Facebook daha özel ve samimi. Twitter daha evrensel ve geniş. Facebook'ta yakınlarını takip ediyorsun, twitterda gündemi ve farklı görüşleri. Twitterda daha kendin gibisin. Facebook'ta çevrenin sen de olmasını istediği özelliklerdeki biri gibi. Facebook'ta kullanıcı fazla olabilir ama paylaşım sıklığı twitter'a nazaran az. Twitter da Facebook'a nazaran daha özgürce paylaşımlar yapılabiliyor. Dilleri birbirinden çok farklı kullanıcı kitlesi de. Özellikle gezi olaylarıyla birlikte Twitter kullanıcısı arttı. Çünkü enformasyon ihtiyacı var. Bana kalırsa twitter> face. Face'de daha çok görseller ve videolar konuşuyor.
Twitterda ki en anlamlı cümlelere şahit oldum. Demet Evgar yazdı veya yazmadı önemli değil. Önemli olan ifade edilenler ve cümlelerin taşıdığı anlam. Velev ki bunu bir başkası yazdı o kişinin yazdıklarını takip etmek isterim. Halkın seçim özgürlüğü var ve beğenileri önemli ama şu an ki sistem içinde kitleler de uyuşturuldu. Sürekli öne sürülenlerle halkın beğeni düzeyi düşürüldü.
Reklamın iyisi kötüsü vardır fakat gün geçtikçe reklamın iyisi kötüsü olmaz sözünü gerçek kılmaya başlıyoruz. Normalde magazinde geçerli olan bu cümle ürünler arasında da kendinden söz ettirir oldu.Herkes reklamın saçmalığının ve komikliğinin farkında kalite düşüyor ama satışlar yükseliyor ironik(!)
Yazılanları okuduğum kadarıyla kızın saldırgan tavırları olduğu ve diğer çocuklara zarar verdiği yazılmış. Eğer durum bu ise diğer ebeveynlerin istekleri göz önünde bulundurulmamıs ve onlar protesto yapmaya itilmis olabilir. Bu durum da onlara haksizsiniz diyemeyiz çünkü çocukları okula gitmek istemeyebilir ve eğitimden soguyabilir. Durum yazıldığı gibi değil de yansitildildigi gibiyse o zaman vah ülkemin insanlarına empati yoksunlugu ne dereceye varmış denebilir.
Videonun kaldırılması gerekir kaldırıldıysa da iyi olmuş çünkü yapılması gereken bu. Insanlar etkileniyor. Her ne kadar kimse örnek almıyor desede bir çok yorum okudum. (inş. ölümüm senin gibi olur, ben de intiharı düşünüyorum, ölüme ozendirdin vs gibi)
Internet ve sosyal medya alanında oldukça bilgili bir kimse. Medyayı o kadar iyi tanır ki videoyu yüklemek için internetin en aktif kullanıldığı sabah saatlerini tercih eder. Düşünüldüğünde intihar eden insanların çoğunun geceyi tercih ettiği fark edilecektir. Medyayı iyi bilen birinin arkasından olacakları da tahmin etmemesi imkansız. Mehmet pişkin en etkileyici kısa filmlerden birini arkasında bırakmıştır öyle ki videonun ışık açıları bile düşünülmüştür. Toplum olarak düşünülmesi gereken insanların kalabalıklar içindeki yalnızlığıdır. Kişiler kendi açılarından değil yalnızca, etraflarindaki insanlara nasıl davrandıklarını da gözden geçirmeliler. Hepimiz öyle bencil önyargılı ve empati yoksunuyuz ki.Insanlarin neler yaşadığı umrumuzda değil. Sosyal medyada bile insanları incitmenin doğurduğu sonuclardan bihaberiz. Hal böyle olduğu halde adamın arkasından (ailesini umursamadan) hakaretler kullanan sadece inancsizdi diyen oh olsun diyen o kadar insan var ki. Tek uzuldugum nokta insanların söylemleri. Belki de bize bir video bırakarak ben bu insanlardan yiprandim işte demeye çalışmıştır. ince bir ruha sahip insanın arkasında gözü yaşlı onca insan bırakması depresyonda olduğunun bir kanıtı ve intiharı kafasında netlestirmis bir insanın geri dönüşü neredeyse imkansız. Videoyu yükleyerek intihardan geri dönüş, erteleme durumunu yok etmeye çalışmış ve toplumu da beraberinde hissetmek istemiş olabilir. Keşke vasiyetine de uyulsaydi dediğim kişidir.
inanan insan için geçerli ve doğru olan bir tespit. bana kalırsa hiçbir yerde bulunamayacak bir huzur verir özellikle sabah namazı. abdestin de bilimsel açıdan insana faydaları yazar. zaten su tüm negatif enerjiyi atar.
Ateist tanıdıklarımın çoğu okumayı ve olaylara farklı perspektiflerden bakmayı seven insanlardı. Görüşlerimiz farklı olmasına rağmen saygı duyarım. Din çatısı altında aşırı uçta davranan ve kitabı yanlış yorumlayıp körü körüne inanan inançlı kesimden iyidir.Genelde bu kesim kadını da ikinci plana atar ve ötekileştirir. Toplumun tabularını ve batıl inanışlarını din zanneder.
intihar eden Mehmet Pişkin ' e gözyaşları sel olsun, ekmek parası için Madende kalan vatan evlatları da basit bir adam olsun (!) kesinlikle birini diğerinden üstün tutmuyorum.Intihar olayı da insanların kendini sorgulaması gereken ve huzunlendiren bir olay ama basit görmek yanlış.
devlet yurduna yerleşemeyen öğrenciler özel yurtlarda pahalı yemeklere para vermek zorunda kalıyor! kimi yurt bile bulamıyor. kimi yerlerde yemek bile verilmiyor dışardan malzemeler veya siparis derken dünya para. Üzüldüm onlara da, yemeğe o kadar para vermek zor olmalı. aldıkları maaş ne ki.
Bu kaçıncı?! Annenin gözleri, babanın oğlum gitti mi şimdi diye soruşu, yüreğini kanatmayan insandan şüphe ederim. Çaresizlik, acı, korkulu bekleyiş. Allah sabır versin.
Yazılanları uzun - kısa farketmez tek tek okuduğum ve artıladığım başlıklar ve içeriklerdir. Yazarlar sadece birbirleri için yazmıyor kamuya hitap ediyor ve Sözlüklerden yorum takip eden ve dikkate alan çok kişi var. Bu nedenle eksiler veya artılar çok önem arz etmiyor. Burada fark yaratmak isteyen kişinin esprili veya yaratıcı ve bilgilendirici bir yazım tarzı olmalı. Sadece popülerlik peşinde olan kişiler diğer mecraları kullanabilir ve takipçi toplayabilirler. Ağlar çeşitli ve geniş.
Sözlüğe yazar olarak katılmadan önce birşeyler merak edip bakmışlığım çoktur. Bu yüzden bu başlıkları açmanız ve yazmanız önemlidir. Sadece yazarlara değil kamuya hitap ediyorsunuz. Bu nedenle eksiler bu kadar değerli olmamalı. Sözlükleri okurken tek sevmediğim durum sürekli olumsuz yazıların olmasıydı. Özellikle ekşi de bu durum çok fazlaydı. ITU bu konuda biraz daha iyi .Katıldıktan sonra çokta iç açıcı ve tartışmaya çeken başlıkların olmadığını farkettim. Arada tek tükte olsa güzel konulara değinilebiliyor tabi.
Onlardan biri de benim sanırım. Üniversite de okuyorum. Bölümüm gereği buraları keşfediyorum ve yazıyorum. Çift Anadal konusunda kararsızım.Yüksek lisans şart ama kısaca yüz alanlar herkes gibi birer insan. Geziyorlar, çalışıyorlar. Yüz almakla alakası yok girişimci ruhlar ve yaratıcı özelliklere sahip kişiler paraya para demez. Muhtemelen çoğu sevdikleri işi yapıyor veya okuyordur çok kazanamasalar bile.
benim bildiğim lucid rüyadan astral'e geçişin kolay olduğu yönünde. Rüyada yapılan bazı tekniklerle Astral gerçekleşmiş oluyor.Ruyamda bilincim hep açık ve herşey net. Rüyadakilerle kaç defa iletişime geçmeye çalıştım.Ruya olduğunun bilincinde olarak onlara sorular yonelttim. Bilinçaltim bana, ben ona oyunlar oynadım durdum. Sonuç yok çünkü yaşadıklarımızın bilinçaltımızın işitsel, görsel şekilde dışa vurumu rüya dedigimiz şeyler.
Adı lucid rüya. Rüyada olduğunun farkına varmak ve yönlendirmek. Bununla ilgili çeşitli kitaplar var ve yöntemleri öğretiliyor. Üstelik kendini geliştirçe gerçeklik algısının arttığı ve kendine rüya aleminde ikinci bir hayat yaratıp devamlılığının sağlanabileceği yazar veya söylenir. bir nevi ınception gibi. Dezavantajları çokmuş depresyon, uyanmak istememek, alışkanlıkların değişmesi, bir daha uyanamamak gibi vs. Bir de Astral vardır.o rüya Aleminden ziyade bedenin dünyada dolasabilmesidir. yarı ölüm hali ama kendine kordonla baglisindir vs. Tehlikeli olduğu söylenir üç harfli boyutuna gitme, arafta kalma, kalp durması gibi gibi böyle uzar gider.
Efendi, sempatik, içten. Şarkıları eğlenceli. En çokta eser-ibo-oğuz arkadaşlığına özeniyorum. Küçüklükten beri bir aradalar farklılar ama bir bütünler. Birbirlerinin her an yanındalar ve destekliyorlar. Kendisi şarkıcılığı daha önemsiyor gibi eser sunuculukta iyi.
Patateslerinden hiç tat almam bu yüzden mümkün olduğunca yemiyorum. Cola zaten sevmiyorum. Hamburger içinde ki etler sağlıklı mı değil. Üstelik hayvanlara işkence çektirdikleri ve tırnağı gibi çeşitli yerlerini de karıştırdıklarını düşününce hem üzülüyorum hem de midem almıyor. Kısacası çok tercih etmem.
1930 yılında, bir grup Alman kimyager su florür takviyesi yoluyla deney yaptı. Amaç nüfus azaltılması ve kadınlarda kısırlığa neden olmasıydı. Nazi esir kamplarında kişiler üzerinde beyin hasarı tespit edildi. Florür'ün yatıştırıcı etkisi vardı ve bireyleri düşünemeyen pasif kitleler haline getiriyordu. Kullandığımız diş macunları sanıldığı kadar masum mu? Kimyager'in ifade ettiğine göre düzenli kullanımla bir süre sonra beyin yetilerini kaybetmeye başlıyor ve düşünemeyen kitleler yaratılıyor. Zaten Dünya'da ki en büyük amaçlardan biri de bu sorgulamayan insanlar (!)medya ile de bunu yapmaya çalışıyorlar. Diş macunlarında ki florürün de diş beyazlatmaya etkisi olmadığı söyleniyor.Insan vücudunda yeteri miktarda mevcutmuş bu nedenle birçok insan içinde florür olmayan diş macunlarina yönelmiş durumda.
An itibariyle mobilden canlı yayınını izlemeye çalıştığım ama izleyemediğim programdır. Sürekli bağlantı kesiliyor. Semih adlı şahsın çok sevileceğini ve yanında sirke getiren kızın neden sirke getirdiğini konuşuyorlardı sanırım.