an itibariyle (12 eylül 2007) 7.9 şiddetinde depremi yaşayan ülke. okyanusa kıyısı olması ve 1000 den fazla adaya sahip olması nedeniyle tsunami alarmı vrilmiştir.
kendini; türkiye'ye gelmiş gelecek en entelektüel kişisiyim diyerek tanıtan, mütevazilikten kimi zaman sıkılan ve bir çok yazara ilham veren ademoğlu.
huzur içinde mi yatıyordur yoksa gittiği yerde baruch spinoza ve aristoteles ile daşşak mı geçiyordur bilemem. aslında biliyorum geçiyordur.
kalite kontrolün temelini oluşturan bir araçtır. fazla önemi yoktur, sorun çıkarabilecek aşamaları daha rahat anlamaya yarar. devlet planlama teşkilatında bile adını bilen yoktur bu meretin.
eğer düzensizlik içinde bir düzen yakalamışsanız; ne ishikawa' ya gerek vardır nede deming' e.
tamam işten atılmış olabilirim ama bunun sebebi balık kılçığını bilmemem değildi. sadece diğer departmandaki çalışanlara sarkmıştım.
(bkz: bu da böyle bir anımdır)
her şeyi eleştirip, eleştirinin odağında olmayı sevenlerin yeni eğlencesi. önce popülerlik adına saçmalıkları eleştirip afferini kapacaksın, ardından aynı saçma yolu sen seçeceksin. ezikler midir yoksa değiller midir bilmem ama; (#1504257)
diğer sözlükler gibi tam anlamıyla sözlük olmadığımızı, yarı forum yarı sözlüğe benzer bir oluşum olduğumuzu kabul ettiğimizde ortadan kalkacak durumdur. bu duruma tabi ki zirveye katılmayan yazarlar eleştiri yapacak. nedeni ise çok basit, ahda vefa. sen benim nick altıma zirvede gördüğüm, az konuştuğum ve hapşurunca çok yaşa demek istediğim yazar yazarsan, ahda vefadan dolayı istesende eleştiremezsin bu durumu gerisin geriye yine bu tarzda, senden cevap beklentilerinin olduğunu bildiğinden, sende nick altı entrysi yazarsın hayatında ilk defa görüp belkide hiç entrysini okumadığın yazara. her zirve dönüşü; sıçtık lan, eve döndüğümde en az yirmi tane nick altı entrysi yazmalıyım düşüncesi kimin aklından geçmedi sorarım size. bırak sol frame'in chat ekranına dönmesini sözlük diye bir şey kalmayacak yakında belkide. format desen delik deşik, yazar kalitesi desen vasatın biraz üstü. gerçekçi olmak gerekirse ulu sözlük yazarlarından başka hiç kimse sözlüğü google gibi kullanmaz. tüm bu gerçeklerin ışığında nick altı entryside yazılır nick altıda yalanır.
bu arada, hapşurunca çok yaşa demek istediğim...
bir örnekle anlatmak gerekirse; ismi lazım değil, üye olduğum bir sitede oy verme aparatı var. sitede fotoğraflarına baktığın erkek veya kadına oy verebiliyorsun. sen bir erkek veya kadına sırf zenci diye haketmediği halde(yani çirkin olduğu hale) on puan verirsen, işte bu pozitif ayrımcılık olur.
eğer hem erkek hemde zenci birine hak etmediği halde(yani çirkin olduğu halde) on puan verirsen, sende gizli ibnelik var demektir. verilen ikinci örneğin pozitif ayrımcılıkla bir ilgisi yoktur sadece uyarma amaçlıdır. benden söylemesi. *
soru cümlesi şeklinde başlık açılır mı, başlığa cevap tarzında entry girilir mi ve en sevdiğim tatlı keşkül müdür sorularının cevabı kadar karmaşık ve bir okadarda garip olan silsileler bütününe verilen isme mantıklı aşk var mıdır denir.
bu arada yoktur.
üç hamlede nasıl mat olacağını çok iyi bilen devlet yönetim anlayışıyla pek bir yadırgamadığım durum. (bkz: çoban matı)
ayrca keşkül, "çok sevdiğim sütten yapılan tatlıdır."
hayat daima zorluklarla doludur; acımasızdır, soğuktur, zalimdir, haksızdır ve hain bazı insanlara. tarih zamanla döner dolaşır, senide bulur geride alır. bir melek dilemek istersin tanrıdan muhtaçlara o da olmaz. felsefe dediğin nedir ki gülüm ben senin gevşeyip vermeni sevdim. hayat ne tuhaf vapurlar filan.
(bkz: felsefe yaptım versene)
sözlük zirveleri sözlük yazarlarının tanışması, kaynaşması ve iyi vakit geçirmesi için düzenlenir. kimisi bu zirve işinden para kazanır, kimide bu işi sevabına yaptığını düşünür. yapılan tüm bu sosyal tantananın içinde asıl olay; sözlük yazarlarının asosyal olmadığının kanıtlanmasıdır. bu tanım çerçevisinin içine alınmayan kısım ise; 7/24 sözlükte online olanlar, entry sayısından gurur duyanlar ve karma felsefesini sözlükte yaşayanlardır. en garip gürûh ise, "sözlüğü ciddiye almayın" diyerek aslında ciddiye alanlardır. kısaca gariptir bu sözlük alemi. zirveler daha gariptir.
(bkz: ben 6 yasimdan beri sozluk yazariyim lan ulan)
gel gelelim sözlük zirvelerinin motive eden yanına; kesin olarak motive mesajların artar; -motive mesajı dediysek kadir abi'ninki gibi değil- hiç bir tanım, bilgi yada gözlem yapmadığın entry için bile mesaj almaya başlarsın. chat* yaptığın insan sayısı artar, bunun neresi sözlük yazarını motive eder bilemem. nick altında anlamlı-anlamsız, tanımlı-tanımsız, alakalı-alakasız, istereyek-zorunluluktan yazılmış bir sürü entry girilir. bu tür entrylerde bir borç havası yaratılarak, seninde nick altı entry girmen beklenir, sen kaç kişiye girersen sanada okadar gireceğinden dikkat edilmelidir zaten ilerleyen zamanlarda moderasyon dayanamaz saçma delisi nick altı entryleri yasaklanır. tüm bu bilgi ışığında sözlük yazarıda motive olmuş olur ve kendinde sanal dünyanın neferi hissiyatı yaratarak tüm bilgisini dünyaya paylaşıma açar. *
tüm bu yazılanları ciddiye alanlara ise; affedersin ama bi siktir çay koy derler ahanda dedim (bkz: bi siktir çay koy)