bugün

bir markayı babasının malı gibi savunan insan

gerçekten babasının malı ise o marka, gayet haklı insandır.

burayı okuyorsa kendisinden bir kez daha özür dilerim zira ferrari veya porsche gibi bir arabası vardı.. o kadar fakirim ki ikisi arasındaki farkı bile bilmiyorum amk.

bir arkadaşımın arkadaşının akrabası ile lüks bir mekanda aynı masada oturmuştum zamanında sözlük..

farkettiğin gibi ebesinin örekesinden ancak bağlantı kurabildiğim insanlar sayesinde lüks mekanlara girebiliyorum.. neyse burayı geçelim.. hisleniyorum..

beni mekana götürdüler ama ben kimin kim olduğunu hiç biliyorum.. zaten ortam gürültülü.. e bende malım.. dolayısıyla masada ne konuşuluyor hiç anlamıyorum.. tek derdim masaya gelen şişeden toplam kaç bardak çıkacağını ve bunun oturanlar arasındaki dağılımının eşit olup olmayacağı idi.. dedim ya fakirim amk..

neyse baktım bir ara masada sucukların yapılış şekli.. tuz miktarı.. lezzeti falan tartışılıyor.. aha dedim.. mevzu sucuğa gelmiş.. tam benim alanım.. zira daha 2 hafta önce dana-hindi karışık sucuk almışım lan eve.. bim'den evet..

atladım hemen "x markası (marka ismi vermiyorum reklama girmesin diye çünkü tüm medya benim entrylerim peşinde.. adım adım takip ediyor.. önemli insanım lan ben.. sırıtmayınız lütfen) çok zor soyuluyo yeaa.. geçen bi arkadaşın evinde vardı alayım soyayım dedim.. soyarken kör oldum amk ahuhuhahaha" dedim.. amacım hem mevzuya hakimiyetimi göstermek hem de sempatik olmak idi.. masadaki en kirli sakallı ve en beyaz gömlekli arkadaş da cevaben "o bizim ürün.. hakiki sucuk öyle olur.. soyamadıysan ağzına da alamamışsındır sen şimdi" dedi bana.. masada kahahalar tabi.. belden aşağı göndermeyi anladım tabi ama.. hem iyi aile çocuğu olduğum, hem de baya bi mal olduğum için cevap veremedim.. onun yerine özür diledim.

Özürüme cevap alamadım zira o sırada yanındaki sarışın hatun ile karşılıklı sırıtışıyorlardı.. dikkati bende değildi abinin.. her neyse.. gece boyu 3-4 kez daha çeşitli bahaneler ile yine özür diledim.. ama yine cevap alamadım.. ne anlatıyordum lan ben? hah.. işte ondan sonra ben bi dellendim tabi.. inceden alkol de var damarda.. ee anadolu çocuğuyuz da bir yerde.. massada yok sayılmak dokundu tabi.. şişeyi aldım elime.. şöyle bir çevirdim.. "abi doldurayım mı bi tane daha?" dedim kirli sakallı, beyaz gömlekliye.. "yok canım var zaten" dedi.. bir kez daha özür diledim ben..

gece boyunca da gelen içki şişesinin etrafındaki kırmızı ışıkların ne kadar da şık göründüğünü düşündüm durdum... çıkarken de kalabalığı anca yarıp son bir gayretle. gri arabasının arkasından bir daha bağırdım özür dilerim diye.. ama biraz uzaklaşmıştı.. arabası hızlı tabi ne yapsın? o da haklı.. ama arabasının arkasındaki ambleminin orda ata benzeyen bir şey görüm gibi sanki.. bence ferrari idi.. atlı olan ferrariydi di mi lan?.. neyse bu da böyle bir anımdır.