geçmiş zamanda travmalar yaşamış olma olasılığı yüksek. aile içindeki diyaloglar, çevre ve aile baskısı, yine geçmişte bilinç altına yerleşmiş düşünceler de bu duruma sebebiyet vermiş olabilir. bilinç altına yerleşmiş olan düşüncelerin kız kardeşi ile alakası olması gerekmiyor. dinsel sebepler ve düşünceler de buna neden olabilir.
ezcümle, kısa zamanda tedavi görmesi gereken kişidir.
ayrıca orospu çocuğu, şerefsiz, haysiyetsiz değildir. tedaviye muhtaç bir insan olarak görüyorum.
aslında hepimizin, insan olabilmemiz için tedaviye ihtiyacı var.
filmin ilk başlarında "aha kesin bu salak suçludur" dedim. dedim ama filmin ortalarında ona karşı olan şüphelerim kayboldu gibi oldu* ve tüm radarlarımı açtım ve dikkatimi dean keaton'a verdim. hatta film bitmeden 15 sn önce bile hala onun keyser söze olduğunu düşünüyordum. -ki sorgulayan kişide o şekilde düşünüyordu. ya da o öyle düşündüğü için ben de onun gibi düşünüyordum.* ezcümle, son 15 sn hep beraber göt olduk.
yalnız mcmanus'tan hiç şüphelenmedim. o kadar amerikan filmi izledik sonuçta. o değildi kesinlikle.
ama hocalarımız ne demişti? ilk verdiğiniz cevaplar ve ilk hissetikleriniz, her zaman olmasada, çoğu zaman doğrudur. *
kızların gereksiz aktiviteleri, boşa zaman harcadıkları mekanlar pek yoktur. bu sebepten dolayı okulu bitirdikten sonraki ilk işleri, iş bulmaktır. hatta erkeklerin bir çoğu işe girmek için okulun bitmesini beklerken, birçok kadın daha okul bitmeden iş hayatına atılıyor. artı ekonomik özgürlük onlar için önemli. bir kızın, bir erkeğe muhtaç kalması demek, hayatına son vermesi demektir. bu kadar vahim durum. onur meselesi. ben de kadın olsaydım, bir erkeğe muhtaç bir şekilde yaşam sürmeyi kabullenemezdim. "senin paran senin", "benim param benim" şeklinde ayrımcılık teşkil edecek durumlar meydana getirmezdim ama çorbada benim de tuzumun olmasını isterdim.
özelliği, insanı düşünmeye teşvik etmesi ve hayal gücünü geniş tutmasına yardımcı oluşu. ben batı'nın bugün bu kadar gelişmiş olmasına bir etken olarak görüyorum klasik müziği. hem de büyük bir etken.
mustafa koç'un beyanı bile wikileaks belgeleri arasında yer alıyorsa ve bu beyan şahıs tarafından doğrulanıyorsa, wikileaks'in güvenilirliği yüksek diyebiliriz. ayrıca, "o değilde bir wikileaks vardı ne oldu ona?" demek istiyorum.
hemen hemen her gün meydana gelen bir eylem zaten. yakılır yani, yakma diyemezsin. bayrak yakıp rahatlıyorlarsa, bırakın yaksınlar. her gün binlercesi üretiliyor. manevi boyutunu tartışmak anlamsız. manevi değerini anlayabilmiş olsalardı zaten yakma teşebbüsünde bulunmazlardı. kutsal olan bayrak değil, yaşanmışlıklardır, düşüncelerdir. onlarda bunu anlayabilecek durumda değiller zaten.
burada da hukukçular kesin bir hükme varamamışlar malesef. büyük bir ihtimal çoğunluğu genç. kimi dördüncü maddenin dahi değiştirilemeyeceğini savunurken, kimisi ise değiştirilebilir diyor. sözde anayasamıza güveniyoruz ama sorunsallar ile dolu.
birinci madde, devletin şeklinden,
ikinci madde, cumhuriyetin niteliklerinden,
üçüncü madde, devletin bütünlüğü, resmî dili, bayrağı, millî marşı ve başkenti'nden,
dördüncü madde ise bu ilk 3 maddenin hükümlerinin hiçbir suretle değiştirilemeyeceğinden ve değiştirilmesinin teklif dahi edilemeyeceğinden bahseder.
yalnız benim kafamı karıştıran bir şey var. dördüncü maddenin değiştirilemeyeceği ve değiştirilmesinin teklif dahi edilemeceğine dair bir hüküm yok. dördüncü maddede sadece ilk üç madde değiştirilemez ibaresi yer alıyor.
şimdi ben varsayıyorum; anayasayı değiştirebilecek ya da değiştirilmesini teklif edebilecek bir yetkiye sahibim ve dördüncü maddenin değiştirilip değiştirilmeceğine dair herhangi bir hüküm görmedim. dolayısıyla ben dördüncü maddedeki hükümleri ya toptan kaldırmak istedim ya da hükümleri değiştirmek istedim. ve ben bu hükmü diyelim değiştirmek istedim ve anayasanın ilk 3 maddesindeki hükümlerin değiştirilemeyeceğine dair yazılı olan hükümleri değiştirdim. o halde kim bana bu ilk 3 maddenin artık hiçbir suretle değiştirelemez maddeler olduğunu savunabilir?
ben anayasacı veya hukukçu filan değilim. eğer aramızda anayasacılar, hukukçular filan varsa bana bunun açıklamasını yapmalarını kendilerinden rica ediyorum. bu benim kafamı karıştırdı epey.
stancu için 5 milyon euro verildi. bu adam için de gönül rahatlığıyla verilebilir o miktar. kendisi 27 yaşında. galatasaray, bu adamı alırsa ve uzun süreli, ciddi bir sakatlık yaşamaz ise, kalede 10 yılını sağlama almış olur. beşiktaş alacak durumda değil zaten. çünkü yabancı limitini bir kaleci ile dolduracağını sanmıyorum. fenerbahçe'nin elinde gayet iyi bir kaleci var zaten. hem de türk. trabzonspor'un kalecisi de belli. bu adam türkiye ligi içerisinde bir tek bize kalıyor. acilen almalıyız!
futbol hayatı boyunca birden fazla gol kralı olan futbolcu sayısı azdır. güiza zaten bir kez gol kralı olmuştu. hem de ispanya'da. belanızı mı istiyorsunuz? evet, yanlış duymadın. koyu bir güiza savunucusuyum. ispanya milli takımının en iyi döneminde bile milli takımda yer almış, hatta zaman zaman oynama fırsatı yakalayabilmiş bir oyuncudan bahsediyoruz. sizin gibilerin ağzında sakız oldu herif. yanarım yanarım da buna yanarım.
maç şimdi biraz daha farklı olabilir. drogba uyuzu çıktı çünkü. umarım türkiye'ye filan gelmez. özellikle galatasaray'a hiç gelmesin. tek başına takımı yok edebilecek bir kapasiteye sahip kendisi.