bu önerge tecavüzcüleri kapsamıyor diyenlere tekrar tekrar yazıyorum. bakın.
bekir bozdağ'ın twitinden aynen aktarıyorum
"cebir, tehdit, hile ve iradeyi sakatlayan başka bir nedenle cinsel istismar suçunu işleyenler (tecavüzcüler), bu düzenlemeden yararlanamaz."
ulan bir bakan bu kadar mı kör olur bir kitle bu kadar mı kör olur. bakın şimdi de verilen önergeden aynen aktarıyorum. ulan şurada büyük harfle yazabilmeyi çok isterdim.
-bak bak iyi bak bu da önergeden alıntı :
"cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir neden olmaksızın 16.11.16 tarihine kadar işlenen -evet geliyor- cinsel istismar suçunda..."
böyle bir şey olabilir mi. cinsel istismar suçu cebir, tehdit ve diğer sayılanlardan başka bir nedenle nasıl işlenebilir ?
zaten hile de burada. yıllardır aynı terane. böyle şart koy maddeye, milletin gözünü boya. ondan sonra önüne gelen tecavüz vakasını hile olsa da hile kapsamına alma. hiç mi allah korkunuz yok ulan hiç mi vicdanınız yok. ama benim bu iki elim yakanızdan kolay kolay inmeyecek.
rıza olursa sıkıntı yok diyor yani kısaca önerge. peki bu rızanın kriteri ne. 11 yaşında bir çocuğa "rızam var" dedirtmek çok mu zor. tehdit olmadan işlenen diyor. e adam tehditle rızam var dedirtirse ne olacak. ya yıllardır aynı ülkede yaşıyoruz birbirimizi kandırmayalım allah aşkına...
ha bir de şey var herkes o kısmı atlıyor. önergenin sonundaki hüküm. bakın yine aynen aktarıyorum:
"hükmün açıklanmasının geri bırakılması veya cezanın infazının ertelenmesine karar verilmesi durumunda, suça azmettiren veya işlenişine yardım edenler hakkında kamu davasının düşmesine veya infazın ortadan kaldırılmasına karar verilir."
bak sen. bu da mı mağduriyet gidermek? ulan suça azmettiren, yardım yataklık yapan adam da mı mağdur? he gerçi size göre o da mağdur. yazık adam yardım etmiş canım nedir ki yani bir seferlik affedelim. size göre bir tek o masum yavrular mağdur değil. "küçüğün rızası" dedi lan bugün o bakan. ya bunları nasıl kaldırabiliyorsunuz be.
ulan bu kitle daha ne kadar yozlaşabilir dedikçe sınır tanımıyorsunuz gerçekten.
bekir bozdağ'ın twitinden aynen aktarıyorum
"Cebir, tehdit, hile ve iradeyi sakatlayan başka bir nedenle cinsel istismar suçunu işleyenler (tecavüzcüler), bu düzenlemeden yararlanamaz."
ulan bir bakan bu kadar mı kör olur bir kitle bu kadar mı kör olur. bakın şimdi de verilen önergeden aynen aktarıyorum. ulan şurada büyük harfle yazabilmeyi çok isterdim.
-bak bak iyi bak bu da önergeden alıntı :
"Cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir neden olmaksızın 16.11.16 tarihine kadar işlenen -evet geliyor- cinsel istismar suçunda..."
böyle bir şey olabilir mi. Cinsel istismar suçu cebir, tehdit ve diğer sayılanlardan başka bir nedenle nasıl işlenebilir ?
zaten hile de burada. yıllardır aynı terane. böyle şart koy maddeye, milletin gözünü boya. ondan sonra önüne gelen tecavüz vakasını hile olsa da hile kapsamına alma. hiç mi allah korkunuz yok ulan hiç mi vicdanınız yok. ama benim bu iki elim yakanızdan kolay kolay inmeyecek.
ha bir de şey var herkes o kısmı atlıyor. Önergenin sonundaki hüküm. bakın yine aynen aktarıyorum:
"hükmün açıklanmasının geri bırakılması veya cezanın infazının ertelenmesine karar verilmesi durumunda, suça azmettiren veya işlenişine yardım edenler hakkında kamu davasının düşmesine veya infazın ortadan kaldırılmasına karar verilir."
bak sen. bu da mı mağduriyet gidermek? ulan suça azmettiren, yardım yataklık yapan adam da mı mağdur? he gerçi size göre o da mağdur. yazık adam yardım etmiş canım nedir ki yani bir seferlik affedelim. size göre bir tek o masum yavrular mağdur değil. "küçüğün rızası" dedi lan bugün o bakan. ya bunları nasıl kaldırabiliyorsunuz be.
bencilliktendir efendim. insan kitap okumayı düşünür, amaan boşver ben okumasam da olur der ve okumaz. toplumumzda da bu kültür maalesef olmadığı için okumaz. niyetlenir niyetlenir bırakır. oysa okumak toplum olarak kalkınmamızın en büyük şartlarından birisi. okuyacağız, okumak zorundayız. bilgi kitabı olur, masal olur, aşk romanı olur fark etmez. bilinçlenmeden hiçbir şey olmuyor maalesef.
bu sözlerimi beylik sözleri olarak almayın. hakikaten böyle. tek bir kitabı şart koşuyorum bu bilinç için: beyaz zambaklar ülkesinde doğru zamanda okunursa gerçekten bakış açısı değiştirecek bir kitap. şöyle de bir yorumu var:
ilkokul yıllarında bu kitabı hep Vadideki Zambak’la aynı zannederdim. Aynı kitabın iki farklı çevirisi gibi. Arkadaşlar değil. Ben yandım siz yanmayın. Bilseydim dünya klasiği olmadığını çok daha erken okurdum. Gerçi belki öylesi daha kötü olurdu, bilmiyorum, hüküm vermek zor.
Öncelikle bu kitap, bambaşka bir kitap. Bakmayın öyle kısa oluşuna, 600 sayfa dolu dolu kitaptan daha çok etkiler sizi. Düşündürür, sorgulatır, günlük hayatta sürekli hatırlatır kendini. Hakkında yazılanları okuyunca, “e biraz abartmışlar” demiştim. Yok. Abartmamışlar. Etkiliyor. Öyle ağır bir kitap da değil, bildiğin masal gibi. Gayet akıcı bir şekilde gidiyor. Kendisini okumak yaklaşık iki saatimi aldı. Kitap, Finlandiya’nın bir bataklık halinden 1920’li yıllara nasıl geldiğini anlatıyor. Bir nevi günümüze nasıl geldiğini anlatıyor dersek yanılmış olmayız. Günümüz Finlandiya’sını düşünün, sosyal yapıyı, eğitimi, kültürü, insanını. işte bu değerlerin, sürekli bir komşusunun yönetimi altında kalmış, halkın doğru düzgün okuma yazma bile bilmediği topraklarda nasıl geliştiğini anlatıyor kitap. Bunu da o kadar yalın yapıyor ki, yazara “neden detaylandırmadın” diye soruyorsunuz.
Okumayı düşünenler gözü kapalı gitsin alsın, okumayı düşünmeyenler de bir an önce düşünsün. Başka hiçbir kitabı böyle hararetli ve coşkulu bir şekilde tavsiye edeceğimi zannetmiyorum. Kendimi bu kitabın okunmasına adayabilirim Keza cumhuriyetin ilk yıllarında bizzat Atatürk tarafından da tavsiye edilmiş bir kitaptır. Harp okullarında okutulmuş, öğretmen okulu öğrencilerine mezuniyet senelerinde hediye edilmiştir. Velhasıl, okuyunuz. Kesinlikle pişman olmazsınız.
trump, chicago özelinden amerika genelindeki yasadışı göçmenlerin elindeki silahlardan dem vuruyor. obama göreve geldikten itibaren sırf chicago'da 4000 silahlı saldırıdan bahsediyor ve kanunu ve nizamı geliştirmekten bahsediyor. hillary clinton bu konuda "çok adam hapse girdi, genç amerikalılara ikinci bir şans verilmeli, hapishaneler gençlerle dolmamalı" diyor. ikisi de silahları suçlulardan uzak tutmalıyız diyor ama ikisi de bir çözüm ortaya koyamıyor. trump biraz "başlarım afrosuna da amerikalısına da toplayın silahları" düşüncesinde gibi.
Bear grylls ve rikki lee roath ın varlığından haberdar olmamı sağlayan kanal. Yayınladıkları hayvan belgeselleri de görüntü kalitesi açısından gayet güzeldir.
Protesto edilecekse komple takım yuhlanmalı. Geçiniz ay yıldızlı formayı taşıyorlarmış falan. Hakkını versinler o formanin. illa yenin de demiyoruz. Az bi hırslı, ruhlu oynayacaksın. Koşacaksın tamam yeter aonra yine yenil.
Milli takımda top uzaklaştırmayı bilen oyuncu yok herhalde. Ulan topu dikiyorlar, yükselip az bi ileri düşüyor sabahtan beri. Mehmet topalla hakan baltadan zaten stoperlik beklemiyorum. Adamlar ilk hamlede topu alamadılarsa bırakıyorlar. Burak yılmaz desen yürüyor ve kendini yere atıyor sadece. Bekliyor ki topu alıp bana atsınlar ben de bi şekilde gol mol atarım. Vallahi şaşkınlık içerisinde izliyorum maçı.
Eskaza ensesine gelse komaya sokma potansiyeli olan hareket. Ben olsam turnuvadan men ederdim. Dayanamıyorum arkadaş bu tip hareketlere. ibret i alemlik ceza veresim geliyor. Bunun adı hırs falan değil bu resmen vücut bütünlüğüne saldırı. sadece bu hareket değil bu tip yapılan tüm müdahalelere acayip sinirleniyorum.
--spoiler--
Khaleesi'nin jorah'a gel yiğidim beraber bulacağız bu illetin dermanını diyeceği yerde adamı numune dermatolojiye yolladığı dizi. Bir de ağladı falan ayrılırken.
--spoiler--
Bu yaz sıcaklar hepimizden kan alacağı için gidebildiği yere kadar böyle bozuk havayla gitmesini dilediğim şehir. Ayrıca metro son seferleri gece 12'ye çekilmiş sanırım.
Klasik zombi, polisiye dizilerinden sıkılmış olan, eğlenceli bir dizi arayanlar için muazzam bir seçenek. izlerken kesinlikle yormuyor, sıkılmıyorsunuz. öyle merak da uyandırmıyor. safi mutluluk dizi. iki bölüm atıyorsun, kapatıyorsun, hop mutlusun. tabi bunda rose mciver ın katkısı çok büyük. ayrıca kendisinin zombi halindeki hal ve hareketleri, bakışları, gülüşleri kesinlikle benim güzellik tanımım.
tekrar belirtmek gerekiyor. zombi, beyin yeme, cinayet çözme diyince aklınızda kanlı, gerilimli, dehşetli bir dizi canlanmasın. chuck izlediyseniz aynen o tarzda bir dizi.
/bu arada başlıkta sözlerini okuyunca "her yanı"m"da" olarak geçiyor. düşündüm, şiir buğday tanesine yazılmış. böyle olmaması gerekiyor, yavuz bingöl den dinledim. o da "m" ile söylüyor. sonra direk parçanın bestecisi mehmet gümüş ten dinledim. o yanı"n"da diyor açık bir şekilde. mantıklı olan da yanımda değil yanında olarak söylenmesi.
goodreads, vikitap tarzında bir site. vikitap ın yavaşlığından sonra derdime derman olmuştur. arayüzü son derece güzel ve kullanışlı. twitter'ın arayüzüne benziyor. ve tabiki hızlı. bir şeye tıkladıktan sonra zaman geçirmek için yan sekmeye geçmek zorunda kalmıyorsunuz.
eksik yanı kitaplardan sadece birer tane olması. yani mesela suç ve ceza yı okuduğunuzu belirtmek istiyorsunuz, sadece bir tane suç ve ceza kitabı var seçmek için. vikitap ta ayrı ayrı basımevi ve ciltlerine kadar vardı. bu duruma karışıklığı önlüyor açısından bakmak da mümkün.
site hacı şeydaoğlu tarafından 2012 yılında kurulmuş ve şu anki ekibinin tamamen gönüllü olarak çalıştığı yazıyor. saygı duyarım.
büyük umutlarla üye olduğum site fakat yavaşlığı saça ak düşürecek derecede. bu kadar da olmaz diyor ve o kadar kitabı ekleyebilme başarısından sonra çıkıyorsunuz.