işi olmayan şeylere burnunu sokan ya da gereksiz muhabbetle ortamın canını sıkan kişinin, en azından yetenekleri doğrultusunda değerlendirilip topluma kazandırılmasını amaçlayan cümle.
Requiem for a Dream'de kalantor zenci abinin, herkesin belki kendine göre içinde sakladığı, sapık sıradışı, kabul edilemez fantazilerini de sollayıp, cinselliğe ve hayal gücüne kazandırdığı yeni boyutun haykırışları.
Herşeyin ve herkesin ötesinde insanın kendisine söylediği yalanlardır. Çünkü herkes gider birgün hayatına devam eder biryerlerden. Geriye bir siz bir de kendinize söylediğiniz yalanlar kalır, hayat ise tüm gerçekliği ile sürmektedir.
sizde biliyorsunuzdur herşeyin apaçık ortada olduğunun, karşınızdaki de sizi iyice tanımış içinize işlemiştir. yine de diliniz varmaz bazı gerçeklere. bile bile lades olursunuz, onun da sonuna kadar gerçeğin farkında olduğunu bilerek söylersiniz beyaz yalanları.
Gücünüz kalmamıştır açıklamalara, savunmalara. Haklı olmaya çalışmak ya da ölesiye haksız olmak yormuştur sizi. tek ihtiyacınız olan o'dur sorgusuz sualsiz, artık konuşmaya da gücünüz kalmamıştır, son olarak bu iki kelime dökülür dilinizden "yanımda kal"... ve sonra gözlerinizi kapatıp huzuru yaşamak istersiniz koşulsuz, korkusuz.
aşkı gerçekten yaşamayı ve yaşatmayı bilen kişinin içini titreten sevgilinin adı lavinia. nazlı gururlu ve sevgi dolu lavinia. aşık olana bu muhteşem şiiri yazdıran, içinded o da yazar için tutuşan onsuz olamayacak olan, aşk dolu kız lavinia.
starsailor'ın en sağlam parçalarından birisidir. duygulu ama kabullenmiş. hüzünlü ama yeni umutlarla dolmaya başlamış bir havası vardır. Yolculuk kokar.
Denge anlayışının yokolduğu, terazinin birden fazla kolunun olduğu durumun sonucu. Bu durumda olan kişi içini açtığı kadar kapalıdır, çözüldüğü kadar karmaşıktır. Kurulan ilişkiler değildir belki de dengesiz olan..., zamanın, mekanın ve kişilerin birbirine girmesidir herşeyi dengesiz kılan. gözü görmez olur insanın, rüzgara bırakmak ister insan kendini kuru yaprak gibi, süzülmek ister akışına, içi rahattır, nereden gecerse geçsin, hangi hızla süzülürse süzülsün yine düşeceği yer topraktır.
Günümüz medya ve yayın döngüsünde dünyanın en acımasız katili ilan edilmiş, bana göre büyük güç odaklarını elinde bulunduran asıl büyük katillerin yanında adı bile anılmayacak kişi.
Aşık olduğunun henüz farkına varmamış olan kişinin içinde bulunduğunu durumu adlandırışı. Aşkın en tatlı dönemi, özellikle harika paylaşımlar, unutulmaz bakışlar, saatlerce yapılan nasıl geçtiği anlaşılmayan konuşmalar, ayrılır ayrılmaz sızlamaya başlayan yürek, hakim olunamayan ve sürekli onu düşünen bir beyin, onunla sızlayan yürek varsa. Bir de çılgınlık oldu mu içinde, hayatın anlamıdır.
Mısır mitolojisine göre, su ve bereket tanrıçası. Bir mit'e göre, eski krallığın çökmesine sebep olan sel felaketi, Tefnut ve Shu'nun kavgası sonucunda tefnut'un Mısır'ı terketmesi sonucu olmuştur.
Diğer yandan Tutkunun açığa çıktığıdır tefnut. Bir adım ötede, başka dünyalar kadar uzaktadır. Tefnut'un dokunuşları, bakışları, içindeki acı ve ateş; orada açığa çıkmıştır. O yer tektir tefnut efsanesinde, ya içinde yanılacaktır, ya içine gömüp gidecektir tefnut hiç sönmeyecek ateşini.
Erciyes Üniversitesi Kampüsünün en yüksek noktalarından birinde yer alan, bünyesinde Müzik, resim, seramik, heykel ve grafik tasarımı bölümlerini barındıran fakültedir. Birbirinden ayrı3 binadan oluşan bir kompleks halindedir. Fiziksel ve teknik imkanları, oda sayısı, öğretim elemanı sayısı açısından Türkiye'deki GSF'lerin önde gelenlerindendir.
Yine Türkiye'nin sanat ve müzik eğitimi veren diğer fakülteleri ile kıyaslandığında, öğretim kadrosu kalitesi açısından üst sıralarda yer almaktadır. Yerli ve yabancı uyruklu öğretim elemanlarının bulunduğu kadrosu, alanlarında başarılı, çalışan, dinamik ve sanatçılık kariyerini sürdüren kişilerden oluşmaktadır. Öğretim elemanları, Türkiye'de az rastlanır şekilde konserler vermekte, sergiler açmakta, yurt içi ve yurt dışında, birçok sanatsal ve akademik faaliyete katılmaktadırlar.
Öğrenci profilinde aynı bölgeden gelenlerin sayısı çoğunluktadır. Kayseri bölgesindeki sanatsal faaliyetlerin azlığı ve fakülteye farklı şehirlerden gelen değişik profillerdeki öğrenci sirkülasyonunun çok az oluşu, öğrencilerin sanata ve çalışma düzenine olan bakış açılarını olumsuz etkilemektedir. Buna karşın E.Ü. G.S.F. Türkiyenin önde gelen sanat okullarından birisidir, ve bu yoldaki ilerleyişini hızlı bir şekilde ve yükselen ideallerle sürdürmektedir.
Artık ne kadar içimize girdiklerini, ne sayıda olduklarını, hangi iş sektörlerini ele geçirdiklerini bilemediğimiz gerçek tehlikenin (PKK) gelmiş olabileceği noktayı bize anlatabilecek olaydır. Dikkatli olmak gerekliliğinin, yanımızda, aramızda olanları iyi ayırdetmemiz gerekliliğinin geldiğine bir göstergedir.
daha önce bir çok üniversite şenliğine katılmış, konser vermiş, ortamın nabzını yoklamış birisi olarak, son derece amatör ve büyük ölçüde başarısız bulduğum şenliktir.
son üç yılıdır katılmış olduğum bütün şenliklerde aynı önemli sorunlar dikkat çekmektedir;
-bu sorunların bence üniversitenin diğer zamanlarında da problem teşkil eden en önemli olanı, güvenlik problemidir. üniversitenin çalışmış olduğu güvenlik şirketinin çalışanlarının içinde şüphesiz işini iyi bilen ve iyi niyetli insanlar olduğu gibi; deneyimsiz, eğitimsiz, cahil zihniyetli, insan ilişkisi ve üslubu kötü olan, kavga etmeye hazır, öğretim elemanları ve öğrencilere nasıl davranması gerektiğini bilmeyen birçok eleman bulunmaktadır. bu ana problem şenliklerde daha da çok kendini göstermektedir.
- şahit olmuş olduğum son üç yılki şenliklerde bir ortak problem daha göze çarpmaktadır; asıl hitap etmesi gereken kesim öğrenciler olması gerekirken, kayseri'de sosyal yaşamın ve etkinliklerin çok az olmasından dolayı, kayseri halkı da şenliklerde izdihama sebep olmaktadır. bu izdihamın içerisindeki insan grubu da yine kayseri'nin, eğitim seviyesi ve kültürü düşük kesiminden oluştuğundan, şenliğin vizyonu tamamen değişmektedir. arabalarını modifiye etmiş eğitimsiz gençlerin de rağbet etmiş olduğu şenlikte en son şahit olduğum kavga dün akşam otopark alanında gerçekleşmiştir.
-bu yıl şenlik komitesi tarafından halk problemine çözüm olarak getirilen bir proje ise; öğretim elemanları ve öğrencileri halktan ayırabilecek bariyerli ayrı bir alan yaratmaktadır. bu işlevsel bir fikir olabilecek iken, yine tehlikeli bir profile sahip halk kitlesinin akımı söz konusu olmuş ve güvenlik özel alana insan ayıklama konusunda başarılı olamamıştır. aynı zamanda güvenlik elemanları, dışarıdan gelen tanıdıklarını, arkadaşlarını ve akrabalarını ise gözlerimizin önünde özel alana almakta tereddüt etmemiştir.
-şenlikte yiyecek içecek alanı ise belli kurallar getirilmesine karşı bağırıp çağıran dönercilerin, köftecilerin, satıcıların gürültüleri ile çınlamakta ve bir pazar yerini andırmaktadır.
- üniversitenin en büyük olumsuzluklarından biri de, hiç bir üniversitede görmediğim serbest giriş çıkışlarıdır. kampüsün giriş ve çıkışlarında bariyer, kimlik kontrolü ya da görevli yoktur, bunuun için önüne gelenin kampüs alanına girebilmesi söz konusudur.
bu unsur sonucunda da, akşamları üniversite içinde trafik kilitlenmekte, kavgalar çıkmakta, ortam gerilmektedir. yayalar, ve şenliğe asıl katılması gereken öğretim elemanları ile öğrenciler bu durumdan tedirgin olmaktadırlar.
yukarıda belirttiğim şenliğin çok önemli olan ve üzerinde durulması gereken olumsuz özellikleridir. şüphesiz şenliğin olumlu tarafları da çoktur fakat bu can alıcı ve önbemli problemler çözülmedikçe, şenliğin görünümüne gölge düşmektedir.
1968 yılında istanbulda doğan sanatçı, ünlü müzik eğitmeni selahattin evcilin oğludur.
flüt çalmaya, 1980 yılında girmiş olduğu mimar sinan üniversitesi devlet konsevatuarı'nda başlamıştır. 1988 yılında bitirmiş olduğu bu eğitim sürecinde, ünlü flüt eğitmeni, prof. mükerrem berk'in öğrencisi olmuştur.
istanbul filarmoni vakfının bursu ile brüksel kraliyet konservatuarında marc grauwels ile eğitimine devam eden sanatçı, 1992 yılında flüt dalında''diplome superieur avec grande distinction''(üstün basari ile flüt yüksek diploması), oda müziğinde ise''premiere prix''(birincilik ödülü)alarak ile mezun olmuştur.
1994yılında heidelberg-mannheim müzik yüksek okulunda çalışmalarına jean-michel tanguy ile devam ederek, buradan da 1996'da''künstlerishe ausbildung''(sanatta yeterlilik) diplomasını pekiyi derece ile alarak mezun olmuştur.
''sir james galway''in 1992 yılında dublinde düzenlediği flüt seminerindeki''best performer''(en iyi yorumcu) yarışmasında 2.lik ödülü alarak 1992-1999 yılları arasında ünlü irlandalı flüt virtüozu ''sir james galway''in ögrencisi olmuştur.
dünyanın birçok ülkesinde, ünlü konser salonlarında, ünlü sanatçılar ve orkestralar ile sayısız konserler veren evcil, viyanada imperial concerts solist kapellada solo flütçü olarak görev yapmıştır.
ünlü flütçünün görev yapmış olduğu bazı yerler arasında, istanbul devlet opera ve balesi, istanbul borusan filarmoni orkestrası, arturo toscanini filarmoni orkestrası yer almaktadır.
evcil, 2005 ağustos ayında amerikan flütçüler birliği(nfa) tarafından düzenlenen 33. uluslararası flüt kongresinde türkiyeyi temsil etmek için 2 adet resital vermek üzre san-diego kaliforniyaya davet edilmiştir.
2006 mayıs ayında ise italya'nın milano kentinde düzenlenen uluslararası ‘’falaut’’ festivaline davet edilmiştir. 2006 ağustos ayında da ingiliz flütçüler birliği tarafından ıngilterenin manchester kentinde düzenlenen 5. uluslararası ıngiliz flüt festivaline davet edilen ilk türk flüt sanatçısı'dır.
sanatçı bütün görevlerinin, düzenlediği masterclass'ların ve solistlik kariyerinin yanında, itü miam "müzik ileri araştırmalar merkezi" yüksek lisans programında, flüt öğretim görevlisidir.
Genelde karşı tarafın avatar'ını daha detaylı görebilmek için yapılır.
Bazı kişiler tarafından da;
"diyaloğu ilk ben başlatayım... ya. daaa. yok başlatmayayım" gitgelleri içinde yapılan yersiz harekettir.
Büyük olasılıklaKarşı tarafla msn live yüklü olmuş olma olasılığı dikkate alınmadan yapılmış harekettir .
insanın çocukluğunda ailesinden aldığı eğitim ve yetiştiği kültürel ortam ile başlayan etkileşimin, yetişkinliğe doğru, tüm yaşanmışlıklar, duygular ve içgüdülerle harmanlanarak oluşturduğu davranışlar bütünüdür.
Aynen doğru bir zihniyettir, dondurma uygun şekilde ve şartlarda yenilirse hasta etmesi için bir sebep yoktur. Dondurma ve bilimum sütlü yiyecekler içerdiği proteinden dolayı bakteri oluşumuna ve çoğalmasına çok müsaittir.
Bu durumda dondurmanın bilinmeyen ve temiz olmadığı ya da temiz sunulmadığı belli olan yerlerden alınmamalıdır.
Bir dönem psikopata bağlayıp sabah akşam görev gibi izlediğim ve bütün yayın akışını ezberlemiş olduğum belgesel ve bilim kanalına hissettiğim duyguları anlatan cümledir.
Bir hatadan diğer hataya geçiş yapan insandır. Tek başınalığı, ara sıra özgür takılmak gerektiğini henüz idrak etmemiştir. Bir daha sürekli ilişkiye girmeye tövbe etmenin eşiğindedir ama bilmiyordur.
-Ya onu kaybeder pişman olursam?
-Ya bunu kaçırır pişman olursam? Soruları arasında git-geller yaşayan risk insanıdır.
Dünyaca Ünlü Kuzey irlandalı flüt virtüözüdür.
1939 yılında irlanda'nın Belfast kasabasında dünyaya gelmiştir.
"Altın flütlü adam" Olarak anılan Galway, küçük yaşta pennywhistle çalmaya başlamıştır.
Guildhall, Royal Collage of Music ve Paris Conservatory gibi okullarda müzik eğitimini tamamlayan sanatçı Jean Pierre Rampal, Geoffrey Gilbert, Marcel Moyse gibi ünlü flüt virtüöz ve eğitmenleri ile çalışmıştır.
Birçok orkestrada flüt sanatçısı olarak çalışan Galway,
1969-1975 yılları arasında Herbert von Karajan yönetimindeki Berlin Filarmoni orkestrasında 1. flütçü olarak görev yapmıştır.
1975 yılında solo kariyerine başlayan sanatçı, dünyanın heryerinde sayısız konserler vermiş ve birçok plak, kaset ve cd doldurmuştur.
Flüt sanatçısı olan eşi Jeanne ile isviçrede yaşayan Galway, 2001 yılında Kraliçe Elizabeth II tarafından "Sir" ünvanı ile onurlandırılmıştır. Klasikten popa, cazdan latin müziklerine kadar birçok türden müziği yorumlayan James Galway, Flüt Enstrümanını insanlara sevdiren veileri tekniklerde kullanan gelmiş geçmiş en önemli sanatçılardan biridir.
Bursa'da en güzel ve manzaralı noktalardan biri olan setbaşı köprüsü kenarında yer alan tarihi kahve. Eski Bursa fotoğraflarında da görülen bu sevimli kahve, tarihi ahşap binası ve uzun bir döneme şahitlik etmiş bahçesi ile birçok insanın uğrak yeri idi. Okey taşlarının ve çay kaşıklarının sesleri ile kadınlı erkekli, öğrencisinden sanatçısına kadar birçok farklı tabakadan insana sohbet mekanı olmuş olan Mahfel, 1999 civarında şaibeli bir yangın ile kül oldu. Tarihi yapının küllerinin yerine, 2000 yılında beton soğuk bir bina dikildi ve mado firmasının tabelası bu binayı süslemeye başladı. Mahfel o tarihten itibaren derin bir sessizliğe bürünmüş ve insanlara küsmüştür. Ne o eski müşteri profili vardır yerinde, ne de sadece demli çayın ve türk kahvesinin tadını verir şimdiki kalabalık menü.
Türkiye'nin önüne sunulmuş boş ve amaçsız bir idealdir. Türk halkının kafasını yersiz ve gereksiz bir hayal ile boş yere meşgul etmektir. Kendi kendine yetebilmenin öneminin anlaşılması gerektiği andır.
Kafayı şekillendirmeye psikolojik olarak hazırlnıp, randevuya dakikalar kala banyoda jöle kalmadığının görüldüğü an başvurulan yoldur. Limonu kafaya mı, ele mi sıkma arası gitgeller yaşanır, taşlaşan saçları görünce işe yaraması hafif rahatlatır insanı.
