belki de en beğenilmeyen, ''bu benmiyim la'' eleştirilerine mağruz kalan fotoğrafır ve bir o kadar da hayatımızın içindedir. siz o fotoğrafı çekinirken gülümsemeniz gerektiğini hissdersiniz yada gülünüz diye uyarılırsınız üstüne parlak bir shop yapılır ve görüntü cenneten çıkmış parlak süleyman gibi olur.
dünyanın içinde bulunduğu galaksinin bu bölgeden geçeceği tahmin edilen ve elektro manyetik bir alan olduğu tahmin edilen söylenti. tahminlere göre bu bölgeye mağruz kalacak dünya, elektrik ses ve ışıktan bir süre mahrum kalacak her yer karanlık olacak. bir nevi dünyanın kendini arındırma zamanı yada devir atlama dönemi olacak diye tahmin ediliyor. tarih olarak da aralık sonu söyleniyor.
peşin edit: ben bilgilerin yalancısıyım yine mayalarla ilgili olduğu söyleniyor ama yok öyle bişey, pekte anlamam böyle şeylerden. kaynaksa çeşitli yerlerden okuduğum için özet geçtim ama kolay bulunabilir.
bu aralar sık sık duyulan cümle. cümleye pozitif bakmak gerekirse; kişinin dini inancıyla ilgili oluşan şüphe sonucu söylenme ihtimali yüksektir, hem kafa karıştırıcıdır mesela darwin bilmem kaç yaşında ölmüştü 70 i geçmiş olsa gerek. daha iyi örnekleri vardır tabi.
iyi ki başıma gelmeyen durumdur. dağın başında arkadaşımın başına gelmiştir ve kendisi götünü hissetmediğini söylemiştir. rüzgarla birlikte kaybedilen ısı bi hayli etkileyebiliyor bünyeyi ve tutmak en iyisidir.
öncelikle başıma gelen durumdur. nedeni ise yabancı madde olarak gösterilen elle yıkama bulaşık deterjanıdır (arap sabunu köpüren pril.vb). bilinmesi gerekense bu tür deterjanlar köpürüyor ve makinenin giderini tıkamakla birlikte uzun süre farketilmezse bazı zamanlar bozabiliyor.
ayrıca; ben hayatımda bu kadar köpük görmedim, arkadaşları çağırdım israf olmasın diye mutfakta köpük partisi yapıcaz.
iki gün önce evime gelen küçük yavru köpeğim iki gün içinde banyo hariç işemedik yer bırakmadı fakat bi hatam vardı işediği yeri koklatıp kızıyordum ama köpek nereye işeyeceğini bilmiyordu bunu geç anlamıştım. köpeği artık hapsettim ve yeni sahibine ertesi gün kavuşacak idi ve son kez eve aldım çünkü pisletmediği bir yer yoktu son kez yap yapacağını; fakat beni şaşırtan bir şey oldu köpek çorabımla oynarken birden bıraktı ve koşarak banyoya yöneldi meraklandım ve peşinden gittim ilk defa banyoya girmişti çok şaşırmıştım banyoya işemişti ve masum bakışlarıyla benim bir şey dememi bekliyordu bende sevdim ve aferin dememle üstüme atladı. kucağıma aldım yüzlerimi yalamaya başladı garip bir mutluluktu.
ileri ki zamanlarda tutarsa anonim olabilecek hikayelerdir.
örneğin; yıllar önce televizyonlar 3 boyutlu iken, bir adam varmış ve durumu iyi değilmiş çünkü başlarında çocukları sevmeyen biri varmış. bir gün bu fakir adam zengin olmuş ve yarışmaya katılmış yarışmada zenginler ve fakirler diye iki grup varmış. zenginlerin parası varmış ve sorunları da o kadar büyükmüş, fakirlerin ise paraları yokmuş ama çok mutlularmış sorunları fazla büyük değilmiş çünkü paraları azmış. yarışma esasına göre bu zengin olmuş adama sormuşlar zenginlerin arasına mı gitmek istersen yoksa fakirlerin arasında zengin kalmak mı istersin? adam düşünmeden zenginleri seçmiş.
yarışmayı yöneten kişi ardından demiş ki bakalım zenginler seni isteyecek mi aralarında isterlerse yarışmayı kazanacaksınız demiş. tabi bu arada fakirler ondan umudunu kesmiş parası var artık bize bakmaz demişler adam bunların farkında değilken zenginlerin arasına girmiş. buna sormuşlar nereden geldin, ne kadar paran var diye, adam yalan söyleyememiş her fakirin geldiği bir yer söylemiş, parası da zenginler kadar fazla değilmiş.
yarışmayı kaybedeceğini anlayan bu adam fakir kardeşlerinin arasına dönmek istemiş fakat bu sefer de kendini fakirlere beğendiremeyeceğini unutmuş...
bir yerlerde gördüğüm açılamaya göre kişinin kendi osuruğu burun hormonlarında lavanta etkisi yaratmaktadır fakat başka biri için düşünülürse lağama düşmüş sıçan gibi hissetme durumu saptanmıştır.
doğalgaz, su, elektrik, hastane masrafı, ilaç, çalışmadan aylık gelir, ev, burs, vergisiz araba, faizsiz banka fonu ve en önemlisi benzin tl üzerinden kuruş hesabıyla ücretlendirilen bir yer düşünün, evet burası libya idi.
ülkemizde asker politikası, insanla bomba ilişkisini düşünürsek; karşı görüş bombayı bir yerden alıyor, patlatacağı yeri belirliyor, patlatacağı yere yöneliyor, bombayı eline alıyor, bombanın pimini çekiyor, bombayı atıyor, bomba patlıyor. bu olay örgüsünde maalesef ki askerimizin görevi bomba patladıktan sonra başlıyor, en azından çoğu zaman.