mükemmel bir adamdır. edebiyatta dostoyevski sinemada tarkovski,bu ruslarda ne keramet varsa anlamadım. 'ilkelerine bir kez olsun ihanet eden insan hayatla olan saf ilişkisini yitirmiştir'
okul, eğitim amaçlı değildir.kayit yenilemeye veya kayıt yaptirmaya gidildiğinde içerisi ziraat bankası gibidir,numaramatik vardır saatlerce beklenir ve 8-15 bin arası bir mebla ödenir. işte herşey o parayı ödeyene kadardır.ondan sonra diğer kayıt yenileme dönemine kadar o insanlar yok olur. öğrenciler kendi kaderine terk edilir.
Biz lisedeyken mavi lark içerdi herkes,garip bir durumdur lise 1 e başladığımda 3 lira olan mavi lark lise 4 te 7 liraydı. O yüzden bizden sonraki nesil tütün ve prestige icmeye başladı. Şimdi üniversitedeyim okulun yüzde sekseni kent mentol içiyor ama bana sorarsanız sigara dediğin marlboro lightir
güzel soru; doğu ve güneydoguda taslarlar,karadenizde dayak manyagi ederler,ic anadoluda laflariyla taciz ederler,akdenizde sinsi sinsi suzerler, marmarada ya tecavüz ederler yada tekme atarlar, bir tek Ege kaldı onunda kıyı kesimleri gerçi ordada malum kişiler artısta o yüzden türkiyeden umudu kesin.
Bu kemalistlikle ilgili kütüphanede binlerce kitap var neden bu kadar çok irdelenen bir konu. Ne Kemalistleri anladım bugüne kadar ne düşmanlarını en iyi Mustafa Kemal'in yolundan gitmek ve onun ilkelerini benimsemek.
Tuğçe; birinci sınıfa yeni baslamistim. Öğle arası yeni olmuştu yanında dislek Rabia vardi. O günü hala unutamam sırf o gülsün diye tahtada saatlerce sebeklik yapmistim. Sonra ben okuldan ayrıldım 8. Sınıfa geçtim oks vardı onun için dersaneye yazildim. Sınıfa bi girdim kafami bi kaldırdim karsimda o var. Tornavida yemiş gibiydim onunla bir sene hiç konusmadim konusamadim. ikimizde birbirimizi gayet iyi taniyorduk ama tanismiyormus gibi davraniyorduk sonra sene bitti sınav oldu bitti sonra öğrendim ki babasının tayini Ankaraya cikmis Tuğçe Ankarada okuyacakmis liseyi. Uzatmayim lise bitti. Üniversite sınavına girdim istanbul üniversitesini kazandim. Okula alışmaya calisiyordum.kantinde tek başıma otururken birden çok tatlı bir ses bana 'pardon sandalye bosmu' dedi. Kafami kaldırdigim anda beynimden vurulmusa döndüm bu o'ydu kekeleyerek evet boş dedim. sandalyeyi aldı ve 1.85 boylarında zengin giyinimli yakışıklı sayılabilecek bir çocuğun yanına oturdu. Anladım orda çocuğun sevgilisi olduğunu, 5 dakka oturdular sonra takip ettim aşağı indiler sonra çocuğun bmw 3.20 sine binip uzaklaştılar bende hayallerimdeki Tuğçeyle tek başıma kaldim