gerek bir çikolatanın yarısını, gerek buzdolabını, gerek uyku saatlerinizi paylaştığınız oda arkadaşınızın altında yatan sebepleri bilmediğinizden ya da gerçekten tuhaf olduğu için garip gelen huylarıdır.
* mesela oda arkadaşımın erkek arkadaşıyla buluşurken nüfus kağıdını odada bırakması.
aaa bugüne kadar buralarda nasıl sözü geçmemiş diye şaşırdığım şarkı.
the essential'da yerini almış mükemmel, nancy'nin ağırdan söyleyerek insanın o havaya girmesini kaçınılmaz kılan şarkı. içinde bulunduğu asıl albümse womandır.
"Well I'm no man's lady if you no lady's man, so come and get me baby, if you can!" sözleri beni benden alan kısmıdır. https://galeri.uludagsozluk.com/r/38520/+
Çok fazla çeviri yapmış 1927 doğumlu hem yazar hem çevirmen. Bilkent kütüphanesi'nde aradığımda karşıma charles dickens, Charlotte Bronte, John Steinbeck... bir yığın yazar dolayısıyla kitapla çıkan kadın.
evlat acısının sözlük anlamı.**
bazı endüstri mühendisliği öğrencilerinin 2. sınıf projelerinde kàr amaçlı yaptıkları iyileştirmelerde şirkete kaybettirdiği miktar. ****
can yayınları'nda çevirdiği kitaplar:
alburquerque
derin sular
güneş tutulmasi
kötü bir yilin güncesi kukla ustaları
tanrilarin gözdesi
üç yaz
içlerinden yalnızca kukla ustaları'nı okumuş olsam da iyi olduğunu iddia ettiğim çevirmen. okurken, türkçe yazılmış bir kitabı okuduğunuzu düşünmenizi sağlıyor.
albaydır*. ingiliz istihbaratından emeklidir. soğuk savaş'ın kısa tarihi: nükleer savaşa ne kadar yaklaştığımıza dair saklanan gerçek*, askeri istihbarat hataları ve hataların hasıraltı edilişi, Bir amerika darbesi: john fitzgerald kennedy suikastı, gözleri bağlı ve yalnız* ve kukla ustaları kitaplarının yazarıdır. royal united services institute* üyesi ve Cambridge, churchill college arşivinde araştırmacıdır.*
neftyağı, katran, çam reçinesi, kükürt ve sönmemiş kireçten oluşan yapışkan bir sıvıdır. Bu sıvı ancak ve ancak idrar, sirke veya kumla söndürülebilir. Bildiğimiz ateşin aksine su, bu ateşi söndürmez; yayılmasına yardımcı olur.
kapalı alanda atıldığında petrol gibi patlayabilen bu madde, Bizans'ın 400 yıl boyunca yaban ellerden korumaya çalıştığı bilinen en ürkütücü gizli silahıdır. ***
dance with me vol 2'deki 10. parçadır. vals denilince aklınıza gelen parçadır.
gözünüzde kabarık etekli bayanların ve smokinli beylerin kelebek gibi sallanışlarını canlandıran masalsı parçadır.
bir whitney houston parçası.
aynı zamanda parçanın geçtiği 2009 çıkışlı albümün adıdır. bir whitney houston klasiği (bkz: i will always love you) olarak slowdur.
As i lay me down
Heaven hear me now
i'm lost without a cause
After giving it my all
Winter storms have come
And darkened my sun
After all that i've been through
Who on earth can i turn to
i look to you
i look to you
After all my strength is gone
in you i can be strong
i look to you
i look to you
Yeah
And when melodies are gone
in you i hear a song
i look to you
After losing my breath
There's no more fighting left
Sinking to rise no more
Searching for that open door
And every road that i've taken
Lead to my regret
And i don't know if i'm gonna make it
Nothing to do but lift my head
i look to you
i look to you
Yeah
And when all my strength is gone
in you i can be strong
i look to you
i look to you
Oh yeah
And when melodies are gone
in you i hear a song
i look to you
(my levies have broken, my walls have come)
Coming down on me
(crumbling down on me)
All the rain is falling
(the rain is falling, defeat is calling)
Set me free
(i need you to set me free)
Take me far away from the battle
i need you
Shine on me
i look to you
i look to you
After all my strength has gone
in you i can be strong
i look to you
i look to you
and when melodies are gone
in you i hear a song
i look to you
yeah
i look to you
oooooooh
i look to you
Sorma yakıyor
iki dağ bir ayaz
Ve sen içimde biraz
Olmasan olmuyor
Yokluğun dolmuyor
u da diyoruz. işte o anlarda dinlendiğinde ortalığı birbirine katmak hisleriyle doluyor insan... olmaz olsun diyor, isyan isyan'a hazırlanıyor... intahara sürükler alimallah...
Markus Schaal'dan alınması sakıncalı Bilkent'in taze, gencecik, körpercik mühendis adaylarına ilk sene ikinci dönemde verdiği derstir. proje yüzdesi 30 olduğundan algorithims&programming'te ne kadar iyi olursanız olun alacağınız harf notu grup arkadaşlarınızın da kalitesine bağlıdır. malum ikinci dönemde alınan diğer dersler de düşünülünce projenin altından tek başınıza kalkmanız mümkün değildir -ki diğer elemanların da not sağlığı açısından tavsiye edilmez-. sunumda patlamamak adına birlik beraberlik içinde projesi tamamlanmalıdır.*
arkadaşın belli belirsiz sevgili hakkında söyledikleri dikkatle dinlenir ve ilk boş anda sevgiliye şiddetlice kendi kafasından çıkmışçasına aktarılır, hatta aktarılmadan tavır alınır, bu durumun isim hàli de bu başlıktır.
(bkz: sevgilinin dolduruşuna gelip arkadaşa tavır almak) kadar beyinsiz davranıştır. Beyinsiz diyorum; çünkü bunu yapan kişinin ufacık, kıvrımsız da olsa bir beyni olsa arkadaşının düşünceleri yerine kendi düşüncelerini eylemleştirir. Kendi düşüncesi de aynı fakat dile getiremiyorsa -ki tavır almışsa da dile getirmemiştir ama neysee- dillendiren arkadaşa teşekkür edilir. yok kendi düşüncesi değil de galeyana geliyorsa, o sevgiden de şüphe edilir. Hatta sevginin olmadığına inanmak için geçerli bir kanıttır.
Sonbaharda kocaman çınarların kocaman yaprakları önünüze sarı-turuncu düşerken bir akşamüstü o yoldan yürümek bambaşkadır. Dersanelerin geneli bir şekilde oraya vardırır yollarını. Okul zamanı hafta içleri, sınav çıkışları öğrenciler bu yolda beraberce yürürler simitçilere doğru...
Zamanında, şehrin göbeğinde bulunan ve pek çok kazayla, pek çok yaşama son veren rayların ömrünün bitiminde başlayan yol umarım sonsuza dek gider.
<< Çalıkuşu Feride günlüğünün arka kapağına mavi mürekkeple yazarak bitirirdi sözde yaşam öyküsünü... "Bu geceye kadar hep bir parça senindim Kâmran" diye, anımsar mısın? Bir başkasının kadını olmaya giderken ebediyete dek Kâmran'a teslim ederdi aslında kendini... Yazar ve bırakırdı... Kâğıda, tarihe, boşluğa, aslında sevgiliye... Bu konuştuklarımız kâğıda dökülürken, tüm albümler ve sandıklar bir bir açılırken aslında serüvenin sonunun olmadığını gördük... Bu yüzden sevinçliyiz değil mi Tolga? Hep sevilebileceğimizi ve sevebileceğimiz birinin birden çıkıp gelebileceğini, yine yeni yeniden başlayabileceğimizi gördük... iyi ki bu yaz bu kitabı bitirdik... Tarihe, kâğıda, boşluğa, gitmiş ya da gelecek sevgiliye ve diğerlerine kaldı gerisi... Gözlerinden öperim... Alaçatı, 2009, iclâl >>
Ne güzel koruyoruz, ne güzel kolluyoruz hayatlarımızı...
Bardağın üzerinden bir damla daha kayıp gidiyor...
Oysa aşk...
Bir an için bütün bunlardan vazgeçtiğimiz...
Hani "ya olursa" diye niyet ettiğimiz...
Hani bir an için çocuksu bir inançla ellerimizi açıp kabule durduğumuz...
Bir an için görmüş geçirmiş bir erdemle el uzatıp gönülden vermeye koyulduğumuz...
Aşk...
Bir küçük çıtırtıda eskiye dönmeye hazır, kabuğuna vurulunca içine kaçan kaplumbağa, bir hoyrat ayak sesiyle dikenlerini çıkaran kirpiye döndüğümüz...
Aşk...
Kim bilir hangi savaş yarasıyla hırçınlaşmış, göz gözü görmez meydanlardan çıkıp gelmiş eski savaşçıların yaraladığı bedenlerimiz ve inançlarımızla her geleni o eski savaşçı sandığımız...
Aşkın hàllerini anlatan bir yaz kitabı niyetiyle iclàl Aydın'ın, Tolga Meriç'in aşkla ilgili sorularına verdiği yanıtlar teybe alınmış ve sonrasında bu söyleşi tadındaki roman oluşturulmuş.
192 sayfadan oluşan kitap, iclàl Aydın'ın fotoğraflarıyla süslenmiş. Aşkı bir de ondan dinlemeli diye düşünenlere önerilir.
ayrıca Elif Ergu'nun sorduklarıyla kitabın yazılış öyküsü için: http://pazarvatan.gazetev...asp?hkat=51&hid=14162
http://bitanesinyaparsin.kizlararasinda.com/
bitanesin yaparsın adlı bir de videosu bulunan site.
özel günlerinde arkadaşlarından istekte bulunmak için hazırlanmış, gereğinden fazla sıkıcı kalıplara sahip.
Don't look at me if you're looking for perfection
Don't look at me I will only let you down
I'll do my best to point you in the right directon
But don't look at me
No, no, no
Don't look at me, look at Him
Sometimes I have a fear
That you will see a mirror
And get the thought that it's the main attraction
But all that you detect
Is just what I reflect
Of the object of my own affection
I'll lead you to the One I found
He'll give you everything you need
Don't look at me if you're looking for perfection
Don't look at me I will only let you down
I'll do my best to point you in the right direction
But dont' look at me
No, no, no
Dont' look at me, look at Him
It's understandable to want a hero
But people can't meet all your expectations
Still some can teach you things about the love He brings
Just know the source of life is in the Savior
I'll lead you to the One I found
He'll give you everything you need
Don't look at me if you're looking for perfection
Don't look at me I will only let you down
I'll do my best to point you in the right direction
But don't look at me
No,no, no
Don't look at me, look at Him
He's the One who lived a perfect life
He's the One who always gets it right
He's the One and only guiding light, Ohh, yeah
He is everthing you want to be
He's the answer to your every need
If you follow Him then you will se He's like no other
Ooh, ooh, ooh, ooh, ooh, ooh yeah
I'll do my best to point you in the right direction
But don't look at me
No, no, no
Don't look at me
Oh, dont look at me
I'll only let you down
I'll do my best to point you in the right direction
no no no no no oh oh look at Him
yeah, yeah
"Ben bir cadıyım. Bu; elimde bir süpürgeyle uçabilme yeteneğine sahip olduğumu göstermez elbette ama asabımı bozanların kafalarına uçabilme yeteneğimin olmadığını da göstermez. Güldürükçü biriyim, güldürmeyi ısırgan bir mizahla yaparım buradaki ısırgan tuttuğunu koparan manasında değil tuttuğunu oturtan manasındadır. Hayatta olan biten birçok şey beni kudurtmaya yeter ee ben de doğal olarak kudururum ama aynı zamanda kudurturum, zira sakine apartmanının sakinlerinin sakinliği beni fazlasıyla sıkar. Ben bir tükürükçüyüm; tükürme eylemi eleştirdikten, azarladıktan, didikledikten sonra bile nato kafa nato mermer olanlara karşı bir eylemdir ve zararı yoktur cadılığa halel getirmez zira o kadarını anlasaydı beni de o raddeye getirmezdi dimi. Bazen bir sebebe gerek duymadan coşarım coşkum bulaşıcıdır, hayatta hasta etmeyen tek virüs olduğunun garantisini veririm. Tabii hemen ümitlenmemeli bir de sinirden hoplattırıcıyım. Sinir ederim, eleştiririm, iğnelerim, kafa şişiririm ( ee o kafalar o kadar boş olmazsa sözler anlamsız sesler olarak yankı ve ağrı yapmaz diye bilimsel olduğuna kani olduğum bir açıklamamı da yaparım. ) Didiklerim, kurcalarım, bozarım, tamir ederim, severim ee ziyadesiyle sevilirim. 300 spartalı birden üstüme üstüme gelse sözümden dönmem ama bundan gözümün dönmeyeceği anlaşılmasın. Amma velakin çalışırken, yürürken, bakarken, dinlerken, yemek yerken, kitap okurken, film izlerken, konuşurken sevişirken, eğlenirim. Harikuladenin vücut bulmuş hàliyim desem abartmış olmam."
manifestosuna "ee süpermiş" diyenleri bekleyen site. Sitede hemen tüm üyelerin yazıları olduğu için imla ve noktalama kontrolünün zor olduğunu düşünmekteyim, bazı yazıları okurken gördüğünüz imla hatasından sıkılıp bırakabiliyorsunuz. Bunun dışında iyi yazılar da var.
iyi ya da kötü, takipçisiyiz efendim ailecek iyi yazılara rastlamaya çalışıyor gözümüzü gönlümüzü açmalarını, ufkumuzu genişletmelerini bekliyoruz; "kàh onaylıyor kàh onaylamıyoruz"u da belirtmek isterim.