Anlaşılamamak bence dünyanın en kötü hissi. Karşında değer verdiğin biri var ona en iyi şekilde kendimi nasıl ifade ederim diye çabalıyorsun fakat karşı tarafın anladığı şey koca bir boşluk. Anlasa da bazen yanlış anlıyor. insan ilişkileri zormuş yaş aldıkça daha iyi anlıyor insan.
Kimin doğru veya eğri olduğunu tartışmamak lazım. Olan oldu oylar verildi. Sadece tek temennim şudur, umarım sayın cumhurbaşkanı %52 oya sevinmeyi bırakıp 48'lik kısma da kulak verir ve herkesi kucaklamaya çalışır. Ümidim yok ama bakalım ümit etmekten başka çaremiz kalmadı.
Hele sevdiğiniz insan tarafındansa çok üzer. Sevdiğim biri uzun yola çıkacaktı. Binince haber ver dedim. iki cümle yazamamış bana whatsappda başkasına yazabilmiş. Trip atınca boş boş trip atıyor oldum. Oysa isteğim önceliğinin ben olmasıydı. Bana da yazabilirdi girip. Bahanelerini saydı ben de dinledim. Kuru bir özür ve kapanış. Oysa özür istemiyordum sadece beni kırdığını gerçekten anlasın istedim, oysa o bahaneler sunmakla meşguldu. Baktı iş uzuyor özür diledi ve yazış o yazış. Tekrar yazmadı. Ben de tribimle kaldım. Sevdiğim biri tarafından yapılınca böyle şeyler kalbim 1000 parçaya bölünüyor. Önceliğinin önceliği olamamak üzücü. Anlatsam da anlamıyor bari içimdekini buraya dökeyim bir nebze rahatlarım.
Yandaki eşekoğlu eşek komşumun türkü çığırma sesine uyandım. Görgüsüz eşek. Duvara vurup uyarınca geri duvara vurdu. Yat uyu be zıbar seni mi dinleyeceğiz dedim de anladı dana sesinin geldiğini. Abi gerçekten gidin mağaranıza geri dönün. Ben komşum rahatsız olmasın diye saçımı bile kurutmadan uyuyorum bu gece.
Mayıs ayının sıcak ama terletmeyen bir gününde, açmışım sandalyemi elimde kahvem yanımda eşim gözümde gözlüğüm. Güneşin bedenimi ısıtışını hissediyorum ama yakmıyor. Sonra dayanamayıp çimlerde uzanıp bulutlara bakıp, bulutları nesnelere benzetmece oynamak. Güzel bir bahar ayında Beşiktaş'taki Ortaköy'e uzanan o ağaçlı yolda yürümek. Belki güzel bir yaz gününde adalarda bisiklet sürmek.
Aleyna tilki ile katılırlarsa olabilir. Düzgün giyinir sadece şarkıyı söyler inerse bence bu iş olur. Bunu aleyna'nın hayatından bağımsız düşünerek yazıyorum. Sesi güzel avrupai bir tarzı var hem genç.
Dünyanın en güzel şeyi ve bir o kadar da yorucu eylemi.Asla yapmam dediğini insana yaptırır. Delilikle akıllılık arasında gidip gelmek. Bazen onunlayken dünyanın en güçlü en yenilmezi hissedersin. Onunla değilken de üzgün mutsuz huysuz olursun. Değişik bir ruh durumu. Herkesin bir gün tatması dileğiyle.
Değer vermeyeceğini bile bile, asla değişmeyeceğini bile bile biriyle uzun süre arkadaşlığımı sürdürdüm. Kıskanıyordu beni ağzıyla söylüyordu. Problemleri var boşver yanında ol diyordum. Sen de tek bırakma. En sonunda enayiliğime doydum da iletişimi kestim.
Koca bir hiç artık. Ne desek ne söylesek boşunaymış gibi geliyor. Cahil yine aynı cahilliğiyle devam ediyor. Bir şeyler anlattığımla kalıyorum. Kendime saygı duyuyorum ve cahille sohbeti kesiyorum.
Ben de kendisi gibi çorbayı ve diğer yemekleri lav sıcaklığına gelene kadar ısıtırım ve sonra soğumasını beklerim. Birbirini gösteren iki sipaydi görseli, eklemişim farz edin.
En son gittiği Fast food dükkanında kartından 65 yerine 665 tl çekilmiş kişidir belki. Beni paranoyak yaptılar. 10 tl bile olsa aldığım bakıyorum artık. Güvenim kalmadı kimseye.
Tatilde olmayı isterdim. Denizden gelmişsin, duşunu almışsın, hafif nemli saçlarınla güzelce uyumuşsun. Akşam yemeğinde karışık kızartma ve karpuz var. Rüzgar hafif hafif eserken, sen bir kızartmadan bir karpuzdan yiyorsun. Yüzün tuzdan ve güneşten kızarmış. Rüzgar her tenine değdiğinde hafif bir acı hissediyorsun. Sonra o güzel balkonda sohbet muhabbet ede ede bir demlik çay içiyorsun. Kafamı toparlayacak ortam bu.
Yeterince yoğun ve yorucu bir hayatım var. Bir nebzede olsa sevdiklerimle vakit geçirmek bana iyi hissettiriyor. Sadece son 2 haftadır bağıra bağıra boş bir yerde ağlamak istiyorum. Olan durumlar, onca insan, onca çocuk. Acılarını ve kaygılarını yüreğimde hissediyor en az onlar kadar acı çekiyorum. Nasıl düzelir bu kadar yara, bu psikolojik hasarlar nasıl düzelir, acaba tekrar mutlu olurlar mı? Hayatları nasıldı ve bundan sonra nasıl olacak? Diye düşünmekten kendimi alamıyorum. Bundan 2 Ay öncesine kadar üzüldüğüm her şeyin ne kadar saçma ve gereksiz olduğunu fark ettim. Üzüldüğüm ve takıldığım her şeyden nefret ettim. Bencilliğime kızdım. Umarım her şey gönlümüzce olur ve bu süreci en hasarsız şekilde atlatırız.
Çok nitelikli bir okuldan iyi bir puanla mezun oldum.Matematik neti yapamayanlari öğretmenlik fakültesine alanlara sor bunu bu ne benim ne de başka birinin problemi. Devlet açmasın o zaman o kadar fakülteyi puanları yükseltsin. Sizin şahsınıza da yazılmış bir yazı değil sadece olayları tek yönlü değil çok yönlü değerlendirin. Niteliksiz bir sürü kişi var hakkıyla yapmayan ama bunları burada bize değil onları hala öğretmen olarak barındıran devlete sor??? Neden o kadar fakülteyi açıp o kadar insani alıp istihdam alanını daraltıyor??
Hakkınızı helal etmeyin zaten sorun yok. Bir mesleği kolay ve küçük görenlere neden bu mesleği seçmediklerini sormak istiyorum ve özel okulda çalışan öğretmenler ile ilgi zerre bilgisi olmayanlar doluşmuş başlığa. Herkesin işi bu ülkede en zorudur, en yorucusudur. 2 saat çocuk ağlasa nereye kaçacağını bilmeyenler gelmiş burada yorum atıp tutuyor. Aynen kardeşim kolay meslek gel yap o zaman yazma diyen mi oldu. Mis gibi de puan yapar atanırdın. Sizin gibiler yüzünden zaten bu ülke gelişmiyor. Geleceğin doktorunu mühendisini pilotunu ve daha nicelerini yetiştiren adamların alacağı parada gözünüz var. Yıkılan binaların hepsi hak yemekten haram yemekten eğitimsizlik ve cahillikten oldu. Bunların hepsi eğitim ile düzelecek şeyler. Bu eğitimci napsin ayın sonunu nasıl getireceğim diye mi düşünsün? Bunun kaygısını duyan biri nasıl iyi bir eğitim verebilir? Her öğretmen aynıdır demiyorum. Devletin her öğretmeni sıkı denetime tabi tutması gerekiyor. Denetlensinler işini doğru yapmayan düzgün yapmayan devam etmesin. Buna ben de katılıyorum.