türkiye' nin en özgürlükçü partisi olan bdp' ye bir dahaki seçimde oy verme sebebidir. ilk defa bdp ye oy vereceğim, hayırlısı olsun. kamuda türbanı destekleyip aynı zamanda herkesin yaşam tarzına saygı duyan, laikliği katı şekilde değil ancak " yaşam tarzına saygı" ekseninde yorumlayan, sadece kürtlerin değil, alevilerin, garyimüslimlerin, cinsel ayrımcılığa uğramış insanların da haklarını sonuna kadar savunan bir parti bdp. kürt sorunun yavaş yavaş çözülmesiyle birlikte artık daha da fazla türkiye'nin partisi olmaları gerek. en önemli eksikleri bu. özellikle ekonomi siyaseti konusunda oldukça zayıflar, onlar da farkındalar bunun. bu yüzden batıda hdp olarak seçimlere girecekler. sırrı süreyya'nın dediği gibi daha fazla türkiye'nin partisi olmaları lazım, bu eksik de yavaş yavaş giderilince mis gibi bir parti olacaktır bdp. ayrıca genel başkan selahattin demirtaş türkiye' deki en kaliteli, en makul siyasetçilerden de biridir, partiye yakışmaktadır. hadi hayırlısı bakalım.
belirli bir sebepten ötürü( miras bırakandan önce ölüm, mirası ret, ıskat veya yoksunluk halleri) mirasçı olamamış yasal mirasçının mirasçılık hakkının aynı oranda alt soyuna geçmesi ilkesidir. örneğin: miras bırakan (m) ölür, oğul (o) mirası redderse, (o) nun miras payı aynı oranda kendi çocuğu (ç) ye geçecektir.
doğrusu "vasiyet" olan, alacaklısına bir ayni veya nisbi hak kazandıran ölüme bağlı tasarruftur. kanunda "vasiyet" terimi belirli bir mal bırakma adıyla düzenlenmiştir. halbuki vasiyetle, alacaklıya bir herhangi bir ayni hak veya alacak hakkı da kazandırılabilir, belirli mal bırakmaysa yalnızca "mülkiyet hakkının iktisabını çağrıştırmaktadır.
ölümle birlikte sonuç doğuran, tasarruf işlemi olmayıp genel anlamda hukuki bir işlem olan,şekli ve içeriği(ikisi birlikte) kanunda sınırlı sayıda gösterilmiş, miras hukuku kaynaklı işlemlerdir. şekli olarak vasiyetname ve miras sözleşmesi diye ikiye ayrılırlar. ayrıca,karıştırmamak gerekir ki miras sözleşmesi her ne kadar sağlararası olarak da yapılsa ölümle hüküm ifade edin bir ölüme bağlı tasarruftur.
vekilin vekalet akdinden kaynaklı bir borcu olup, türk boçlar kanunu' nun 506. maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenmiştir.Buna göre: "vekil üstlendiği iş ve hizmetleri vekalet verenin menfaatlerini gözeterek sadakat ve özenle yürütmekle yükümlüdür."
şayet vekil bu borcunu gereği gibi veya hiç ifa etmezse türk boçlar kanunu m.112 gereği kendisinden uğranılan müsbet zararın tazminini talep hakkı doğacaktır.aynı husus özen borcunu ihlal eden, örneğin kararı temyiz etmeyi ihlal eden avukat bakımından da geçerlidir.(bu yönde bir çok yargıtay kararı bulunmaktadır.)
uludağ sözlüğün muazzam argümanlarıdır. rasyonalizm düşmanı, dogmacı salaklıklardır. bir şey ya iyidir, ya kötüdür. kişi evvela bir ideoloji devşirir, hoş ondan da bir bok anlamaz ama yine de devşirir, sonra o ideoloji dışında kalan her şeyi hayret verici biçimde karalar.
akp kötüdür.(mesela iktidarın hiç iyi icraatı yoktur)
ateistler maldır(mesela ateizmin de hiç mantıklı bir tarafı olamaz ya)
din salaklıktır(çünkü dinin sosyolojik olarak hiç bir manalı etkisi olmamıştır ya bu medeniyetlere)
işte tüm bu sikik ideoloji fışkırmaları moron argümanlar güruhuna girer çünkü bunlar sorgulayıcı argümanlar değildir.
tapu memuru veya noter tarafından yapılması zorunlu olup( resmi şekil şartı) alacaklısına borçlusuyla sözleşme yapma hakkı veren bir ön sözleşmedir. yani henüz ortada bir satım sözleşmesi mevcut değildir. şayet borçlu rıza gösterip sözleşmeyi kurmazsa alacaklı açacağı bir inşai davayla hakimden borçlu yerine kabul beyanında bulunmasını( sözleşmenin kurulmasına borçluyu mahkum etmesini-aynen ifa davasıdır) ister. hakimin borçluyu sözleşmeyi kurmaya mahkum etmesi doktrinde hükmün borçlunun kabul beyanına eş olduğu manasına geldiği haklı olarak ifade edilmektedir. bu beyanla birlikte taşınmazın mülkiyetini kazanmak isteyen alacaklı medeni kanunun 716. maddesine göre hakimden mülkiyetin nakli kararı verilmesini talep edecektir( bu dava da inşai bir dava olup hüküm inşai hükümdür)
uygulamada yanlış olarak bu iki dava birlikte yürütülmektedir. halbuki önce hakimin borçluyu sözleşmeye yapmaya mahkumiyet kararı alınmalı( bunla birlikte ortada mk m.716 anlamında bir borçlandırıcı işlem- satım sözleşmesi oluşmuş olur.) sonrasındaysa tescil davası açılmalıdır. usul hukuku prensiplerine uyan budur. tabi iki talebin birlikte incelenmesi yine pratik bakımdan ciddi kolaylık da sağlamaktadır. en makulü bu konuda açık bir hüküm getirmek ve en azından teoriyi pratiğe yaklaştırmaktır.
maddi hukuktaki muvazaaya benzese de takip hukukuna özgü bir tür tasarrufun takip alacaklısı bakımından hükümsüzlüğü sonucunu doğuran ve genel mahkemelerde, kanuni delil sistemine bağlı kalınmaksızın görülen davadır. esasen iptal kararıyla birlikte tasarruf iptal edilmiş olmaz. en azından teknik anlamıyla böyle değildir. sadece alacaklıya iptale tabi tasarrufun cebr-i icra yoluyla satılması yetkisi verilmiş olmaktadır. iptal davası açabilmek için aciz belgesi(geçici veya kesin) varlığı özel dava şartı olarak düzenlenmiştir. ayrıca alacaklının alacağı iptale tabi tasarruftan önce doğmuş olmalıdır. aksi halde iptal davası reddedilir. karıştırılan bir husus da iptale tabi tasarrufun taşınmaz olduğu durumlardır yargıtay haklı olarak dava kabul edildiği durumlarda tescilin iptal edilmeyeceğini, malın satılıp artan paranın üçüncü kişiye verileceğini belirtmektedir. şayet dava sırasında üçüncü kişi malı elden çıkarırsa kötü niyetli kişiye dava devam ettirilebileceği gibi, dava üçüncü kişiye tazminat davasına da çevrilebilir, bu taktirde dava bedel üzerinde devam eder. yargıtay 'ın da belirttiği gibi bu alacaklının yasadan kaynaklanan hakkıdır.
davalı tarafından mahkeme huzurunda dilekçeyle veya sözlü olarak yapılan, yapılmakla sadece davayı sona erdirmeyip aynı zamanda davalının maddi hukuktaki hakkının da kaybına yol açacak, kesin hüküm etkisini haiz taraf usul işlemidir.
thomas mann' ın ünlü bir şairin kısa venedik tatilini anlattığı muhteşem uzun öyküsü. çoğu eleştirmene göre mann 'ın en değerli eserlerinden biridir. öykü güzelliği ve insanın güzelliğe olan karşı konulmaz çekimini anlatır.
--spoiler--
şair kelimenin güzelliği tanımlamaya değil, yalnızca övmeye yettiğini şimdi bir kez daha anlıyordu.
--spoiler--
sıfıra yakındır. artık isyan bayrağı açılmasına sebep olacaktır, hatta olmalıdır. olmuyorsa amına koyiyim. mesele futbol veya seks tartışılması falan değil. lan olum insanız bunlar da tartışılır, iç çamaşırının rengi de, siyaset de, felsefe de, hukuk da, sosyoloji de. ama başlıklar ya moronca, suçlayıcı veya faşistçe ya da manalı başlıklar pek dolmuyor, az da olsa entelektüel bir tartışma yerine ilk kez bilgisayarıyla sevişeceklere tavsiyeler konuşuluyor, yav hadi eğlendiricidir böyle şeyler de olsun diyoruz ama başlıkların alayı böyle saçma sapan, entry ler de otomatikman saçma sapan. ta amınakoyim kıscası
bulunulan yerin ne kadar siktiriboktan bir yer olduğunu vurgulamak için söylenen deyiştir. ha böyle yerler hakikaten vardır. mesela sadece antalya yolu üzerinde diye konaklanan,başka da ekonomik faaliyeti olmayan sikimtonik ısparta veya burdur ilçeleri böyledir. ha ama ben böylesini görmedim: (bkz: kırşehir)
ülkenin refahı için yapılması gereken reformdur. kolluk personeli hariç memurluk statüsü kaldırılmalı, bunun için de kamu hizmetlerinin tümü için( kolluk hariç) özel sektörden hizmet alımı yapılmalıdır. yoksa memurum vatandaşın önünde batak oynar. artık bu çağda memurluk gibi lüzumsuz bir statü olmamalıdır.
sonradan görme, zerre gülmeyen, öküz oğlu öküz rusların iğrenç bir millet olmasıdır. bir tane bile sempatik bir rus olmaz lan.
dakikalar sonra gelen edit: ulan şu amına kodumun sözlüğünde o kadar abazan var ki: insan rahatça bir şey de yazamıyor. he la he rus kızı taş tamam lan. rus kızının fiziğinin iyi olması ruslara entelektüel olarak level mi atlatıyor? eksile, eksile ama abazansın bil öyle eksile lan.
yaşanılanlar ve gözlemler birlikte değerlendirildiğinde olmadığı aşikarlaşan ihtimaldir. dolayısıyla "türk kadını meselesi hallonmuştur" artık bu mesele de kapanmıştır.
rasyonel düşünceden yoksun, hayatı ezbelerdiği fonksiyonlara dayalı olarak yaşayan ve hırstan bir haber olan vizyonsuz türk milletinin,isabetli olarak, başarısız olması durumudur. he bazı örnekler vardır ki saygıyı ve taktiri hak eder, genel olarak türk milleti dibine kadar başarısız bir millettir.
üniversite ' de yeşeren, kesinlikle ingilizce bilmeyen, dersini üniversitenin en önemli dersi zanneden ezik, kompleksli, acınası mahluktur. hele kadın olanları tam bir faciadır. bunların entelektüel seviyesi sıfıra yakın olup oturup da bir ingiliz edebiyatından eser okumuşlukları da yoktur. başarısız ülkemin başarısız mahluklarıdır bunlar kısaca.
i phone 5 alsam mı almasam mı, köpek eve iyi gelir mi gelmez mi, bir ilişkinin süresi ne kadar olmalı gibi sikindirik şeyler üzerinde tez yapılan mahallenin, ay pardon ülkenin problemleridir.
dünyanın en talihsiz turşusudur. kimse sevmez onu, abi turşusuz olsun der veya moron abi koymuşsa turşuyu, alır çıkarır onu sosisli sever kardeşim. elin kırılsın e mi.
yüzyıllık olguların politikacılardan kaynaklandığını düşünen, sosyoloji cahili, ağzı olup da bol bol konuşan tiplerdir. tabii yabancılık çekmediniz değil mi sevgili uludağ sözlük yazarları?
kemalizmin bir "siyasi ideoloji", ateizminse "felsefi kanaat" olduğunu bilmeyen cahildir. benim sevgili kardeşim nasıl ki bütün müslümanlar muhfazakar liberal olmuyorsa, bütün ateistler de kemalist olmaz. bunların arasında en ufak bir bağlantı yoktur. bir kere kıyaslanmaları az önce açıklandığı gibi, nitelikleri farklı olduğundan, manasızdır. yapma be gülüm.
çok pis düşersin dikkatli ol, seksi para gibi beş para etmez yarışmalara katılan, abatılı makyaj yapan, entelektüel birikimi sıfırı onikiden vuran, artık tiksindiren, bir siktir olup terk etmesi gereken(galaksiyi ha) kızdır. yeter lan, yeter.
kişilerin kendini ifade biçimlerinin yalnızca kelimeler olmadığı, bunun tavır, sessizlik gibi bir çok aracının olduğu düşünüldüğünde, dış görünüş de esasen bir ifade biçimidir, ve insanın kendisini gerçekleştirmesi bakımından çok büyük öneme sahiptir. insanın kişiliğinin önemli bir parçasını oluşturur. bu ifade biçiminin amacı salt diğer insanlara karşı gerçekleşmez; mesela makyaj yapan bir kız güzel görünmesinden kendisi hoşnut oluyor olabilir veya benim gibi bıyıklı bir erkek için bıyık önemlidir; çünkü bu onun kendine kendini ifade biçimidir.
tabii yurdum bürokrasisi bunlardan çakmaz. o türbanı çıkarttırır, bıyığı kestirir, makyajı sildirir. insanların kendisini "varlamasının" önüne geçmek için elinden geleni yapar, çünkü sikindirik mevzuatı öyle öngörür. adamdaki/kadındaki empati hissi sıfır, vizyonsa doğuştan var olmamıştır.
