bir alıp veremediğim yok. arap aşığı falan da değilim.