uzun zaman boyunca, binbir emekle üst üste dizdiğiniz taşların, hiç beklemediğiniz bir anda, sizi etkilemeyeceğini düşündüğünüz hafif bir rüzgarla yerle bir olduğunu gördüğünüzde hissettiğiniz durumdur. işte o zaman başlarsınız sorgulamaya; hayatınız boyunca inandıklarınızın, sizin olduğunu sandıklarınızın aslında ne kadar gerçek olduğunu...
istanbulluyum diyen ya da istanbul'u gerçek bir istanbullu'nun anlatımıyla keşfetmek isteyen herkesin okuması gereken selim ileri kitabı. mimar sinan'dan peyami safa'ya istanbul'un yetiştirdiği üstadların hikayelerini, çemberlitaş'tan beşiktaş'a henüz bozulmamış dokusuyla kent hikayelerini bulabileceğiniz bir istanbul anlatısı.
reklamcıların sıklıkla başvurduğu bir yöntemdir. o diş macununu kullandığınız ilk seferde dişlerinizin inci beyazı rengini alacağı, ikinci seferde çürüklerinizin hafifleyeceği, üçüncü sefer de bir sebeple kaybettiğiniz herhangi bir dişinizin yerine yenisinin çıkacağı gibi bir intibaya sahip olmanızı amaçlayan üç aşamadan oluşur *.
11 başarılı müzisyenden oluşan, "istanbul yaylı grubu" olarak da anılan, şu sıralar ilk albümü "12 songs:instrumental music vol.1"ı çıkaran ve enstrümantal müziği sevdirebileceğini düşündüğüm türkiye'nin ilk keman grubu.
sliding doors'ta * john hannah'ın canlandırdığı karakterin film boyunca tekrarladığı replikte "nobody expects the spanish inquisition" şekliyle geçen engizisyon mahkemesi (bkz: sliding doors).
kişinin üniversiteyi bitirme sevincini -iş de bulunmuyor ya ne kadarcık bir sevinçse artık o- kursağında bırakan durum. elbette geri ödeme için seçenekler mevcuttur. örneğin tek seferde geri ödemede belli miktarda indirim uygulanmakla birlikte, bunu tek seferde ödemeye gücü yetebilecek insanın, öğrenim hayatı boyunca ne demeye kredi aldığı sorusu da havada asılı kalmaktadır. üç ayda bir yahut ayda bir taksitle geri ödeme seçenekleri de bir kenarda durmakta; ödeme esnasında, üniversite boyunca bu kadar para harcayıp harcamadığınız sorusu zihninizi kemirmektedir.
johnny deep'in the demon barber of fleet street filminde gerçekleştirdiği hadise. buradan hareketle, geçmişe dönük bir kün gütme durumu varsa, berberin intikamı acı olacaktır tezi öne sürülebilir.
emniyet genel müdürlüğü tarafından çalışmaları sürdürülen araç tescil projesi kapsamında, 2010 yılı ortalarında mezara kadar "tek plaka" uygulamasına geçileceğini muştulayan değişiklik. bu değişikliğe göre kişiye bir plaka verilecek ve bu ölene kadar o kişinin üzerine kayıtlı olacak.
bedava mesaj hakkı varsa ayıp eden insandır. ha yoksa da 0,25 kuruştan msj atıyorsa kelimeleri kısaltmaması ya aklından zoru olmasına ya da harcayacak çok parası olmasına yorulmalıdır.
uykusuz geceler geçirirken, kısmen uyur gibi olunduğunda da türlü kabuslar görürken bünyeye musallat olan hadise. iç ses de susmaz olunca, kişi kurtuluşa dair umudunu yitirebilir. unutulmaması gereken nokta her hesaplaşmanın bir sonu olduğu, her sonun bir suçlu belirlediği, her suçlunun da cezasını çektikten sonra özgürlüğe kavuştuğudur.
Cahit Sıtkı'nın "Yaş otuz beş! yolun yarısı eder.Dante gibi ortasındayız ömrün." dizeleriyle 35 yaş olarak tanımladığı; 35 yaşına girenlerin çeşitli psikolojik ve tıbbi etkenler ama en çok bu dizeler yüzünden içinde bulunduğuna inandığı dönem. üstadın benzersiz şiirinin bünyede yarattığı etkiyi bir yana bırakacak olursak, ömrün ortasına gelinip gelinmediğinin yaşanan süreyle değil, yaşanmışlıklarla ölçülmesi belki de en doğrusu olacaktır.
bunların sayısı düşündüğünüzden fazladır. bu tip ademoğulları bilhassa çok neşeli olup, gülmekten geberdiğiniz anlarda ortaya çıkar ve "gülün gülün bakalım, bunlar iyi günleriniz" şeklindeki gizli kehanetleriyle sizi yaklaşmakta olan bir felakete karşı uyardıklarını düşünerekten mutlu olurlar. tabi sizin kahkahanız kursağınızda kalmıştır, elbet bunun da bir rövanşı olacaktır.