bu kutsal kitap, din iman işleri "inanç" temelli değil midir? koskocaman tanrı bile (sen istersen buna allah de) sadece sen öyle inandığın için, sen var olduğuna inandığın için var değil mi? yok değil halt yemişsin sen onu diyebilirsin, ama bil ki bana destek vermiş olursun.
eğer birileri, markalara bile biat edilen bu gerizekalıların gezegeninde, risale-i nur kitabına fazladan bonus kazandırıyorsa, ıkına ıkına öle öldüre var ettiği cümle kutsallara onu da dahil etmeye meylediyorsa, sana bana bok yemek düşer şekerim.
adamın/kadının/ ve diğerlerinin/ inancı öyle!
sana ne?
kırmızı sütyen bunu acayip kıskanır. çok daha cesur olduğu için siyah sütyeni klişe olmakla suçlar. onu donuk ve sıradan bulur. siyah sütyen de bayılmaz kırmızıya. onun pespaye bir sokak sütyeni olduğunu haykırır avaz avaz. sadece bir konuda anlaşırlar: beyaz sütyeni ikisi de son derece kişiliksiz ve mıymıntı bulur.
seven insanı umutsuzluğa sevkeder. sonra gelsin bunalımlar, hayattan ve her şeyden soğumalar falan.
halbuse ne gereği var?
sadece biraz sabır ile üstesinden gelinebilir. şimdi bu nişanlılık denilen nikaha ve kerametine hazırlık dönemi, bin türlü anlaşmazlığa ve kavgaya gebedir. iki insan evladını ilgilendirmesi gereken bir kalbi mevzuya, başta analar babalar olmak üzere, aşama aşama yedi sülalenin müdahil olması, nişanlılık sürecinin "yemişim keramaetini" seçeneğiyle sonlanmasına her an sebep teşkil edebilir.
hayır de ki olmadı, kız evlendi gitti. bekle ve sabret yine sen. bunun daha ilk yıl krizi var, 3.yıl soğuması var, olmadı son seçenek 7.yıl boşanmaları falan var.
bekle bence..
ezana ya da ezan sever insanlara saygısızlık değildir.
bak ezan demiyor, sesi diyor.
şimdi bizim memlekette malum, neredeyse 50 metre arayla cami yapmak ve bunların alayına o iğrenç ses düzeneklerinden düzmek en şahane müslüman işi olarak kabul ediliyor. bir de müezzinin sesi martı ile karga kırması bi şeyse, o sesten ezan dahil ne dinlersen dinle, eğer rahatsız olmuyorsan sorun sende demektir gözümün nuru. sağır olabilir misin? ya da bir tür mazoşist? yok değilim diyorsan, o zaman kesin sadistsin sen.
iyi bir şey yaptığını sanıyordur. ve büyük bir ihtimalle medya ne demektir falan tam olarak bilmiyordur, hatta hiç bilmiyordur. bildiği kadarıyla da olsa olsa televizyon dünyası gibi bi şey sanıyordur. televizyon alemini de iyi hoş güzel eğlenceli renli bi şey sanıyordur. kızı da öyle olsun falan istemiştir belki??
bi düşündüm de şimdi, sakın nadya gibi bi şeyle karıştırmış olmasın lan? daha makul gibi sanki..
tecrübesiz bir kızdır.
hayat tecrübesi yoktur. ilişki tecrübesi yoktur. belki normal erkek arkadaşları bile yoktur. bir erkekle araya aşk meşk girmeden de farklı ilişkiler yaşanabileceğini tecrübe etmemiştir. belki çevresindeki erkeklerin de kız arkadaşları yoktur. böyle mal mal kız ayarlama peşinde kaşı gözü oynuyordur alayının. ha ama "herkes" derken, yani evet kadın erkek herkes bana aşık gibi bi sayıklama halinden söz ediliyorsa, bu kızın hali pek iyi değildir o zaman. kafası hayli karışıktır, üzmeyin boşuna.
en sevilen öykü kahramanlarından biridir bu hayvan. daha doğrusu, öyküleştirmeye en uygun hayvanlardan biridir. çizgi filmlere malzeme olma konusunda aşmıştır.
klasik bir teselli cümlesidir. hatta şöyle anlatayım: 12 kişilik tam teşekküllü altın yaldızlı ince porselen yemek takımı gibidir. evlenirken alınır, sonra kullanılsın diye.
aslında bu söz biraz da, bütün evlilikler birbirine benzer, demektir. yani öyle hayaller kurmaya, havalara girmeye gerek yok benim evliliğim çok farklı olacak şahane olacak falan diye. kocalar da birbirine benzeyecek sonunda. kadınlar benzer mi bilmiyorum, bana hep aynıymış gibi geliyor zaten.