1 mayıs 1947 tarihinde New York, Manhattan, Fifth Avenue'nin 33. ve 34. caddeleri arasında yer alan Empire State Building önünden tam da geçmesi gereken anda geçen ve o an binanın* 86. katından atlayarak intihar eden, diğer diyara geçmeden önce düştüğü arabanın üzerinde huzurlu bir uyku çekiyormuşçasına görüntü veren Evelyn McHale'i kareleyerek adını tarihe yazdıran fotoğrafçıdır.
power fm'de denk gelerek keşfettiğim milk * ve sugar * tarafından düzenlenen maria marquez'in sesiyle ve enfes bir kliple beni benden alan muhteşem kelimesinin ifadede yetersiz kaldığı bir ispanyolca şarkıdır.
web sitelerinde kendisini Yönetmen & Senarist & Yorumcu olarak tanıtan Haşim AKTEN ve bir kaç kişilik ekibinin sunduğu programdır.
zorla elime tutuşturulan biletlerinin üzerinde konser değil, tiyatro değil, konferans değil, eğlence değil, film değil anlatılmaz yaşanır yazıyordu.
gittim tecrübe etmek için. evet bir tiyatro değildi zira tiyatroya dair ne bir sahne dekoru vardı ne de tiyatro oyunculuğu namına bir performans sergilenmişti. projeksiyon vesilesiyle bir video kayıt izletildi önce.
sonra bir kaç kişi çıktı sahneye. bir şiir yankılanıyordu ya da bir metin. playback yapıyorlardı.
tarihimiz ve dinimiz için ehemmiyet teşkil eden iki karakter belirdi sahnede. konuşuyorlardı. playback değildi. zaten kısa sürdü sahne. böyle sahnelerin aralarında haşim akten hakimdi salona. anlatıyordu, sürekli anlatıyordu. uzun sürmedi sahnenin ortasında ona dönük olan monitörü görmem. yüksek sesin en iyi ses olduğunu düşünen sesçiye baktım, evet o yansıtıyordu. haşim akten de okuyordu. çaktırmayayım diyordu evet; ama çaktırıyordu. umursamadım. ışıkçıyı seyrettim biraz, çabalıyordu; ama o da bir tiyatroyu aydınlatmadığını biliyor olmalıydı.
salondaki izleyicilere epey bakmıştım yerime oturduğumda. izleyiciler ne izleyeceğini bilmeden gelen, günümüz Hegemonyasında nesneleşen, herhangi bir ideolojiye sahip olmayan, tartışamayan, kayırmacılığı avuçlarına alan ve kayırmacılığı her şeyleştiren, ne denirse he denilecek diye kuralları olan kişilerdi.
izlediler, dinlediler gözyaşı gecelerini. gözyaşı döktüler mi bilmem; ''ama ahh nerede o osmanlı, keşke geri gelse osmanlı, bir fatih daha doğsun, var olsun, varsa da hükümdar olsun'' demişlerdir soyut perde kapandığında.
emeğe saygım var. bir gösteride aynı oyuncunun aynı kostüm aynı ses ve aynı tavırla hem osmangazi hem fatih sultan mehmed ve hem de sultan Bayezid olarak sahneye çıkmasına rağmen emeğe saygım sonsuz; lakin cumhuriyeti yererek (cumhuriyeti yermeden de olsa diyemeyeceğim sarfedilen ''şimdi böyle mi? hayır. eskiden böyleydi, iyiydi, güzeldi, masal gibiydi...'' cümleler sebebiyle) osmanlıcığı övmeye saygım yok.
rengi al*, kalınlığı 4-5 cm olan ipek kuşaktır.
yaygın olarak Orta anadolu'da Kırmızı kuşak; bekaret ve gayret sembolü olarak gelin evden ayrılmadan önce babası, ağabeyi yahut şayet yoksa aile büyüklerinden bir erkek tarafından salavat ve tekbir getirilerek, gelinin gelinliği üzerinden beline iki defa sarılıp bırakılır ve üçüncü de bağlanır.
Gayret kuşağı; kızın gelin gittiği evde yani o andan sonraki hayatında gayretli olması temennisinin simgesidir.
Kimilerine göre de kuşağın renginden dolayı, gayret yanında bakirelik simgesi olabileceği de ifade edilir.
günümüzde artık bir moda akımı olarak renkte kırmızı yanında pembe ve siyah da kullanılmaktadır.
'memurların çalışma hayatına büyük değişiklik' başlığıyla girilmiş haberin içeriği;
hükümetin sözümona iş hayatını kökten düzenleyecek olan reformu.
reformun verdiği yetkiye dayanarak demişler ki Paket yasalaşırsa kamuda da yarı zamanlı çalışma yaygınlaştırılacak ve Talebe göre isteyen günde 4 saatlik bir işte çalışabilecek.
evet, talebe göre isteyen günde 4 saatlik memur olabilecekmiş. kpss den aldığı 80-90-100 puanlarla atanamayanlar isterlerse memur olabileceklermiş ve sürpriz hemde 4 saat.
reform bu değil de nedir.
ütopikler sizi!
bide tabii memurların, günümüz özel sektör çalışanlarına göre yaya yaya yata yata paşa paşa çalıştıkları göz önüne alınırsa çok iyi olmuş.
ne güzel dünya. ne güzel reform!
'Şiddet Mağdurlarının Korunmasında Elektronik Destek Sistemi' uygulaması kapsamında ekim 2012 itibarıyla 'panik butonu' adıyla tanıtımı yapılan kadına şiddete karşı kullanılacak olan elektronik butondur.
kadına şiddetle mücadelede önemli bir adım olarak kaydedilen uygulamayla, şiddete maruz kalabilecek kadınların bu butonu kullanmaları halinde yer tespitleri hızla yapılarak korumaya alınacakları öngörülmektedir.
son günlerde hastanelerde hekime şiddet için de kullanılması için dağıtımı planlanan buton, gün itibarıyla ablasının sevgilisinin şiddetine maruz kalan bir erkeğe de verilerek kullanımı insan a mal edilmiştir.