Başakşehir futbol kulübünün süper lig mücadelesi daha önemli olduğu için satılan idonun verdiği karar. Şu Başakşehir'i düşürmek farzdır. adamlar akbilden aldıkları parayla geçiniyor, tonla yabancı adam futbol oynuyor hani alt yapıdan bilmem nerden yetişiyor deseler bir şey demicem Arsenal'in sol beki gelip yılda 4 milyon euro kazanıyor, 4 milyon euroyu yıllık iDo'ya verseydiniz milyonlarca vatandaş bir kaç ay daha yolculuk ederdi.
"Sana yaşamak düşer çarkların gövdesinde."
---
Beraberce bir müzik zevkimiz vardı, enstrümanlarla olan. Daha doğrusu biz, bizken kalbinden söyleyen insanları dinlerdik. Şimdi ben benim, o başkasıyla "biz". Ve o kapitalizmin sunduğu sanat nesnelerine bıraktı kendisin, tabii buna sanat denebilirse ! Dinlenmek, dahası satılmak için yapılmış müziklere. Sadece müziği dinlerdik, herhangi bir şey yaparken tüketmek için olanlar bizim için müzik değildi. Ancak şimdi ot çekerken kafa olsun diye yapılmış müziklerle "lathouse"u hissetme derdinde...
Evet akpye destek veren burjuvazi, ulusalcıyı kaybetmemek için napıyon böyle koyun gibi güdüyor maalesef. Ali Koç demişti Türkiye iyiye gidiyor diye. Buyrun Ali bey, iyiye gidiyorsa neden ters zihniyeti anıyorsunuz?
N'apılır bilmiyorum ama karşı aldatma sırf bunun için aldatma daha beter bir durum. Böyle bir intikam anlayışı saçma. iLişkiden ilişkiye değişir bu napıalcağı. ama zor bir durum.
Abartılı bir şeyler gönderilmesini tavsiye etmiyorum, en azından ilk aylar için. Normal fotoğraf isteyebilir, skopik dürtü var sonuçta. Diğer türlüsü başka bir noktaya götürecek işi, en azından zaman geçmeli biraz.
Bana bir tane boyunluk kaldı. ince giydiğim gün olan buluşmamız. izmir'in soğuğu tabii. Hem hastayım, hem yorgun. Kendi elleriyle boynuma geçirmişti. Sonra uzun uzun baktı. Yüzyüze bir şey kalmadı ondan sonra. Sana yakışıyor dedi. Sarıldık ve bir daha hiç göremedim onu. Mesajla gelen "olmayacak bu" o bakışı sonsuza kadar uzattı. O bakış üşüyüp gözlerimi her kapattığımda göz perdelerime yansır, anlamlandıramam o anı ve acı olan o boyunluğu koklamam oldu bu mesaj gelene kadar. Onun kokusunu çekiyordum içime, ciğerlerime kaydoluyordu. O beni kendisinden silip atarken ben onu göğsümün en derinine kaydediyordum.
istanbul'a döndüğümde ne o çantayı kullandım, ne de o eşyaya bir daha baktım. Yüzüme karşı yapacak cesareti yoktu belki, böylesi zor oldu. Üstünden bir yıl geçmedi ama henüz bazen hala içimden ona anlatıyorum. Gerçi anlatılacak bütün yolları da yaktım. Ama yine tanrıya dua etmek gibi...
içinde bulunan yazarların, mümkünse herkesin uzak durmasını istediğim şehir. Tabi yobaz olmayanlarınız ayrı. Herkese yer var, kendisini dayatmayandan başka.
ilişkinin ilk günlerinde beraber uyuyabilme fırsatına sahip olduysanız ve sabah kalkıp onu izliyorsanız yakalandığınız anda hayranlık dolu bakışlarınız "ben sana teslimim" de diyorsa o zaman hapı yuttunuz. O bakışlar, o kadının gidiciliğinin teminatı olur. Gidişine de yine hayran ama gözleri dolu bakarsınız.
Artık 9 dakikalara çıktığım ( gerçi bu ara biraz form kaybettim) antrenmandır. Genelde 4x plank türevi, 4x Spiderman push up, 8x karın ve mekik şeklinde gidiyorum. Bazen bir yetmiyor günde ikinciyi 5 dakikalık yapıyorum. Kesinlikle etkili. Terlemeniz önemli. Terliyorsanız, t-shirt ıslanıyorsa oluyor demektir bu. Özellikle yarım mekik türevi 20 saniyelik yoğun antrenmanlardan sonra sonuç baklavalara ulaşmak olabilir.Tabi bu sporu genelde yapan insanlar için motivasyon, merdiven çıkma vb gibi olaylarda kesinlikle sizi iyi bir seviyeye götürüyor.
Yalnız bana bazen 5 6 litre su içtiriyor. Dediğim gibi bütün vücut sırılsıklam oluyorum. Önemli olan da bu.