15 şubat 2014 tarihinde istanbul da saraçhane de 10bin kişilik katılımlı pkk mitingi düzenlendi.
mitingde pkk bayrakları ve apo posterleri sıkça vardı.
ardından kalabalık yürüyüşe geçti, bisikletçiler çarşısı olarak bilinen yerden geçen sürü yürüyüşünü devam ettirdi.
etrafta tek bir polis dahi yoktu.
devletimizin polisi geçen hafta atatürkçüleri ankara da gaza tazyiğe boğmuştu.
ancak istanbul un göbeğinde pkk lılara çıt çıkmadı.
"doğan avcıoğlu bir jön türk'ün ardından" adlı kitabı bulunmaktadır.
Avcıoğlu'nun en güzel yazılarını derleyip kitap haline getirmiş olan yazar oldukça başarılı bir çalışma yapmıştır.
sayesinde doğan avcıoğlu nu daha yakından tanıyorsunuz.
Doğan Avcıoğlu'nun dilimize kazandırdığı bir deyim..
osmanlı'nın son dönemlerinde sefaretlerin yönetimine kaldığını dile getirir..
günümüzde de dış politikamızda benzer durumlar yaşanmaktatır..
sefaretler gelirler, bizleri bilgilendirirler ve politikamız mutemadiyen değişir..
--spoiler--
- Bir devlette iki kuvvet olur. Biri yukarıdan, biri aşağıdan gelir. Bizim memlekette yukarıdan gelen kuvvet (padişah), cümlemizi eziyor. Aşağıdan ise (halk), bir kuvvet hasıl etmeye imkân yoktur. Bunun için pabuççu muştası gibi yandan bir kuvvet kullanmaya muhtacız. O kuvvetler de sefaretlerdir.
işte bir bölümüne Osmanlı Devleti’nin gerçekten muhtaç olduğu reformlar, pabuççu muştasının yandan desteğiyle yapılır. Namık Kemal gibi büyük bir yurtsever dahi, ‘pabuççu muştasıyla çağdaşlaşma yöntemini savunur:
--spoiler--
--spoiler--
Oysa emperyalist devletin pabuççu muştasıyla çağdaş uygarlığa ulaşılamayacağını, yalnızca sömürgeleşileceğini görmek çok kolaydı. ingiltere yönetimindeki Hindistan ve Osmanlı'dan Fransa'ya geçen Cezayir gözler önündeydi. Buralarda insan hakları değil, sömürge statüsü uygulanıyordu. Toprakları zorla ellerinden alınan Cezayirliler açlığa mahkûm ediliyor, vatandaşlık statüsü yalnız Avrupalı göçmenlere tanınıyordu. Yeni Osmanlılar bunu biliyorlardı, ama ne yukarıya ve ne de aşağıya, yani halka güvenemediklerinden pabuççu muştası arıyorlardı. Tıpkı bugün batacağını bile bile birkaç kuruş parasını, çaresizlikten yüzde 12 aylık faiz vaat eden tefeci bankere yatıran saadet zinciri peşindeki dar gelirli memurlar ve emekliler gibi...
--spoiler--