Eleştiri haketmeyen iç ısıtan bir aile komedisidir. Fakat saf komedi değildir. Cem Yılmaz'ın baba olduğunu ve bizim zamanımızda diyerek anlatıp yazdığını hissettim filmi izlerken. Oğluna bir mirası olmuş sanki bu film. Fakat yaşlanmış ve uzaklaşmış herkesten yükseklerde. O yüzden eski tadı kaybetmiş olmayı sanki izleyicide oda kabullenmiş gibi...
Büyüdükçe ortaya çıkardığımız bize söylenen en büyük yalan olsa gerek. Evcilik bile masum değil artık gözümde. Gelinlik dükkanlarında gelinlik bakan insanları görünce cesaretleri gözlerimi kamaştırıyor denedikleri gelinlik damatlık değil. Eski anlamı kalmadığı için belki bu kadar yalan ve boş geliyor gözüme bilmiyorum. Ama şimdiki boş anlamında gerçekten kağıda atılan imzadan farksız ve boş.
acıyı reddetmemek. sürekli mutlu olmayı istemek ve beklemek bu sebeple kendini kandırıp uyuşturmak insanı yaşayan ölüden farksız kılar. yalanları arasında boğar ve nefessiz bırakır. uzun süreli hazlar ve mutluluklar ise ancak acının yarattığı baskıyla içinizde elmas misali ortaya çıkar. her gün oturduğunuz sandalye yerine farklı sandalyeye oturup evinizi farklı bir şekilde görebilmek uzun süreli hazdır. evinizin içinde yaşadığınız onca şeye rağmen ne kadar yabancı olduğunuzu hissettirip içinizde merakın filizlendirdiği umut parçaları bırakır.. yada en basitinden her gün yaşanılan her şeye rağmen yürüdüğünüz yolun üzerindeki ağaçların yeşerip yapraklarını dökmesi bile sizi heyecanlandırması. aslında hayat çok heyecanlı. Sanki biz yaşamayı bilemiyoruz.
gram sempatim olmayan bir fenomen. ancak yinede bir şekilde psikolojisinin yaşanılan olaylar ve aldığı yorumlar sonucunda bozulmamasını diliyorum. eleştirilecek tonlarca şeyi var ve hepsi apaçık ortada... fakat gerçekten başarılı olduğunu kabul edemeyip inkar ederek çirkinleşip belirli kalıplarla daha fazla linç edilmemeli. genç olduğu unutulmamalı. yaptığı filmin türk sinemasına zararı olacak maalesef fakat bu kadarını hak etmiyor. umarım mental sağlığının kalan kısmını korur ve kaliteli işler yapmaya başlar. disiplinli ve başarısını takdir etmeli. o kadarda ilgilendirmemeli...
ince bir çizgide her an hata yapabilir konumda yürüyor demektir. Moda aslında günümüzde uyulmadığında daha çok göze batan bir kavram. Bu yüzden abartısız ama modaya uygun giyinmek en idealidir.
Eski evimizdeki sobanın yanında olmak isterdim. mandalina kabuklarının kokusuyla televizyon izlerken uyumayı özledim sözlük.. Annem üzerimi örtse babam kucağına alıp yatağa taşısa mesela.. Kabus görmekten bile korkmazdım o elektirikli sobanın yanında...
Karakterlerle bir sezon içinde aynı evde yaşıyormuş hissiyatı veren süper bir dizi. Her karakterin hayata bakış açıları bile aslında bir karamizah ve bu dizinin her sahnesinde en azından tebessüm etmenizi sağlıyor..
şimdi onu takıntı mı yaptım yoksa böyle hissetmem çok mu normal bilmiyorum. sadece eskisi gibi olabilmek isterdim. parfümünü değiştirmemiş. hala takıntılı bir manyak ve ben şimdi farkediyorum. bu halini bile sindirebilmişim.
aslan yattığı yerden belli olduğu için cevabının çok minik bir beyin fırtınasıyla bulunduğu düşüncedir. zaten bu onları tek kamera yerine çift kamerası olan telefonmuş gibi yapan bir davranış...