twitter üzerinden muhalefet adı altında insanlara hakaret eden anonim isim arkasında saklanan bir varlığın kimliğinin açıklanması olayıdır. hakaret edip takıştığı birisi kendi profilindeki bilgiler kullanarak kimliğine ulaştığını iddia etmiş ve bu kimliği yayınlamıştır. görülen o ki doğru tespit yapılmış. şimdi ölüm tehidid vs. ile gündem değiştirilmeye malum bazı internet sitelerinde haber yapılmaya çalışılan bu kişi muhtemelen işlediği hakaret suçlarından dolayı savcılığın abonesi olmaktan korkuyor. artık herkes kim olduğunu biliyor. tek dilekçeleri yeter. yaptığı muhalefet değil kendisiyle aynı grüşte olmayanlara karşı edepsizlik olduğu için layıkını bulmuş bence. ha bir de milliyette yakınları chpli değil demişler. fotoğraflarını yalanlamadığına göre gerçek olduğunu sonucuna varırsak o elindeki fenerbahçe bayrağı değil sanırım! bu kadar ağzı bozuk birinin çocuklara eğitim vermesi içler acısı bir durum. bence en önemli kısmı bu!
durakta bekleyen birini suçsuz yere alıyorlar diyenler bu şahsın masumiyetini belgelemişler anlaşılan!
sırf poşu taktığı için kimse ceza almıyor. yarın başka bir örgütçüyü yakalasalar bu sefer de pembe don giydi diye cezalandırıldı mı diyeceksiniz bakalım örgüt papağanları?
---alıntı---
Kırmızıgül'e, 'PKK'ya yardım etmek, patlayıcı madde bulundurmak ve mala zarar vermek' suçlarından toplam 11 yıl 3 ay hapis cezası verildi.
Özel yetkili istanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, Kırmızıgül'ün 'kamu görevlisine görevini yaptırmamak için direnmek' ve 'güvenliği kasten tehlikeye sokmak' suçlarından ise beraatine hükmedildi.
Mahkeme heyeti Kırmızıgül'e, 'PKK/KONGRA-GEL örgütünün çağrısı ve amaçları doğrultusunda 20 Şubat 2010 tarihinde yasadışı gösteriye katılarak, etrafa molotof kokteyli atıp örgüte yardımcı olduğu gerekçesiyle 6 yıl 3 ay, patlayıcı madde bulundurmak suçundan da 4 yıl 2 ay hapis ve 100 TL adli para cezası verdi.
Kırmızıgül, olay tarihinde bir mağazaya taş ve molotof kokteyli atarak zarar verdiği gerekçesiyle de 10 ay hapis cezasına çarptırıldı.
sırf poşu taktığı için kimse ceza almıyor. yarın başka bir örgütçüyü yakalasalar bu sefer de pembe don giydi diye cezalandırıldı mı diyeceksiniz bakalım örgüt papağanları?
Kırmızıgül'e, 'PKK'ya yardım etmek, patlayıcı madde bulundurmak ve mala zarar vermek' suçlarından toplam 11 yıl 3 ay hapis cezası verildi.
Özel yetkili istanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, Kırmızıgül'ün 'kamu görevlisine görevini yaptırmamak için direnmek' ve 'güvenliği kasten tehlikeye sokmak' suçlarından ise beraatine hükmedildi.
Mahkeme heyeti Kırmızıgül'e, 'PKK/KONGRA-GEL örgütünün çağrısı ve amaçları doğrultusunda 20 Şubat 2010 tarihinde yasadışı gösteriye katılarak, etrafa molotof kokteyli atıp örgüte yardımcı olduğu gerekçesiyle 6 yıl 3 ay, patlayıcı madde bulundurmak suçundan da 4 yıl 2 ay hapis ve 100 TL adli para cezası verdi.
Kırmızıgül, olay tarihinde bir mağazaya taş ve molotof kokteyli atarak zarar verdiği gerekçesiyle de 10 ay hapis cezasına çarptırıldı.
devlet sitelerindeki kıytırık açıkların suistimaline dayalı şov yapan klavye devrimcileridir. kısa süreli defacement dışında adam gibi bir hack gerçekleştiremişlerdir. bazı gazetecilerin büyüttüğü gibi profesyonel bir hacker grubu değildir. gerçekten dedikleri gibi birileri olsalardı ufak tefek ve farkedildiğinde çoluk çocuk tarafından bile istismar edilebilecek hatalarla şov yapmaz savaş ilan ettiklerini söyledikleri kurumlara gerçekten zarar verebilecek birşey başarabilme potansiyelleri olurdu. hoş kızıl faşizmi savunanları desteklememiz söz konusu olamaz ama en azından söyledikleri kaale alınabilecek, tehditleri gülüp geçilmeyecek derecede olurlardı.
basit defacementlar duvar yazısıdır. duvarı boyarlar olur biter. siz daha kendi hesaplarınıza sahip olamıyorsunuz bırakın orak çekiçli klavyelerinizle lamerlık oynamayı!
11 Ocak 1971 tarihinde aynı kişilerin gerçekleştirdiği iş Bankası Emek şubesi soygununu anmak için neden ankara emek'te de her yıl 11 ocak günü toplanmadıkları sorulması gereken kişilerin etkinliğidir. hani bir zamanlar onların yürüdüğü yollarda yürümek, yolunuz yolumuzdur diye bağırmak hoşunuza gidiyor ya ondan söyledim.
idam edilmese muhtemelen o zamanların bir diğer marksist öğrenci lideri harun karadeniz gibi hapishanede ölüp gidecek, adını birkaç komünist dışında kimse bilmeyecek, yerli bir che yaratılması uğruna ismi bayraklaştırılmayacaktı.
prpagandasını yapanlar tarafından 7 mayıs'ta da bir üniversite dekanının dövülmesi, okulun işgal edilmesi, 8 mayıs'ta ise bir özel banka şubesinin soyulmasıyla anma törenlerine devam edilmesini beklediğim bir dönemin şehir eşkıyası. kendisini gerçekten anmak bence böyle olur. madem yolu yolunuz buyrun yürüyün de görelim ne kadar sıkıyor ne kadar gerçeği söylüyorsunuz!
asılmış olması üzerinden kahramanlık edebiyatı yapanlar bunu da yapsınlar, toplanıp yürümek bağırıp çağırmak yetmez. o deniz'in ilk günlerinde yaptığıydı. devamını yapamadan onu anmış, hatırasını yaşatmış sayılmazsınız. benden söylemesi. hem korkmayın idam kalktı, sizi de asmazlar...
hırsızlık hırsızlıktır, kimin kimden çaldığı bu gerçeği değiştirmez diyemeyen eşkıyalık yanlılarının zoruna giden gerçektir.
evinizi soyan hırsız devrimciyim derse cezasız kalması için elinizden geleni yapacağınıza nasumusunuz ve şerefiniz üzerine söz verin samimiyetinizi kabul edelim. ha bir de mesajın dibine adresinizi yazın da okuyan devrimci hırsızlar size bir uğrasınlar.
devrim için banka soymayı savunanların evlerine giren hırsız devrimcisim derse tüm eşyalarını gönüllü veremiyorsa katılmaması gereken yürüyüştür.
suçu teşvik edenler layıkını bulduğunda asla mağdurum diye ağlamamalıdır.
bizde ikiyüzlülük olmaz. kemalizme şapka çıkaran çakma komünistlere göre gerici olmak normaldir. zaten komünizmi de en iyi siz anladınız o yüzden uluslacıların kankası oldunuz!
rumuzum özgürlük evet.hırsızlık ve eşkıyalığa özgürlük tanımak da özgürlüğü hakedenlerin özgürlüğünü gasbetmektir. bunu siz anlamazsınız, basit bir şehir eşkıyasından kahraman çıkaran kapasiteniz buna yetmez elbette ama normal insanlar iyi anlıyor merak etmeyin.
dile getirildiğinde deniz gezmiiiiiş, fidaaaaan, astılaaaar, kıydılaaaaarr diye ağlaşan tiyatrocuların renginin birden mora dönmesine sebep olabilen gerçektir. milleti için tek faydalı işi bulunmayan, şiddeti marifet sanan bir şehir eşkıyasından kahraman yaparsanız sonunuz böyle olur, zorunuza gitmesin.
(bkz: deniz gezmiş in banka soymuş olması)
bu konudan bahsedilmeyecektir tabi ki. ya da diğer şehir eşkıyalığı eylemlerinden. görüşleri yüzünden değil de eşkıyalık yüzünden adli takibe uğrayıp içeri atılmış olduğundan da. o günlerde bolca dağıtılan idam kararından nasibini alması üzerinden gzelleme yapılacak sanki emperyalizme karşı diye asıldı imajı verilecektir. o dönemlerdeki tüm idamlar sorgulanmalıdır evet ama idam edildi diye bir şehir eşkıyasını kahraman yapmak da eşkıyalığı ve terörü savunmaktır.
asıl amacı devrim ve abd emeryalizmiyle mücadeledir denilince herkesin her türlü pisliğine güzelleme yazması beklenen marksist şehir eşkıyası.
idam kararının o dönemde çocuğa şeker verir gibi dağıtılmasından o da nasibini almıştır. bu kısım eleştirilebilir, o dönemlerdeki idam kararları irdelenebilir ama fazlası bir şehir eşkıyasından kahraman yaratmaktır evet. zoruna giden otursun ağlasın dursun. okulda dersleri engellemek, dekan odası basmak, habire kavga etmek, banka soymak, soygunu engellemek isteyen polislere (abd askeri onlar değil mi!) kurşun yağdırmak asil hareketlerdir diyenler de o zaman hırsızlığa övgü dizenlerdir.
(bkz: deniz gezmiş in banka soymuş olması)
bu gerçeği örtbas edemeyenler solcu olduğu için asılan fidan güzellemesi ile göz boyama yapıyorlar yine. zorunuza tekrar gidebilir ama pkk denen eşkıya sürüsü ondan çok daha fazlasını yapıyor, bilmem farkında mısınız? ben yöntemleri arasında temelde bir fark göremiyorum!
hırsızlık devrimciyim diyen biri tarafından yapılırsa meşrudur diyenler, evlerini soyan hırsız da devrim için yaptım derse davacı olmaktan vazgeçerler mi acaba?
alın size akit gazetesinden çok güzel bir değerlendirme yazısı. soruyor: deniz gezmiş belki idamlık suç işlememiş olabilir ama çocuklarınızın okulda eşkıyalık yapan banka soyup soygunu engellemeye çalışan polis memurlarına kurşun yağdıran bir şehir eşkıyası olmasını mı isterdiniz ki onu bir idol, bir kahraman gibi sunuyorsunuz?
ttnet sistemindeki kesintiyi bile kendileri yaptı diyebilecek/dedirtecek kadar uçmuşlar. zarara gören web siteleri değil de vatandaşın bağlandığı hatlar olduğuna göre erçekten sizdiyseniz ne yaptınız lamerlar, gidip fiber optik bağlantı merkezinde kabloya çişinizi yaptınız da ondan mı arıza oldu diye sormak istiyorum ama sanal bunlar malum.
ha bu arada en son akıncılar diye bir grup bunları patlatmış.
istabul'un bir pazar sabahı daha canına okuyacak eğlence imiş. spormuş. adı da çok güzel hani!!!
spor dediğin köprüden yürüyerek geçmek midir diye sormak lazım. nedir bu birilerinin sürekli spor adına halka işkence etme sevdası!
19 mayıs diyince mussolini modeli ve artık sadece kuzey kore'de uygulanan militer şovları anlayanların ruhtan ve manevi değerlerden bahsederek komik olmasına vesile olan kişi. hem bu adamı alkışlayıp hem de o törneleri izlemeyene ne denildiğini buraya forum kuralları gereği yazmaıyorum.
mussolini italyasını model alan şovların sona erdirilesinden rahatszılık duyan dinozor zihniyetlilere verilen tepkidir. sırf iktidar karşıtlığı uğruna kuzey kore hariç örneği olamayn bir kutlama şeklini savunmanın anlamı bellidir. kaldırılan 19 mayıs kutlamaları değil kutlamaların bunların mussolini modeli yapılmasıdır. bunu da kafanıza sokun!
mussolini geleneğinin devam etmesini arzulayan dinozorlaşmış zihniyetin başvurusunun sonucudur. kutlamaların nerede nasıl yapılacağına dair kanun olmadığına ve yöntemi bakanlığın tasarrufunda bulunduğua göre bu kararın gerekçesi iyice okunmalı ve ideolojik yargı muhalefetinin devam edip etmediği sorgulanmalıdır.
salt iktidara muhalefet veya ideolojik kaygılarla gençlerin eğitimden uzaklaştırılmasına neden olan militer şovların devamını arzulamak normal bir düşünce tarzı değildir.
gençlerin kendilerinin bile umursamadığı militer şovları izlemekten zevk alan ihtiyarlar bayram etmeye çalışabilir ama suyu tersine akıtamazlar. gelişmiş hiçnbir ülkede bulunmayan bu kalıntılar elbet normalleşecek.
chp dir. kabak tadı vermeye başlayan ve onyıllardır sınırlı sayıda oyun üzerine çıkamayan yönetimlerin kendi aralarında kabak tadı veren çekişmeleriyle meşhurdur. halkın bu partiyi iktidar olamamaya mahkum etmesindeki hikmet de bu kurultay denen çekişmelerle açığa çıkmaktadır. yiyin birbirinizi efendiler, ne yaparsanız yapın yeter ki bu millete musallat olmayın!
kendilerinden sağlık sigortası yaptırmak isteyenlere iki kez düşünmesi tavsiye edilen sigorta şirketi. hizmet kalitesi ve sağlık giderlerinin karşılanma düzeyi konusunda son zamanlarda bu firma hakkında ciddi şikayetler duyulmakta...