18 sene falan yaşar.. ondan sonrasına yaşam denmez zaten.. bence 18 yaşında hala yanında kız olmayan erkekler uyutulmalı.. bi kalabalık etmesinler.. zaten durumlar kötü.
Çivisi çıkartılan, sağdan soldan emir almaya başlayan hukukumuzun ve kendi memurunun ailesini; eşlerinin/babalarının katilinin parasına muhtaç eden sistemin suçudur bu adamın serbest kalması. benim gözümde en az suçlu kendisidir.. zira doğasının, karakterinin gerektirdiğini yapmıştır.. bu girişimlerinin bu kadar çabuk başarıya ulaşması esas acı olan.
iyi bir okulda okuyup, akşamları arkadaşlarıyla dışarılarda takılabiliyor ve erkek arkadaşıyla tatile gidebiliyor diye dünyanın her yerindeki üniversiteler tarafından kabul edilmesi gerektiğini düşünen bir hanım kız. transkripti altın kaplama sanırsın. köpeği besliyosan kendine besliyosun.. erkek arkadaşınla tatile gidiyorsan kendine gidiyorsun.. akşam "en iyi arkadaşlarınla" gezme tozmalarını kendine yapıyorsun.. senin muhteşem bir hayatın var ve bu avustralya'lılar senin bu muhteşem hayatını yakından takip etmedikleri gibi takdir de etmedikleri için suçlular öyle mi?.. adamlar türkiye'den öğrenci istemiyorlar.. "ama ben farklıyım" diyerek çemkirmek saçma olmuş.. o zaman ben daha farklıyım.. bildiğin marjinalim hatta lan.. gerekirse en ıslak gecelerimin fotoğraflarını da yollarım bu adamlara.. yeter ki beni kabul etsinler.. bu nasıl mantık?
Beni sevme ya.. ben soyle buyuk seyler yasadim.. boyle sorunluyum.. artik boyle boyle seylere gucum yok.. bundan sonra mantigimla karar verecem falan filan cevaplarin alayidir.. lan her boku bi sen yasadin sanki.. bi tek senin mantigin isliyor zaten.. begemediysen begenmedim de.. sevmiyosan sevmiyorum de bitsin gitsin.. ne sekil yapiyosun ki?
Fiber altyapiyi kurduklari yerin "siteme tanımlanması" icin 1,5 ay bekleten.. ayni adrese nakil islemi yapacaklari abonelikleri 3 haftada beceremeyen.. yok yanlis nakil yapilmis, yok modeminiz geldikten sonra nakil icin bir daha basvurmaniz lazim vs. diye sacmalamaktan utanmayan il müdürlükleri bulunan çapsız bir firmadır.. daha kendi altyapilarini duzeltemeden fiber internet hizmeti vermeye kalkisiyorlar bir de.. lan sen daha nakil basvurusu almayi beceremiyorsun.. fiber internet saglamak senin neyine?
gerçekten babasının malı ise o marka, gayet haklı insandır.
burayı okuyorsa kendisinden bir kez daha özür dilerim zira ferrari veya porsche gibi bir arabası vardı.. o kadar fakirim ki ikisi arasındaki farkı bile bilmiyorum amk.
bir arkadaşımın arkadaşının akrabası ile lüks bir mekanda aynı masada oturmuştum zamanında sözlük..
farkettiğin gibi ebesinin örekesinden ancak bağlantı kurabildiğim insanlar sayesinde lüks mekanlara girebiliyorum.. neyse burayı geçelim.. hisleniyorum..
beni mekana götürdüler ama ben kimin kim olduğunu hiç biliyorum.. zaten ortam gürültülü.. e bende malım.. dolayısıyla masada ne konuşuluyor hiç anlamıyorum.. tek derdim masaya gelen şişeden toplam kaç bardak çıkacağını ve bunun oturanlar arasındaki dağılımının eşit olup olmayacağı idi.. dedim ya fakirim amk..
neyse baktım bir ara masada sucukların yapılış şekli.. tuz miktarı.. lezzeti falan tartışılıyor.. aha dedim.. mevzu sucuğa gelmiş.. tam benim alanım.. zira daha 2 hafta önce dana-hindi karışık sucuk almışım lan eve.. bim'den evet..
atladım hemen "x markası (marka ismi vermiyorum reklama girmesin diye çünkü tüm medya benim entrylerim peşinde.. adım adım takip ediyor.. önemli insanım lan ben.. sırıtmayınız lütfen) çok zor soyuluyo yeaa.. geçen bi arkadaşın evinde vardı alayım soyayım dedim.. soyarken kör oldum amk ahuhuhahaha" dedim.. amacım hem mevzuya hakimiyetimi göstermek hem de sempatik olmak idi.. masadaki en kirli sakallı ve en beyaz gömlekli arkadaş da cevaben "o bizim ürün.. hakiki sucuk öyle olur.. soyamadıysan ağzına da alamamışsındır sen şimdi" dedi bana.. masada kahahalar tabi.. belden aşağı göndermeyi anladım tabi ama.. hem iyi aile çocuğu olduğum, hem de baya bi mal olduğum için cevap veremedim.. onun yerine özür diledim.
Özürüme cevap alamadım zira o sırada yanındaki sarışın hatun ile karşılıklı sırıtışıyorlardı.. dikkati bende değildi abinin.. her neyse.. gece boyu 3-4 kez daha çeşitli bahaneler ile yine özür diledim.. ama yine cevap alamadım.. ne anlatıyordum lan ben? hah.. işte ondan sonra ben bi dellendim tabi.. inceden alkol de var damarda.. ee anadolu çocuğuyuz da bir yerde.. massada yok sayılmak dokundu tabi.. şişeyi aldım elime.. şöyle bir çevirdim.. "abi doldurayım mı bi tane daha?" dedim kirli sakallı, beyaz gömlekliye.. "yok canım var zaten" dedi.. bir kez daha özür diledim ben..
gece boyunca da gelen içki şişesinin etrafındaki kırmızı ışıkların ne kadar da şık göründüğünü düşündüm durdum... çıkarken de kalabalığı anca yarıp son bir gayretle. gri arabasının arkasından bir daha bağırdım özür dilerim diye.. ama biraz uzaklaşmıştı.. arabası hızlı tabi ne yapsın? o da haklı.. ama arabasının arkasındaki ambleminin orda ata benzeyen bir şey görüm gibi sanki.. bence ferrari idi.. atlı olan ferrariydi di mi lan?.. neyse bu da böyle bir anımdır.
güneş doğudan doğar gibi bir tespit.. bize yeni bilgiler verecek yazın arkadaşım şuraya.. kendimizi geliştirmeye giriyoruz şuraya.. neymiş kızlar sıçmazmış.. yok ya.. aman ne şaşırdım.
okuyabildiğim kadarıyla hiç bir kız cevap vermediği için amacına tam olarak ulaşamayan sorulardır.. resmen başlığın testesteronu yükselmiş.. kıllanmış lan başlık.. her neyse soruma geçiyorum..
- yoğun aşk aramanızla yoğun mantık aramanız arasındaki geçişiniz çok çabuk ve hızlı oluyor.
soru olmadı lan bu.. nasıl oluyorda oluyor?.. evet bu soru oldu.. cevabınızı beklerim feysten eklerim.. saygılar.
insanın kulak memesinden tutup baş aşağı sallanmaya çalışmaları.
benim hayatta iyi anlaşamadığım sadece iki tür canlı vardır sözlük.. 1-insanlar, 2-hayvanlar..
tabi ki kuş millettiyle de aram yok.. annemle babam almıştı seneler önce bir tane ruhsal problemleri olan muhabbet kuşu.. ne zaman dışarı salınsa benim kulak mememe saldırırdı.. baş aşağı duramayıp düşünce de bana kızardı.. bu kez gözümü gagalamaya kalkardı falan.. neyse ben bir gün dayanamadım resti çektim annemlere.. dedim ya o kuş ya ben.. sonra işte kuş dediler.. baktım ciddi ciddi gönderecekler beni evden.. "ben bu kuş için mi dedim? hayır benim bu kuşun ismini zikrettiğimi duyan oldu mu?" falan dedim de kaldım evde.. sonra öldü işte kuş.. bi gece ne olsuyda valla hiç birimiz anlamadık.. hık dedi gitti.. bu da böyle bir anımdır.
parasini odeyip ama ayni zamanda gidip 12 ay da askerlik yapmak istedigim nane.. ama mesela canim sıkıldığında tezkeremi alip gelebilecem.. ya da ne bileyim komutan pataklamama izin verilecek.. tek kisilik, banyolu, sicak sulu, tv ve wireless baglantisi olan bir odada kalicam.. tabi bilgisayar ve cep telefonuma karisilmayacak.. yemekleri acik bufe isterim misal.. begenmezsem disardan soylerim 5 kurusta para vermem.. tsk karsilasin derim.. bi de izin konusunu acikliga kavusturmak gerek.. izin istemem.. yani istemem derken istemeden cikar giderim.. canim isterse donerim istemezse donmem.. cok afedersiniz de 10 yaz her sey dahil istedigim otelde birer hafta takilabilecegim parayi sirf tsk bana tebelles olmasin diye istiyorlar lan.. para vereceksem sartlarim bunlar.. isinize gelirse.
otobüste koridora oturarak muhtemel bir uçak yolculuğunda da su gibi hosteslere yakın olmak maksadıyla yine koridoru kapmaya çalışacak olan erkektir.. yolunu yapıyordur.
zaten malum bolgeye "avret yeri" diye seslendikten sonra herhangi bir tehlike kalmayacağından her yerini göstereblir efenim. avret ne lan? insanı sevişmeden soğutur yemin ederim.
Diger tum meslekler gibi muhendislik de "tamamlanabilir" olmadığından gülünç olmaya mahkum bir programdır. Örneğin bir matbaacı fark derslerini alarak endüstri mühendisi olabiliyor ise o zaman endüstri mühendisi olan kişinin zaten aynı zamanda bir matbaacı da olabilmesi gerekir. Peki mümkün mü? ne mühedisi olursa olsun bir mühendisin gidip matbaacılığı en başından öğrenmesi gerekir. O halde onlar neyi nasıl tamamlıyorlar 3-5 ders alarak? Zaten bu ülkede mühendislik mesleğinin günümüzde ve gelecekte parıl parıl parlamadığı aşikar.. mevcut fakültelerin en az %50'sinin sorgusuz sualsiz kapatılması gerekirken birileri kendini daha iyi hissedecek diye binlerce daha mühendis ünvanlı şahsı piyasaya salmanın hiç bir mantığı yok. Bu gerçekler ortadayken mühendis akademisyenlerin de tepki reflekslerine açık ve anlayışlı olmak lazım. Bu hakkı uyduran kurulun kararı kurulu bağlar akademisyenin kararı da akademisyeni. Kurul çok biliyorsa gidip tamamlama öğrencilerine mesleki dersleri kendisi anlatabilir. Olay bu kadar açık.