Günümüzde uyum kelimesinin yerini tutuyor. Ben sana aşığım demenin biz seninle uyuşuyoruz demekten pek farkı kalmadı. Eskiler bir başka yorumlar, kavuşulamayana aşk dermiş. Ben bilmem..
muhtemelen derbilerin çoğunda puan ya da puanlar bırakacak beşiktaştır. Yine en göze hoş gelen futbolu oynayacak takım olması bu gerçeği büyük ihtimal değiştirmeyecek.
sevmesine sevdiğim, hayallerimi gerçekleştirmeye en yakın olmasına yakın şehir. Ne var ki refah seviyesi yok. En dandik yerlerde kiralar almış başını gitmiş. çektiğim bütün çileler helali hoş olsun da, şu barınma meselesine halen bir çözüm bulamamış olmak insanı cinnet seviyesine çekiyor. .
Istanbul denen sikik şehirde ev bulmaya çalışmaktan daha beter bir şey yok. amına koyayım yeter artık üç yıldır öğrencilik mi yapıyoruz ırgatlık mı belli değil. ordan çık oraya geç her yaz ev bakıyorum sikecem ya valla yeter.
ne istiyorsa gönülden vermeye hazır olduğumuz. Ankara'dan berisini alsın götürsün zerre sikime değil o topraklara ayak basanı siksinler. Biz 60-70 vilayet de takılırız şahsen işime bile gelir. Ancaaaaak ;
1)bu coğrafya bok çukuru ve siz çok karaktersiz bir maşa örgütsünüz. Yeni devlet olabilmenizden kaynaklı sorumluluklarınızı yerine getirebilmeniz için para alacağınız devletler sizi bize karşı çok rahat kullanabilecek.
2)sizin dedeleriniz bile şu ülkeye değer kıymet biçip zamanında şu toprakların bütünlüğü için can vermiş. Demek ki onlar daha zekiymiş. Bu coğrafyada bir olmayanın ebesi nasıl öpülmüş görmüş. Onların yüce hatrı var.
Bu iki neden olmasa zerre umrunda değil kimsenin cidden bak. Hani sen sanıyorsun ya dünyanın en güzel devleti oluruz falan. Keşke olsan da bi görsek yahu. Ne var ki size güvenip o iş yapılmaz tek mesele bu.
Buyumek denen olgunlasmak denen seyin kesinlikle sonu yok. Icerigi de kapsami da buyudukce buyuyor acilarin. Hic akla gelmedik detaylarin oyle manasi oluyor ki bir koltuga cokup kaliyorsunuz oylece. Yillarca emek verip gozunuz gibi baktiginiz koca bir agac yigininin tek bir kivilcimla yok olmasi gibi. Oylece,bir anda. Saygi denen seyin sevgiden onemli olabilecegini de goruyorsunuz. Bazen en yakininizdaki insanin sevgiden cok saygi gostermesi gerektigini anlayabiliyorsunuz. Oylece, cok basit bir hareketle yok sayilmak ve yaninda gelen onlarca sevgi sozcugunun yerine ufak bir hareketle saygiyi hissedip sessizce oturmaya muhtac kalabiliyorsunuz. Yazik ki buna ekmek su gibi ihtiyaciniz oluyor. Kirmizi cizgilerinize basilmasin, asgari saygi gosterilsin diye ruhunuz parcalaniyor ne yazik ki bu saygiyi en sevdikleriniz dahil kimse gostermiyor. Sizi aptal beklentileri ve aptal ihmalleriyle zihnen bir koseye sikistirip kendinizi bok parcasindan hallice hissetmenize neden olurlarken gunler oylece geciyor. Bir ayip daha unutuluyor. Bir iliski daha ayakta tutuluyor. Fakat insanlar kendilerine karsi sessiz de kalinsa, avaz avaz bagirilsa da bildigini okuyor. Kimse degismiyor. Bunu bunca yilin sonunda en yakinim vesilesiyle anlamis olmaktan ve bu farkindaligin dogum gunumde gerceklesiyor olmasindan dolayi gulebiliyorum sadece. Disari cikip benim 22. Yasimi iliskimizin 7. Senesinde kutlayacaktik ama benim zihnimde ilk defa var olan aptal dogum gunu hevesi ne yazik ki gerceklesmeyecek gün itibariyle.
Insanlar dinleyin. Benim canlarini gereksizce yaktigim kisiler de oldu evet. Fakat yaktiklarimin on kati kadar insan tarafindan yandi canim. Ben epeyce gecmiste biraktigim hatalarimin bedelini cekmeden onurum, namusum ve emegimle bir hayat surmek istiyorum. Insan olmam yeterli. Beni sevmenize gerek yok. Fakat saygi duymaniz gerekiyor !
Allah erkeği erkeğe muhtaç etmesin beyler. Cidden erkeğin erkeğe muhtaç olması çok farklı oluyor. Kızın eniştesitle ortak işler peşindeydik, dış ortamda birbirimize epey de ısındık. Dertleştik ettik derken benim kütüphanede kaldığımı öğrendi. Manyak mısın gel bizde kal ağzı yaptı, sevdiğim de aynı evde, beşiktaş gibi güzel bir semt. Hayır demedim.
Hayatının son bir yılında istanbul üniversitesinin kütüphanesinde,sandalyeleri birleştirerek uyumuş biri olarak ağzımdan o hayır sözü çıkmalıydı. Ama bedenen çok yorgundum, inanın o bir senede beş sene yaş aldı bu vücut. Enişte beyler de kafa adam gibi geldi ilk başlarda. Fakat öyle olmadı sonrasında.
Detaylarını uzun uzun inanın yazasım yok. Ama siz siz olun gururunuzdan bir kırıntı dahi sunmayın kimseye. Zerre minnet etmeyin. Zerrece de güvenmeyin elaleme. Bakın benim yaşım henüz 21, hukuk son sınıf öğrencisi olacağım, ilk yıllarda başıma gelenlerden ötürü okulumda sosyal çevre yapamadım. Şimdi de ev arkadaşı bulmakta zorluk çekiyorum haliyle. Bir umut deyip şunları yazmak isterim ; son senemin ciddiyetini benimle beraber kaldırabilecek, alkole sigaraya burun kıvırmayan bir arkadaş varsa bana ulaşsın. Sevgililik sorun değil, benim de sevgilim var. Bu işler karşılıklı saygı işidir, yeri gelir ben çıkarım yeri gelir sen çıkarsın. Maddi durumum da öyle aman aman iyi değil, şu an iki kişiyiz ve diğer eleman bizden küçük olacak. Problem çıkarma gibi bir lüksü zaten olmayacak.
Kardeş ben de ev meselelerinden kaç yıldır muzdaribim şu garip istanbulda, gel bakınalım beraber diyebilecek bir adam varsa ilgilerine bu itirafı sunuyorum
Üzerinden küfürleşilmemesi temenni edilen maç. Normal bir günde eyvallah, ama bugün çok sövdünüz birbirinize beyler. Tamam artık cidden lüzum yok. Ne olduysa oldu. Olur da beşiktaş ile berabere kalırız, o zaman fenerbahçe hukuk yollarına başvursun ve averajla alması gereken kupayı alma gayreti içine girsin. Neticenin ne olacağını benzer ve gerçekleşmiş bir senaryodan hatırlıyor gibisiniz. Heh ! işte bu çark böyledir. Adalet için sırasını savan, ben adalet değil menfaate talibim diyene de bir gün gerekir bu adalet. Şike ile ilgili madde bir gecede meclisten geçti. Ve o madde artık anayasa hükmü gibi korunur. Türkiye' de artık şikenin cezası yok. Bu maçta şike var demiyorum. Fakat o maddenin değişmesinde menfaati olanlar oldu da bu maçtaki şike yüzünden şampiyonluktan olursa susmalılar. 2010-2011 sezonu kupası nasıl fenerbahçe' de kaldıysa, 2014-2015 sezonu kupası da galatasaray' da kalır.
Pozisyonlara kısaca değinmek gerekirse ben kalecinin önce soluna doğru yaptığı hamleden ötürü gelecek top zaten içeri gireceğinden daha acısız bir düşüş için kendi içine kapandığını düşünenlerdenim. Keşke soluna uzanıp yanıldıktan sonra sağına daha hamleli atlayabilseydi. Fakat olmadı. Çok bariz bir kaleci hatası olmakla birlikte işin artniyet kısmının konuşulmaması gerektiğini düşünenlerdenim. Stancu ile ilgili ise her galatasaraylı ortak görüştedir, eğer stancu ligin ilk yarısındaki maçta da kasten gol atmazlık yapsaydı şu an 72-67-66 dan bahsediyor olurduk ve galatasaray' a iki maçta iki puan da yeterli olurdu. Evet katılıyorum vuruş ileri derece saçma bir vuruş. Kast ettiğim stancu' nun bulunca galatasaray' a karşı affetmediği. O pozisyonda semih ve sinanın durumu daha müsaitti, stancu da bunun farkındaydı. O top kendisine hediye edildi. Bu hediyenin şaşkınlığıyla ve o anda kalecinin yakın olduğunu da kısıtlı görüş açısıyla fark edip aşırtma denemiş olabilir.
beşiktaş' ın 3 puan almasını bütün galatasaraylıların gönülden dilediği maç. bu filmi arena' da koparmak istiyoruz küçük şikeciler. 4 maç daha dayanın.
Dinin korkutucu öğelerinden yola çıkarak değil de, ahlakın var oluşunun nedeninden yola çıkarak düşündüğümüzde haksız olmayan cümle. Fi tarihinde insanlar şu doğru şu yanlış demeyi olsa olsa dini inançlarına dayanarak söyledi diye düşünüyorum. Başka türlü bir senaryo da çizemiyorum açıkçası. Din olmasaydı ahlak gibi bir kelime de var olmayacaktı gibi geliyor bana. Ve bu ahlak bir yerde korku öğeleriyle desteklenmiştir doğrudur. Fakat çıkış noktamız şu olmalı : Biz ahlak kelimesini ne oldu da lügatımıza aldık ?
ak parti bu seçimde mirastan yiyecek. dolayısıyla seçim dönemi etkisizliğine rağmen yine bir %42-43 cepte olacak bu açık. cumhuriyet halk partisi vaatlerinin inandırıcılığı konusunda yollar aşmalı. şayet bunu başarabilirse göreceği en fazla %30 olur, kimsenin hayal görmesine gerek yok. milliyetçi hareket partisi şayet son viraja çözüm sürecine yönelerek girerse, başkanlık sisteminin arkasından ne gibi bir çözülmeyi getireceğini halka açık açık anlatırsa en fazla %20 yi zorlayabilecektir. şu hali %15. hdp ise muhtemelen %8-12 arasında değişen bir oy oranına sahip olacak. şu an hdp tamamen bir kapalı kutu. türklerden kaç saf bu partiye oy verecek belli değil zira. ki içindeki mütedeyyin seçmen de hdp'nin son zamanlarındaki çizgisinden rahatsız. yine de özet bir tahmin bırakmak gerekirse ;
çok şey yazdım kendisi hakkında, fakat lafı dolandırmamak adına hepsini sildim. berkin, savcı mehmet selim kiraz' ın oğlundan daha iyi anılacak bir isim değildir artık. haklıyken haksız konuma düşmüştür, düşürülmüştür. ben dahi savcının ölümüyle berkin arasında bağ olmadığını bilmeme rağmen, dilim artık berkin'i anmaya gitmiyor.
rahat olsun diye giyme düşüncesine katılmakla beraber, içlerinde dikkat çekmek için giyenlerin binde bir gibi küçük bir azınlık olmadığı kanaatindeyim. düşünsene spor yapmışsın, koruduğun bir formun var, bedenin de sana ait,mutlaka bir ilgiyi üzerine çekme amacı güdülebilir. bunda anormal bir durum yok. dikkat çekmek için göğüslerine alevli dövmeler yaptıranları da gördü bu gözler. sorsan o da ilgi çekmek için yapmıyor. medeni bir ülkede yaşıyor olsak bu gerçek kadınlar tarafından da dile getirilebilirdi ama, fahişe damgası yememek için onlar da saçmasapan konuşuyor işte.
önce bir tebessüm ettirmiş, sonra da üzmüş yazardır. yine de iyi niyetinden ötürü teşekkür ederiz. üzmesinin nedenine gelince, bu gece benim için biraz daha yoğun moral bozukluğunun var olduğu bir geceydi. zannetmiştim ki birileri yazdıklarımı okudu ve az çok beni anlayabildi. meğerse bu yazar arkadaşımız herkese sıradan aynı mesajı atıyormuş. ilgi çekme ya da iyi niyet diyelim, her ikisi birden de mümkün olabilir elbette, ama ben bu mesajdan mutlu olmadım işin sonunda. birilerinin benim iki üç girimi okuyup bunu samimiyetle yazmasını isterdim. tekrar teşekkürler yine de. var olsun.
bütün o akla, kalbe ve vicdana dokunur bu nasihatlere rağmen, yine de celladını arayan bir mahkum edasıyla onun peşinden koşmak için yeniden yola çıkmıştı. onda tene dokunur, cana dokunur bir şey vardı bütün huysuzluğuna, bütün serkeşliğine rağmen. onda kimsenin kabul edemeyeceği, kimsenin anlayamayacağı, hele hele hiçbir norma sığdırılamayan, tuhaf bir şey vardı. ayıptı bunu düşünmek, ama vardı işte bir şey. bir köle gibiydi ruh, artık onun yanında olmaktan başka bir şey düşünemiyordu. aciz hissediyordu bir erkek, ve bu acizliği sadece onun acizliğine çare olarak giderebilirdi. hayatına devam edemiyordu o erkek, olmuyordu işte. her boşlukta, her rüyada. bir yolu gözlüyordu hep, o yollara çıkıyordu. üç beş saniyelik o tepkiyi, kendisinden ne kadar tiksinildiğinin tepkisini görmek için, o yanındakilere köleyi şikayeti uzaktan da olsa duyabilmek için. bir dayak yemek istiyordu bu yürek. bir bedel ödemeliydi, ondan kaynaklanan somut bir iz olmalıydı. bu yaptığı aptallık ötesi bir şeydi, dünyanın en rahatsız edici erkeklerinden biri olma potansiyelini kendinde görebiliyordu. ne var ki, bu cesareti büsbütün kendinde bulamadığından zihninde kalıyordu her şey.
bütün o akla, kalbe ve vicdana dokunur bu nasihatlere rağmen, yine de celladını arayan bir mahkum edasıyla onun peşinden koşmak için yeniden yola çıkmıştı.
şu an meclisteki parti liderleri arasında en kötü ihtimalle en aklı başında konuşan 3. kişidir. demirtaşın türk milletinde bir karşılığı yoktur, bu ülke türkiye'dir, dolayısıyla üç beş cihangir solcusuyla barajı aşmaya çabalayan hedepe' nin adamına lider falan denilmez. muhtemelen seçimlerden sonra yine 'öcalan sokağa çıkın dedi' diyerek onlarca insanın ölümüne sebebiyet verecektir. biz o beyaz gömleğin aslında ne kadar kirli olduğunu bilenlerdeniz. biz hiçbir canımızı unutmadık. bize bu insanları normalleştirmeye çalışmayın. hele hele meşru liderlerin başlığının altında, onlarla kıyaslayarak.
öyle acı çıkartmaktan söz edilemez, deplasman ekibi ligin en az gol yiyen, avrupai mantığı oturtmuş bir ekip. fakat bursa yenilmeyecektir. 1-1, 2-1 olası. ilk yarısı muhtemelen berabere bitecek maçın, maç sonu da ya beraberlik ya bursa olur. sebebi de bursa bu maçta kalitesini sahaya yansıtamazsa uefa defterini kapatacak. bu en itici güçtür kaliteli takımlar için.
edit: başakşehir' in ilk kez 4 yiyeceği tuttu. mantıklı gibi görünen bu yorum da göt olmuş oldu. farketmez, gupon tuttu neticede. heheheh.
Somut olaylara ağlamaz da, gider anasının ölme ihtimaline ağlar. O ölürse olacakları düşünür de ağlar. Erkek deyip geçmeyin hanımlar, üç para etmez şeylere ağlayıp göz yaşının itibarına leke sürüp bir de bu ağlaklığınızı bize kaktırmayın. Bizi hiçbiriniz üzemezsiniz de, gider anamızın bir memnuniyetsiz yüzü üzer. Celallenmeyiz kimse için, anamız için celallendiğimiz kadar. Yüreğimizin en saklı yerinde anamız için durur gözyaşlarımız. Kadın dediğin anadan sonra nedir ki ?..
