izmit'in kendi özel sahnesine sahip tek tiyatrosu. bu dönemde uyan-ma isimli ersin çakmak'ın yazdığı ve taner büyükarman ile birlikte yönettikleri başarılı bir tek perde oyunları var. dram. ayrıca her cuma komed-ya ile doğaçlama oynuyorlar.
alternaiftiyatro.com 'da oyunlar ve tiyatro hakkında geniş bilgi var.
uzun bir zaman olsa da, geç keşfettiğimi düşündüğüm ve sonrasında türk olduklarına inanamadığım grup. Güzel müzik, özgün tasarımlar.. Bugün yeni EP'leri ile karşılaştım. Music Minus One 3. parçası Prisonfish ile yerlerini bende sağlamlaştırdılar. Aşağıdaki adreslerinden ücretsiz indirime açık, dinliyoruz.
Grubun 2011 Londra 02 sahnesindeki performanslarını izleyince tüyleri diken diken olan, gözleri yaşaran insandır. Böyle durumlarda kelimelerin anlamlarını yitirdiğini iyi bilir, susar : "the child is grown, the dream is gone."
2011 bitmeden, seneme damgasını vuran filmin ta kendisi the help. iki buçuk saat nefesimi tuttum filmin akışında sürüklenirken. oyuncu yoktu da, o zamanı gerçekten yaşayanları izledim, acılarını en derinden hissettim. viola davis bu senenin en başarılı kadın oyuncusudur benim için.
geçenlerden istanbul'da olan grup. it's personal'ı ile tanıdıgım, zor zamanlarımın destekçişi. bilmiyorum daha mı cok agzıma sıctılar, yoksa iyi mi geldiler. garip bir ilişki bizimkisi.
so it's another way
i'll take it back
i always do
i'll be anything without you
i could turn or being someone else
and almost everything that needs to will be done
i will be anything without you
i could turn or being someone else
and almost everything that needs to will be done
so it's another way
i'll take it back
i always do
so it's another way
i'll take it back
i always do
i will be anything without you
i could turn or being someone else
and almost everything that needs to will be done
i will be anything without you
i could turn or being someone else
and almost everything that needs to will be done
i turn out fading
it wasn't much to say
it wasn't much to say
i turn out fading
it wasn't much to say
it wasn't much to
i will be anything without you
i could turn or being someone else
and almost everything that needs to will be done
i will be anything without you
i could turn or being someone else
and almost everything that needs to will be done
alıntıları heryerde dolaşan, alıntılarıyla insanların okuduklarından ne kadar etkilendiklerini göstermeye çalıştığı ve başkalarının okumasını teşvik etmeye çalıştıkları kitaptır. kin'dir, yas'tır benim için. kolumdaki dövmelerin sebebi, kayra gibi bir karakterle bize anlatmaya çalıştığı, kinyas ile tam olarak söylemek istediğidir hakan günday'ın.
zaman aralıklarında okudum kinyas ve kayra'yı. böldüğüm zamanlarda hayatımda farklı şeyler düşünüyor ve hissediyordum. okurken kayra'ya kayıp giden asiliğim ve egom zamanla kinyas'la toparlandı.
aptal olmayın, dediği gibi "romanların, tuvalette okumak için yazılmış olabileceklerini nasıl düşünemedim?'' " demeyin daha sonra. iyi hazmetmek lazım kinyas'ın yolunu. Biz ailemizin deneyimlerinden nefret edip söz dinlemeyenler, bir kitaptan mı bütün hayat dersini alıyoruz?
Herkesin götünden anladığı, asiliğine yonttuğu kitabın, benim için tek önemli satırını yazacağım :
"../ Bu hayatta umut, sevgi, dostluk, insanlık var! Ölümse boş bir kağıt!"
bir unkle parçası.kadın vokal ve trip-hop'un eşsiz birleşimi.
"they say:
if you took it all away
this love would fall apart
i say:
no way
you don't know the size of my heart
vicious
suspicious
it doesn't matter what i say
users
and losers
there's nothing here to make me stay
bloodstain on a blue vein
take it with no shame
love tracks on a loose train
bloodstain
no gain
with no pain
my scars are deeper than you think
tie me
try me
one more time before i sink
big lies
big times
this love is not what we're about
it's too late
and i'm too straight
it's time to blow this fire out
bloodstain on a blue vein
take it with no shame
love tracks on a loose train
bloodstain on a blue vein
take me
softly
i'm going crazy for your touch
bloodstain on a blue vein
(blue....blood, blue....blood, blue...blood)
take it with no shame
(no...take, no...take, no...take)
i'm alone
and dissatisfied
and someone else is alone
and dissatisfied
firefox'un belkide sahip olduğu en iyi, en sağlam eklenti. fotoğrafları slideshow olarak aşmış bir görünüme sunuyor. destekleyen sitelere girdiğinizde, fotoğrafın yanındaki play tuşuna bastığınız an piclens devreye giriyor ve harika bir görselliğe kavu$uyorsunuz. tek kelime ile harika..
olması gereken oluşum, topluluk. Fotoğrafa gönül vermiş, hobi yada asıl olarak uğraşan yazarları birleştirecek, etkinlikler ile fotoğraf çekilecek, en azından birşeyler üretilecek. ileride uludağ sözlük fotoğraf topluluğu sergisi olsa harika olmaz mı?
bilmiyorum bu konu ne kadar ilgi görür, gerçekten üretmek ve gerçek olarak çabalamak isteyen kaç yazar var ama bir adım atıyorum.
termik santral tehlikesi ile karşı karşıya olan karadeniz ilçesi. alternatif çözümlere inanmayan bünyelerin zararlarını bile bile ve hatta diğer örneklerini göre göre uygulamaya çalışacağı politika. kurulması planlanan yer tarlağzı. küllerin gideceği yer karadeniz, turistlerin gideceği yön ise tam tersi. asit yağmurlarından, sebzelerde ve diğer yetişen ürünlerde çıkabilecek tahribatı söylerken kanser tehlikesini anlatmak bile istemiyorum. bu kadar yaşanmışlıktan sonra bu ülkede hala nasıl akıllar bunu mantıklı kabul edebiliyor anlamıyorum. rüzgar ve güneş enerjisi.. skeyim bu konuya girmek bile anlamsız, bu konunun gündeme gelmesi bile ülkeme karşı umudumu azaltıyor. amasra gibi güzellik yok olursa, bizim hiçbir değerimiz kalmamış demektir. bugün amasra'dan elime bir cd ulaştı, bartın amasra çevre gönüllülerinin ortak olarak yaptığı ve bütün açıklığı ile bu saçmalığı anlatan bir cd. kısa bir süre içinde orada burada görmeye başlayacaksınız. lütfen sessiz kalmayın etrafınızdaki herhangi birşeye.
ubuntu'da nvidia ve ati ekran kartınızı rahatlıkla yüklemenize yarayan program. envy'yi yüklediğiniz zaman arayüzünden önce [video kartınızın ati oldugunu varsayarsak] uninstall ati driver yaparak, üzerine install ati driver yaparsanız sorunsuz ekran kartınız tanınmış olacak. daha sonrasında xserver-xorg ayarınızı otomatik olarak yapmak isteyecek, bırakın yapsın. ve bi restart. tamamdır.
xp'nin verdiği ntldr is missing hatası ile açılmayan sistemden dosyalarımı kurtaran özgür işletim sistemi.
kısa bir süredir vmware workstation ile birlikte xp içinde ubuntu kullanıyorum. biraz biraz alışıyım diyerekten, direk olarak kurmadan kullandım. photoshop ve birkaç yazılımı bırakamama tam olarak kurdurmadı ubuntuyu bana.dün ntldr hatası ile xp açılmadı. internetten tam olarak ne olduguna da bakamadan afalladım evde. yedeği alınmamış o kadar dosya, giderse mahvoldum ben. herşey üst üste geliyor, hafiften arızalı olan dvd rom sıçtığım kurtarma dvd'sini okumuyor ve kurtarma konsoluna düşemiyorum. ( ntldr hatasından nasıl kurtulunacagını, arşivden çıkan eski win98 cd ile gittiğim komut satırından nasıl yapılacağını ntldr is missing e yazıcam ) ubuntu'nun live cd'sinden boot yapıyorum. cd'den açılan ubuntu bana harikalar sunuyor.cd'den çalışarak bana bütün hard diskime erişebiliyorum. dosyalarımı bir güzel başka bir yere yedekliyorum. daha sonra basıyorum install'una. güzelce biçimlendiriyor hard disk'imi. ne xp kalıyor nede 15 gb'ımı yiyen salak backup partisyonu. su anda canavar gibi ubuntu'dayım. ati ekran kartını tanıtmaktan başka hiçbirşey yapmadım. wireless, bluetooth ne bir yazılım yükleme ne birşey. herşeyi kendisi halletti saolsun, oradan soğuk bir içeçek uzatmasa da arkama yaslanıp bekledim.
biraz garip geliyor önce. xp'de öyle rahata alışmışız ki. burada uçbirim'e girip komut yazmak,yükleme yapmayı yadırgıyorum. ama çok uzun sürmüyor. hoşuma gidiyor artık. son sürümünü indirmiş olsamda biraz güncellemeye ihtiyaç duyuyor. 180 küsür mb'lık bir indirme yapıyor. başlangıçta mp3 ve videolarınızı açmak için ufak bir güncellemesi bile var. daha sonra kişisel kullanım amaçlı dosyarlara kendim göz atıyorum, geliştiriyorum. bu kadar kaynak okuyacağım aklıma gelmezdi. özlemişim. en sık kullandıklarım ve fazlaca işime yarayanlar şunlar ;
zaten benden önce birçok kişi karşılaştığım/karşılaşacağım sorunları yaşamışlar. istediğim cevaba ulaşıyorum. yeterli aslında bu iki kaynak. geri kalanı için ; google.
xp'de çoğunlukla kullandığımız her program için bir karşılık var açık kod dünyasında. photoshop için gimp, limewire için frostwire, flashget için multiget vs. karşılık bulmak için google'da şöyle yapıyorum, örnek olarak fotoğraflarımda hdr kullanırken photomatix kullanıyorsum xp'de. ubuntu yani linux için desteği yok bu programın. google'a "hdr software for ubuntu" yazdığımda çıkan sonuçlar bana direk olarak sonucu veriyor ve bingo : Qtpfsgui - The Open Source HDR Solution .
ayrıca msn ve ıcq gibi diğer ortam araçları için gaim ile birlikte geliyor ubuntu. fakat şiddetle kopete öneriyorum, çok daha güzel çok daha kullanışlı. yüklemek için yapmanız gereken terminal yani uçbirim'e girmek ve şunu yazmak ;
sudo apt-get install kopete
[normal kullanıcı girişi yaptığınızda terminalde root olmak için sudo -s yapıyorsunuz ve şifrenizi yazıyorsunuz]
tabi root olarak giriş yapmış olmak gerekiyor. yada kullanıcının administrative fonksiyonlarının açık olması gerekiyor.normal kullanıcı girişi yaparken root ile girmek istediğinizde bunun mümkün olmayacağını söyleyecektir. root ile desktop a normak kullanıcı gibi ulaşmak için, system->yönetim->login window ayarlarına girerek, security sekmesine geliyorsunuz ve allow local system administrator a bir tik koyuyorsunuz. böylece root olarak girip, bütün yetkilere sahip olacaksınız. bazı programlar bunu isteyecektir yada bazı dosyalara erişmek/düzenlemek için root olmanız gerekecek. root'un şifresini ise, system->yönetim->kullanıcılar ve gruplar kısmında değiştirebilirsiniz.
kullanışlı bir firefox eklentisi. F12'ye basıldığında açık tüm sekme ve pencereleri yeni bir pencerede resimli olarak gösteriyor. toplu halde bir görünüm ile kolaylık sunuyor.
çekimleri bir süredir amasra'da devam eden dizi. son zamanların gözde mekanlarından amasra yine ev sahipliği yapıyor dizi ekibine. kenan ışık, aydan şener göz bebeği oldu birden. aynı sahneyi 10 defa çekiyorlar, çok beceriksiz bir ekibi var aynı zamanda. [ ahaha bok at izi kalsın] dün gece eski halikarnasın bıraktığı belediye park boşluğunda sahne çekmeye çalıştılar, aydan şener fazladan aldığı 32 kilo ile önüne yığılan eski kanepe ve koltukları yaktı. etrafta toplanan çılgın amasra halkınada "ooeaah yooaah diyeceksiniz" diye verdiler talimatı. kenan ışık bir kenarda sk gibi durmuş, ne ağzını açıyor ne birşey, öyle bakıyor. ne biçim sahne lan, en azından sahne arkası berbat. televizyonda görmek istemiyorum bile, bıktım. her televizyon ekibide böyle artis ise hiç çekilmezler. geldi ilgi gösteren kalabalığa bağrıyor, dünden bok olup bugün kokan bi tip,
dayanamaz bizim amasranın amcaları, patlatır lafı;
-ne böğrüyon dana.
kalabalık;
-ahhahahahahha
neyse güzel şeyler bunlar amasra için. gönderilmemiş mektuplar ile başladı devam ediyor. kafe kumsal'da panoda ünlü fotoğrafları çoğalıyor. amasra gelişiyor, biraz terse doğru olsada.
kuzeniyle kardeşinden yakın olmayanlar anlamazlar sanırım.
tatil zamanları kavuşmak için kudururduk teyze oğluyla. ikimizde götten bacaklı, tabi o daha zenci olduğundan benzemiyoruz birbirimize. ama bir insan bu kadar sevilir ve iki insan bu kadar iyi anlaşır. herşeye güldüğümüz, hayatı oyundan, oyuncaklardan, çizgi filmlerden, commodore 64'ten[ileri sayımını s.kiyim beklerdik eşşek gibi], kedi'den köpekten ve bubi tuzağı kurmaktan ibret saydığımız 80 sonu ve 90'lar. tüm benliğimizi adamıştık mal gibi, kapının altından döşediğimiz ip ile kurduğumuz dandik sistem, geçenin üzerine barbi bebek, ayıcık düşmesini sağlıyor. sisteme bak lan, annem teyzem bir geçiyor kapıdan, bebek ya düşmüyor yada düşmesi dakikalar alıyor. senelerce beceremedik. beceremiyorsun bırak yok biz hiç vazgeçmedik, arada işleyen sistem hep ayakta tuttu umutlarımızı. yediğimiz sopaları bile umursamadık. saatlerce uğraştık bazen, saniyelik bir ayak çarpması ile dağılacak bubi tuzağımızla. kapının altında yerden birkaç santim yukarıya ip gerilir, geçenin ayagının takılacağı yükseklikte tutulur ip. oradan kapının yanında yukarı devam eder çapraz olarak. gerilen ip geçenin kafasına ayıcık düşürür.ee lan ee. göt göte durupta walki talki ile konuşan iki salaktan ne bekliyorsun. o zaman dehaydık bir de biz. öyle sanardık kendimizi. eniştemin keline düşen barbi bebek ve akabinde saklandığımız dolap arkasında kulaklarımıza erişen iki el bile akıllandırmadı bizi.
bir de kuzenin yemiydim ben. kendisi zenci ya o zamandan pezevenkti. şimdi söylüyorumda, sen isterdin diyo. ben neden istiyim, taş attığımız köpeğin bize koşup koşmayacağını öğrenme girişimlerimizde taşı atan değil de bekleyen olmak? neden lan köpeğin üzerine atlayıp ısırdığı ben oluyorum. oluyorum da bunu neden istiyorum. o mont hala duruyor sırtında diş izleri, düşündükçede hala sızlıyor kafama yediğim terliğin sızısı. anneme ve aile bireylerine de sitemim var, biz bu saçmalıkları yaparken birşey demez, sonuçlarının götümüze girmesini bekler, sopalarlardı. uyarsanıza başta, durdursanıza.
kuzenimle 24 sene sonra gene beraberiz. elimizde ananemin eski evinde ki eski taraklar.. şarkı söylüyoruz. resimdeki gözyaşları, mal mal bağrıyoruz yei yei yei ya. hala çocuğuz, hala sorumsuz belki. hala yemim. midye çıkarmak için soğuk suya giren, ateşi yakarak ısınan kuzenin bakışları eşliğinde. öyle saf bir duygu ki, yazdan yaza tadıyorum. fok gibiyim denizde, saatlerce çıkmıyorum. kayaların üzerinde amasra'da. küçüklüğümdeki en aptal düşünceyi sildim beynimden, hiç büyümek istemiyor artık bu çocuk.
bu saçmalamalara kurban olacakken eski mahalleme düşüyor yolum, kuzenle değil arkadaşlarla büyüdüğüm şehrin arka sokağı. ne zamandır geçmemişim, değişmiş yollar. artık cocuklar yok, köşedeki ps2 tabelaları dükkanda playstation oynuyorlar.3 metrekareye sıkışmışlar. ortayı yapmak için bekleyen biri, orta gelsin diye bekleyen küçük bedenler, kalbi heyecanla topu kurtarmak için bekleyen o kaleci yok artık. yok borulara külah yapıp atanlar, bazı külahların ucuna iğne koyan piçler yok artık. counter strike'da pusanlar, köprü altı camcam gençleri büyüyor. knight online şovalyesi artık çocuklar.
diğer küçük kuzenimin, ne zaman büyüdüğünü anlayamadığım o ufaklığın, lafı yankılanıyor kulaklarımda, ben internet olmadan yaşayamam.