Merhaba,
11 ve 12. Sınıflar için kaliteli bir fizik kitabı yazmış 30 yıllık hocam var, basim firmaları kendisini sömürmek isteyince kendisi kolları sivayip "nasıl yazdiysam öyle yayar, yaparım ben bu işi" demiş.
Peki nasil dahil olabilirsiniz?
Kendisinin 2 fikri mevcut,
ilki hangi şehirdeyseniz o sehir için okullara/kirtasiyelere ulaşarak kitabi tanıtmanız ve her sattığınız kitaptan komisyon olmak üzerine.
Diğeri okul dershane gibi kurumlarda öğretmenseniz kendisiyle iletişime geçerek, detaylar hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz.
Ulasabileceginiz mail adresi:
f.68.odabasi@hotmail.com
Tanıma gelirsek, 2-3 tane mecburi grubum olmasa 0 ile rekor kırarım asosyallikte. Görüşme dediğin yazışma ise iki kişi kafii, illa toplu konuşalım diyorsan buluş, vakit geçir.
mevzu bahis araç supersport bir motosiklet ise yavaslamistir muhtemelen. genel sürüş temposu 240-280 bandindayken viraj alacağı için gaz kesip viraja yatmıştır, muhtemelen virajin ortasında gaz açarak 200u geçecektir.
not:supersporttan kastım sokak aralarında gördüğünüz 250 cc full grenajli içi boş aletler değil, supersport kelimesi > 600cc dır.
benim bir sözelciye taş çıkaracak kadar tarih, edebiyat, coğrafya, hukuk bilgisi edinmem, 1 günde yazacağım yapay zekanın önemli anlaşma, eser, makaleleri tespit edip, derleyip, bana pdf olarak renklendirilmis şekilde sunmasi sayesinde maksimum 1 haftami alır.
bir eşit ağırlıkci / sözelci benim yazdığım algoritmayi bırak herhangi bir dilde yazmayı, anlaması için en az birkaç sene gerekir.
aglamaniz ya da üstün görünmek için değil, aradaki farkı daha net idrak edersiniz diye yazdım.
Yaşamak şakaya gelmez,
büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın
bir sincap gibi mesala,
yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,
yani, bütün işin gücün yaşamak olacak
Yaşamayı ciddiye alacaksın,
yani, o derece, öylesine ki,
mesala, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda,
yahut, kocaman gözlüklerin,
bembeyaz gömleğinle bir laboratuvarda
insanlar için ölebileceksin,
hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için,
hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken,
hem de en güzel, en gerçek şeyin
yaşamak olduğunu bildiğin halde.
Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,
yetmişinde bile, mesala, zeytin dikeceksin,
hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,
ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için,
yaşamak, yani ağır bastığından.
bu gün sırf bir kişiyi mutlu etmek için bir adet gül seçeceğim, hiç tanımadığım birisine o gülü sadece yeryüzündeki bir insanı mutlu etmek için kibarca teslim edeceğim.
edit: 45 dakika bekledim, gelmemeyi tercih etti, demek ki mutlu edebilmek için karşı tarafında mutlu edilmeyi istemesi gerekiyormuş.
Edit 2: telefonu kaybolmuş, yarın götüreceğim. O mutluluk yaşanacak!
Ufacık tefecik içi dolu turşucuk bir alet, o eski moda grenajlarının altında 60 hp civarı beygir yatar, sokakta görülen bir çok apaçinin eline verir, elinden alır, bir daha verir. Harika trafik filtreleme yapar çünkü ufaktır, kontra tepkisi sizi mutluluktan uçurabilir, gel gör ki şekli özel bir kitleye hitap ettiğinden sokaklarda pek görülmez.
Motosiklet için güvenliği orta kalite bir mont alıyor demektir. Tabii bu fiyatta olmasının nedeni sağladığı ce sertifikalari sayesinde bir kaza anında ufak morluklar ile atlatmanizi sağlar.
Eğer üstteki sikik sırf şekil amaçlı montlardan bahsediyorsa onun ben amına koyayım çok ayıp ediyor.
Muhtemelen yaşları yavaştan büyüdüğünden ortam sarmamaya başlamıştır. Ee tabi çocukken birbirlerine "ananı sik*ym" ya da "or*spu çocuğu" demek anlamını bilmedikleri için koymuyordu. Şimdi birbirlerine söyleyince ağırlarına gitmeye başladı. Yavaştan normal sözlük formatına kayıp uyum sağlamaya çalışıyorlar. Tabii üzerlerindeki hoyratlığı öyle 1 günde atacak kadar da büyümediler. Haliyle ceremesini biz çekeceğiz, onlar da ekşide çaylak sırasına geçecek, yazar olunca oraya geçip "ulu bozdu, inci zaten çocuk işi" diye caka yapacaklar...
Erkek giyiminde olarak dar/kısa pantolon. Bir kıyafet bu kadar Feminen durup tutulabilir.
Kadın giyiminde ise tayt, güzel, bile çirkin yapabilme potansiyeline sahip, neyse ki modası geçti de biraz kurtulduk.
Özellikle Java ve C# ile dans etmiş geliştiriciler için sıcak kumlardan serin sulara geçiş hissi verir. Arkasındaki topluluk sayesinde yemediği halt yoktur ancak her dilde olduğu gibi efektif olduğu alanlar belirlidir. Web frameworkleri (Flask kalp ben), Big data analizi ve bilimsel çalışmalar (pandas/numpy kalp ben), hack araçları (GNU/Linux'un bel kemiğidir, varsayılan olarak gelir), website crawl işlemleri(scrapy kalp ben) söz konusu olduğunda fıstıklı baklavadır, bol soslu iskenderdir, elmalı nargiledir.
Öte yandan hayvannnnn gibi topluluk sayesinde aklınıza gelebilecek her işlem için module sahiptir. Daha da güzeli, syntaxının temizliği sayesinde kod okunaklılığı herhangi bir programlama dili bilen hemen herkesin koddan birşeyler anlayabilmesine imkan tanır.
Peki hiç mi dezavantajı yoktur? Tabii ki her gülün dikeni gibi kendisininde vardır. Laravel, Symphony gibi freymwörklere alışmış jenerasyona saç baş yoldurtur. Alışılmış düzenden bağımsız afacan bir çocuk gibidir, sabit kalıpları yoktur. Bu nedenle developerın yoğurt yiğişine göre şekillenir. Backward compability sahibi kısmen değildir, 2.7 ile yazılmış bir projeyi 3.x'e taşımak istediğinizde proje sonuna bir de saç ekimi randevusu almanız gerekebilir.
Programlamaya yeni başlayanlara ilk zamanlar tavsiye ederdim ancak artık etmiyorum. Çünkü fazla hoyrat bir dil, birçok şeyi kendisi arkada kontrol ettiğinden, ince ayrıntıları öğrenmenize imkan tanımaz. standart kalıplar dışına( mesela *args, **kwargs) çıkmak istediğinizde dilin sağladığı kolaylık sayesinde görmediğiniz şeyleri kullanmanız gerektiğinde daha fazla zorlayacaktır. C ile temel sahibi olmak her daim avantaj sağlar.
IDE olarak ise C# için Visual Studio ne ise Python için de Pycharm odur. Hatta belki daha fazlasıdır.
Bana göre arayüzde çığır açan bir teknolojidir. Dashboard gibi hayvan gibi server'a yük bindiren sayfalar Ajax olmadan nasıl çalışırlardı tahmin etmek bile istemiyorum. Bunun yanında internal atanarak periyodik işlemler için sunduğu avantaj candır ciğerdir. asenkron çalışabilmesinin yanında, senkron tutupta işlemleri birbirine bağlı kılıyorsanız birden fazla Ajax isteğini sıraya dizebilir, "tek tek gelin!" diyebilirsiniz.
Öyle sıradan bir tutku değildir motosiklet. Ahşap oyması gibi hata yaptığınızda en fazla elinizdeki tahtayı ziyan etmezsiniz. Araba tutkusuyla da mukayese edilmez. Yanlışlıkla önünüzdeki araca dokundurduğunuzda tamponun kırılan parçasının parasına üzülmezsiniz. Bir kere motosiklet tutkusu sadece tepesine çıkıp sağa sola gitmek değildir. Bakım ister, her 1000 km de zincir yağlama ritüelinden tutun da, wd40'layıp, bir güzel ayarlarını yapmak bir pazar gününüze malolabilir ve bu tutku, bunu da kapsar. Tehlikeli midir? Şüphesiz. Yeryüzüyle temasınızı Birkaç cm2'ye indirgeyip, bacaklarınızın arasında titreyen demir atın tepesinde, onunla bütünleşmeniz icap eder. Nazlıdır da, bedeli ağırdır hata yapmanın. Peki bu kadar tehlikeli ve eziyetliyse neden böyle bir tutkuya sahiptir insanlar? Cevap ise gayet basittir. "Özgürlük".
Hız tutkusuyla motosiklet tutkusu sık sık karıştırılır. Altında 1000 CC super Sport bir motosiklet çekip, her fırsatta redline'da gezmek motosiklet tutkusu değil hız tutkusudur. Ama 80 ile giderken, motosikletin piston sesinin getirdiği huzurla manzarayı seyrederek gitmektir tutku. Gaz kolunu çevirdiğinizde sizi sarsan itme kuvvetinin getirdiği basınçtır motorsiklet tutkusu.
Trafikte kask dışında hiçbirşeyi takmayıp son hız slalom yapmanın adı motosiklet tutkusu değildir trafik canavarlığıdır ancak...
Eğer pazar günü piste gidip motosiklet ile bütünleşmeyi cumadan hayal ediyorsan, cumartesi günü, aletin yağını suyunu kontrol edip, ekipmanını hazırlıyorsan işte odur motosiklet tutkusu. Ya da chopper'ınla sahil yolunda 80 ile giderken manzarayı seyreden adamın aldığı keyiftir bunun adı. Bir off-road motosikletçinin, dağda gezerken, peglere basıp atladığı engeldir tutku.
Apaçilikle, canınla kumar oynamakla motosiklet tutkusu sık sık karıştırılır...
Yaklaşık 2 hafta önce aldığım cağğnım motosikletimdir.
Öncelikle başlangıç için mantıklı bir tercih değildir, çünkü kendisi 180 kilo kuru haliyle ve 28 beygir gücüyle sizi üstünden atabilir. Tabii bir de döneyim derken kendinizi yerde bulmanız işten bile değil. Artçı ile seyahat ederken artçınız sinema koltuğunda olduğu kadar rahattır.
2 silindir ve v-twin'in tüm güzelliklerini tadmanıza vesile olur. 2.000 ile başladığınız rampada gazı açtığınız anda fırlarsınız (deneyimsiz kullanıcının seleyi kıçına sokmaktan çekinmez.)
Kronik birkaç problemi vardır (buji piposu çatlatır (25 tl'ye değiştirin kafanız rahat etsin), oksijen sensörü arıza verir(wd 40 ile temizleyin, iptal ettirin, serviste bakımına dikkat edin) bunlar dışında da taş gibi alettir. Sele yüksekliği 65 cm ile inanılmaz rahattır. Ayaklarınız yere gayet sağlam basar. Enejksiyonlu bu sesi az şeklinde düşünmeyin, 5-6.000 devirden sonra gayet rahatsız edicidir. Çok ses hevesiniz varsa yüksek devirde kullanın. Lastikleri vasattır. Zaten lastiğin hakkını verene kadar rahat 1 sene binersiniz. Bakımlarını aksatmadığınız sürece himalayalara kadar gider.
Rodajda olduğum için 7.000 deviri geçmiyorum, 5. vites 7.000 devirde 110-120 yapmakta ki bu alet 12.000 devre çıkıyor, bu da uzun yol için gayet yeterli bir hızdır. Titreşim sorunu yoktur. Malzeme kalitesi gayet iyidir, elinizde kalacak pek parçası yoktur. Klasik dururken boşa geçmeme sorunu vardır. Geçmediğinde 30-40 cm ileri itip tekrar deneyin geçecektir.
Özetle;
Apaçilikle işim olmaz, trafikte diğer motorlara nazaran biraz daha saygı göreyim, gaza gelmedikçe benzin tüketimi beni üzmesin, bazen şehirlerarası da gezerim diyorsanız sizi mutlu eder.
Öncelikle iyi forumlar.
Neyse iyi günümdeyim, nasıl olsa silerler senin entry'i, yardımcı olayım.
Eğer sadece telefon görüşmesi yapacaksanız stereo sistemler yeterli olacaktır. Ttec'in gayet uygun fiyata güzel bir ürününü kullanıyorum, şarjı da baya gidiyor, tavsiye ederim. Yalnız kulağa geçen kısım plastik ve çabucak kırılabiliyor dikkat, ben kırdım direk kulağa da oturduğu için kullanabiliyorum. http://www.dr.com.tr/Elek...27AgzHEAQYCiABEgLxdfD_BwE
Eğer müzik dinleyecekseniz işler karışıyor, stereo, yani tek kanaldan yayın yapan kulaklıklar müzik performansını baya düşürmekte o nedenle tavsiyem surround yani her kulaklık için farklı kanal yayın yapan kulaklıkları kullanmanızdır, buda beraberinde maliyeti getirir.
Hayvanımsı ses kalitesi ve görüntü için buraya; http://www.hepsiburada.co...2TDQY9EAQYBSABEgJyBPD_BwE
Python'da alembic ile tablo güncelliyorsanız önce migrate edin, alembic dosyası oluştuktan sonra Versions altında yaptığınız güncellemeleri kontrol edin, ola ki etmeden direk aktaracaksanız veritabanının mutlaka yedeğini alın, canlıda bu işlemi yaparsanız %99 bir yerde hata yaptığınız için götünüze kaçar.
Kitap okumanın nesi gösteriş anlaşılamayandır.
Afyon değil ki sahip olduğu pahalı birşey göstersin, ortalama bir kitap 20 lira, 2 paket sigara parası daha fazla artık günümüzde.
istanbul gibi bir şehirde ortalama 1 insan senede 1 ayını trafikte geçiriyormuş. düşünsenize bu zamanı kitaba ayırdığınızı?
Emin olun sandığınız kadar da zor değil, birkaç kere okuyunca yazı görünce mideniz de bulanmıyor, hele romanda sarıyorsa yolun nasıl bittiğini anlamıyorsunuz. Kitap okuyarak gösteriş kasılabileceği fikri insanımızda oluşmuş durumda ama varsın gösteriş için okuyan gençler de sigara ya da alkol değil de Gogol ile, Nazım Hikmet ile gösteriş yapsın.
Yıllar sonra (hepi topu 1 yıl), öğrenmekten vazgeçmediğim, beni her geçen gün daha çok mest eden muhteşem kolaylıkta ve muazzam harmonide bir yapı. Bir plugin/paket/özellik eklemek istediğinizde bunun nasıl olması gerektiğini düşündüyseniz emin olun eklenmesi o şekildedir. Djangoya nazaran çok daha esnektir.