göz pınarlarım kuruduğu zaman gelip anlat onlara derdini. aşk adına methiyeler düzüp nasıl aşka hakaret ettiğini. tek bir duyguya hitap edemediğin yarı yolda bıraktığın bütün sözlerini . sonra karşılarına geç bir kadehte benim için iç ve aşka yağdır bütün lanetini.
almanyadan turkiyeye beyin göçü yapmış şarkıcı. göç sırasında bazı hasarlar meydana gelmiş olaki ürettiği şarkılarla bizim de beynimizi sulandırmıştır. ilginç bir fun club ı vardır gerekli gereksiz her şarkıda ayağa kalkıp programlarda şakkıdı şakkıdı oynamaktadırlar. sanırım üzüm üzüme baka baka kararıyor.
sevgililerin öpüşüp koklaşma hallerinde aslında başka şeylerle ilgileniyormuş gibi onlara bakmamk için sağa sola kafayı çevirmekten boynun tutulmasıdır. kendinizi salak gibi hisseder içinizden sürekli benim ne işim var burda diye geçirerek geldiğiniz için kendinize küfredersiniz.
parayı attıktan sonra vucut kemiklerini kırarcasına masaj yapan alet. kaçmak istesen ayaklarını da aşağıdan sıkıştırıyor kaçamıyorsunda. eğer ince kemikli ve zayıf biriyseniz masajdan çok işkence aleti gibi de gelebilir size. ama dayak yemiş gibi yapılan masajdan hoşlanıyorsak ve yorgunsak iyi geldiğide bir gerçektir.
yazdığımız, sonrasında oturup tükettiğimiz o yazdıklarımızdan arta kalan yazıların atıldığı yerdir. içimize sindirebildiklerimizi sindirmiş sindiremediklerimizi bir kenara atmışız günbegün birikmiş birikmiş bir gün gelmiş bakmışız ki dağ gibi bir çöplük yaratmışız. ve o çöplükten geriye pis bir koku ve sinekler dağılmış, sonra o sinekler gelip bir gün bizi ısırmış sineklere sinirlenmiş küfürler yağdırmışız. ısırdıkları yerleri kaşıdıkça yaramız daha derinleşmiş kaşımız kanatmışız, kanayan yerlerimize bakıp sözlüğe çamur atmışız. tüm suçu sözlüğe atmışız o sineklere yeni gelen nesillerin adını takmışız bulduğumuz yerde vurup öldürmeye çalışmışız. biz öldürmek istedikçe onlar çoğalmış çoğalmış her yere yayılmış. sonuçta dönüp suçu kendimizde aramamışız iyi yazıları ya da yazarları kaçırmak için her şeyi yaptıktan sonra elimizde kalan bu çöplük içinde dolaştıkça dışardaki yemyeşil doğayı görmez olmuş gözlerimiz. çöplüğü bazen çöplük olmaktan çıkaracak olan yine bizleriz yarattığımız o çöplükten istersek çok güzel bir park ta oluşturabiliriz. birilerinin gelip her şeyi yakıp yıkmalarını beklemektense daha iyi yazanları desteklemeli küstürüp göndermemeliyiz. sonra yapılanlara oturup ağlamamış oluruz...
sözlükte programı hakkında yazılan şeyleri takip ettiğini söyleyen showman. kendisi adına bu işleri yapan asistanları sayesinde gündemi sürekli takip etmekte medyada, internette, özellikle sözlüklerde kendi hakkında ve programı hakkında konuşulanları takip eder. zaman zaman karşısındakini biraz bencilce yargılasa da en azından çoğu zaman karşısındakine haklı yere ağzının payını vermeyi de bilmiştir. okan bayülgen aslında fotoğrafçılık da yapan okuduğu okulu ve geçmişine bakılırsa kültürü oldukça fazla olan bir kişidir. taşıdığı öz güven buradan gelir zannımca tabi birde zeki bir insandır ki sen daha karşısında bir konudan bahsederken oradan bir cümle alıp sana geri sorarak seni kendin ile çeliştirmeyi de başarır. dün geceki programına katılan uludağ sözlük yazarlarına söz hakkı vermiştir. henüz bu sözlükle yeni yeni ısınmaya başladıklarını ifade ederek bunun devamının geleceğinin de sinyalini vermiştir.
çıkardığı albüm satışları artsın diye polemik yapan şarkıcı. dün aksam ki dısko kralında okana çemkirerek ya da stüdyoyu terk ederek pirim yapmakla bir şeyler kazandığını zannediyor. kazanıyordur da muhakkak ama tanıdığım bu konu hakkında konuştuğum herkes haksız duruma düştüğünü söyledi. başkalarının ardından konuşmak yada onları eleştirmek için onların yanlarında olması gerekmediğini kendisi de bilmekte ve bunu geçmişte yaptığını itiraf etmektedir.
muhteşem karikatürleri ile bizi güldüren insan. bir kaç ay önce aldığım penguen de 4 karikatürün ikisi eski ikisi yeni idi sadece. ya karikatür çizmekten sıkıldı ya yeni bir şeyler üretemiyor, üretmesini hasretle bekliyoruz. zira neredeyse tüm karikatürlerini ezberlemiş durumdayız.
kahveleri gayet başarılı olan mekan. kahve yanında ikram edilen nefis kurabiyeleri ile kremalı kahvelerini denemenizi önerebilirim. beyaz çikolatalı mocha tavsiye edilir.
Roland Emmerich yönetmenliğinde çekilen aksiyon dolu bir film. genel eleştirilere katılıyorum amerika her zaman ki gibi dünyayı kurtarıyor buna benzer yüzlercesini izlediğimiz feleket senaryolarından biri bu anlamda kötü. filmin görsel efektleri ise gerçekten çok iyi sizi içine öyle bir çekiyor ki kendinizi bazı sahnelerde sinemanın koltuğuna yapışmış buluyorsunuz. film için aşağı yukarı herkes aynı şeyi söylemiş zaten ama yine de gidip görün kendi tecrübenizi yaşayın. aksiyon severler zaten bu filmi kaçırmayacaklardır.
en son konuk olduğu kenan erçetingöz ün programında boşandığı için çok pişman olduğundan dem vurup yine ağlayan şarkıcıdır. ses rengini beğenirim ama kendisini bu davranışlarından dolayı pek tasvip ettiğim söylenemez. boşanma sırasında hakim de dahil herkes ayrılmamasını öğütlerken o avukatının "eğer vaz geçersen rezil olursun" sözüne itimat ederek boşanmayı tercih etmiş ama yaptığından çok pişman olduğunu telefonla programa katılan eski eşine de söylemiştir. Duygusal bir kişiliktir tahminimce bu kadar duygusal olması yüzünden yanlış kararlar almaktadır.
eve her önüne gelenin giremeyeceği ya da çekmeceyi açamayacağı düşüncesinden yola çıkararak gelen kişinin tanıdık, sevgili yada adayı olduğu varsayılır. bu durumda er kişinin evine gidildiğinde çekmecesinde kadın çorabı ya da doğum kontrol hapı görmekten daha iyidir. çekmeceyi açtığınızda karşınıza rujlar kadın çorapları peruklar çıksa daha mı hoşumuza gidecektir. çok büyütmemek gerekir ortalıkta duracağına en azından çekmecesine koymuştur. kötü süprizlerle karşılaşmak istemiyorsak başkasının eşyalarını izinsiz karıştımamamız gerekir. günlük sosyal dersimizi aldıysak kendi evimize dönme vaktimiz gelmiştir.
sevgili ile yemeğe çıkmak için bire birdir. dışarıda yağmur sıcak bir ortamda aşkın adını gözlerinde okuduğunuz sevdiğinizle yediğiniz yemeğin tanıdı hiçbir şeye değişemezsiniz. kaçamak bir bakışla dudağınıza kondurduğu ufak bir buse ile yüzde bir gülümseme ifadesini yerleştirir akşama kadar bu ifade ile dolaşırsınız.
başkasını sevdiğini itiraf ettiği karısından da aynı yanıtı duyunca şaşısarn afalallayan bir kahramanın öyküsü. yavuz ettiğini bulmuş ama umursamıyorum edasında olsa da kendisini hiç bırakmayacak sandığı karısına tamda başkasını seviyorum dediğinde duyar bu cevabı.. karısı da başkasından hoşlanıyor ama ne yapacağını bilemiyordur... modernleşmeye çalışan ilişkilerin kitabı. okudum, yaşadığımız hayattan çok farklı bulmadım. bu kitabı ben daha iyi yazardım diyebileceğiniz bir kitap. kafa dağıtmak için bire bir.
üniversiteye kızlar için değil okumak için giden büyük ihtimalle diğerlerine göre daha çalışkan olan üniversitelidir. farklı ideolojileri vardır hayatında, önceliği farklıdır... kızlar yerine derslerine dikkat eder bilirki gerçek başarıyı elde ettikten sonra gelen zaferle elde edemeyeceği kız zaten yoktur...
teomana ait şarkının şarkı sözleri ise sanırım şöyleydi.
Mevsim rüzgarları ne zaman eserse,
O zaman hatırlarım
Çocukluk rüyalarım
Şeytan uçurtmalarım.
öper beni annem yanaklarımdan,
Güzel bir rüyada ,
Sanki sevdiklerim hayattalarken hala...
Akşama doğru azalırsa yağmur,
Kız kulesi ve adalar ...
Ah burda olsan çok güzel hala istanbul'da sonbahar...
Her zaman kolay değil,
Sevmeden sevişmek ,
Tanımak bir vücudu yavaşça öğrenmek,
Alışmak ve kaybetmek ...
istanbul bugün yorgun,
Üzgün ve yaşlanmış ,
Biraz kilo almış,
ağlamış yine,
Rimelleri akıyor.
o kadar parası olmayan kişidir. hayatında ferrai görmemiş insan bile vardır. herkesi kullanabileceği ya da herkesin görebileceği bir araç olsa sıradanlaşmaktan zaten kurtulamazdı. bunla ilgili aklıma gelen bir olay söyle gelişmişti: yaklaşık iki ay önce servis ile eve dönerken yanımızdaki ferrarinin de o muazzam istanbul trafiğinde takılı kaldığını gören servis şöförümüzün camı açıp sende aynı trafiktesin bende diye bağırması ve ferrarili havalı gencin camları kapatmaya çalışması sırasındaki yüzündeki ifade görülmeye değerdi. demekki türkiye de ferrari kullanmanın sanıldığı kadar avantajı yokmus.
vakti ya da parası olup kız kulesinde yemek yiyememiş insandır. önceleri kız kulesine giden teknelerin verdiği kuponla bir çay içilebiliniyordu ama şuanda sanırım bu uygulamada kalkmış durumda. yine de kız kulesinde yemek yemek sanıldığı kadar pahalı değildir, dışardaki retorantlarla çok büyük fiyat farklılıkları yoktur. önceden bir rezarvasyon yaptırarak eşsiz manzarası eşliğinde sevdiğinizle özel bir akşam geçirmek için ideal mekanlardan biridir.
her daim çevreden dolaş hedefe öyle ulaş mantığının geçerli olduğu durumdur. arkadaş çevresi ailesi vs gibi hedef seçilen kişinin yakınlarından önce hakkında bilgi toplamak bu sayede onunla ilgili öğrenilenlerin avantajı ile durumdan haberdar olmayan bünyeyi tavlamak olasıdır. tesadüf eseri onun en sevdiği yemekleri yiyen, beğendiği filmleri müzikleri takip eden aynı bakışı taşıyan biri gibi çıkarsınız karşısına buna tepkisiz kalması pek mümkün de değildir açıkçası,kendine bu kadar yakın hissettiği biri ile olmaması içinde bir neden kalmamış olur. çoğu durumda işe yarayan ama ahkali anlamda kandırılmak yerine geçtiği için pek tasvip edilmeyen bir durumdur.
çalıştığınız şirket prensibi gereği izin verilenler arasında olmayıp bu muhteşem günü ofiste, müdürü ile yan yana, 3 kişi oturarak mutsuz bir şekilde geçirmeye neden olan durumdur. aynı durumda çalışmayan arkadaşlarınız tarafından dalga konusu olur bir sonraki tatilde piyangonun onlara vuracağını bilmenin sevinci ile planlar yaparsınız. cumhuriyeti biz kurmadık belki ama bizler yaşatacaksak bu günde de birilerimiz çalışmak zorunda kalabiliyormuş avuntusu ile kendimizi teselli edebiliriz en azından...
oyuna dahil olmak için kenarda bekleyen bekleyişi sırasında bir çok hayal kuran, plan yapan ama oyuna dahil edildiğinde o düşüncelerin hepsini kafasından silip herkes gibi kendini hayatın akışına bırakan insan modelidir. hepimiz aslında kendimizin yedeğiyiz gerektiği yerde kullanmayı bilmeliyiz.
renklerine aşık olan taraftarını yeri gelmiş sevindirmiş sevincine tüm türkiyeyi ortak etmiş yeri gelmiş ağlatmış olan futbol takımıdır. yener yenilir hakkında sürekli yazılar yazılır çizilir eleştirilir. nedense elde ettiği başarıları çoğu kez göz ardı edilen ama yine de yenildiğinde de desteğini her daim arkasında bulacak takımdır.