Arabesk filmindeki Müjde Ar'ın gelinlikle kahveye girip: "Beyler, ağalar, istanbul ne tarafta?" diye sorma sahnesidir. En ön masada Tecavüzcü Coşkun oturur ve kahve ahalisinin fermuarları indirirken verdiği cevap: "Gösterelim anam"...
Daha sonra aynı kahveye, kaçan kızı aramaya giden nişanlısı da gelir ve aynı soruyu sorar. Cevabı tahmin edin.
amerika'ya giden bir arkadaşın yemekhanede zencilerin yemek yiyişini gördükten sonra ömür boyunca zenci fantezisinin olmayacağı gerçeğinin resmidir. "bir sevişseydin abi belki geçerdi." tavsiyemin para etmediği durumdur.
öğrencilere okunmasını şart koştuğum, okuyan bir Allah'ın kulunun bile "hocam bu kitabı niye seçtiniz, çok sıkıcı" diyemediği, tekrar okumalarda bile beni sarsmaya devam eden türk edebiyatının şaheserlerinden biri.
piyasadaki birçok "ünlü ?" ve çok satan yazarın neden beş para etmeyecek kalemler olduğunu anlatan çekide hafif yürekte ağır mı ağır bir roman.
askerde, aile iletişim merkezinde günümün 12 saatini masa başında, diğer zamanımı da koğuşta yatarken kargaların ve güvercinlerin tepeden inişini izlediğim aylar boyunca "ulan niye gelirken çantaya atmadım" diye hayıflandığım ama ikincisini almaya da paramın olmadığı başucu roman.
Deep Purple - Smoke on the Water
Sting - An Englishman In New York
George Michael - Careless Whisper
gary moore - still got the blues
Sade - Smooth Operator
Ezginin Günlüğü - Sigaramın Dumanına Sarsam.
ilk siparişimde banka onayı girdikten sonra java uygulaması arıza verip siparişimin göçtüğü, geri iade için 10 gün boyunca tırmalayıp "ilgili" aradığım, yanan siparişe mi yanayım, sisteminizi mi öpeyim diye çelişki ve hayal göçüntüleri yaşayıp ilk iş olarak üyeliğimi iptal ettiğim site.