ingiliz rock müzik tarzını çok güzel yansıtan, karpuz kabuğundan gemiler yapmak, school of rock gibi bir film. kendi adıma bu tür filmleri çok severim. ayrıca müziklerini de 80'ler rock müzik sevenler çok beğeneceklerdir.
eros ramazzotti'dan fuoco nel fuoco çocukluğumu, tiziano ferro'dan perdono ergenliğimi hatırlatır. zamanının radyolarında hit müzik olarak aralıksız çalınan parçalarıdır. şimdilerde halen dinleyen var mıdır acaba?
hayvan sevgisi olan erkektir. kedi sevmek ile entelliğin, abazanlığın, yalnızlığın, vurdurmanın, melahat teyzenin ne alakası var, hiç mi hayvansever bir erkek görmediniz amk?
enteresan bir radyo kanalı. yelpazesi çok geniş. kimi zaman dımtıs müzik çalıp kimi zaman tatar türküsü çalıyorlar. sakarya'nın bir kısmından çekiyor ve dini kanallar arasında ilaç gibi geliyor. ancak, zannımca biraz konsept sorunları var. bir de şu "radyo denince radyo ki!", "müzik radyo ki de dinlenir." gibi acemice reklam sloganlarını değiştirmeleri gerekiyor.
bir robert cray şarkısı veya gitar düeti de denilebilir.
Their angry words sound clear thru these thin walls
Around midnight I hear him shout unfaithful woman
And I knew right there the axe was gonna fall
It's because of me
It's because of me
I heard him shout who is he, she mumbled low
He said baby don't you lie to me no more
And I'm listening thru these thin walls silently
As he called out my name I was right next door
It's because of me
It's because of me
She was right next door and I'm such a strong persuader
That she was just another notch on my guitar
She's gonna lose the man that really loves her
In the silence I can hear their breaking hearts
At daybreak I hear him back and say goodbye
I can hear him slam the door and walk away
Right next door I hear that woman start to cry
I should go to her but what would I say
It's because of me
It's because of me
She was right next door and I'm such a strong persuader
That she was just another notch on my guitar
She's gonna lose the man that really loves her
In the silence I can hear their breaking hearts
ismini görünce gece gece dinlenilesi gelen bir frank sinatra klasiği. özellikle şarkının yavaş başlayıp yükseğe çıkması ve tekrardan yavaşlaması. hayat gibi şarkıdır.
referandum da evet diyecekmiş, şeytan rıdvan'ın futbol ayağındaki propagandasına katılmış.
şahsi görüşüm, kürtaj yapması için eşini döven, gittiği bir mekanda ödediği hesap dövmeye yeltendiği babası yaşındaki otobüs şoförünün bir aylık maaşı olan, prim kavgası neticesinde milli takımdan uzaklaştırılan, kısacası itibar edilmeyecek biridir.
melodi uzun bir süre loop edecek. ancak dert etmeyin, iki doz aşk benimle, bir doz ppap ve yeterli gelmezse gangnam style dinleyerek etkisinden kurtulmanız mümkün.
uzun süredir netflix reklamları vermekteler. ancak 1 gb internet paketi ile birlikte satın almaya çalıştığımda abonelik başlangıcından en fazla 30 gün geçmesi gerekmektedir şeklinde hata alıyorum. müşteri temsilcisine şikayet kaydı oluşturdum ancak haftalardır dönüş yapılmadı. sikayetvar com'da şikayetime 'cevap!!!' vermek için aradılar ve 7 dk müşteri temsilcisine aktarmak için bekletiyorlardı ki ben dayanamadım kapattım. daha sonra bugün tekrar aradılar ve 23 dakika dayanabildim ve yine kapattım. muhtemelen sikayetvar com'da şikayetin altına da aradık ulaşamadık yazacaklar. işin komik tarafı başka telefonla aradım ve müşteri temsilcisine ulaştım. bu durumu da şikayet etmek istediğimi söyledim. ancak aktif bir şikayetim varken başka bir şikayet oluşturamayacağımı söylediler. ne diyeyim teşekkürler(!) vodafone.
edit: hala devam ediyorlar. müşteriyi şikayetçi olduğuna pişman ettirmeye çalışıyor herhalde utanmaz herifler. bugün de 45 dk bekleyebildim. allah belanızı versin.
sosyal sorumluluk projelerine katılır, insan hakları savunucusu olur ve saygı toplar. sorsan kadın meta değildir der, sanatının gereği olarak toplumsal sorunlardan bahseder. misal suriyeli çocuk fotoğrafları da paylaşmış vajinanın iki üç satır altında. bu ne perhiz bu ne lahana turşusu. yaptığınız işi sikeyim, gündemde kalmak için yapmayacağınız iş yok amk.
ben tinder vari bir hale dönüştüğünü düşünüyorum. selfie olayının gelişimi gibi oldu. önceleri çoğu kimse tarafından dalga geçildi. daha sonra herkes yapar oldu.
5-6 sene öncesinden bugüne ekşisözlük haber sitesi, uludağsözlük ise çöpçatan sitesi formatına dönüşmüş durumda. yapacaksanız yine yapın ama abartmayın, bazıları fotoğraf albümü yüklemiş amk.
internet cafe'de oturduğum bilgisayarın internet hıznın yavaş olması üzerine sağ alt köşede limewire simgesini tıklamam sonucu onlarca hayvan pornosu indirildiğini görüp tanıştığım 'efsane!' nesildir, neslini cuppaladığım.
efsane nesil limewire'dan şarkı indirmiştir.
(bkz: limewire ile şarkı indirmiş efsane nesil)
ayrıca başlık daha önce başka bir abazan kişisi tarafından açılmış.
(bkz: limewire den porno indirmiş efsane nesil)
(bkz: aramaya inanmak)
videoyu çeken ve zumladıkları tırrekler fen lisesinde olmasalar muhtemelen karanlıkta sokak arasında dolaşan üç kişilik gasp çetelerinden biri olacak tipteler.
(bkz: 50 kuruş ver lan tırrek)
nam-ı diğer slowhand. cream ve the yardbirds gruplarında çalmış sonrasında solo takılmış ve daha sonra blues türüne kaymıştır. efsane şarkılarının yanında efsane cover'ları vardır. şu sıralar sağlık problemlerinden dolayı sahnelere ara vermiştir. umarım yakın zamanda tekrar sahnelere döner ve bir konserine canlı olarak gidebilirim.
yıl 2002, sınıflar arası ilköğretim futbol turnuvası final maçındayız. yasin adlı arkadaş yürüyerek çalım atan, takımın 10 numarası, en etkili ismiydi ama o gün pek bir formsuz, oyundan kopuk, içine maldonado kaçmış, yeteneğini soğurmuşlar gibiydi. maçta bir ara pozisyon sonrası dayanamadım "noldu lan sana niyo oynamıyosun amk!?" diye isyan ettim. meğer bizim abazan evden çıkmadan hemen önce nez'in malum sakın ha klibine denk gelmiş, sonrası malum. o maçı da kaybettik. geçmişimizle oynadın nez.
zihne saplanan derdin verdiği acıdandır çoğu zaman. bu yüzdendir ki kimi bunu yaşamaktansa sonsuz uykuyu tercih edebiliyor, kimi de düşünme yetisini kaybetmeyi. kimi de alışıyor buna, sigara dumanını içine çeker gibi.