24 haziran 2008 tarihinde istanbul kuruçeşme arena' da gerçekleşmiş olan gösteridir. konser 70' li yıllardan günümüze nasıl gelindiğini gösteren bir video sunumu ve o yıllarla özdeşleşmiş türkülerin potpori halinde söylenmesi ile başladı. videonun içerisinde çeşitli 1 mayıs kutlamalarının, deniz gezmiş' in, işçi ve köylülerin, cem karaca' nın, selda bağcan' ın görüntülerine yer verildi. videonun sonuna doğru, günümüze doğru gelindiğinde aşık mahsuni şerif, ahmet kaya, kazım koyuncu, şivan perwer gibi sanatçıların türkülerinden oluşan bir potpori dinledik. vedat yıldırım yapılan bu video çalışmasının amacını yakın zamanda demokrasi adına artan olumsuz gelişmeler neticesinde, bu güne kadar demokrasi ve kardeşlik adına yapılanlarla ve onlar için çabalayanlarla bir hatırlatma yapmak olduğunu söyledi.
Konser iki bölümden oluşuyordu. ilk bölümde türkçe, ermenice ve kürtçe türküler ile iki adet romen şarkısına bir adet alevi deyişine bir adet de ilahiye yer verildi. bu bölümde aynur doğan, leman sam ve neşet ertaş konuk sanatçı olarak kardeş türküler' e eşlik ettiler. ikinci bölüm kürtçe iki türkü ile başlayıp arapça, romence, lazca ve türkçe türküler ile devam etti. bu bölümde birol topaloğlu ve esma redzepova konuk sanatçı olarak sahnede yer aldılar. Ayrıca konser boyunca ertan tekin düdüğü ve zurnası ile türkülere eşlik etti. erdal erzincan rahatsızlığı nedeni ile konsere seyirci olarak katıldı. boğaziçi folklor grubu da dansları ile türküleri görsel bir şölen haline getirirken, erol mutlu da konserin temasına uygun şiirleri okuyarak türkülerin ve kardeşliğin önemini ve güzelliğini vurguladı. seyirciler arasında oluşan halaylar, çekilen horonlar, atılan göbekler ile de gösterinin bütünlüğü tamamlanmış oldu.
son olarak ilk kez gittiğim kardeş türküler konseri' nde albümlerinden aldığım tadı fazlası ile almış bulunmaktayım. özellikle bis anında söyledikleri kara üzüm habbesi ile dağılmaya hazırlanan kalabalığın geri gelip halaylar oluşturması ile sadece benim değil herkesin bu gösteriden fazlası ile memnun kaldığını gördüm. umarım bu topluluk hep böyle devam eder ve daha çok 15 yıl görür.
not: şu günlerde kardeş türküler' in 15 yılını anlatan bir kitap da raflardaki yerini almış olmalı. ilgilenenlere duyurulur.
o çocukları adlı filmin soundtrack' inde kullanılan fazlasıyla arabesk şarkıdır. youtube' da bazı versiyonları bulunmaktadır. filmde yer alan ferdi karakterinden dolayı* ferdi tayfur' undur diye düşündürten bu şarkıyı kıraç' ın nasıl bulduğunu merak etmekteyim.
nusrat fateh ali khan üstadın en yaralayıcı eserlerindendir. üstadın sesi ve insanı içine çeken bas ritmlerinin etkileşimi ile tam anlamı ile dört dörtlük bir eserdir.
güzel bir özgür kurum şarkısıdır. şarkının ikinci bölümünde giren koro ve yer yer kulağımıza çalınan saksafon nağmeleri şarkının göze çarpan öğeleridir. sözleri vardır bir de. buyrunuz;
dedim ya bunlar son kuşlar
hiçbir zaman hiçbiri dönmez geri
ne renkti gökyüzü ben toprağa bakarken
kaçıncı son damla saklıydı gözlerinde
kararan sularda ben
yitirmiştim aşkı
bekle bekle gün doğmaz
her köşe başında
bıraktım gözlerimi
ve ellerim soğuk
ayaklarım çıplak
bu muydu yani ayrılık özde
ayrı odalarda nefes almak
ve düşünmek delirmişcesine
nafile karanlığı parçalamak
taner ayan ve arıkan sarıkaya' nın oluşturdukları dizi ve film müzikleri yapan grup. özellikle çemberimde gül oya ve aşk oyunu adlı diziler ile dikkatlerin müziklerini yaparak çekmişlerdir. müziklerini yaptıkları film ve diziler şöyledir,
zülfü livaneli' ye ait bir türküdür. hasret gültekin' den dinlemek adamı perişan eder. sözlerinde yer alan mesajlar türkünün ruh halini yansıtmaktadır. sözleri şu şekildedir;
bir insan ömrünü neye vermeli ?
tükenip gidiyor ömür dediğin
yolda kalan da bir yürüyen de bir
savrulup gidiyor ömür dediğin
yolda kalan da bir dostum yürüyen de bir
savrulup gidiyor insan dediğin
yüreğin ürperir kapı çalınsa
esmeyen yelinden hile sezerler
künyeler kazınır demir sandıkta
harcanıp gidiyor insan dediğin
künyeler kazınır demir sandıkta
harcanıp gidiyor insan dediğin
dışı eli yakar içi de seni
sona eklenmedi önce gideni
ayrılık gününün kör dereleri
bölünüp gidiyor nehir dediğin
ayrılık gününün dostum kör dereleri
bölünüp gidiyor nehir dediğin
bir insan ömrünü neye vermeli
paramı onur mu kaç dikenli yol ?
ağacın köküne inmek mi yoksa ?
çırpınıp duruyor yaprak dediğin
onur akın' ın 1989-2000 yılları arasında seslendirdiği, çaldığı 17 şarkısını topladığı albüm. seyhan müzik etiketi taşıyan bu albüm aynı zamanda geniş bir müzisyen listesine sahip. kısaca albümde katkısı olan birkaç müzisyeni yazmak gerekirse;
bu kadro ile iyi olmayacak bir albüm olur mu bilinmez ama insanı mest eden bir havası vardır albümün. albümde yer alan eserler ise sırası ile şöyledir;
hasret gültekin' e ait bir türkü. hüzün doludur. bu hafta çıkan taksim trio albümünde de enstrumental olarak yer almıştır. genç yaşta yitirdiğimiz hasret gültekin' in bizlere bıraktığı çok değerli bir armağandır. tekrar tekrar dinlenebilen türkünün sözleri şu şekildedir;
güle yel değdi
güneş olursa
cana ten değdi
ateş olursa
oy beni beni beni
kanlar otağı
oy beni beni beni
dertler ortağı toprak
bir bak şu göğe
umut doludur
bulandı kanar
zulüm yoludur
ülkemizde progressive rock adına süper işler çıkartan ihtiyaç molası' nın ikinci albümüdür. 11 şarkıdan oluşmaktadır. müzikal anlamda beni benden alan bir yapısı vardır albümün. özellikle bazı şarkılarda yer alan keman kullanımları içimi bir hoş etmektedir. albümün tracklist' i şu şekildedir;
1- 1 buçuk tanem
2- her zaman
3- ay
4- uyandım
5- sus
6- gülümse
7- gece
8- mekanlar
9- dümeni bırak
10- merak oldum
11- umut
1,5 albümünden bol hareketli bir ihtiyaç molası eseridir. albümde kulağa çarpan parçalardandır. sözleri ise hayatı anlatan ders niteliğindedir.
hava birden patlar
ve kalıverirsin su duvarları arasında
güdülerin basar yekeyi
sağa ve sola
dalgalar senden büyük
ama sen onlardan hızlısın
alçalır ve yükselirsin
farkına varmadan
aklına hayatın gelir
biraz gevşetirsin parmaklarını
farkına varınca
dalgaların senden çok büyük
seninse onlardan
az çok hızlı olduğunun.
dümeni bırak bir sigara yak
izin verirse fırtınaların
yamulmuyorsam* hüzünlü müziğinde yer alan klarneti hüsnü şenlendirici nefeslemektedir. gecenin bir yarısı yumruk gibi inmiştir ruhuma. sözleri şu şekildedir;
giderim bu diyardan, yüreğim bana kalmışsa
gözlerin kaçıyorsa ,artık gözlerimden
karanlık bu yollarda yıldızlar bile küsmüşse
gölgeni arıyorken yitip gidiyorsan
ayrılığın acısını
bendeki kalp ağrısını
tendeki ten yangısını
hepsini hak ettim
her şeyi ben mahvettim
hasretin acısını
bendeki kalp ağrısını
tendeki ten yangısını
hepsini hak ettim
her şeyi ben mahvettim
dün gece gidilen konserdir. harbiye açıkhava tiyatrosu' nda performanslarını sergileyen duman geceye süpriz ile başladı. öncelikle akustik performanslarını sergilediler. yürekten ve istanbul' un akustik versiyonları bir hayli ilginç ve güzeldi. akustik performanslarının sonuna doğru sahneye mısırlı ahmet geldi ki, benim koptuğum an orasıdır. eşsiz darbuka performansı ile duman şarkılarına bir ayrı hava kattı. özellikle cengiz baysal ile bir ara atışmaları vardı ki tadından yenmedi. hiç bitmesin istendi.
Konserin ikinci yarısı ise bildiğimiz duman performansına döndü. tam diyorduk ki " süpriz fln bu kadar" bir de baktık ki sahneye erkin koray çıkmış. her ne kadar kendisini fazla dinlemesem de sahne de olduğu süre için duman' ın bilindik temposuna ayak uydurması pek bir güzel oldu. konserin ikinci yarısına da ah ve gurbet' in damgasını vurduğunu söylemek mümkündür.
kısacası, gittiğim ilk duman konserinin bu kadar ilginç ve şahane geçeceğini ummadığım için eve döndüğümde kaybettiğim kulaklarıma* bile aldırış etmemiştim. kaçıranlara yazık oldu. ***
durup durup insanların önüne getirilen depremdir. Her sene en az 2-3 kez gündeme gelmektedir. yeni çıkan araştırmalara göre 2034' e kadar büyük deprem olma olasılığı %35' miş ve şiddeti 7 büyüklüğünde olacakmış. daha fazla endişenlenmek için;
mef okullarının yaşı ve disiplini ile akıllara kazınan ingilizce hocası. tenefüste bile ingilizce konuşurdu. hatta öyle ki hademe abilerden birine ingilizce bişey söylediği ve kopartan bir "buyır!" ile cevaplandığına tanık olunmuştur. kendisi okulda bir öğrencinin babasınında ingilizce öğretmenliğini yapmıştı. burda yaşını düşünebilirsiniz.*
aslen tarih hocasıdır. mef okullarında 1997-2002 yılları arasında görev almıştır. daha sonra da bir okula müdür yardımcısı olduğu yönünde duyumlar ile karşılaşılmıştır. derste yapılabilecek ne kadar terbiyesizlik varsa yapılırdı ve bu adam ses dahi çıkartmaz, ellerini bağdaştırır öylece izlerdi. saçma sapan cümleleri de yok değildi. bunlardan en önemlisi " mısır' da meydana gelen isyanlar sonucu, geometri gelişmiştir" olmuştur. anlam verene kadar okul bitti.
well, i left home when i was 16
i had no reason, had no rhyme
i did not know where i was going
it did not matter at that time
and there were people on the street, people on the street
the strangest people that you'd ever meet
there were people on the street, people on the street
the strangest people that you'd ever meet
i got a job in the factory
i broke my back, i swept the floor
i met a girl who said she loved me
i hadn't heard those words before
and all i knew was love and music
love and music got me by
and all i need is love and music
love and music 'till i die
all i need is love and music
love and music gets me by
all i need is love and music
love and music 'till i die
şeklinde sözleri olan, darbuka ritmleri ile süslenmiş güzide bir piano magic eseridir.
djivan gasparyan' ın insanı ağlatabilecek eseri. özellikle ruha işleyen melodisi ve üstadın nefesi ile dağılmaya ramak kalmış yürekler için dağılma başlangıcıdır.
çocukluk dönemimin güzide ikilisi oya-bora' nın acıklı ve piyano dolu şarkısı. sözleri bora ebeoğlu' na müziği ise gürol ağırbaş' a aittir. zaten şarkının içindeki basların piyano ile uyumundan hemen belli olmaktadır gürol ağırbaş' ın varlığı. şiir gibi başlayan şarkının sözleri şu şekildedir;
sevdiklerimizin ve seveceklerimizin adları
ta basindan yazilmistir kalbimize
ve onlari bulana dek savasiriz
bu karmasik tutkular cemberinde
seni ilk kez goruyorum ama
sanki bir yerlerden hatirliyorum
parlak bir atesten cok sonra
arda kalan kuller olsak da
her an ölmek icin yasasak da
kıyısında sarp bir ucurumun
ucmaya hazirim inan seninle
zincirledin beni sevdama
ask lanet yagdirsa viz gelir
acilara yoksulluga tutsak
yeter ki benim olmayi dile
ben savasirim senin yerine
yorgun kanatlar acilsa yeni yolculuklara
ucmak ne guzel, tutunabilmek bulutlara
bir tek ihanetin golgesi dusemez
yaralarımı saran el girse de kanıma
her seye hazirim seninle...
hic hem de hic umrumda degil
bir yarın var mi bizler icin
yarım kalmis bir sarki olalim
kollarımdasin,benimlesin ya
gel de yok olalim su an seninle...
olsun adlı ikinci pilli bebek albümünün açılış parçası. pilli bebek tadında bir şarkıdır. özellikle başlangıç kısmı ile sözlerin girdiği yer arasındaki ritm farkı şarkının güzel noktalarından biridir. bir diğer güzel yanı da içeriğinde bulunan akordeon ezgileridir. sözleri şu şekildedir;
düşerse gönlün derde elinde olmayan sebeplerle
görürüm bazen istemediğim halde
yalnızın adı yok gecenin bu saatinde
beynimi kemiren birşeyler var ki
nedensiz sorgusuz giriyor kafama
uykularım umutlarım zehir oluyor bana
şimdi seni anlıyorum gecenin bu saatinde
umutlar tükenip bir gün kalırsın çaresiz ve üzgün
tesadüf olamaz bu güne kadar geçen gün
yalnızı adı yok gecenin bu saatinde
yalnızı adı yok gecenin bu saatinde
yalnızı adı yok gecenin bu saatinde...
eskiden plak ve kasetlere kayıt yaparken kullanılan kayıt şekli. bir şarkının içinde bulunan enstrumanların aynı anda çalınması ve seslendirenin de enstrumanlar ile beraber şarkıyı yorumlaması şeklinde yapılırdı. teknoloji geliştikçe hücum kayıt da tarih oldu yavaş yavaş. şimdilerde bir enstrumanı bir gün diğerini başka bir gün çalmak mümkündür. vokali aynı gün yapmasan da olur.
dargın mıyız adlı ezginin günlüğü albümünün ilk ve en efkarlı şarkısı. bir ezginin günlüğühüsnü şenlendirici ortak çalışmasıdır. şarkının sözleri de her zaman ki gibi hayatın içinde temalarla süslenmiştir ** ;
eksik bir şey mi var hayatımda
gözlerim neden sık sık dalıyor
eksik bir şey mi var hayatımda
gökyüzü bazen ciğerime doluyor
öyle birşey ki bu, kolay anlatamam
atsan atılmaz, satsan satamam
eksik bir şey mi var, anlayamam
bak çayım sigaram, herşeyim tamam
kalksam duraktan dolmuş gibi
arka koltukta unutulmuş gibi
terliklerimle gelsem sana
sonunda aşkı bulmuş gibi
güftesi ercan saatçi' ye bestesi ufuk yıldırım' a ait tam anlamıyla meyhane şarkısı olan* eser. ufuk yıldırım' ın seslendirmesi ile mucize nağmeler albümünde 9. parçadır. başındaki cüneyt coşkuner viola taksimi ile "noluyoruz lan?" sorusunu kendimize sormamızı sağlamaktadır. damardan girer bi daha da çıkmaz.
sözleri de şöyledir;
sensizlik haram bana
gücüm yok yalnızlığa
sensiz gülemem, başka sevemem
nasibimse istemem
geceler nurlar yağdırsa
karakış bahar olsa
yoksan eğer istemem
sana ben ömrümü verdim
seni ben gönlümle sevdim
dertlerim dualarım sensin
seni ben kahır olsan da
seni ben günah olsan da
severim öldükten sonra da
geceler içimde ismin hep dilimde
unutma beni ey sen zalim sevgimi de
yaralar hep bana, günahlar boynuma
yeter ki sensiz bir anım olmasın sevgilim
duble not: böyle bir şarkının olduğu albüme bir rakı firması* katkı sağlamasın da kim sağlasın? ercan saatçi bir ara sağlam acı çekmiş heralde. başka türlü böyle sözleri olan bir şarkı yazmak zor.
yeni rakının katkıları ile hazırlanmış, meyhane şarkıları içeren 13 adet eserden oluşan 14 parçalık albümün adı. çeşitli sanatçılarla toplama bir albüm oluşturulmuştur. ayrıca ercan saatçi' nin dmc den ayrıldıktan sonra kurduğu şirket* tarafından yapılmış bir albümdür. albümdeki eserlere ve seslendirenlere gelince;
track list:
1- inleyen nağmeler- yeni rakı reklam filmi solisti ebru yazıcı
2- ömrüm seni sevmekle nihayet bulacaktır- müjdat gezen
3- kınalı kuzum- sezen aksu
4- bu akşam bütün meyhanelerini dolaştım isanbul'un- fatih erkoç
5- at kadehi elinden- deniz seki
6- aşkım aşkım(mey house mix)-kenan doğulu
7- dinmiyor hiç bu akşam- umut akyürek
8- bir demet yasemen- ilhan şeşen
9- sensizlik haram bana- ufuk yıldırım
10- benzemez kimse sana- çelik
11- al sazını sen sevdiceğim- reha
12- kimseye etmem şikayet- nev
13- şarkılar seni söyler- ercan saatçi
14- inleyen nağmeler enstrumental
albümde aşkım aşkım' ın meyhane versiyonun olması ve müjdat gezen' in albümde yer alması albümün bizlere sunduğu 2 süprizdir.