ilk buluşmasıdır. kesin.. yoksa bilmesi lazım, yaptığı hiçbir şeyin planlananla bi' alaksının olmayacağını..
yiğit özgür de cuk oturtmuş zaten;
-ellerinin çok güzel olduğunu söyleyen oldu mu?
+hayır.
-sinirlenince çok güzel oluyorsun..
+aa.. sinirlenmedim ki ayol..?
-buraya sık gelir misin?
+aa.. ayol ezberden konuşuyorsun sen. bi kendin gibi konuş bakıyım?
-meme göt! göt meme! göt göt..
+tamam tamam anlaşıldı..
-sinirlenince sık gelir misin söyleyen oldu mu?
+hah, yandı devreler..
size de hiç oldu mu bilmiyorum. ailece kalabalık yemek sofrasındayken boğazınıza ekmek kırıntısı kaçıp boğulma tehlikesi geçirdiğinizde herkesin yerinde oturup hiç bi'şey yapmadığı oldu mu?
şöyle diyenler oluyor;
-boğazına bişemi kaçtı?
konuşabilsem zaten küfür edicem. neden hala birileri hemlik* manevrası yapmak için yerinden kalkmadı diye.
sanki film seyderiyorlar hınısını satıyım. aralarında fikir alış verişinde bulunanlar var;
-abi soruyosunda boğazına bişe kaçtımı diye, konuşamıyosa nası cevap verecek?
+e elle işaret etsin.
+ha olur bak, doru diyosun, niye yapmıyoki.
siz siz olun kimseyi böyle dar durumlarda bırakmayın. hayır dua alırsınız..
henry jay heimlich tarafından 1974 yılında keşfedilmiş hayat kurtaran hareket. "hemlik manevrası" şeklinde litaratür görmesi daha bi' türkçemsi olduğundan tercihe şayandır.
kullanılışı;
boğulma tehlikesi geçiren ebelebin arkasına geçilir. şahsa sarılamak yolu ile eller göğüs hizasında kenetlenir. sertçe kendimize doğru çekilir. (biraz erotik bi' hareket evet)
afiyet olsun..
sene.. 1614-1615. (o aralar yani) nerden düştüyse artık "dünya yuvarlaktır ve döner" gibi abidik gubidik bi' tespiti dünyaya sundu galileo. tahminim teleskopla bakarken ay'dan biri ayna tuttu, bu da ordan gördü. başka mantıklı bi' açıklama bulamadım. neyse; kilise bunu "saf dışı bırakalım, zindana atalım" diyene kadar bu düşünce akımı oraya buraya yayıldı..
aylar geçti yıllar geçti.. sene oldu 1461 falan. küçük kristof daha 10 yaşlarında. galileo'nun bu sapıksal düşüncesini babası, kristof'a "tez vakitte uyu da annenle işimiz var daha" mentalitesiyle bi' masal gibi anlatıverdi. lan abazan dango, ufacık çocuğa anlatılır mı hiç böyle idol konular!!
kristof benimsedi, bağrına bastı bu yuvarlaklığı. seneler seneler uğraştı ve deli manyak bi' gemi yaptı. şimdiki lizbon açıklarından kraliyet gemilerinin de desteğiyle tarihin en büyük ve dünya için en şanssız keşifini yapmak için yola çıktı.
sene 1492 falan.. "kara kara" diye bağırmaya başladı bizim kolobm. ve işte, amerika keşfedilmişti. aslında başta hindistan sandılar ama sonrada "yok yok, hindistan'da bu kadar obez olmaz" deyip durumu çakızladılar..
aylar birbirini kovalıyor, yıllar daldan dala geziniyorudu. bu zaman içinde koloniler falan kuruldu. altın rezervleri dünyada ünlendi. sonra avrupa'dan, uzak doğu'dan, afrika'dan göçler oldu bu altın madenine..
ve 21. yüzyıl.. koloniler oldu eyalet. siyahlar oldu kalleş. silahlar oldu kardeş. amerika!! dünyanın üstüne çöken gri, sisli bi' kabus..
demem o ki; başımıza ne geldiyse hepsi galileo yüzündendir. yavşak herif..
ekiniz: aslı o ay'dan ayna tutan şerefsizi de unutmamak lazım. hibineeğğ..
bilinen evrenin bilinen en olağan üstü kapışması..
sol köşedeee cedaydan bozma, karanlık gücün lanetlediği, gazmaskesi başlığı ve siyah peleriniyle daaarrtt veeyyddıırr..
sağ köşedeee kainat türklerinin vedar-ı iftihar'ı, tek başına kaleler fethedebilen, 12 kurşunla bile yıkılmayan, dökümlü saçları ve esnek trambolini ile cücüüüü..
10'dan geriye saymak kadar alelalde bi' durum. çünkü millet bunları iplemiyor artık. işine gücüne bakıyor, seçim gelince de oyunu veriyor. o kadar. ota boka muhalefet olmak pişmiş aşa su katmaktan başka bi' çüküm değil. sonra yemeği dök yeniden başka bi temcit pilavı pişir. şir. ir...
isviçreli bilim adamlarının az önce araştırmasını bitirdiği elzem konu.
bugün, evet evet tam olarak bugün saçlarını bi' dönem sarıya boyatmış bi' abladan duyduğum kabullenme. sarışın olunca aptal olunuyormuş. yorum büyük milletimin sağlam iradesinindir..
tanım: daha sonuçlar açıklanmadan avazlandırılan çığrışlar.
"peki ne bunların sebebi.
bi' tek kanal 31 buldu, buluşturdu. şimdi siz değerli yazarlarımıza sunuyoruz.
evet fayık, yanında horoz necmi var. iddialar neler. söz sende;
-evet kefne hamyeli. horoz necmi tekirdağdan getirdiği 159 kadar sahte seçmeni de istanbul sandıklarında boy göstermelerini sağlamış. ne diyorsun necmi..
+kemal ağbiyle alakası yok ağbi. durum haberalın başından çıkıyor. ne puştluk biliyorsan yap dedi. bende yaptım..
-evet sayın yazarlar. durum bundan bundan ibaret. siz de elektrik kesintisi falan ayaanı yiyin durun. kanal 31 muhabiri, istanbul gaylik düzü..
ne yalan söyleyeyim, adama koyan gerçektir. birden bi' şimşek çakıyor beyninde, "ahan da buldum" diyorsun. üzerine tezler geliştiriyorsun, deneyler aktivite ediyorsun, burnunu karıştırıyorsun falan.. sonra geliyor sözlüğe yazıyorsun, ana, harfi harfine başlığı açılmış lan!.. "teeee" diyorsun ve entryni bitiriyorsun.. teeee..
özveri ile hazırlanmış bu deney göz önünde bulundurulduğunda klonlama mevzuunu halledip üreme sorununu da hallettikten sonra kadınlara ihtiyacımız kalmayacak. bu sayede "aşk, kısa mesajlar, dırdır, özel günlerini hatırlama" vb. dertlerden sıyrılacağımız için beynimiz full kapasite çalışacak ve teknolojinin dibine vuracağız..
ben şimdi geceleri striptiz kulüplerinde garsonluk yapan bi' erkeğim. (ve bu yaptığım iş için para alıyorum inanabiliyor musunuz?) işe gitmeden hemen önce uludağ'a giriyorum ve "iman edin, hidayete erin, islamın güzellikerini görün, yobazların yaptığı çirkeflikleri islamiyete mağletmeyin" diye sağduyulu entariler kasıyorum.. ve hatta bazen sözlüğe de terbiyesiz hayati tecrübelerimi yazıyorum. yazarım da. çünkü yazar her bi'şeyi yazmalı..
neyseme.. şimdi ben kendi içimde paradoks yaşana dango bi' insan mı oluyorum. la bi' git yaa.. insanım olum ben. her bi'şeyi yapacam. günahta işleyeceğim, sevabın da dibine vuracağım. nefsim var olum benim. bildiğin nankör insanğluyum ben. sen gibi..
eğer doğuştan ise daha kolay olabilir.. lakin sonradan olunmuşsa -ki genellikle böyle olur- mevzu bahis şahıs için zor bir durum olduğu kanısındayız..
misal ben olsaydım diyelim; size şu kadarını söyleyeyim, dünyanın amına koyardım. öyle sansürlü gizli kapalı değil, açık açık, kütür kütür koyardım.
düşünsene, bi' kere geliyorsun şu götü boklu ibne dünyaya. zaten yaşadığın topu topu 60 sene. (gerisini yaşadın sayma) 60 sene dünyada mutluluk verecek her şeyi yapardım.
uyumazdım mesela. ya da az uyurdum. (erdal demirkıran'ın dediği gibi, günde 8 saat uyuyan aptaldır)
canlılara, doğaya, insanlara... hiçbi' şeye değer vermezdim. sadece "ben" varım bu dünyada. gerisinin koy götüne rahvan gitsin..
daha çok değil, daha bok yaşamaya çalışırdım. 3-5 sene çok yaşayacağıma ellili yaşlarda bangi camping yaparken ölmeyi iyelerdim..
namus, etik ahlak, diğer insanların iradeleri, adalet... bu tür uhrevi olgulardan kendimi arındırır, azami özgürlük boyutunda enseye şaplak göte parmak oynardım..
ne biliyim olum, aklına ne geliyor fantazik, depreşik, ritmik, enerjik..
hepsini yapardım.. çünkü ne yaşamın ne de bu dünyanın bi' amacı ve değeri yok benim için eğer ateistsem...
züğürt tesellisidir efendim. turhan çömez neden kayıp, levent ersöz neden sakala bıyığa karışıp power pointten sahte kimlik çıkarmış kendisine. bütün işleri evrakla dönen askeriye hiçbir şeyi neden hatırlayamıyor acaba?! insanın bile bile kendini kandırması ne feci bi'şey değil mi. hal bu ki insan korkularının üzerine gitmeli, yoksa nasıl çıkacak karanlıklar aydınlığa..
600 uzun yıl ve bu süre zarfında depolanan onca bilgi birikimi/tecrübe. nerde?! yok. ben göremiyorum, ya siz?? (ha sadece 600 yıl diyemeyiz. bütün türk tarihinin araştırıldığı bi' 600 yıl)
geçenlerde arşivler açıldı. bu durum bazılarına heyecan verdi. fakat boşaydı o heyecan. çünkü o arşivlerden bi'şeyler anlayacak kişi türkiye'deki gay sayısını geçmez. (bakmayın serra yılmaz'ın %60 gay oranı verdiğine)
bu yüzden o cart curt tarih kitaplarından beslendiğimiz kadarıyla yetiniyoruz. oysa osmanlıca biliyor olsaydık, yani o ana dilimiz değişmemiş olsaydı şimdi daha tecrübeli, daha ileri düzeyde bi' toplum olmaz mıydık? tamam belki batıya özenme oranımız dilleriyle uyuşmadığımızdan düşerdi ama, kendi fikir üretimimiz artmaz mıydı?..
uzak doğuda 20.000 yıllık dil kullanılıyor. adamlar 20.000 yıllık tecrübe ile yollarını çiziyorlar. buna dezavantaj demek hangi epsem, hangi eblek, hangi sümsük beynin eseri olabilir ki?!!
tek tanrılı dinlerde bi' kampanya vardır. "yanında bi abone daha getir bonus kazan". yeryüzünde dini kendine yol edinenler dinini yaygınlaştırma çabasına girerler. peki neden? sevap kazanıp cennete girmek için. kabullenmesekte bilinç altımıza ittiğimiz gerçektir bu. tabii inanıyorsak inanmamız gerekene.
şimdide inanmayanı ele alalım;
neden insanlar -kendilerine göre- doğruyu görsün istiyorlar? herkez atesit olunca yaşam koşulları daha mı düzelicek? hayır! daha da kötüye gidecek dünya. kimsenin kimseden hatta hiç bir şeyden korkusu kalmayacak. hayatın sınırlı olması sebebi ile insanlar çalışmak yerine kısa hayatlarını zevk ve sefa içinde geçirmeye bakacaklar. ve bu durum zevki sefası yerinde olan azınlık ateistleri hoşnut etmeyecektir. birileri para pul da vermiyorsa bu çabaları niye??
gene de teşekkür edelim hep beraber, bizi bilinçlendirmeye çalıştıkları için!!