bugün

hayatta öğrendiğin en can alıcı şey

acıyı reddetmemek. sürekli mutlu olmayı istemek ve beklemek bu sebeple kendini kandırıp uyuşturmak insanı yaşayan ölüden farksız kılar. yalanları arasında boğar ve nefessiz bırakır. uzun süreli hazlar ve mutluluklar ise ancak acının yarattığı baskıyla içinizde elmas misali ortaya çıkar. her gün oturduğunuz sandalye yerine farklı sandalyeye oturup evinizi farklı bir şekilde görebilmek uzun süreli hazdır. evinizin içinde yaşadığınız onca şeye rağmen ne kadar yabancı olduğunuzu hissettirip içinizde merakın filizlendirdiği umut parçaları bırakır.. yada en basitinden her gün yaşanılan her şeye rağmen yürüdüğünüz yolun üzerindeki ağaçların yeşerip yapraklarını dökmesi bile sizi heyecanlandırması. aslında hayat çok heyecanlı. Sanki biz yaşamayı bilemiyoruz.