melankolix84
84 (hoş sohbet)
altıncı nesil yazar 1 takipçi 10.40 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    içinde can geçen sözler

    1.
  1. bir sıkımlık canı olmak, can boğazdan gelir, gibi sözlerdir.
    1 ...
  2. kendi kendinin eskisi olmak

    1.
  3. yaşayan yaşlanır, yaşamayan eskir, sözüyle tanımlanabilecek, günümüz yaşantısının insanı sevkettiği bir tür öznesizlik, olarak tanımlanabilecek durumdur.
    0 ...
  4. iç sesini duymadan yaşamak

    1.
  5. dışarda sürüp giden kalabalık yüzünden kendinle hiç başbaşa kalamamak, kendine nasılsın diye soramamak, olarak tanımlanabilecek durum.
    0 ...
  6. sigara bırakma polikliniği

    1.
  7. insanlara sigarayı bıraktırmak için anket, terapi ve ilaç desteği sağlayan polikliniklerdir.
    0 ...
  8. sigara yazıları

    1.
  9. sigara paketlerinin üstünde yazan yazılardır. insanları sigara içmemeye ikna etmek için yazılmış olan "sigara öldürür" vb. yazılardır.
    0 ...
  10. memleketimden nadide haberler

    1.
  11. Oldukça ufuk açıcı haberlerdir. "burası Türkiye" dedirten çeşitlilikte ve renklilikte haberlerdir. örnek: Ak parti izmir milletvekili rıfat sait'in facebook hesabını ele geçiren kişiler rıfat sait'in arkadaşlarından kontör istemişler. Arkadaşları "milletvekili maaşı yetmiyor mu, niçin kontör istiyorsun" diye şaka yapınca durum ortaya çıkmış.(ntv haber)
    0 ...
  12. görünmemenin tek yolu

    1.
  13. Gözün,görülmenin günlük yaşantıda bir tahakküm yarattığı durumun sonucunda söylenmiş sözdür. Görülmemenin tek yolu görmemek. ya da hep meşgul olmak. hiç fotoğraf vermemecesine bir meşgale içinde olmak.
    0 ...
  14. her şeyin kendi istediği gibi olmasını isteyen

    1.
  15. sık sık duvara toslayan insandır. özgürlük bilinci delik insandır. çocuk insandır.
    0 ...
  16. zevk için yaşayan insan

    1.
  17. korkak olma ihtimali çok yüksek olan insan tipidir. zevklerinden vazgeçemeyeceği için.
    1 ...
  18. samimiyetsiz insan

    1.
  19. herkese gülen tiplerdir. size de güldüklerinde gerçekten samimi olup olmadıklarını farkedemezsiniz.
    2 ...
  20. tiyatro pasaport

    1.
  21. izmir'de kurulan, oyuncularının çoğu sağlık çalışanlarından oluşan tiyatro grubu. ilk oyunları kısa güldürülerden oluşan "Parçapinçik" adlı oyun.
    0 ...
  22. hıdırellez denizi

    1.
  23. dilek kağıtları dolu denizdir. bazı dilekler açılmış gidiyorlar...
    0 ...
  24. havalar ısınınca balkonda yaşayan komşular

    1.
  25. evde olup olmama durumlarına göre haftasonunuzu nerede geçireceğinize karar vermenize neden olan, dışarda yaşayan insanlardır. genelde sigara ,içmeye derken çıkarlar balkona ve orda kalırlar, uzun yaz geceleri boyunca... bütün hayat hikayelerini öğrendiğiniz komşularınızdır. bir de sürekli kavga eden ve bağıran insanlarsa haftasonu mesaisine çağırılmalarını canı gönülden istersiniz...
    1 ...
  26. çocuk merkezli yaşayan ana babalar

    1.
  27. her gün çocuğunun kreşini ya da okulunu ararlar. ne yiyip içiyor,ne yaptı. şu öğretmen nasıl,bu öğretmen nasıl. özgeçmişini soygeçmişini araştırırlar öğretmenlerin. yetmedi günde iki kez öğretmeni cebinden ararlar. müthiş doğum günü organizasyonları... "sınıfında herkesi geç, performans ödevin hepsininkinden iyi olsun... " diye nasihatlar verirler....hep endişe ve kaygı içindeki genelde çalışan annelerdir. üzüldüğüm anne babalardır. çocuklara büyük sorumluluk yüklemiş olurlar. dünyanın en önemli kişisi olmak ağır bir yüktür.
    0 ...
  28. ısrarcı bankalar

    1.
  29. bazen insanı kulak kanseri edecek kadar uzunca anlatır anlatırlar yeni kredi kartının nimetlerini. ballandırır, ballandırır, ballandırırlar... meğer ben neymişim... dedirtirler insana... ama, gerçeği değiştirmeleri pek mümkün değil. başkaca banklar hep daha önce hayal çıtalarını kurmuş ve çoktan tek tek gün peteğimizi doldurmuş olurlar... her gün nerede ne yapacağımızın hesabı vardır. ne yediğimizin belki de... ne markalar giydiğimizin... tc numaramız bütün bankalara kapımızı açan bir anahtardır... kimi zaman bir türlü gitmek bilmeyen...
    0 ...
  30. metin 2 de metin yazarı olmak

    1.
  31. metin adı verilen taşlara metin yazan yazar.
    1 ...
  32. metin 2 bağımlılığı

    1.
  33. sigara bağımlılığı gibi bir durum olsa gerek. başka bir alemde hep beklenmek...
    1 ...
  34. spor salonları

    1.
  35. amaçsız hareket etmek, yani ortaya bir iş çıkarmaksızın yorulmak, bizim kültürümüzde olmadığı için,zorlandığımız mekanlardır. Belki de zeytin toplamaya gitmeli...
    3 ...
  36. pek burada değilim hep burada olduğum için

    1.
  37. Pek burada değilim hep burada olduğum için…
    Bu gün bana araba çarptı ve kimse dönüp bakmadı. izmir, metropol, bu gün bana araba çarptı, şoför arkasını dönüp bakmadı. Yalnızca bej burnunu hatırlıyorum arabasının. Hızla omzuma çarpan, ayağımın üstüden geçen iç organlarımı üzüm cingiliymiş gibi asılı oldukları yerden bir iki sallayan, ağzımda metalik bir tat bırakan bej bir burun. Hızlı bir burundu, nefes alıp vermekte güçlük çekiyorum. Dalgındım, evet. Şehrin her geçen gün artan kirli gürültüsünü duymamak için kulağımda kulaklıkla karşıya geçiyordum. Dalgındım, duymuyordum, evet suçluydum. Kafamı karıştıran yalnızca bir araç kullanıcısının bir insana çarpıp çarpmadığını hissedip hissetmediği. Hissetse dönüp bakardı. Tuhaf olanın birazı da şu: peki ben oturup ağladığımda niçin karşıdan baktılar o adamlar da gelip iyi misin demediler. Belki baktılar da görmediler. Giderek görmeyen, duymayan bir toplum oluyoruz… Sabah mahmurluğu diyorlar… Ne bitmek tükenmek bilmez sabah mahmurluğu… Eskimiş günaydınlarla yıkanan yüz örtüsü sabahlar, öğleye kadar ayılamadığımız sabahlar… toplu taşıma araçlarında üst üste, yığın yığına… Henüz birbirimize ayrılamadığımız sabahlar… uykumsu bir loşlukla başlayıp devam ediyor. Sonra uykuların organik anahtarları kahveler, klavyeler, frenler, kahveler, haberler, frenler, klavyeler, sigaralar… Büyük bir dalgınlığın battaniyesi altında iç üşümelerimiz. Belki de durmadan kelimeler giydiriyoruz sözcüklere ihtiyaç duymayan rol kabuklarımıza… rol kabuklarımız; yaya, sürücü…
    Hep başka bir şey aklımızda ama hep buradayız. Şimdi şimdi anlıyorum dijital yaşantıların nasıl somut mekânlarda bir karmaşa yarattığını. Daha çok düşüncelerin uzamlarındaki mekânlarda yaşayan insanlarsanız, internette mekân duygusu veren sosyal ağlar zararlı. Bütün olmakları birbirine karıştırıyor. Müzikse başlı başına sevimli bir hayalete çevirebilir sizi ve somut dünyanın zaman zaman hoyratlaşan kuralları değişmez.
    insan çarpmalar karşısında kalp olarak kırılır, beden olarak patlar, ruh olarak taşar…
    Sürücü çarptı ve kaçtı. Neyi sürüyordu acaba… Belki de ümitsizliğinin izini sürüyordu… Ümitsizliğin izini sürmek. Kendini bırakmak. Kendini salmakla bırakmak arasındaki kararsız ayrım… Salmak olumlu gevşeme, salmak, çok fazla düşünmemek, rahatlamak… Bırakmak olumsuz gevşeme… Bırakmak, kendinden gideni önemsememek… Yere bırakılmış bir makara gibi ufuk çizgisinden kaybolup giden güneş gibi tükenişini izlemek çarpıp kaçtığın kişinin… tek fark o güneş ertesi sabah doğmayacak olabilir… Dalgınlık ve dal kırmak…
    Trafik kazaları; iki insan arasına; sürücü ve yaya; giren metal yığınları taşıtlar. Duyarlılıkların metallerde iletkenlik özelliği yok mudur nedir, unutuyor çoğu zaman araçtaki kişi çarpıp kaçtığını…
    Bu gün bana araba çarptı ve şoför dönüp bakmadı. Pek orada değildim hep orada olduğum için. Bir gün önceden bu çarpmayı önsezileten yegâne cümlem bu oldu. Düşünüyorum da trafik kazalarının çoğunun nedenini özetleyen bir cümle bu: “pek burada değilim, hep burada olduğum için” Her gün gelip gittiğimiz yollardır bize güven veren, hep orada olduğumuz yollar… Bu yüzden arada bir pek orada olmadığımızı önemsemeyiz bu güven duygusuyla… Ya da işte her neyse… Tek bildiğim duyarlılık konusunda artık insan için kullanılmayacak bir sözcük kullanmak istediğim: Yalıtkanlık! Duyarlılık yalıtkanlığımız giderek azalmış. Ses geçirmez odalarına gömülmüşüz içimizin. Hem yayalar, hem sürücüler. Kimse o bizim dışımızdaki karelerdekiler, bütün kötü şeyler onlara oluyor nasılsa, bizden uzakta. Dünyanın en korkunç ölümü bu olsa gerek; yaşayan bir varlık olan kendi bedenine gömülmek! Mezarlıkta gezmekten daha korkutucu olan bu işte; mezarlarıyla gezenler arasında yürümek!
    Sussam iyi olacak diyorum ama bir tuhaflık var. Örselendim. Her şey sabah vapuru kaçırmam yüzünden başladı. Bütün büyük gemi kazaları bir yana, insanı en incitmeden gideceği yere götüren taşıt, vapur diye düşünüyorum. Nazlı nazlı gidersin denizin üstünde… Dalgınlığın dalgalarda güvendedir; düşlerin güvertede… Şiir de yazdıysan, vapur iskeleye yaklaşırken, loğusa narinliğinde mim sessizlik eşiğinde şafak gözleriyle oynaşırsın küçülüp cebine giren güneşceğizin… Düşünce dizgeni bozmaz hiçbir martı, balık… Bütün bir sabahla başlarsın güne… Kırpılmamış, yollarda savrulup atılmamış…
    Bütün trafik kazalarından sonra savaşları düşünüyorum. insanın aynı zamanda ruhsal bir varlık olduğunun ayırtına varmayan o büyük savaşları… Bir savaşın ortasında örneğin, kimse çantasından bir ayna çıkarıp kaz ayakları için krem sürmez… Oysa yaşlanmak en insani yanıdır yaşamanın. Ve savaşlar olmazsa yaşlanabiliriz... Trafik ölümlerinin de dahil olduğu savaşlar… Çünkü en ilkin, şimdi giderken, diyorum bunu, insan kendine olan küskünlüğüne bir dur demesini bilmezse… işte ilk çıtırtı burada. Savaşları başlatan… Mutsuz bir insan. Kin tıkar bütün sevecen gözenekleri… Büyüklük, bizden geleceğe kalmasını dilediğimiz büyüklük su gibi duru olması kendimizle aramızın… Aramızdan su sızmaması… Çünkü diğerlerine yansıyacak olan da bu barışıklık duygusu…
    1 ...
  38. bay hela bayan hela

    2.
  39. mekanlara göre ilginç adlar takılıyor wc lere. kadın tuvaletine, "yenge" erkek tuvaletine "enişte" diye tabela takmış bir yer gördüm örneğin...
    2 ...
  40. tırnak yeme hastalığı

    2.
  41. hep yersin hep çıkar. eğlenceli bir hastalıktır. yaşamın döngüselliğinin tırnaklar üzerinden hissedilmesidir.
    3 ...
  42. merak hastalığı

    1.
  43. her türlü şeyi, hiç alakaları bulunmayan şeyleri dahi merak eden kişilerin muzdarip olduğu hastalıktır. sonunda biriktirdikleri bunca kişisel ötesi, bilgi çöplüğü ile ne yapacaklarını bilemez, dedikodu yaparak boşalırlar...belki de yeni merak iştahlarına yer açmak için... kim bilir...
    0 ...
  44. mektup yazan insan

    1.
  45. posta kutusuna tünemiş bir güvercin görmüşsünüz gibi mutlu eden insandır. duygu ve düşünce yoğunluğunun yarattığı dolaşıklığı ancak kağıdın ve kalemin samimiyeti ile tarayabilen insandır.
    0 ...
  46. unutulmaz komiklikler

    1.
  47. anacığıma tütsü yolladım yiyecek sanmış. *
    2 ...
  48. akademik kasıntı

    1.
  49. her şeyi bilmenin getirdiği gereksiz özgüvenin kof bir biçimde diğer sosyal alanlara da yansımasından doğan bir tür esmeyen rüzgar çeşidi.
    1 ...
  50. delikli şemsiye

    1.
  51. yağmur duumuna göre delikleri irileşip küçülebilen fantastik bir şemsiyedir. yağmurda ıslanmayı sevenler, ancak toplumsal baskı yüzünden şemsiyesiz gezemeyenler için tasarlanması önerilir.
    1 ...
  52. dilediğim hayat her gün biraz çiseliyor

    1.
  53. bir şeyi dilemek konusunda pek de bir eminliğe sahip olmayanlarca olası öngörü, ön pansuman, tatlı buji...
    0 ...
  54. hücreye kedi yasağı

    1.
  55. gülünesi durum. kanunlar kuşa izin veriyormuş, kedi için bir kanun yokmuş. ne işi olur hayvanların kanunlarla...
    0 ...
  56. depresyondan çıkaran şeyler

    1.
  57. havuç. renk ve içerik olarak birebir. bir de roka var.
    2 ...
  58. herkese canım diye hitabeden insan

    1.
  59. belli bir samimiyeti her yerde korurken gerçekte hiç samimi olmayan insandır.
    2 ...
  60. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük