--spoiler--
efendim jacob'un evinde locke'la gözgöze gelen rose'dur. ayrıca hurley'i akıl hastanesinde ziyarete gelen avukat da naomi'nin kızkardeşidir. naomi telsizden ona selam söylemektedir.
--spoiler--
Kesik Organ
Arkadaşlarla tabu oynuyoruz. Anlatan benim, ve çıkan kelime ''Van Gogh''. Kulağından bahsederek: ''Hani şu bir organını kesen sanatçı'' diyerek anlatmaya çalışıyorum. Arkadaşımın yanıtıyla ortada ne tabu kalıyor ne de başka bir şey. En emin haliyle ''Bülent Ersoy'' dedi zira kendisi.
meal 1: sözlükte okuyup okuyup itiraf.com'a yazıyorum.
meal 2: aynı zamanda sözlük yazarıyım. *
(bkz: tabu diyalogları)
nasıl olsa dunyanın sonu geldi herkes ölecek mantığıyla insanlara daha hosgörülü ve sevecen yaklaşmaya başlayan, son günlerini ibne olarak geçirmek istemediği için yaşamının son günlerini bir pollyanna edasıyla sürdürüp çılgınlar gibi artı oy veren ibnenin, yağmurun yağması ve daha çok yaşayacağını anlamasıyla eski pis iğrenç karakterine geri dönmesi ve seri eksi oy vermeye devam etmesi durumudur.
densizdevekulağı, Erkek , 31 , Urfa 1 gün 20 saat önce gönderdi.
Hangi takımı tutarsınız?
Kahvehanedeki hafif tırlak Abbas Amca'ya "Hangi takımı tutuyorsun?" diye sordular. Verdiği cevap bir daha bu konuda görüşümü bildirmemeye zorladı beni. Ne mi dedi? Elini bacak arasına götürerek: "Ben kimsenin takımını tutmam, yalnızca kendi takımımı tutarım!"
meali: can yücel'in kahramanı olduğu bu fıkramsı hikayeyi ben abbas amcaya mal ettim.
sınavlarını çok zor yapıp öğrencilerin küçük bünyelerinde derin izler bırakmakla beraber geometeri sorularıyla insanları kazanamıycaam psikolojisine sokarlar
Fakir bir adam için karısı sahip olduğu tek şeydir.
Terketmek üzere olan kadının çektiği ilk silah kendi cinselliğidir;
ama o silahla genelde kendini vurur.
Evliliğin aşkı öldürdüğü söylenir.
Bu akılcıların tipik düz çizgili neden-sonuç yanılmalarından biridir.
Doğrusu şöyledir: aşkın beklenen ölümünün evlilik sırasında gerçekleşmesi
sık rastlanan bir tesadüftür sadece.
Aşkın ömrü zaten kısadır, ölümü de hep ama hep doğal nedenlerledir.
"Değişeceğim" sözü ilişkilerimizi düzeltmekte kullandığımız bir bozuk paradır.
... gerçekten aşık olamayanlar ve hiçbir zaman olamayacaklar aşkın tüm sorumluluğunu sadakat sanırlar.
Ne büyük yanılgı!
Aşkta oysa bir tek sorumluluk vardır...
Aşk.
Sadakat, saygı, ihanet, iffet... Bütün bunlar o sorumluluğu biraz daha sürdürmeye yarayan oyunlardır.
Sevmekten usanmak başkadır; sevmemek başka.
"Seni hala seviyorum sevgilim.Ama bu aralar sevmekten usandım".
Bu dili konuşan aşıklar ne kadar azdır.
Kendimizi her zaman bir papatya falına hapsederiz.
Seven erkek üç yılda, seven kadın ise yedi yılda bıkar.
Aşkın en barbat yanı da aradaki bu dört senedir zaten.
Tehlikeli bir ihanet oyununa başlayanlar sanırlar ki sadece kaybederlerse bir bedel ödeyecekler.
Halbuki tehlikeli ihanet oyunların ters bir kuralı vardır:
kazananlar her zaman kaybedenlerden daha çok bedel öderler.
Üstelik çoğu zaman herkesin ödeyeceği bedel apaçık ortadadır.
Tehlikeli oyunları bu kadar cazip kılan ise, bedellerin asla peşin istenmemesidir.
Kader, verdiği hazza kıyasla en fahiş bedeli işte bu yüzden ihanet oyuncularından talep eder.
Ve oyuncular en ağır senetleri çarçabuk imzalar ve atlarlar sahneye.
Ne doğrunun ne de yalanın yüzde yüzü yoktur.
Ama ben %80 ve üstüne müteşekkir olmayı;
%50 ve üstüne rıza göstermeyi;
%30 ile %50 arasına katlanmayı öğrendim.
Yoksa tek bir dostum veya sevgilim kalmazdı yahu.
Yalan ise %30 ve altından başlar.
itiraf...
yepyeni ufak yalanlar söylenerek anlatılan eski bir yalandır.
Erkekler ve kadınlar affetmek ve unutmak konusunda da biraz farklıdırlar.
Erkek çabuk unutur; ama asla affetmez.
Kadın derhal afferder; ama asla unutmaz.
Unutmak değil - çünkü bu mümkün de değildir.
Ama hatırlamamaya çalışmak -işte bu hayatta erken kazanılması gereken bir meziyettir