--spoiler--
Devlet Bahçeli, canlı yayın sırasında SMS yoluyla çok sayıda 'iktidara geldiğinde Öcalan ı idam edip etmeyeceği' yönünde soru geldiğinin belirtilmesi üzerine, 'Bunu kimlerin sorduğunu tahmin ediyorum' dedi.
Bahçeli, 'Bu soruya net cevabım şudur; Eğer AKP ye verdikleri sayısal çoğunluğu bize verirlerse savaş, savaş hali ve terör suçlarının idamını geri getiririm. Gerekiryorsa ülke için referandum yaparım. Toplumsal bir talep varsa, terörün kökü kazınıncaya kadar 367 milletvekiline sahip olursam Anayasa yı değiştirir, idamı getiririm, sosyal adaleti sağlarım' diye konuştu.
--spoiler--
nasıl yani ya? idam ve sosyal adalet aynı cümlede..
Nezihe Muhiddin, Türkiye'de kadınların siyasal haklarını elde etmeleri konusunda cesaretle mücadele vermişti. Yaptığı en önemli işlerden biri 1923'te Kadınlar Halk Fırkası'nı kurmasıdır. Üstelik bu parti henüz Halk Fırkası, yani Cumhuriyet Halk Partisi kurulmadan önce kuruluş çalışmalarını tamamlamış ve kuruluş dilekçesini vermişti. Ama faaliyetine izin verilmedi.
Bu girişimin dönemin 'erkekleri' tarafından hemen alaya alındığı kolaylıkla tahmin edilebilir. Bunlardan biri Akbaba dergisinin 21 Haziran 1339 (1923) tarihli sayısında yer almıştı. Mustafa Kemal liderliğindeki Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti o dönemde seçim beyannamesi olarak 9 Umde'yi (ilke) yayımlamıştı. Bunu çağrıştıracak bir şekilde, Nezihe Muhiddin'in Kadınlar Halk Fırkası'nın reisi olarak karikatürü çizilmiş (1923-nezihe muhiddin) ve Kadınlar Halk Fırkasının Dokuz Umdesi (ilkesi) şöyle sıralanmıştı.
1-Hâkimiyet bilakayd ü şart kadınlarındır. (Egemenlik kayıtsız şartsız kadınlarındır.)
2-Her zevç, zevcesine itaate mecburdur. (Her koca, karısına itaate mecburdur.)
3-Bütün ev işleri erkeklere aittir.
4-Erkek, kadının müsaadesi olmadıkça harem dairesinden dışarı çıkamayacaktır.
5-Muaşakatın sürat ve emniyetini temin için her mahallede gişeler açılacaktır.
6-Dulların istikbali temin edilecektir.
7-Ziynet eşyasının ithali serbesttir.
8-Taaddüt-i zevcat memnudur. (Dört kadınla evlilik yasaktır.)
9-Her kadın, indellüzum (gerektiğinde), kırk yaşına gelen zevcini (kocasını) tekaüde sevke (emekliye ayırmaya) veya gayri faale tefrike (ayırmaya) mezundur (yetkilidir).
Denizli'den aday olan Hasan Çetin sınır tanımıyor: Günler 28 saat olacak, dört saat fazla uyunacak, eve gelecek tellak her hafta vatandaşı keseleyecek
Bağımsız milletvekili adayı Hasan Çetin, mutluluğun resmini çizebileceğini söylüyor, Denizli'ye deniz getirmeyi vaat ediyor. 36 yaşındaki elektrik mühendisi Çetin'in vaatleri bununla sınırlı değil: Erkekler çocuk doğuracak, hamilelik dört aya inecek, vatandaşın her hafta sırtı keselenecek.
Seçim vaatlerini anlatan 50 bin broşür bastıran Çetin, kiraladığı seçim aracıyla mahalle mahalle dolaşarak hoparlörlerden sesini duyuruyor. Çetin siyasi partileri ve seçim propagandalarını protesto etttiğini belirterek vaatlerini şöyle sıralıyor:
Hayat bayram olacak.
Bütün şahinler mercedes görünümünde olacak.
Tülin'le Caner evlenecek.
Beslenen karga, gözü oymadan devletçe vurulacak.
Dolardan, altı sıfır atılacak.
Denizlispor, ligden hiç düşmeyecek. Fener Avrupa maçları oynanmadan mağlup sayılacak. Üç korner, bir penaltı olacak.
Çitlediğiniz çekirdeklerin hiçbiri acı çıkmayacak.
Beyazlar daha beyaz, renkliler ilk günkü gibi canlı olacak.
iftar vakti, en erken Denizli'ye gelecek.
Matematik kolaylaştırılacak, tüm denklemler birinci dereceden bir bilinmeyenli olacak.
El elin eşeğini türkü çağırarak aramayacak. Yalandan kim ölmüş, lafı kaldırılacak.
1 litre mazot alana 1 YTL para verilecek.
Sadece çarşambaları çalışılacak. Günler 28 saat olacak. Artık, dört saat fazla uyunacak.
Sigara, zararsız olacak.
Rio karnavalı, Türkiye'de düzenlenecek.
Parti liderleri geri gelmemek üzere Antarktika'ya gidecek.
Afrika ve Ortadoğu kökenlilerde yaygın görülen kadın sünneti, Britanya'da büyük bir sorun haline geldi. Ülkenin en büyük polis gücü uygulamayı ihbar edenlere 40 bin dolar ödül verecek
Özellikle Afrika ve Ortadoğu'da yaygın olan kadın sünneti, yetkililerin engelleme çabalarına rağmen Britanya'da giderek büyüyen bir problem haline geldi. Ülkenin en büyük polis gücü olan Londra Metropolitan Polisi, başlattığı kampanyayla kadın sünnetinin artık bir suç olarak görülmesi için çalışacak. Polis 'operasyonu' ihbar edenlere 40 bin dolar (yaklaşık 52 bin YTL) ödül vereceğini açıkladı.
Britanya'da kadın sünneti özellikle Afrika ve Ortadoğu'dan gelen birinci nesil göçmenler arasında yaygın. Polis, ellerinde kesin sayılar bulunmadığını belirtiyor, ancak polisle ortak çalışan ve Londra'daki hastane ve kliniklerde sünnet mağdurlarını tedavi eden Comfort Momoh, her yıl 400-500 kızın kendilerine geldiğini söylüyor.
Britanya yasalarına göre kadın sünneti yapmak ve organize etmek 14 yıl hapis cezası olan bir suç, ancak ülkede şimdiye dek kimse bu nedenle hapse atılmadı. Polis 66 bin kızın risk altında olduğunu tahmin ediyor. Kampanyayı bu dönemde başlatmasını da 'yaz tatilinde kızların yurtdışına götürülüp sünnet edilmesi' olarak gösteriyor.
Vakalar yazın artıyor
Kadın sünnetinde klitoris ve cinsel organın diğer bölgeleri çıkarılıyor. Uygulamaya onay verenler sünnetin, kızın cinsel isteklerini ehlileştirdiğini ve namusunu koruduğunu söylüyor. Ancak uzmanlar sünnet olan bebek, kız ve kadınların fiziksel ve ruhsal açıdan ömür boyu süren sağlık sorunları yaşadığını söylüyor. Yetkililer kızların daha uzun sürede iyileşmesini sağladığı ve üstü kolayca kapatılabildiği için vakaların özellikle yazın arttığına inanıyor.
Salimata Badji-Knight, dört yaşındayken doğduğu Senegal'de sünnet edilmiş. Ailesinin pikniğe götüreceğini söylediği kız, burada tıbbi eğitimi olmayan kadınların saldırısına uğramış. Şimdi evli olan ve Londra'da yaşayan Badji-Knight, çocuk sahibi olamamaktan korkuyor ve yeni vakaları engellemek için deneyimlerini paylaşıyor.
Somali doğumlu model Waris Dirie de sünnet kurbanlarından. Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, Dirie'ye bugün kadın sünnetine karşı yürüttüğü çalışmalarından dolayı 'Chevalier de la Legion d'honneur' (Şövalye nişanı) verecek. **
işçi-memur ayrımının ortadan kaldırılarak tüm çalışanların tek çatı altında toplanması, 87 ve 98 Sayılı Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) sözleşmelerinin gereklerinin yerine getirilmesi, kayıt dışı ile mücadele ve sosyal güvenlikte yeni bir düzenleme yapılması, Türk-iş in çalışma hayatını ilgilendiren talepleri arasında yer alıyor.
Haberin devamı
Türk-iş mektupta, demokratikleşme, örgütlenme, insandan yana ekonomik ve sosyal politikalar, istihdamın artırılması, kayıt dışıyla mücadele, vergi politikası, özelleştirme, sosyal devlet anlayışının yerleşmesi, çalışma hayatı, sosyal güvenlik ile dış politika
ve AB süreci ile ilgili isteklerini sıraladı.
ILO nun 87 Sayılı Sendika Özgürlüğü ve Sendikalaşma Hakkının Korunması Sözleşmesi, 98 Sayılı Örgütlenme ve Toplu Pazarlık Hakkı Sözleşmesi ile örgütlenmenin önünü açan uluslararası sözleşmelerin, Anayasa nın 90. maddesi ışığında mevzuata yansıtılması talep edilen mektupta, bu sözleşmelerin gereklerinin yerine getirilmesi, ayrıca Avrupa Sosyal Şartı nın adil ücret, sendikalaşma, toplu pazarlık ve grev hakkıyla ilgili maddelerine konan çekincelerin kaldırılması istendi.
iŞ GÜVENCESi YENiDEN DÜZENLENMELi
iş güvencesinin kapsamının 4857 Sayılı iş Kanunu ile daraltıldığına dikkat çekilen mektupta, iş güvencesinin uluslararası sözleşmelere uygun, yaptırımlı ve tüm çalışanları kapsayacak şekilde yeniden düzenlenmesi gerektiği belirtildi. Emeğin sömürülmesine yol açan taşeron uygulamaları, iş sözleşmelerinin devri, ödünç iş ilişkisi, esnek çalışma, telafi edici çalışma ve fazla süreli çalışmanın ILO sözleşme ve tavsiye kararları konusunda düzenlenmesi talep edilen mektupta, başta hak grevi olmak üzere, grevler üzerindeki kısıtlama ve yasakların kaldırılması gerektiği ifade edildi.
Türk-iş in çalışma hayatına ilişkin taleplerinden bazıları şöyle:
Sendikal mevzuatta yapılması düşünülen değişiklikler, sosyal tarafların talepleri doğrultusunda, hak kayıplarına neden olmayacak ve çalışma barışını bozmayacak şekilde düzenlenmelidir.
Tüm çalışanların tek çatı altında toplanması, Türk-iş in genel ilkelerindendir. Yapay işçi-memur ayrımı kaldırılmalı, 657 Sayılı Kanun kapsamında Anayasa nın 128. maddesi esasları içinde yürütülecek görevler memurlar eliyle yürütülmeli, bunlar dışındaki çalışanların aynı sendikal evzuata tabi olmaları sağlanmalıdır.
iş sağlığı ve güvenliği çağdaş normlara uygun hale getirilmeli ve iş yerleri yoğun bir biçimde denetlenmelidir.
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, Anayasa Mahkemesi nin kararları dikkate alınarak, tüm taraflarla asgari müştereklerde sağlanacak uzlaşı doğrultusunda yeniden düzenlenmelidir.
işsizlik sigortasından yararlanma şartları, ödenek miktarı ve süresi yeniden düzenlenmeli, işsizlik sigortası fonu amacı dışında kullanılmamalıdır.
Devlet, yeniden istihdam yaratıcı, üretken ve verimli yatırımlar yapar hale getirilmelidir.
Özel sektör yatırımlarının teşvikinde, istihdam yaratma özelliğine öncelik verilmeli, sektörel teşvik sistemine geçilmelidir.
Ülkemizde yüzde 50 oranında seyreden kayıt dışı ekonomi ve kayıt dışı istihdam önlenmelidir. Bu amaçla, kayıtlı istihdam artırıldıkça gelir vergisi ve sigorta prim kesintisi oranları azaltılmalıdır.
Vergi yükü, kazanç ve servete göre adaletli bir biçimde dağıtılmalıdır.
Asgari ücret, iki çocuklu bir ailenin insanca yaşamasına yeterli düzeyde olmalı ve altı ayda bir enflasyon ve ekonomik büyümeye endeksli olarak artırılmalıdır.
Emekli, dul ve yetim aylıkları devlet desteğiyle yükseltilerek, bu kişilerin insanca yaşamalarına olanak sağlanmalıdır. *
Guantanamo, terörle mücadele yasası, 'Bizimle olmayan bize karşıdır' açıklaması, askerlerinin ülke dışında yargılanmadan muaf olması, Afganistan ve Irak'ı işgali, bir milyondan fazla Iraklıyı öldürmesi, uluslararası hukukun yasakladığı silahları kullanması, Irak'ın alt yapısını yıkması, ülkeyi bölmeyi hedefleyen mezhepsel fitneyi körüklemesi, Lübnan'a karşı israil'le birlikte açtığı geçen temmuzdaki savaş ve israil'in Filistin'deki taşkınlıklarını, tecrit duvarını, düzenlediği suikastları, çocuk, kadın ve sivilleri öldürmesini onaylaması... gibi
insanların kafasında, kamunun, yani halkın bizzat kendi gücüyle kollektif olarak herhangi bir sorunu çözemeyeceği fikrini oluşturmak ve dolayısıyla kollektif çözümler üreten yaklaşımları boşa çıkartmak, sosyalizmin alternatif bir düşünce olarak yaşamasına imkan bırakmamaktır. neoliberal ideolojiler de denmektedir.
alınan tüm kararlarda oluşumun bütün üyelerinin söz sahibi olması, uygulanması kararlaştırılan eylemlere herkesin katılması anlamına gelir. bu doğrultuda yöneticiler seçimle başa gelir. yöneticiler kongrelerde alınan kararlara bağlı uygulamalar gerçekleştirirler. alınan kararlara bütün üyeler uyar.
eleştiri ve özeleştiri mekanizması bu sistemin olmazsa olmazıdır. yeniden eskiye kadar oluşuma katılan herkes bu hakka sahiptir. zaten örgütlenmenin yapıtaşlarından biride budur.
demokratik merkeziyetçilik, sosyalist yığın şeklinde örgütlülüktür. bu sistemde sorumluluklar sınanır, her sorumluluk beraberinde yetki getirir. herşey oluşumu oluşturan üyelerin elindedir.
yazını sümerler tarafından m.ö 3400 yıllarında bulunmasıyla ve Balamir komutasındaki hun'ların 375 yılında batıya doğru göç etmesiyle başlayan kavimler göçü yle biten dönemdir.
işçi sınıfının ve onun marksist-leninist partisinin ideolojisinin ve politikasının uluslararası ilişkiler alanındaki temel ilkesidir; burjuva milliyetçiliğinin, şovenizmin ve kozmopolitizm in karşıtıdır.
proleterya enternasyonalizmi ilkesi, işçi sınıfının uluslararası karakterinden, onun bütün ülkelerdeki yaşam ve mücadele koşullarının ortak oluşundan,ortak sınıf düşmanının uluslararası sermayede odaklanması gerçekliğinden kaynaklanır ve işçi sınıfının ortak çıkarlarını, hedefini ve aktif dayanışmasını dile getirir.
ulusların birbirleriyle olan ilişkilerini değerlendirirken, ulusun köhneleşmiş bir fenomen olduğunu ve yerini uluslarüstü birleşmelere bırakması gerektiğini ileri süren görüşün ve teorinin adıdır.
az önce 8 firmanın katılımıyla başlayan devlet malını yabancı ağırlıklı sermayeye satıştır.
1 milyar 50 milyon dolarlık teklifle başlamıştır. gider ayak hükümetin bize golüdür.
PETKiM 28.5.1986 gün, 3291 sayılı kanunun 13. maddesindeki hükme istinaden 11.9.1987 gün ve 87/12184 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile özelleştirme kapsamına alınmıştır.
Halka açık bir şirket olan Petkim, özelleştirme ile ilgili çalışmalarını sürdürmekte olup ekonomik ömrünü tamamlayan Yarımca Kompleksinin TÜPRAŞ Türkiye Petrol Rafinerileri A.Ş.ne satışı 2001 yılında gerçekleşmiştir.
Ülkemizin en gözde şirketlerinden olan Petkim, 50'yi aşan petrokimyasal ürün yelpazesiyle bugün sanayimizin vazgeçilmez bir hammadde üreticisi durumundadır. Petkim 'in ürettiği hammaddelerden plastikler ve sentetik kauçuklar; inşaat, tarım, otomotiv, elektrik, elektronik, ambalaj sektörlerinin önemli girdileridir. Sentetik elyaflar ise tekstil sektöründe kullanılmaktadır. Ayrıca, ilaç, boya, deterjan, kozmetik gibi birçok sanayi için girdi üretilmektedir.
Petkim yılda 3.2 milyon ton brüt üretim gerçekleştirmesinin yanında insana saygılı, çevreye duyarlı üretim teknolojisiyle ve kültürel, sosyal, ekonomik yaşamımıza yaptığı katkılarla yurdumuzun gurur kaynağıdır.
Hrant Dink cinayetinin ilk duruşmasında sanık avukatı Fuat Turgut, Dink ailesini destekleyenlere ve avukatlarına hakaret yağdırdı. Turgut, 'Devletin bekası için çarpışanlar suçlanmamalı' dedi
AGOS Gazetesi Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesi davasının ilk duruşması hakaretlerle başladı. Hayal'in avukatı Fuat Turgut duruşma öncesi, müdahillere, "it sürüsü toplandı. Hepiniz Ermenistan'a gidin" dedi. Turgut duruşma arasında da, "Eğer evimizde rahat uyuyorsak, bunu Muzaffer Tekin, Korkut Eken gibi insanlara borçluyuz" diye konuştu.
Dink'in, Şişli'deki gazete bürosu önünde O.S. tarafından öldürülmesinden tam 6.5 ay sonra ilk duruşma dün istanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Beşiktaş'taki adliye binasında ve bina çevresinde erken saatlerden itibaren geniş güvenlik önlemleri alındı, girişe bariyer kuruldu. Yüzlerce avukat, adliyenin sol bölümünde toplandı.
O.S.'yi cinayete azmettirdiği öne sürülen Yasin Hayal'in avukatı Fuat Turgut, Erhan Tuncel'in anne ve babası ile avukatı Cahit Can Yanık adliyede hazır bulundu. Tutuksuz sanıklar Büyük Birlik Partisi (BBP) Trabzon il Başkanı Yaşar Cihan ile Hayal'e, Mc Donald's bombalaması sonrasında avukat tutulmasını sağlayan BBP'li işadamı Halis Egemen de sanık avukatlarıyla bekledi.
'Çete ortaya çıkmalı'
Duruşma öncesi Dink'in avukatı Fethiye Çetin, savunmayı, bu suçun çok organize ve planlı biçimde işlendiği, istanbul ayağı da bulunan çetenin ortaya çıkarılması gerektiği üzerine kuracaklarını söyledi. Ayrıca polis ve askerlerin görev ihmalinin bulunduğunu, delillerin yok edildiğini, suç ve suçlunun övüldüğünü belirterek, sorumluların bu davada yargılanması gerektiğini anlattı.
Hayal'in avukatı Turgut da müvekkilinin suçunun azmettiricilik değil, yardım ve yataklık olduğunu ve Tuncel tarafından 'milli hislerinin kullanıldığını' belirterek, "Eğer bir çete varsa Tuncel ve yukarısında aranmalı" dedi. Hayal'in avukatı Turgut'un, adliye girişinde kışkırtıcı ve hakaret içeren ifadeleri gerginliğe yol açtı. Avukat Ümit Abanoz'a göre Turgut, güvenlik kapısından geçerken koridora girmek isteyen katılımcılara "it sürüsü" diye hakaret etti. Avukatların uyararak susmasını istediği Turgut, gazeteci Çandar'a "Yakanızda neden fotoğraf yok" diye sordu. Çandar, "Cenazede takmıştık" diye yanıt verdi. Turgut, bunun üzerine "Cenazede siz de 'Katil devlet' diye bağırdınız mı?" diye sordu. Çandar, "Cenaze sessizdi görmediniz mi?" derken, Turgut'un tutumunu kışkırtıcı bulan avukatlar ve katılımcılar tepki gösterdi. Bir avukat "Ben de Hrant Dink'im!" deyince Turgut, "O zaman canınız cehenneme! Ermenistan pasaportunuz var. Ermenistan'a gidin!" dedi.
Turgut'un hakaretleri sürerken adliye girişinde Dink'in eşi Rakel ve kızı Delal, güvenlik kapısında göründü. Ortam sakinleşirken Turgut, Çandar ve diğer gazetecilere bu kez "Brüksel lahanası" diye hakaret etti. Avukat Fuat Turgut, duruşma arasında gazetecilerle konuşurken, Susurlukçuları ve Danıştay saldırısına adı karışan, Ümraniye'de bir evde ele geçirilen el bombalarıyla ilgili tutuklanan emekli yüzbaşı Muzaffer Tekin ve emekli binbaşı Fikret Emek'i övdü. Turgut şöyle dedi: "Eğer hepimiz evlerimizde rahat uyuyorsak bunu Özel Harekât'ın kurucusu Hüseyin Kocadağ'a, Kıbrıs gazisi kahramanımız Muzaffer Tekin'e, Güneydoğu dağlarının, Kuzey Irak dağlarının büyük kahramanı Korkut Eken'e ve Fikret Emek'e borçluyuz. Bunlar gibi daha yüzlerce milliyetçi var. Devletin bekası için kahramanca çarpışmış insanlar var. Bunların suçlanması doğru değil. Dink cinayeti üzerinden, bu bahane edilerek vatanseverlik karalanıyor. Etnik çete zihniyeti öne çıkarılıyor. Dink'in eşinin, yakınlarının dilekçelerinde apaçık şekilde Türkler ve devlet soykırımla suçlandı. Devlet güçleri karalanmaktadır." Duruşmada, Osman Altay, irfan Özkan, Salih Hacısalihoğlu ve Veysel Toprak tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edildi.
sivas'ın yıldızeli ilçesine bağlı banaz köyünde pir sultan abdal'ın doğumu gerekçesiyle alevilerin kutladığı şenliklerdir.. kurbanlar kesilir.. semahlar dönülür.. temmuzun ilk haftasında başlıyor üstelik..
sıfır beden * kadınlarda gözlenen durumdur. çocuk reyonundaki 13-14 yaş kıyafetler bu kadınlara olduğundan çok daha ucuza giyinebilirler. aksine manken vücutlu, boylu poslu hatunlardır bunlar.
Geleneksel 15. UZ Festivali 22-24.06.2007 tarihleri arasında Dortmund da gerçekleştirildi
Almanya Komünist Partisinin (DKP), haftalık gazetesi UZ (Unsere Zeit/Bizim Zaman) adına gerçekleştirdiği geleneksel festivalin 15. si 22-24 Haziran 2007 tarihlerinde Dortmund-Revierparkinda yapıldı. Tüm dünya komünistlerinin temsilcilerinin katıldığı festivale, DKP nin daveti üzerine Ürün Sosyalist Dergi de Avrupa temsilcileri aracılığıyla katıldı.
Festivale ilgi büyüktü!
Almanya solunun gerçekleştirdiği en büyük etkinlik sayılan UZ Festivali ne bu yıl da ilgi büyüktü. Yaklaşık 50 bin kişinin katıldığı festival son derece canlı etkinliklerle doluydu. Festival boyunca çeşitli çocuk etkinlikleri, canlı müzik programları, konserler, fotoğraf ve resim sergileri ile önemli tartışmaların ve fikir alış verişlerinin yapıldığı okuma-tartışma oturumları yapıldı.
Festivale asıl ilgi ise gençlerden yöneldi. Yeni bir dünya kurma umudunun pekiştirildiği geleceğe daha bir güvenle bakılabilmesini sağlayan bu durum festivali farklı bir açıdan da değerli kıldı. Gençler etkinliklerin hemen hepsinde aktif rol aldılar, etkinlikleri ilgiyle izlediler.
Yaşasın proletarya enternasyonalizmi
UZ Festivali bu yıl da dünya komünistlerinin ve işçi sınıfı dostlarının buluşma noktası oldu. Festivalde Almanya dan ve dünyanın çeşitli ülkelerindeki komünist, sosyalist ve solcu örgütler tanıtım masaları kurdular. Almanya da bulunan göcmen Kurulusu DIDF, Die Linke, PDS, sosyalist günlük gazete Junge Welt, Neues Deutschland etkinliğe katılanlar arasındaydı. Ayrıca PDS milletvekili Sevim Dağdelen de etkinliklere katkı sundu.
Küba ve Vietnam ise kurdukları büyük çadırlarla festivale katıldılar. Küba nın çadırında, çeşitli ülkelerin elçileriyle bir toplantı yapıldı. Toplantıda Vietnam elçisi de hazır bulundu. Ayrıca Avrupa, Asya, Latin Amerika partilerinden temsilciler de toplantıya katıldı. *
anadolu ve arap plakaları arasında var olduğu bilinen erzincandan izmire kadar olan bölgede milyonlarca yıl önce bulunan ve şimdi tamamen kapanmış olan okyanus.
ojeyle boyandığı takdirde ne suyla çıkıyor ne de koku yapıyor. gıcır gözlüğünüzü değide boyası dökülmüş gözlüğünüzü boyamanız şiddetle önerilir çünkü aseton asıl boyayıda çıkarıyor. hemende kuruyor. **
- baba para verir misin kıyafet alayım kendime
+ ** bu üzerindekiler çok güzel kaç tane daha alacaksın aynısından!
- aynısından almıycam merak etme sen.. meblayı belirlemek sana kalsın hadi..
+ devrimci çocuğu bozarmış giysilerle gezer! ben böyle büyümedim. boyacılık yaptım ciklet sattım ben!
- baba yemezler.. **
Bilindiği gibi, uranyum zenginleştirme işlemi; doğal uranyumdaki U-235 ve U-238 izotoplarının birbirlerinden ayrıştırılarak, fisil olarak nitelendirilen U-235 çekirdeklerinin oranının daha yüksek olduğu bir izotop bileşiminin elde edilmesine deniyor. Türkiye de bu işlem yapılmıyor.
TR-2 reaktörünün, zenginleştirilmiş uranyumdan oluşan yakıtı, bir miktar U-238 içerdiğinden, reaktörün çalıştırılması sırasında bu çekirdeklerden bazıları nötron yutarak, iki beta bozunmasından sonra Pu-239 izotopuna dönüşür. Dolayısıyla, her termal reaktörde olduğu gibi, TR-2 reaktörünün de çalışması sırasında bir miktar plutonyum üretilir. Pu-239, U-235 gibi fisil bir çekirdektir ve bu nedenle, bir yandan oluşurken, diğer yandan, nötron bombardımanı altında parçalanmaya uğrar. Yine de, her an için reaktörde bir miktar plutonyum bulunur. Ancak, Türkiyede yakıt işleme tesisi bulunmadığından, kullanılmış yakıtların içindeki plutonyumu ayrıştırmak imkanı yoktur. Olsa dahi bu işlem, Türkiyenin de imzacısı olduğu Nükleer Silahların Yaygınlaşmasına Karşı Antlaşma (Nuclear non-Proliferation Treaty, NPT) gereği, Uluslararası Atom Enerjisi Komisyonunun (International Atomic Enerji Agency, ) yakın denetimi altında yapılmak zorundadır.