hala okuduğum için, yaptığım ile doğru orantılı olması bakımından karşı çıkmam gereken cümle-tespit-fikir-sıçış.
yaşım nerdeyse mhp'nin kırkıncı yılı. boş durmaktansa, işsiz olarak gözükmektense, okuyor olarak gözükmeyi tercih ediyorum. benim için gerekliymiş. şu an bunu anladım. yoksa boş boş gezmemi neye dayandırarak temellendirecektim. bakın, temellendirme, dedim. okul olmasa, ben nereden bileyim temeli. güzel kızlar oluyor, bir iki espri yapıp ortam oluşturuyoruz. yoksa ego, süperegonun götünün altında kalır. iyi böyle.
minibüsçülerin, boş koltuk gördüklerinde yaşadıkları büyük travmaya verilen ad.
boş bir koltuk var ve ayakta da insanlar varsa, şoför arabayı sağa çekip tekrar oturma planı bile yapar. "hocam orada boş yer var otursana" der siz de "yok sağ ol, ineceğim zaten" dersiniz. peşin cevap gelir "yav otur denetleme var be hocam". ulan ben otursam ayaktaki 10 kişi ne bok yiyecek, onları da götüne sokarak mı yok edeceksin? sanki polis "hah hiç boş koltuk yok. ayaktakiler önemli değil. ama bir tane boş yer olsaydı ve ayakta yolcu olsaydı ağzına koltuk sokacaktık. yırttın yine eki eki" diyecek.
uzun süredir heyecanla beklediğim bir konser vardı. konser saatine kadar arkadaşla orada burada takıldık. saati geldi alana gittik.
tık yok.
bekledik, bir-ki s.s.se.see.sesesees. bir-ki lakırdılarından sonra ses düzeneği sağlandı. aha, çıkacak şimdi diye heyecanlanırken, o geldi konuştu. bu geldi konuştu. konuşma yapan yapana, ama konser yine başlamadı. üstünden bir saat geçti, bir buçuk saat geçti. arkadaşım da ben de kimse duymasın diye içimizden söverek alanı terk ettik ve biz alanı terk ederken hala konser başlamamıştı.
şimdi de aklıma takıldı. bir şarkı bari dinleseydim, diye. o kadar beklemiştim halbuki.
saatinde başlamayan konserlerin borusuna sokayım. yine de bir buçuk saat iyi sabretmişim.
bi' zaman sonra gelen düdüt: tarak gibi itiraf la bu. işsiz dürzü.
en geç dokuzda kalkmak,
gün boyunca az oturmak,
gün içerisinde ufak çapta bile uzanmamak, yatmamak.
fiziksel olarak yorucu işler yapmak.
bunlar olmadı mı? ativan kullanın. ya da kullanmayın. işe yaramıyor.
margarin yediklerinde midelerinde yanma ve acı hisseden yazarlar.
(bkz: dokunma)
temas anlamı yanında; zarar verme, iyi gelmeme anlamları da vardır ki başlıkta da bu anlam kullanılmıştır. bilgi almak için bu başlığa bakan yazarlar ise "heheh yazar, margarinin midesine elini vermiş, kolunu kurtaramamış heheh" esprilerinin uçuştuğunu görüyor. evet, çok zekisiniz. ince espriler ile başlığa güzel sıçıyorsunuz. alkış alkış alkış!! ama artık yazın şu "gerçek" yazılarınızı lanet olasıcalar!
sıvı yağ da bu haltı çok güzel yapar.
kişide utanma durumuna neden olur. tam da türbanlı bir bayan geçerken akan ağız suyu, acaba bir işaret midir?
büyük olasılıkla çürük diş protestosudur. doktora gidilmelidir.
bu seferki türbanlı bir bayandı. ya başka bir zaman, gösterişli bir hatunun yanındayken denk gelirse? tedbir, her zaman tedbir.
bir matematik sorusunun başlangıç kısmıdır; "bir ülkede 45 milyon kürt, 40 milyon alevi olması ile birlikte, bu ülkede ayrıca 20 milyon ermeni, 70 milyon müslüman, 80 milyon türk ve 36 milyon da suriyeli bulunmaktadır. 45 milyon kürt'ten 25 milyonunun alevi olduğu bilinmekle birlikte, 12,5 milyon kişi hem alevi hem kürt hem de suriyelidir. 65 milyonu hem müslüman, hem de türk'tür. o halde bu ülkenin başkentinin nüfusunun 1/4'ü kaçtır?"
format ve işin mantığıyla doğru orantılı yazar.
adı sözlük olan bir yerde "kasma yeeaaaa" ne kadar dandikçe ve gerzekçe bir laftır. kimse zaten "ansiklopedik bilgi ver ulan" diye boğazına bıçak dayamıyor, ama inci vari "ergen" yazışmalarına da gerek yok. hayat bir gün o da bugün, çal oyna doyasıya hobaley hobaley hoop. sözlüklerin döndükleri hali az önceki cümlemle özetledim.
bazen ciddiyet iyidir.
sevgili ise "aldatmak", arkadaş ise "şu kızdan çok hoşlanıyorum" kızın yanında başka bir kızdan bahsetmek. soğumayı geçtim, direkt öldürür.
ama bunu son çare olarak yapın. biraz ahlak dışı çünkü.
ya da yapmayın lan! şerefsizlik bildiğin.
türkiye'de hiçbir şey "uzun süreli" olamıyor. aslında her şey uzun oluyor da süresi uzadıkça saçmalıyor, berbatlaşıyor (diziler, yöneticiler, parti hükümdarlıkları, ideolojiler vs.) bu program da bu durumdan nasibini almıştır. komedi dükkanı adıyla yayınlanırken daha taze gelindi. ilgi büyüktü. şimdi ilgi yine var, e nasıl devam ettirelim, derken saçmalama konumuna girdi. nasıl komediyi sağlarız, sorununun pençesinde. buna şaşırmamak gerekir. her şeyi tadında bırakan bir millet değiliz.
eğer dişi anlayışlı ise olaylara farklı açılardan bakar hale gelir.
erkek de anlayışlı ise o da olaylara farklı açılardan bakar hale gelir. zaten sevgili olduklarına göre (bu tez kızın teist olması üzerinedir) anlayışlılar.
bu teorideki kısmı. pratikte bakarsak, sevgili olmalarının nedeni birbirlerine olan saygı ya da hoşgörüden değil, dış görünüştendir. o da belli bir süre sonra işe yaramaz. kız "ya cehennemde yanacaksın söyleme şöyle salak salak şeyleri" diyecek, erkek de " hurafelerle ninni niyetine uyumaya devam et sen. kimmiş salak acaba" diye cevap verince de ilişki sona erecektir.
iki faktör arasındaki birlikte artma ya da birlikte azalma ilişkisini niteleyen terim. aynı zamanda psikolojideki bilimsel yöntemlerden olan korelasyonel yöntemin koludur.
kendisinin var olmasını seçen ve kendisine şefkat gösteren kişilere aynı duyguları besleyen kişi. hesap yapabilme bakımından aptal olabilir, ama duygusal zekası yüksektir.
+ ölüm mü? ne alaka?
- aklıma geldi şahika.
+ oldu o zaman. biz kalkalım.
- intihar bazen bir kaçıştır, bazen de dikkat çekmek için bir hareket.
+ sana gelmişler yine.
- anlaşılmadığını düşününce her şeyi geride bırakmak istiyorsun.
+ neye kaçıyorsun, anlaşılmamak? ne diyorsun sen!
- sevilmemek bir lanet belki de.
+ ??!!!wkjdkjedkwe!!
madem iş, güzel maç izlemek; "fener lan oynama beşiktaş yensin. biz şampiyon olalım. onlar da 2. olup avrupa'ya gitsin" gibi lafların edilmemesi gereken karşılaşma. çünkü olası bir beşiktaş galibiyetinde "ehehuheheh bilerek maçı verdik" diyeni sikerler!
ilk yarının son dakikalarında iki takım da özellikle beşiktaş tempoyu yakaladı. zemine inat, rüzgara inat her bir halta inat uçuyor amk kartalım! caner ya da emenike sıçmasa bu sinirle maça bari. gerçi emenike karşısında büyüklük gösterdi biraz önce caner. ama emre faktörüyle siniri azan emenike, patlayabilir.