cnbc ya da e2 yerine netten izlenmesini tavsiye ettiğim dizidir. cnbc' nin sempatik çiçekleriyle sansür yapması çok hoş ama, makaslanmış dizilerin ne kadar beğenildiği tartışılır.
dün cnbc' de izlediğim, sade ve etkileyici film. işi idama mahkum insanların ipini çekmek olan bir '' cellat'' ın, psikolojisini ele alan film baş kahramanımızın gerçek bir karakter olmasıyla daha da ilgi çekiyor. karakterin kendi ağzından dökülen şu cümle ise filmin hangi düşünce etrafında döndüğünü açık ve güzel bir şekilde ortaya koyuyor: '' idam edilenlerin hiç olmazsa kıskançlık, nefret ve kin duyguları vardı; bu yüzden öldürdüler... peki ben hangi duygularla bu ipleri çektim? ''
ramazan ayında türbelere koşan insanlardan, erzak vermek suretiyle '' evet '' denmesinin beklenmesi ve beklentinin gerçekleşme ihtimalinin - acı ama gerçek- oldukça yüksek olması.
arkadaşımın mp3 üne attığım cocorosie şarkılarından left hand shoe adlı olanı testere film müziğini andırdığı söylenerek korkudan dinlenememiş, beni ise mahvetmiştir.
ayrıca bu şaheser oyuncak sesleri ile yapılmış bir şarkı imiş.
sanatın evrenselliğinin en güzel örneğidir bu şarkı. sözleri hiçbir şey ifade etmese bile, dinleyeni paramparça eder. böyle enfes bir şarkının enfes bir filmde kullanılması ise ayrı bir güzelliktir. (bkz: time of the gypsies)
her bölümü sinema tadında olan ve okuduğumuz kadarıyla yüksek bir bütçeyle çekilen on bölümlük mükemmel bir mini dizi idi. dizinin bizlere kazandırdığı ve psikopat adam rolünün hakkını veren isim ise (bkz: rami malek) oldu.
profestte yaşattığı güzel dakikalar ile kendini daha da çok sevmeme neden olan insandır. konserde çoğu kez canlı dinlediğimden emin olamadığımdır. nitekim sesinde albümlerindekinden farklı en ufak bir değişiklik yoktur. ayrıca projeksiyon perdesine yansıtılan görüntüler kendi sadeliğine yakışır bir uyumla akarken kendisine durmadan ' nasıl bir adamsın sen yahu?' dememize de sebep olmuştur.
finali ile de bir kez daha etkisini bırakmıştır izleyici üzerinde. açılış sahnesindeki beyaz at ve kralımızın sözleri nasıl mükemmel bir son olcağının ipuçlarını vermiştir. 3 çocuğunun anneleri olan kraliçelerin kralımıza görünmeleri, portresini beğenmeyen kralımızın her zamanki sinir krizlerinden biriyle kükremesi, tek gerçek dostuna ölmemesini emretmesi, vasiyeti, geçmiş zamanlarının, pişmanlıklarının bir bir gözünün önünden geçmesi ile kendine yakışan bir sonla veda etmiştir ekranlara.
öyle ya da böyle adamdın be henry. şimdiden özlenmektesin.