selam arkadaşlar. -pat diye giricem konuya unutmuşuz yazmayı- neyse lise 3 de uludağ sözlükle tanıştım. yaklaşık 2 sene kadar aktif bir üyeyken ne olduysa oldu, sözlük ortamından soğuyup tiksinmeye başlayıp yazmayı bıraktım. aradan üç sene geçti, aklıma bir şiir takıldı önce. sözlükte yazarken favorilerime eklediğim bir şiirdi bu, hatırlayamadığım için az önce tekrar giriş yaptım. ilk başta nedenini anlayamadığım bir şekilde sözlüğe giriş yapma isteği ciddi bir şekilde midemi bulandırdı. işimi gördükten sonra çıkış da yapmak istemedim ama bir bakayım neler yazmışım zamanında dedim.
okumaz olaydım okumaz. ben ne salak bir ergenmişim öyle o mide boşuna bulanmamış. sözlüğü beynimin çöplüğü yapmışım da bilinçaltımın zehrini akıtmışım buralara meğer. potansiyel sapık, zevzek, ukala, gerzek neyim varsa apaçık önüme serildi hepsi.
kısacası genç arkadaşlarım siz siz olun sözlükte ergenliğin tadını çıkarın ama bokunu çıkarmayın. sonra dönüp bakınca vallahi çocukluğunuzdan iğreniyorsunuz.
belki tek bir sözdür veya fısıltıdır ardından söylediğiniz hatta belki de yalnızca bir bakıştır aşağılayan. unutmayın ki aşağılamasına maruz kaldığı tek insan siz değilsiniz, kim bilir neleri biriktirmiştir o kişi.
dediğim o ki bir insanın ölümüne sebep olabilecek kadar ağır sonuçları vardır ve akıl sağlığı yerinde olan hiçbir kimse bir başkasının ölümünde payı olsun istemez.
bir senenin sonunda nihayet bugün sözlük yazarının yaptığı eylemdir.
onu hatırlattığı için arka arkaya dinleme cesaretinde bulunulamayan bütün şarkılar arka arkaya dinlenildi.
bakılmaya cesaret edilemeyen tüm fotoğraflara itinayla bakıldı.
hatta sonra beraber sık sık oynardık diye oynanmayan doodle jump bile oynandı.
gece gece ağzıma ettim belki ama sonunda başardım. her ne kadar zor olsa da yazarın tavsiyesidir, acısa da öldürmez.
Biri gelir ödevlerimi kontrol etsene der.
Biri durur durur ben annemi özledim der ağlar.
Bir tanesi gider kabus görür uyuyana kadar elimi tutsana der.
Oda arkadaşı mıyım çocuk bakıcısı mı belli değil amk.
en akla hayale gelmedik şeyleri koyarlar bazen. hatta bu kez bir kuş sütü yok diye midir nedir bavulu açtığımda arı sütü denen bir kavanoz balımsı bir maddeyle karşılaştım.
ani bir hareketle sağ ayağı bi adım öne vurup "pişşt" demek birinciliği açık arayla kapmaktadır.
ayıptır kardeşlerim yapmayın böyle şeyler sonuçta o da bir insa.. pardon kedi.
evet, bu zavallı yazar gibi bazılarının yaşadığı kahrolası durumdur. kişide ileriki hayatında büyük rahatsızlıklara yol açabilecek ciddi bir durumdur ve ölüm tehlikesi vardır. bu benzetme size yapıldıktan sonraki etkileri şunlardır:
-baş dönmesi, kulaklarda uğuldama, algı bozukluğu ile birlikte ilk semptomlar görülür.
-hemen arkasından şanslıysanız bayılırsınız, değilseniz bu etkiler yerini hiçbir şey hissetmeme isteği, çökkünlük vb. duygulara bırakır.
-3 dakikalık bu süreçten sonra ise yok olma isteğine bağlı olarak kişide intihar düşünceleri başlar.
-bu ilk etkilerden sonra ise hasta, kişisel yapısına bağlı olarak ya en yakın cama koşarak intihar girişiminde bulunur, ya da kaderiyle savaşma sürecine girer.
not: etkiler çok hızlı bir şekilde gerçekleştiğinden maalesef ilkyardım çoğunlukla uygulanamamaktaadır. kişinin bundan sonraki yaşantısında travmanın etkilerini en aza indirebilmesi için psikolojik destek alması şarttır.
şimdi niye küfür ediliyor ki bunlara önce dönüp de bi bakalım kendimize. en basitinden suriye de şu an neler yaşandığı ortada. gülüp yiyip içerken bu acaba hanginizin şeyinde.. ?