Gustavo taretto nun senaryosunu yazıp yönettiği, agorafobik esas oglanla 4 yıllık ilişkisini bitirmiş esas kızın ruh hallerini hissiyatlarını anlatan ve Buanes aires te gecen 2011 yapımı film.hikaye cok tanıdık modern insanın secılmıs yalnızlıgı..içinde bulundugumuz durumu nasıl normallestırdıgımızı harıka bır sekılde anlatmaktadır.fılmın baslangıcı metropollerle ılgılı tasvirde harika..fılmı üç kez izlemıs bulunmaktayım bılıyorum şizofrenık bır durum ama izleyin izlettirin efenım
Herşeye hazır bulunan ve kimden ne gelebileceğini bilen bir insanı sarsmak mümkün müdür?..elbette ki hayır ama güvendiğin ömrünü ömrüne saydıgın sevdiğnden gelirse eger işte o vakit anlarsın..Anlamaktan sonra gelen bir hal vardır: Kavramak. Anladığının bütün ağırlığını beyninde duymak, ellerinde, kollarında, damarlarında duymak..için yanar, solugun kesilir nefes almak zorunlu bir eylemden öteye geçmez..güvenmek artık büyük bir lüks olmaya başlar..çözemedim ihanetın kimyasını ama bildiğim tek şey yüreginiz yetmiyorsa tutmayın bir eli.hayat hırsızı olmayın
Aysel git başımdan ben sana göre değilim,
ölümüm birden olacak seziyorum,
hem kötüyüm, karanlığım biraz, çirkinim.
Aysel git başımdan seni seviyorum...
"cami yapmayalım bu kadarı kafidir bu saatten sonra okullara agırlık verelım" olsa eywallah ama sen kalkıpta "ülkedeki fazlalık camilerin yıkılarak yerine okul kütüphane gibi.." bir acıklama getırırsen gördüğü her boş araziye cami yaptırandan ne farkın olcak o dusunce sistemıne sahip insanın farklı bır versiyonu gıbı..bu ülkenin zaafları vardır ve saygı duymak zorundasındır.sen kalk camıyı yık yanı tamamen zaafları olan ınsanları tacız et aynı sey..
Senin çekirdeğin gecede kalmış Vera.
Kabukların, terk edilmiş kasabaların ortasında
rüzgarın dalga geçip bir o yan bir bu yana savurduğu kahkülü düşük çalılıkları andıran mermer döşemeli fosfor ellerimde.
Son birkaç gecedir hangi lambayı koynuma almaya kalksam yeni bir savaş nakil edilmiş oluyor müfredata.
Savaş suçlusu hiçbir tanrı keman çalmasını beceremeyebilir, buna kızmamalısın:
içimde pusmuş hayallerim canlı bomba olmakla tehdit ediyorlar beni: Tik tak Vera.
Lambalar...
Belki ağzı tanrıya dönük lambaları isteyerek okşamadığım için, mutsuz sonla bitiyor tüm bu filmler.
Esas kızı en çok figüranlar seviyor Vera.
Ben de en çok sokak lambalarını seviyorum.
Onlar Allah'a daha yakın diye mi böyle Vera?
Ben seni öperken intihar düşünme.
Hayal kırıklıklarıyla karnını doyurmanı da istemiyorum senden.
Bu artık bir sır değil: Tanrı katından atladığında kimse ölmüyor artık Vera.
Çok içtiğinde...
Çok, çok sen olduğunda cin çağırma seanslarına önden bir bilet al kendine Vera.
Beni çağır.
Beni, bir cinin büyük kahverengi gözlerinde unutulmasını istemediğin bir trajedi olarak gör ve hatırla. Beni bu sebepten çağır.
Bugün hâlâ hayattaysan ve hâlâ tırnaklarına oje diye istanbul'u sürüyorsan, bu melek yağmuru dinmeyecek demektir Vera.
Şehrin acıya çıkan kanallarından kurtulanlar, şişmiş güzel cesetlerini denize bağışlayacak.
Ben onların atardamarlarında -kabin olsun olmasın- en ahmak tavrımı giyinip can arayacağım.
Ölümün korkutucu çekiciliği karşısında soyunup, cevapsız dualara küfretmek ayıp şey değil Vera.
Nefesin çıkmaz sokaklarında çıkar hesaplarına kurban etmedik kendimizi bu bayram.
Eğer bunu yaparsak üzerimizdeki çıplaklığımız kadar yakışmayacak bize Vera.
Merak etme aramızdaki mesafenin kırgınlığını, kızgınlığını sahiplenir onları da nüfusuma geçiririm. Mutlu ol Vera!
Gökyüzünün koyu rengini gece sanıp, o yöne doğru yorganlarını üzerimden çeken tüm melekler gibi sen de suçsuzsun.
Yıldırımların gücü bir tek kanadına yetebilirdi; öyle oldu. Tebessümünü kurtardık: Bir tek bana gül şimdi Vera!
Tanrı katından atlayıp, ayaklarının altına serdiğim aklıma düşen, incinmiş haliyle de hala özlenmesi sevap bir melektin.
intiharın oldum. Çıkma oradan Vera...
bazı sesler vardır okyanus gibi içinde kaybolup gidersin..bu adamlar yaptıkları işte ticaretten uzaklaşmış gibiler en azından bende uyandırdıkları his bu..vincent cavanagh ın sahnede ki durusundan bahsetmiyorum bile * bu soguk havalarda sarıl battanıyene otur cam kenarına al kahvenı vincent cavanagh ın sesine sarıl ısın hadi! *
hani bir söz vardır "sevdiğin insana mı güvenirsin yoksa güvendiğin insanı mı seversin" diye hah işte bu kadınlar güvendikleri adamları severler en azından öyle yapmalılar aksi takdirde cok fena dibe vururlar..gururludur asidir inandıgı bır dogru her daım vardır ve asla boyun egmez..bir cok kişi para demiş istisna elbette ki olabılır ama gercek bir oğlak kadını için para sadece aractır amac degıl..aşka derinden inanır bu kadın, adam gibi güzel sever bu kadınlar..duvarları vardır dogru bu tamamen kendını koruma iç gudusunden kaynaklanmaktadır zordur bu kadın lakin duvarlarını aşmayı basardıgında aşkına inandıgı zaman bu kadının görkemine içtenlıgıne hayran kalacaksın.lügatında aldatma diye bir kavram yoktur.haa oldu ki ayrıldınız unutumazsın bu kadını dostum
Ahmet Aslan şarkısı..insanın içini kıyamet ateşi gibi yakan, boğazda koca bir düğüm..dinleyince tabiri caizse kendini uçurum kenarın da ünlem işareti gibi hissediyorsun ..
Yeryüzünün 35 yıldızlı tek otelidir Madımak. (Vedat Özdemiroğlu)...Türkiye bir kez daha vicdanını Ankara Adliyesinde kaybetti! bizde zaman asimi yokbu böyle biline..
Biliyorum konuşacak bir şeyimiz yok
Ama gözlerini al gel
Elindeki yarayı, suskunluğunu, acemiliğini
Beni birisi severse inanmam
Seni birisi severse utanırsın
Bilmediğin bir hastalığa acımak için bile olsa gel
Biliyorum, konuşacak bir şeyimiz yok
Ama ıstırabım sende, mutlaka al da gel
5 yıllık ilişkiden sonra ayrılıgın en büyük hediyesi hayalkırıklıkları olacaktır.yeniden birini tanımaya çalışmak güvenmek alıskanlıklarından vazgecmek kolay olmayacaktır ama saygının ve sevgının bıttıği bir birlikteliktense kaliteli bir yalnızlık yeğlenmeli..o adımı atmaktan korkmayacaksın.
"(bugs bunny elinde havuçla caminin içine açılmış yuvasından çıkmaktadır)
-eeee naber canım?
-esselamu aleyküm verahmetullah (der namazı bitirir) namaz kılıyorum bunny sende gel kılsana çok kolay hem farz bu
-eee sağol canım daha çok yolum var mekkeye gidiyorumda orada öğrenirim artık kılmayı"
bu diziyi yazan senaristlerı tebrik etmek istiyorum.afferın valla her bölümde götlerinden yeni bir element uyduruyorlar.en buyuk anraksyonları ise yaşaranları hapise sokup cıkartmak.hele o fatmagulun miyav miyav sesi yokmu kerimin o ağlamaklı küçük emrah vari bakışları..farkındaysan yengeden bahsetmıyorum...mübareğin içine sanki emannuella kaçmış her an bırının üstüne atlayacakmış gibi.allasen bıtırın artık ya yer işgal etmeyın..sıradakiiiii