Boris vian’ın yazdığı devlet tiyatrolarının şu sıralar gösterime sunduğu tiyatro oyunu.
Hikayesi; 6 Haziran 1944 günü Normandiya Çıkarması yapılırken, hemen yakınında bulunan Arromanches'daki bir at kasabında geçer.
Dışarıda savaş bütün şiddetiyle devam ederken, kasap, kızlarını evlendirmeye ve dünyan
ın çeşitli yerlerindeki çocuklarını toplayıp düğün yapmaya çalışmaktadır.
Bu akşam cevahir sahnede izledim, konu kurgu ve genel akışı itibarı ile izlediğim en kötü oyundu diyebilirim. Oyun kendi içerisinde savaşa dair bir takım mesajlar verse de aşırı yavan ve demode kalıyor. Oyunculuklar ortalama ama sahne dekoru tek kelime ile muhteşemdi. illa gidecekseniz sahneyi ortadan gören bir yerden bilet alın ve diyalogları duymadan sadece sahneyi izleyin.
Ekşide onay sırasından kaçıp buraya geldim. Burada yazarken ekşi yazarlığım geldi oraya geçtim. Şimdi burayı özleyip tekrar geldim. Kısır bir döngüdeyim.
Çiçekli gömleği torbacıda görüp gelip başlığa yazmışlar
Dar pantolonu( normal darlıkta) götten bacaklılarda görüp başlığa yazmışlar
Kısa kollu gömleği memur emeklisi eniştelerinde görüp başlığa yazmışlar.
Bir görüşme için Ankara’ya gidecektim, gitmişken biraz da gezerim diye düşünüp erken geldim,erken derken ben sabah 8-9 gibi planlarken sabah ezanı ile aştiden çıktım. Nereden nasıl geldim hatırlamıyorum gazi hastanesinin ordan büyük bir parka çıktım ama soğuktan beynim dondu bacaklarım horon tepiyordu yürürken. Elimi cebimden çıkarabilsem otel filan bakacağım ama 56 yerimden bıçaklasalar elimi cebimden çıkarmayacağım bir psikolojiye girdim. Gözüme bir bank kestirdim gidip üzerine in çık yapıp vücudumu ısıtmayı deneyecektim bu düşünce bile bir nebze içimi ısıtmıştı. Banka doğru yürürken aslında iş tamamen psikolojik aga filan deyip kendimi avutuyordum ki 7-8 kişilik bir gurubun bana yaklaştığını gördüm. Sis çökmüş parkta görüş mesafesi pek olmasa da gelen gurubun ellerinden havaya doğru bir şeyler attıklarını fark ettim, malum gurup yaklaştıkça daha seçilir oldu ve kadın olduklarını anladım(he he kadın). Ulan bu kadınlar ne yapıyor bu saatte burada ? Acaba pilates gurubu mu? Eylem protesto gurubu mu diye düşünürken görüş mesafem netleşti. Gelen gurupta kırmızı deri ceketli, siyah deri etekli, zincirli kot etekli ablalar görünce kafamdaki bütün iyimser tablo yok oldu. Kötümser düşünmeye vakit bulamadan abla dediklerimin sonradan meşhur olduğunu öğrendiğim ankara travestileri olduğunu gördüm ellerinde de kartvizitleri vardı. Beni fark ettiklerini gördüğüm anda yolumu değiştirdim ama benim gittiğim istikamete doğru gelmeye başladılar. Parkta bir ben bir de onlar var, ben hızlandıkça arkadan bağırışmaya ve koşmaya başladılar. Ben de koşmaya başladım ama sanki yürüsem daha hızlı giderim öyle bir koşuş. Soğuktan uyuşan beynim ayaklarıma söz geçiremiyordu sanki halbuki atletik bir vücuda sahibim kısa mesafeyi iyi koşarım. Neyse güç bela kendimi işlek bir caddeye attım ve gördüğüm ilk cafeye girdim. Burnum sızlıyor kulaklarımı hissetmiyordum ama cafede olmanın verdiği güven ve huzur hissi bunları bastırıyordu. Masaya oturmadan beni dikkatlice izleyen garsona durumu anlattım soba ufo ne varsa yak aslan parçası filan diyorum. içimdeki bütün karamsarlık yeni yeni doğan güneş ile yerini aydınlığa bırakırken masaya oturacağım anda ellerimi cebimden hiç çıkarmadığımı fark ediyorum. Otogardan cafeye kadar o ellerin o cepten hiç çıkmadığını fark ediyorum ve çayı içerken püskürtmemek için kendimi zor tutuyorum. Ne zaman Ankara ayazı deseler ellerim üşüse bu anımı hatırlarım.
5-6 aydır kullandığım hede. Her ne kadar zararı normal sigaraya göre daha az deseler de zararları yan etkileri ilerleyen zamanlarda belli olacaktır. Sigaranın kıyafette ağızda ve en beteri parmaklarda bıraktığı kokuyu bırakmıyor bu benim için en büyük etkendi. Normal sigarayı yaktığınızda bitirene kadar içiyorsunuz ama bu cihazdan üç dört puf aldığınızda nikotin ihtiyacınız kalmıyor kalanı keyfi içiyorsunuz. Patlama olayları korkutucu evet ama bu piyasa çok genişledi ve çok gelişti patlamaması için tüm önlemler alınıyor artık.
Her yıl 11 kasim da saat 11’de kutlanan gaziler gunu icin arizonada ozel bi görsel oluşur .
dogru aci ve zamanlama ile yerde bulunan armaya gunes yansimasi bu sekilde gerceklesir.
Huzur ulan huzur. Eski işimi üç katı fazla maaş için bırakıp farklı sektörde farklı bir işe girdim. ilk başta iyi gibiydi hafta sonu izin var parası iyi ne kadar çalışırsam o kadar kazanıyorum ama azdan az çoktan çok gidiyor. Çalıştıkça fazlasını istiyorsun ve bu kısır bir döngüye giriyor. Stres yapıp tek tatil gününü de işi düşünmekle geçiriyorsun.