kaza sebebi olarak trenin kendi hattından konvensiyonel hatta geçmesi gösterilen kazadır.
(evet bende biliyorum sebep açıklanmadı henüz ama bu sırada olmuş demek sebep olan bu demektir)
nasıl bir mantıktır anlayamadım bir türlü.
trenin nasıl bir hatta gidiceğine mühendisler değilde bakan karar verirse böyle komediler yaşanabiliyor maalesef.
yakında uçaklarda deniz yoluyla gitsin demezler umarım. hayır onun sonuçları çok daha enteresan olur bence.
nasılmı? diziyi bir kez izlemişliğim bile yok neyseki; fakat ne zaman haber izlemek için televizyonu açsam yok efendim behlül bihter'i götürdü, yok adnan bey zorla bihter'i şeyetti, yok bilmemne bilmemkimi bilmemne etti.... sanki cem yılmazın "grup indirimi" esprisinin dizi versiyonu ! yakında "bahçivanla aşçıda katıldı aralarına" diye haber yapacaklar diye korkmaktayım.
romanı klasik ve hatta çok güzel bir eser olabilir bir sözüm yok ama romanın dizi ile pek benzer olmadığını düşünmekteyim.
an itibarı ile entry girdiğim otobüstür.
koltuk rahat, priiz var, internet var, tamamda neden bir internete bağlanmak için bilgisayarla fazlasıyla haşır neşir olan ben bile 20 dk uğraşmak zorundayımki? modem daha iyi ayarlanabilirmiş.
ha bide bağlantı edge. birdahaki sefere 3g bağlantı isteriz.
Müslümanlık "kimseyi dinine göre yargılayamaz, ayıplayamazsınız" * dediğine göre; ters bir tepki vermeyi bırak o kişi ile ilgili ters/kötü bir düşünce bile düşünmemeniz gerektiren durumdur. **
bu konuda karaktere göre durum değişebileceğinden ötürü genelleme yapmak yanlış olacaktır.
fakat büyük ihtimalle eskiden bir kadından aldığı bir darbenin etkisi ile psikolojik olarak denebilir.
bir diğer yaygın faktör ise ilişkiden kaynaklanmasıdır.
örneğin ilişkide huzur yoktur. veya anlayış, güven eksikliği gibi nedenler olabilir. veya güleryüz yada hoşsohbet eksikliği. örrnekler çoğaltılabilir fakat sanırım anlamışsınızdır.
Kadınlar ne derlerse desinler erkeğin aldatmasının en büyük nedeni istediği ilgiyi eşinden/sevgilisinden görememesidir.
nedenmi? kadınlar aynı şeyi 30 kez söylerler (sen benle ilgilenmiyorsun, bana eskisi gibi bakmıyorsun, eskiden şöyle...)(farklı şekillerde olabilir ama sürekli söylenir). erkek ise genelde direk söylemeden belli eder veya bir iki kez söyler. hala istediği ilgiyi göremiyorsa veya benzer düzelmeyen bir sorun varsa ilişkiden sıkılmaya başlar.
E adamın karşısına dilinden anlayan bir kadın çıkmazsa çapkınlıktanda vazgeçmez tabikide. ya aldatıyor yada sürekli sevgili değiştiriyor denir.
kadın karpuz değilki almadan önce koklayıp iyimi kötümü anlayasın. tanımadan çıkmak/evlenmek tabikide hata fakat yıllar geçse bile karşındakini tanıyamayabilirsinde.
neyse konu sapmadan toparlayalım. çapkınlık derken ne anlamda? aldatmak derseniz vurun eşşeğe haklısınız derim fakat bu erkek ilişkide sorun görünce ayrılıp başkasına gidiyorsa ve çapkın oluyorsa bide kendinize bakın acaba hata varmı diye çapkın lan bu demeden önce. dediğim gibi ne erkek nede kadın karpuz değil ve insan tanımakta kolay değil. keşke üstümüzde barkodlarımız olsa özelliklerimizi karakterlerimizi tanıtan ama yok.
kişisel yorum: doğrudur erkekler çapkındır denilebilir fakat gördüklerime/yaşadıklarıma dayanaraktan kadınların yanında erkeklerin çapkınlığı karşılaştırılamayacak kadar az vede masum kalmaktadır diyebilirim. tek fark kadınlar bunu kimse farketmeden başarabiliyorlar. kabul etmek lazım yalan söyleme konusunda berbatız biz erkekler.
acaba sözlüğün kapısında şahin k mı bekliyor diye düşündürten önermedir. hayır kızları bırakın ben erkek halimle korktum bak şimdi. biz üye olurken görmedik "gel bakalım delikanlı" diye bi odaya çeken coşkun tipli birisini ama sakat yani yinede.
teoride 7mbit hıza kadar ulaşması gerekirken yerlerde sürünen, izmirin ortasında canının istediği yerde hizmet verip istemediği yerde gsm e geçen, ama nedense bursa izmir arasında dağların arasında bile hayvan gibi yüksek hızlarda çalışan* garip ve sorunlu altyapıyla acele bir şekilde hizmete sunulmuş yüksek hızlı veri iletişim protokolü. *
raw veri halince mp4 codlamalı ses formatı. aac+ ve eaac+ gibi geliştirilmiş versiyonları vardır.
eski mp3 formatıyla karşılaştırırsak daha yüksek ses kalitesi sunarken daha küçük boyutta dosya oluşturulabilmesini sağlar.
neredeyse tüm audio formatlarını destekleyen, internetten "Acoustic Fingerprints" algoritması ile parçanın id3tag bilgilerini bulup kendiliğinden düzenleyen pek sevimli ve işlevsel yazılım. *
Adamı şekilden şekile sokmaya bayılan lambalardır.
Hele bulunduğu yer bir bar tuvaleti ise iş dahada vahimleşmektedir. Sen bir yandan işini görmeye çalışırken, bir yandanda kafa, kol, bacak, ne varsa sallasanda yanmayıp kıs kıs gülerek izler bu lambalar adeta.
telefonumun ekranının bozulması ile yaşamaya başladığım ve çok sevdiğim günlerdir.
-abi dün aradım seni o kadar neden açmadın?
-benim telefonun ekran bozuldu ya göremiyom kim aramış etmiş falan. uyuyordum heralde sonrada göremedim tabi aradığını.
-haa tamam o zaman ya.
dişi sineğe laf atan tip in gelişmiş ve kendisini aşmış versiyonudur bunlar.
gün boyu etrafda görülebildikleri gibi son zamanlarda sözlüklerde büyük oranlarda yüksek oranda abazalık kokan başlıklar açtıkları ve entry ler girdikleride görülmektedir.
eğer taraftar dan kastımız holigan ise doğru bir önermedir.
lakin din adına kan dökülmüştür, devletler yıkılmış ve yükselmiştir, yaşan şekilleri değişmiştir, insanlar köleleştirilmiştir...
(dipnot: iyi yönleri yok demiyorum. birçoğunun görmeyi reddettiği kötü yönlerini söylüyorum.)
bilim ise hayat vermiştir, hayata anlam katmıştır, yaşam şekillerini iyi yönde değiştirmiştir....
Biyolojide evrim, canlı türlerinin nesilden nesile kalıtsal değişime uğrayarak ilk halinden farklı özellikler kazanması.Evrim, modern biyolojinin temel taşıdır.Bu teoriye göre hayvanlar, bitkiler ve Dünya'daki diğer tüm canlıların kökeni kendilerinden önce yaşamış türlere dayanır ve ayırdedilebilir farklılıklar, başarılı nesillerde meydana gelmiş genetik değişikliklerin bir sonucudur. (vikipedi den alıntıdır.)
bilim bize sürekli gelişme sunar.
evrim teoremi bilim dünyasında doğruluğu büyük oranda kabul gören bir teoremdir.
evet teoremdir fakat birazda şunu düşünmek gerekir diyorum. düşününki evrim teorisini kanıtlayan bir fosil bulundu! vatikanda oluşacak tepkiyi bi düşünün. inananların tepkilerini. lütfen tekrar düşünün. açıklayamadığı şeylere "şeytanın işi" diyen bir vatikan bu. müslüman dünyasına bakarsakda vatikat gibi güvenilir bir dinsel odak olmayışı daha büyük bir kaos yaratıcaktır.
müslümanlık değişmemiştir. isa tanrının (bazı kaynaklara göre değişiklik gösterir) oğlu/kendisi dir. museviler özel bir ırktır. bunların hepsine inanabilirmiyiz? yada tüm bu dinlerin çok farklı yada çok benzer olduklarını iddia edebilirmiyiz? dinleri kanıtlamanın bir yolu yoktur maalesef bunu kabul etmeliyiz.
ama bilim deney yapar ve kanıt sunar. fakat evrim teorisi henüz kanıtlanmış bir teorem değildir.
inanmak veya güvenmek denebilir belki. fakat taraftarlık bu durumda biraz holiganlığa benzemezmi? bir durup düşünün.
yorum değil soru var şimdi. sizce doğruyu aramak mı? yoksa size sunulan hazır doğruya tutunup bununla yetinmek ve doğru olduğunu ummakmı?
(evrim yada din i savunmuyorum. görüşüm bana kalsın, yorum katmadan görüş yazmaya çalıştım*. ayrıca dinleri yada bilimi yerin dibine sokma niyetindede değilim*. lütfen tarafsız okumaya çalışın ve kendinizi, düşünce yapınızı eleştirmeyi deneyin)*
güzel bir zirve olmuş eğlenilmiş fakat maalesef kısıtlı vakit nedeni ile tadını da kısıtlı tadabilmişimdir.
özetle zirve:
önceki zirveden tanışılan arkadaşları görmek ve yeni kişilerle tanışabilmek güzeldi.(teker teker sayamıcam çok kişi var siz kendinizi biliyonuz)
ajdarım taklitci diyom diye kızmıyon dimi emitasyon ajdarım benim.
engin kamera bilgilerini benimle paylaşan üstadım yazarneyazarneyazmaz'a özel teşekkürlerimide iletmekteyim.*
mulayım üstadın konuşma tarzı ve tiyatro bilgisi gerçekten etkileyiciydi.
nescafetadındakahve mi kahvetadındanescafe mi? hala karıştırıyorum. ezberde iyi değilim napayım? neyse ikiside güzel ya. kapuçino varmı bu arada?
tadsızlıkvari bişiler olmuş ben gelmeden biraz önce sanki. burda şu haklıydı bu böyleydi demek doğru olmaz diye düşünmekteyim o nedenle lütfen biraz saygı diyip geçicem.
eğlenmek için bu zirveler birbirimizi kırmak için değil dikkat etmek lazım.
masalar çok dağınıktı, "şöyle bi toplayalım tek masa yapalım" dedik dinletemedik kaldı. neyse sonra kendimiz bi taraftaki masayı birleştirdik güzel oldu.
ordan oraya geçip aynı anda 3-5 kişiyle konuşmaktan yoruldum birazcık efendim.
bazı arkadaşlar nedense yüksek sesle konuşuyordu anlam veremedim. fakat muhabbetler hoştu.
organizasyon güzeldi. ama bidaha evden limuzinle alsınlar beni lütfen *
neyse geçe erken bitmek zorunda kaldı bizim için biraz erken ayrıldık bunun için özür.*
(sahilde sabahlanacağını bilsem kesin gelirdim.bknz: ve olaylar gelişir...)
ve olaylar gelişir...
durağa gidilir.
12 de kalkması gereken son otobüs gelmez ve evetnevar eve gidemez.
arkadaşları ile buluşulur ve evetnevar arkadaşında kalmaya gider.
bendenizde aynı durakta bardak gibi dizilmiş 3 kişi ile birlikte bi taksiye binerim.
-gençler 20 ye götürürüm.
-abi 15 tutmuyormuydu bu yol?
-20
-ben 15 diye hatırlıyom ama?
-şimdi 4 kişisiniz ya olcak o kadar
-e oha desem?
-20 desem?
-......*
eve gidilir.
başım ağrıyo 2 dk uzanayım denilir.
kanepede sızılır.
(son salisede akla gelen edit: bizi niye öykü ile berk e benzetmişlerdi ya?)
zamanında "oyunu o levyeden başka silah kullanmadan bitirirsen sürpriz son açılıyormuş!" diye rivayetler çıkmasına neden olan şey*.
bide cidden ilk başladığımda o kadar uzun süre başka silah çıkmamıştıki düşünmeye başlamıştım "tek silah bumu lan?" diye.
gayet normal bir insandır.
hatta sevgilisiyle bir film izlerken "şu kadın ne kadar dişi?" "bu erkek ne kadar karizmatik/çekici" diyebilmektedir.
arzuları ve cinselliği tabu etmemiş insandır.
bsg sezon 3 finalinde tüyleri bi diken diken eden, sahneye tam oturan, sahneyi sözlerle iyice pekiştiren ve onlarca defa doyumsuzcasına tekrar tekrar izlettiren bear mccreary coverı.
fakat bsg sezon 4 bölüm 17 de ki piano coverını sanırım daha çok tekrar izledim. daha bi duygusal, daha bi acılı, daha bi acımasız, daha bi agresif! ****