iğrenç gözüken bir manzarayı anlatır adeta. Sarıya boyanmış olan o saçların getireceği tüm pozitiflik, gerçek açığa o denli sert bir şekilde çıkınca negatifliğin pençesinde cebelleşir. (bkz: yapma volkan)
Bol bol filozofun çıktığı, doğrudan demokrasinin adımlarının atıldığı değişik bir devir işte. Yurttaş kavramı siyasete girebilmek için tek statü farkını ortaya koyar. Yurttaş olanlar artık soya göre seçilmemektedir. Köle olmayanlar genel olarak polis yönetimine katılabilmişlerdir. Kadınlar yurttaş mı? değil mi? tartışması olmuştur.
Bir korku filmi ne kadar korkutabilir ki ya? diye başına oturulup gerilimi doruklarda hissetmektir. Her seferinde aynı eylemi gerçekleştirmekte cabası. 'Bir daha yapmcam'ların arkasından hep bir kez daha yapılır bu eylem.
araştırmalarımdan ve deneyimlerimden öğrendiğim kadarıyla yere göre sığdıramadığım üniversitemdir. özel olarak mülkiyeli olduğumu da belirtmem cabası tabi.
dağın görünmeyen yüzü olan bu tarz kızlar, içte sakladığı o ayı tavrı klavye delikanlılığı ile ortaya çıkarmaktadır. Günlük hayatta zaten iğrenç oluyorlar küfür edince klavye delikanlılığı ile birleşince bir de sorma gitsin.
hasretiyle yanıp tutuşan kimselerin, uzak diyalardan gelen diğer bir kimseye gözleri ışıldayarak sorduğu sorudur. Bir yandan içinden yeni soru hazırlarken diğer yandan anlatılanlar beyinde bir çok tablo haline gelir.
günler geçtikçe unutulan değerlerin verdiği hüzünle söylenilesi bir sözdür. Küçüklükteki ruh halimi hatırlıyorum da aile önemliydi, onlarla geçirilen zaman, herkesin aynı anda sofraya oturup ezanla orucunu açması. Yemekten bir süre sonra babamla camiye gidip bilmediğim teravi namazını 32 rekat boyunca içimden dua ederek kılardım. iftar programları izlenir, ruh temiz iç huzur dolu olurdu. Şu yaşta bile söyleyeceksem dede olduğumda demeye lüzum bile duymayacağım bir söz 'nerde efendim o eski ramazanlar'.
justin bieber zırvalıklarını görebilen anlayan aşikar olan genç bir bayandır. genç diyorum çünkü ergenliği geçip ufacık çocukla fantezi kurana sözüm yok zaten.
özellikle nezih konuşmaya çalışan insanlar yaptığı zaman hayal kırıklığına uğradığım büyük bir hatadır. Dile dolandığı zamanda gitmemektedir ayrıca. bir kaç kez düzeltilmesine rağmen aynı hatayı tekrarlayan insan sayısı artış göstermektedir.
çok üzerinde duramasam da bağımlısı haline geleceğimi bildiğim bir matematik konusudur. üzerinde duramamaktan kastım gördüğüm integralin lise düzeyinde olmasıdır. ileri düzey integral görmeyi dört gözle bekliyorum.
iftara ne kadar kaldığını, açlık durumunu, susayıp susamadığını itina ile belli zaman dilimlerinde duvarına yazan bireyin genel yaşam stilinin ramazana uyarlanmış halidir.
olağan üstü yetenekleri ve hayatta kalma mücadelesinin son ürünü olan bir canlı türüdür. Çok güzel ölü taklidi yapabilirler müthiş hızlarda yürüyebilirler ve yönlerini çok iyi ayarlayabilirler. Bir antalyalı olarak nemden dolayı yazın sıkıntı yaşadığımı belirtmek isterim.
ilk okulda, okula 'bir bakayım, belki derste okurum' diye götürüp okul bitmeden bitirdiğim jonathan Livingston şaheseridir. bir martının gözünden dünyayı anlatan bu kitap hayatımda severek okuduğum sınırlı sayıda kitap arasındadır.
bir ara fena şekilde populer olan boş sözlerle ve saçmalamakla belli kitleyi güldüren bireyin uyguladığı politikadır. Gerek bazı filmler ve yarışmalar gerekse entryler ve twitter yazıları.
ramazanda şu yapılmaz bu yapılmaz diye atılıp tutulurken söylenen saçma sözlerden bir tanesidir. Bana yıllar önce lisede beden dersine şortla gitme esnasında bir amcanın bakıp 'bari ramazanda yapmayın' demesini hatırlatmıştır.
su içmemekten ziyade bir kilo baklava yemek bile intiharın mecazlı bir söylemidir. (bir kilo baklayı yedikten sonra ezana kadar içtiğin suda yetmez, yetse de midene sığmaz)
Sabahları dokuz buçukta başlayan derse girmek için öğrencilerin akın akın merkezden otuz kilo metre uzaklıktaki kurak araziye gitmesine neden olan Ankara üniversitesi kampüslerinden bir tanesidir. Daha önceden şehir merkezinde olan hazırlık sınıfı bir kaç yıl önce bu yerleşkeye alınmış ve hazırlık öğrencilerinin bir çok isyanıyla karşılaşılmasına rağmen geri adım atılmamıştır. Ankara üniversitesine yeni girmek isteyen ve henüz yeni başlayıp bir kaç kez göl başına gitmiş öğrenciler için negatif bir etki oluşturmasına rağmen rektörlüğün bu konuda geri adım atmaması aslında 'bir bildikleri var herhalde' diye düşünmeye itmektedir insanı. Yeni üniversite tercihinde bulunacak arkadaşlar eğer öneri isterse: Kampüs günden güne güzel bir hale gelmektedir. Aslına bakılırsa mesafe çok gibi gözükse de 45 dk otobüste kalmak çok uzun bir zaman değil açıkçası. Ayrıca siyasal bilgiler tercihi yapacak arkadaşlara hitaben, iki kez düşünüldüğü zaman üniversite hayatında beş yılın sadece bir yılı ingilizce öğrenmek için göl başı yerleşkesine gitmenin o kadarda büyük bir eziyet olmadığını görecekler. Sonuç olarak şehir merkezinde ankara siyasal bilgiler fakültesine yakın puanlı başka bir iibf bulunmamaktadır.
kötü bir niyeti olmayan müslüman evladının gerçekleştirdiği eylemdir. Yaptığı hareket elbette kendisine göre mantıklıdır. Hristiyan bir yakını öldüğü zaman boş vermek yerine kendi inanışları çerçevesinde görevini yerine getirmeye çalışmaktadır.
insanların tam sinirli olduğu dönemde, azanın okunmasına ve oruçların açılmasına yakın pidecide oluşan ucu bucağı olmayan kuyruklardır. yinede insanlar sevecen ve saygılı yaklaşır birbirlerine tadı bir başka çünkü o kuyruğun.
çocuk muyum ben artık bizden geçti, adam gibi oyun oynarım oraya gireceğime, vakit kaybı bunlar hep vakit kaybı... benzeri cümleleri çürütecek bir oyun sitesidir. Evet müthiş grafikli oyunlar yok fakat ona da bir bakayım buna da derken zaman hızlıca geçiyor.
klasik oluyor ama: ne düşünürsen düşün, ara o zaman nasıl olursa olsun güven ve tebessümle sarıldığın zaman sevgiliye zaman sürüp gitsin ama sana dokunmasınlar istiyor insan.