ekşi sözlükteki miğfer ile rumuz benzerliği dışında hiçbir alakası olmayandır.
uludağsözlük dışında, ne ekşide ne de klonlarında üyeliğimiz de yoktur. ayrıca miğfer rumuzunu sadece burada kullanmaktayız. internette farklı platformlarda farklı rumuzlar kullanırız ilke olarak.
bu kısa açıklamayı yapmak zorunda hissettim kendimi çünkü burada yazdığım her şeyden sadece ben sorumluyum. başkalarının bizim yazdığımız şeylerden dolayı zan altında kalmasına razı gelemeyiz.
ayrıca bugune kadar ne yazdıysak hepsinin sonuna kadar arkasındayız. *
Hangi ırktan, hangi soydan geldiğidir. ecnebi soylularla karışan milletlerin nasıl yok olduğunu, ırksal niteliklerini nasıl kaybettikleri ve sair bilgiler türk çocuklarına verilmelidir.
diğerleri ne halt ederse etsin. Türk çocukları ırk bilincini mutlaka edinmelidir.
cühela komunistlerin sandığı gibi bir burjuva rejimi değildir. Faşizm bir orta sınıf ideolojisidir ve büyük sermayeyi, kapitalist/liberal sistemi red eyler. yakın dönem faşist hareketinin büyük kuramcısı italyan fikir adamı giovanni gentile de liberal-kapitalist politikaları ahlak dışı olarak nitelemiştir.
faşizm sınıf çatısmasını ortadan kaldırıp tüm toplum kesimlerinin tek merkezden temsil edilmesini öngörür. netekim nazi almanyasında ve faşist italya'da tüm sermaye sahibi işverenler ve kol işçisi emekçiler kurulan korporasyonlar ile bir araya gelmiş bir çeşit üreticiler birliği kurulmuş, çıkarılan yasalar ile cahil köylülerin topraklarına büyük sermaye sahipleri tarafından el konulmasına engel olunmuştur.
evlilik dışı cinsel ilişkidir, zinadır, yozlaşmadır, iddaa kuponu doldurmacadır. şayet olması gerekeni, ilimi irfanı arıyorsanız yormayın kendinizi, bulamazsınız.
her biri ayrı makamda okunur. bu makamların bestekarı ise büyük türk musikicisi dede efendi dir. Türkiye'de özgürce okunabilmesini uluğ başbuğumuz atatürk'e ve silah arkadaşlarına borçluyuzdur.
suriyenin başkenti. bir dönem emevilerin başkentliğini de yapmıştır. hz muhammed in kızı zeynep ve son osmanlı padişahı vahdettin'in mezarları burada bulunur.
asırlardan beri hristiyan batı dünyasının özgün bir objesi olduğu sanılan fakat biraz saksıyı çalıştırınca hiç de öyle olmadığı anlaşılacak olan hede.
şöyle ki noel baba haddi zatında doğu müslüman halklarına mahsus senkretik bir varlık olan hızır aleyhisselam'dan başkası değildir.
dış görünümü, kırmızı giymesi, ak sakallı olması, çocuklara hediyeler vermesi ve sair özellikleri ile noel baba bariz bir şekilde hızır aleyhisselam'ın hristiyan batı dünyası tarafından üretilmiş yan sanayisidir.
ayrıca bu 10 numara tespitinden ötürü pek sevgili pederime şükranlarımı arzeylerim.
çocukları stadyumlara doldurup 50 cent müziği eşliğinde ellerindeki ponpon topları sallattırıp step yaptırılarak kutlanıldığı sanılan bayram.
çocuklara amerikan zibidilerinin müziği eşliğinde ulusal egemenlik bayramını kutlatıp, sonra da onlardan ulusal bilinç ve bağımsızlık iradesi beklemek bir abes olmuyor mu?
az kaldı amma durun. o çocukların ellerinden ponpon toplarını alıp, mete han'ın armağanı geyik boynuzundan yaylar ve çifte su verilmiş kılıçlar vermeye az kaldı. çünkü bu ülkeyi sevgi pıtırcıkları değil, savaşçı nesiller kurtaracaktır.
ortaokul ve dengi yaş düzeyine hitap eden yazar. tarzını eleştirmiycem. yanlız bu insan haftalardır çok satanlar listesinin en üst basamaklarında hep. zaten ülkede kitapla okumayla haşır neşir olan insan bir avuç kaldı. onlar da bu saçmalıkları okuyorsa fena, şer.
akp hükümeti tarafından sevilmenize, baştacı yapılmanıza vesile olacak durum. tescilli islam düşmanı rasmussen'in nato genel sekreterliğine şak diye onay vermeleri, dünyanın her yerinde milyonlarca müslümanı kesen emperyallerin türkiye taşeronluğunu yapmaları ve sair uygulamaları bunun en büyük kanıtıdır.
kıssadan hisse, akp'ye yaranmak istiyorsan müslüman düşmanı olacaksın nokta.
süper bir polisiye roman yazarı. romanlarının en büyük ortak noktası katilin neredeyse kitabın son sayfasına kadar belli olmamasıdır. ve genellikle katil hep en umulmadık kişi çıkar. etnik unsurları daha az kullansa daha çok severek okuyacağız kendisini.
uluğ türk şah ismail'in şiirlerinde kullandığı mahlastır. bu mahlas ile yazdığı şiirlerini 'divan' ve 'dekname' isimli eserlerinde külliyat haline getirmiştir.
şiirlerinde arı bir türkçe'den başka bir dil kullanmamış, farsça yazan yavuz gibi türk diline ihanet etmemiştir.
deyişleri bugune değin alevi cemlerinde söylenegelmiştir. bu noktadan hareketle alevi kandaşlara moskova uşağı, polonya yahudisi nazım hikmet verzanski'ye değil, öz ataları şah hatayi'ye sahip çıkmalarını, 500 yıldan beri o'na çirkin iftiralarla diş uzatan türklük düşmanlarıyla mücadele etmelerini salık veririz.
çün bizim özümüz ondadır, şah hatay bizim başbuğumuzdur.
büyük türkçü nihal atsız a ait vecize. orjinali 'insaniyetlik köpekliktir' şeklindedir. atsız, çanakkale'ye yürüyüş isimli broşüründe sarfetmiştir bu 10 numara vecizeyi. *
yalakanın tekidir. farsca bilen saray erkanına ve dönemin entellektüel kesimine yalakalık olsun eserlerini ve fikirlerini farsça belirtmiştir. şayet görüşlerinde samimi olsa ve bunları geniş halk kesimlerinin öğrenmesini istese idi türk ilinde türkçe yazardı. zira bu saray erkanı ve entellektüel kesim dışında kimse farsca dan anlamaz bilmezdi.
ayrıca buz gibi de moğol ajanıydı. savaşçı türkmen boylarını insaniyetlik masalıyla gevşetmel için yollanan bir ajan.
yanlıştır. bir kere tanrıyı inkar etmek söz konusu oldumuydu komunizmin eline hiçbir ideoloji su dökemez.
sonra faşizm = ırkçılık demek değildir. bunu başka bir vesile ile açıklarız.
faşizm - din ilişkisine gelince. tanrı kuran-ı kerim de 'biz sizi kavimler halinde yarattık' demiştir. bunların hepsi eşit olsa idi birbirlerinden farklı fiziki ve manevi ayırt edici nitelikleri olan ırkları yaratmazdı. tek tip bir ırk yaratır çıkardı.
bazı ırklar üstün bazıları ise zayıf olarak yaratılmıştır. bugune kadar güçlü olan zayıf olanı yönetmiştir. aynı şey tek tek insanlar içinde geçerlidir.
hulasa faşizm ya da ırkçılık adına her ne derseniz deyin, tanrı sözünü takdis etmekten başka bir şey değildir. her ırka hak ettiği değer verilmelidir.
hz ali'nin kahramanlıklarını anlatan türk halk hikayelerinden biri. hz muhammed'in komuta ettiği islam ordusunun şam yolu üzerinde yahudilerin elinde bulunan hayber kalesini ele geçirmesini, kahramanlıklarıyla kalenin alınmasını sağlayan hz ali'nin çölde başından geçen maceralarını anlatır. züğürt ağanın, hz ali'nin en sevdiğim macerası dediği hikaye bu dur.
iç karartan bir şehir. sanki savaştan yeni çıkmış da yeniden imar ediliyor gibi. güneşi günlerce göremediğiniz olur. demir çelik fabrikasının çıkardığı dumanlar tüm gökyüzünü kaplar ve hiç gitmez.
bir de oldukça muhafazakar bir yapısı var. bunu takdir amaçlı söylüyorum. sokaklarında fingirdeşen, cemiyetimizin değerlerine ters düşen hareketlerde bulunan yoz tiplere neredeyse hiç rastlanılmıyor.
yine de yaşanacak bir şehir değil kesinlikle. oralıysanız sorun yok. ama dışardan geldiyseniz işiniz çok zor.
5 sene sonra gerekli işlemleri tamamlayıp vesikalı bir orospu olabilir. şimdilik daha daha sabidir sübyandır. çükümüz kalkmaz ona.
insanlar da bir garabet oldu. bedava ona buna vurdursun demeyi medeniyet ölçüsü olarak kabul ederken, hem vurdursun hem çorbasını kazansın diyene de yobaz diyesi oldular.
bak ben kolay kolay akıl vermem adama. 16 yaşında olup düzüşen kız, sana diyorum. 5 sene daha böyle idare et, sonra git vesikanı al. bulunsun yanında delmez cebini valla bak.