taktir edilesidir. çizgifilmin yapımcıları japon samurai kültürünü ve amerikan hip hop kültürünü başarıyla birleştirmişlerdir. bu kolay iş değildir. top topu 5 bölüm olmasıda afro samurayı diğer animelerden ayıran bir farktır.
14 yaşında bir gencim. günde 6 kez mastürbasyon yapıyorum. arkadaşlarım az olduğunu söylüyorlar. ayrıca penisimin boyu ereksiyon halindeyken 9 cm bu normal mi?
-merabalar efendim.
*hoş geldiniz buyrun.
-hoş bulduk.
*bize kısa özgeçmişinizi anlatırmınız.
-efendim ben yıllarca shaolin rahipliği yaptım.
budistim yani, 4 yaşında girdim tapınağa 17 yaşında birincilikle mezun oldum. sonra buraya geldim. londraya önce güvenlikçi olarak işe alındım. sonra din konularında tecrübeli biri aranıyor diye ilan verişsiniz geleyim dedim. hem hristiyan alemi ilk defa sekiz kişinin yardımı olmadan yürüyebilen papaya sahip olur. tabi beni alırsanız.
bir kung fu sistemidir. shaolin rahipleri mantis böceğindeki savunma sisteminden etkilenerek aynı adı taşıyan mantis kungfu'yu ortaya çıkarmışlardır. http://www.youtube.com/watch?v=Wb2BsmY_Uhs
Mekanik fizik bilimlerinin en eskisidir. Kaldıraçları ve suyun kaldırma kuvvetini kapsayan tarihteki ilk yazılı mekanik prensipler Arşimet'e (M.Ö. 287-M.Ö. 212) aittir. Kendisinden sonra gelen ibn-i Heysem, ibn-i Sina, ibn Bacce gibi müslüman bilim adamları ile Galilei, Kepler, Leonardo da Vinci, Varignon, d'Alembert, Stevinus, Newton, Lagrange gibi batılı bilim adamlarının çalışmaları sayesinde Mekanik bugünkü seviyesine gelmiştir.
Şamanizm ya da Kamcılık (şamanlar tarafından "deneyim" olarak ifade edilir), varlığı tüm insanların tarihinde erken taş devrine ve daha da geriye kadar kanıtlanabilen, inisiyasyon içeren bir vecd ve trans tekniğidir.
Günümüzde bazı batılıların ilgi duyup tekrar uygulamaya başladıkları şekline ise Neo-Şamanizm denir.
Şamanist inisiyasyonda her şaman adayı rüyalar, trans, ruhların isim ve fonksiyonları, şaman teknikleri, ‘gizli dil’ gibi bazı konularda bir eğitimden geçirildikten sonra şaman olabilir. Asya Şamanist inisiyasyonlarında sırra (mister) erme denilen “inisiyatik ölüm” ya da “cehenneme iniş” deneyimi Sibirya ve Orta Asya’daki Şamanist Türkler’in (Yakutlar, Altaylılar vs.) geleneklerine göre, hami-rehber ruhlarca, yeraltı denilen öte-alemde veya spiritüel gök katlarında gerçekleştirilir. Bu deneyim, fiziksel olarak, genellikle, orman, kır, mağara gibi toplumdan uzak ve kutsal sayılan bir yerde gerçekleştirilir. Şaman (Kam) adayı önceden hazırlık eğitimini almış olsa da, sırra (mister) erme denilen bu deneyimi yaşamadan adayın şamanlığı resmîleşmez. Bu deneyimi ancak gereken hazırlık eğitimini almış şaman adayları geçirebilir. (Hazırlık eğitimi, ancak, dalgınlık, olup bitene ilgisizlik, birtakım nöbetlere tutulma gibi ön belirtiler gösteren adaylar arasından, bir iç çağrısı alma ve mağaralarda haberci rüyalar görüp hami-rehber varlıklarıyla irtibata geçme gibi ilâhî “seçilme” belirtileri göstermiş olana verilir.) Davulu transa girmeyi kolaylaştıracak bir şekilde kullanmayı öğrenmiş aday, birtakım acı verici sınavlara tâbi tutulduktan sonra, ölüm deneyimini yaşamak üzere, transa girer. Şaman adayı birkaç gün süren bu deneyim boyunca, ruh ve beden bağları gevşemiş halde yatar. inisiyasyonlardaki cehenneme iniş ya da ikinci doğuş denilen bu olgular Şamanizm’de şaman adayının vücudunun sembolik olarak parçalanması suretiyle organlarına ayrılması ve sonra bu parçaların birleştirilmesi veya etlerinden sıyrılmış kemiklerinin etlenmesiyle vücuduna yeniden kavuşması olarak simgelenir. Sırra erme denilen bu süre zarfında, hami-rehber varlıkları şamanın ruhuna şamanlığı için gerekli her şeyi öğretirler. Öğrettikleri arasında meslek sırları, “gizli dil”, hastalıkların özellikleri, iyileştirilme yolları da bulunur. Bu işlemler bittiğinde ve hipnotik uykudan çıktığında, aday kendini birtakım güçlerle donanmış ve bir hayli değişmiş halde bulur. Artık yalnızca bedensel gözleriyle değil, ruhani gözüyle (kalp gözüyle) de görebilmektedir.
ninjutsuyu sadece bir dövüş sporu olarak görmek, okyanusu sadece dalgadan ibaret görmek gibidir. ninjutsu hayatta kalma sanatıdır. ninjalar önce doğal felaketlerden ve kazalardan hasar almadan kurtulmayı öğrenirlerdi. daha sonra savaş eğitimine başlarlardı. ninjaların dövüş felsefesi minimum güçle düşmanı yok etmeye dayanır. bu durum ise ancak düşmanın zayıf ve ölümcül noktalarına saldırarak elde edilir. bu zayıf noktalar sinir ağları, çakra noktaları, eklem yerleri, atar ve toplar damarlardır. ninjalar bu zayıf noktalar kyusho bölgesi derler.
bu gün bujinkan budo taijutsu olarak geçen ninjutsu sanatının türkiyedeki tek eğitmeni ercan şarbat'tır.
Onkoloji kanserin oluşumu, nedenleri, kalıtımla ilişkisi, tanısı, tedavisi, kanserle ilgili istatisikler ve kanserden korunmayla ilgilenen tıp dalıdır. Kanser bir tümör türüdür, kötü huylu (kötücül, habis, malin) tümörleri ifade eder.
Onkoloji Türkçede 'kanserbilim' olarak ifade edilebilir.
Hapkido geniş bir yelpazede; kol ve ayak eklem kilitlemeleri, fırlatma, Her türlü ayak teknikleri, el teknikleri ile akrobatik jimnastik, eğme, bükme ve sinir noktalarına baskı tekniklerinin yanında ateşsiz her türlü silahı ustaca kullanmayı, günlük hayatta kullanılan eşyaları birer silaha dönüştürmeyi öğretir.Bir spordan ziyade meşru müdafaaya uygun bir sanat olduğunu söylemek daha doğrudur. Yaşa bağlı olmaksızın hem kadınlar hem de erkekler tarafından öğrenilebilir.
Hapkido, yani savunmanın dosdoğru yapıldığı yer anlamına gelen ve yaklasık 1000 yıllık bir tarihi olan Kore savunma sanatının filizlendiği merkezlerde oluşmuştur. Bunların önde gelenleri hanedanlık sarayları, budist tapınakları ve savunma ordusunun yetiştirildiği ordu karargahlarıdır.
Uzakdoğu savunma sanatı bir savaşın yöntemi olmaktan çok her insan ruhunda barınan yıkıcılık ve korkaklık gibi duyguların eğitilip onura ve erdeme götüren yola (DO) doğru mesafe kaydetmektir.
Savunma sanatlarında uygulanan teknikler birer dövüş kalıplarından çok ruhu ve bedeni eğiten egzersizlerdir.Bu yüzden sanat temeli kazanmış olan savaş tekniklerinin belli nefes teknikleri ve konsantrasyonlarla çalışılan meditasyon bölümleri vardır; Hapkido’da Ki-Gong gibi. Amaç düşmanı yok edip ortadan kaldırmak değil fakat ona karşı savunarak onu kazanmanın yolunu keşfetmektir.
Kuark temel tanecik ve maddenin temel bileşenlerinden biridir. Kuarklar bir araya gelerek hadronlar olarak bilinen kompozit tanecikleri oluştururlar. Bunların en kararlı olanları atom çekirdeğinin bileşenleri proton ve nötrondur. Renk hapsi denilen bir olgu sebebiyle kuarklar asla yalnız bir şekilde bulunmazlar; onlar sadece hadronlar dahilinde bulunabilirler. Bu sebeple kuarklar hakkında bilinenlerin çoğu hadronların gözlenmesi sonucunda elde edilmiştir.
Çeşni olarak bilinen altı tip kuark bulunmaktadır: yukarı, aşağı, tılsım, acayip, üst ve alt, Yukarı ve aşağı kuark bütün kuarklar içinde en düşük kütleli olanlardır. Daha ağır kuarklar parçacık bozunması yoluyla hızlıca aşağı ve yukarı kuarka dönüşürler: yüksek kütle durumundan daha düşük kütle durumuna dönüşüm. Bu sebeple yukarı ve aşağı kuarklar evrende en yaygın olanlardır, bununla birlikte tılsım, acayip, üst ve alt kuarklar sadece yüksek enerjili çarpışmalarda (kozmik ışınlar ve parçacık hızlandırıcılarda) oluşabilir.
Parçacık fiziğinde çekirdek kuvvetinden etkilenen atomaltı parçacıklara hadron adı verilir. Hadronlar temel parçacıklar olmayıp kuark ve karşı kuark olarak adlandırılan fermiyonlar ve gluon olarak adlandırılan bozonlardan oluşan bileşik parçacıklardır. Gluonlar kuarkları bir arada tutan kuvvetli etkileşimin taşıyıcısıdır.
Tüm atomaltı parçacıklar gibi hadronlar da Poincaré grubunun gösterimilerine karşılık gelen şu kuvantum sayılarını taşırlar: J PC(m), burada J spin, P parite, C C paritesi ve m kütledir. Hadronlar ayrıca izosipin (veya G parite), s-çeşni gibi çeşni kuvantum sayıları taşıyabilir. Hadronları iki sınıfa ayırmak mümkündür:
Baryonlar fermiyondur. Atom çekirdeğinin yapıtaşıdırlar ve baryon sayısı olarak adlandırılan (B) korunan bir kuvantum sayısı taşırlar. Nükleonlar, yani proton ve nötronlar için B=1'dir.
Mezonlar bozondur ve mezonlar için B=0'dır.
Hadronların çoğu baryonların tüm kuvantum sayılarının kabuk kuarkların kuvantum sayılarından çıkarılabileceğini söyleyen kuark modeli sayesinde sınıflandırılabilir. Baryonlar için üç kabuk kuarkı söz konusu iken mezonlar bir kuark-antikuark çiftinden oluşur. Dolayısıyla her kuark B=1/3 olan bir fermiyondur.
Uyarılmış baryon ve mezon durumları rezonanslar olarak adlandırılır. Her taban durum hadronunun pek çok uyarılmış durumu olabilir ve deneylerde bunların yüzlercesi gözlemlenmiştir. Rezonanslar kuvvetli etkileşim aracılığıyla çok kısa sürelerde (yaklaşık 10−24 saniye) bozunurlar.
Kuark sınıflandırmasının dışında kalan mezonlar da vardır. Bu mezonlar egzotik mezonlar olarak adlandırılır. Bunların arasında yapışkantopu, karmamezon ve dörtkuarklılar vardır. Günümüzde kuark modelinin dışında olarak bilinen tek baryon beşkuarklıdır. Bu baryonun varolabileceği kuramsal parçacık fizikçileri tarafında öngörülmüş olmakla birlikte Ocak, 2007 itibariyle varlığı hakkında kesinleşmiş deney verisi bulunmamaktadır.
Kuvvetli etkileşimleri açıklayan temel kuram olan kuvantum renkdinamiğine göre tüm hadronlar tek parçacık uyarılmış durumlarıdır. Bu kuram KRD skalasının altındaki enerjilerde renk hapsolunumu olarak adlandırılan bir özellik barındırdığı için bu uyarılmış durumlar temel alanlar olan kuark veya gluonlara değil, renk yükü taşımayan bileşik hadronlara karşılık gelir.
KRD maddesinin diğer fazlarında hadronlar yok olabilmektedir. Örneğin, KRD tarafından çok düşük sıcaklıkta ve düşük basınçta kuark-gluon etkileşiminin çok zayıflayacağını ve hapsolunumun ortadan kalkacağı öngörür. Asimptotik özgürlük olarak bilinen bu özellik, GeV ve TeV arasındaki enerji mertebelerinde deneysel olarak kanıtlanmıştır.